Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/168 E. 2023/2575 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/168
KARAR NO: 2023/2575
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/10/2022
NUMARASI: 2022/817 E – 2022/1412 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili tarafından, davalı adına düzenlenen derin şarj bedeline ilişkin06/09/2021 tarih … no,13/09/2021 tarihli … no ve 19/10/2021 tarihli … numaralı faturalardan kaynaklanan borcun ödenmemesi nedeniyle Çorlu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiğini, davadan önce başvurulan arabuluculuk sürecinin anlaşmazlık ile sonuçlandığını beyanla; itirazın iptali ile takibin devamına ,haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/borçlunun takip konusu alacağın % 20′ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı; davaya cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce: “davalı asilin gelirinin esnaf işletmesi sınırını aşmadığı, bilanço usulüne veya işletme esasına göre defter tutmadığı, tacir sıfatının bulunmadığı,uyuşmazlığın mutlak veya nispi ticari dava niteliği arz etmediği” gerekçesiyle ; “Mahkemenin görevsizliğine, görev dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine Kararın kesinleşmesinden itibaren ya da kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflarca müracaat edildiğinde dosyanın görevli Çorlu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine ” karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Her ne kadar mahkemece …’ın “esnaf” olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş ise de, davacının gerçek kişi işletme kaydının bulunup bulunmadığı hususunun Tekirdağ Ticaret Sicili Müdürlüğü’nden sorulmadığını, dilekçe ekinde sun- dukları mersis kayıtlarına göre, davalının Tekirdağ Ticaret Sicili Müdürlüğü’ne kayıtlı gerçek kişilere ait ticari işletmesinin bulunduğunu, söz konusu firma durumunun “aktif” olduğunu,ayrıca yine Mersis sorgulamasında … ‘a ait esnaf bilgisinin olmadığının görüleceğini , her iki taraf tacir olduğu gibi uyuşmazlığın ticari işletmeleri ile ilgili olduğunu, ayrıca, 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nda ,”katılımcı'”nın;” OSB’lerde, bir işletmenin kurulması için parsel tahsisi veya satışı yapı- lanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veya bulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile finansal kiracı” şeklinde tanımlandığını, davalının de katılımcı sıfatının bulunduğunu, ek olarak, …’ın davalı sıfatıyla yer aldığı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/7 esas, 2022/458 karar sayılı ilamının görevsizlik hususuna girilmeksisin kesin- leştiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir. Dosyanın tetkikinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 15.886,00 TL bedelli 06/09/2021 tarih ve … nolu, 7.834,00 TL bedelli 13/09/2021 tarih ve … nolu , 12.041,00 TL bedelli, 19/10/2021 tarih ve … nolu faturalardan kaynaklanan borcun işlemiş faizi vs ferileri ile birlikte tahsili talebiyle davalı borçlu aleyhine Çorlu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, zorunlu dava şartı olan arabuluculuk başvurusu “anlaşmazlık” ile sonuçlandığından itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dava, Ticaret Mahkemesi’nde açılmış, mahkemece “uyuşmazlığın ticari nitelik arz et- mediği” gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş olmakla, bu aşamada halli gereken hususun mahke- menin görevine ilişkindir.Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tari- hinden sonra açılmıştır. 6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir. 26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayın- lanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargı- lamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davaya konu uyuşmazlık derin deşarj bedelinden kaynaklanan borca vaki itirazın iptalline ilişkindir.Davacı OSB, davalı ise gerçek kişidir. Mahkemece İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü, Şarköy Vergi Dairesi ve Bakırköy Vergi Dairesi’nin cevabi yazıları dikkate alınarak davalının tacir olmadığı sonucuna varılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde mersis sorgu raporu ibraz etmiş, “davalının Tekirdağ Ticaret Sicili’nde … mersis nolu … unvanlı gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunduğu ve işletmesinin halen kayıtlı olduğu” belirtmiş ise de, ibraz olunan sorgu raporu okunaksız olduğundan işletme kaydı teyit edilememiştir.Bu nedenle, mahkemece öncelikle davalının Tekirdağ Ticaret Sicili’nde kayıtlı … mersis nolu işletme kaydının celbi ile tacir olup olmadığının değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuç dairesinde karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/09/2023