Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1609 E. 2023/2020 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1609
KARAR NO: 2023/2020
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
NUMARASI: 2022/656 E – 2023/153 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 21/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan Kanun Hükmünde Kararnameler gereğince … Vergi Numaralı … A.Ş.’nin kapatılarak malvarlığının hazineye devrolduğunu, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı, Anadolu Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı tarafından hazırlanan 08.09.2017 tarih 2017-A-3370/16 sayılı İnceleme ve Değerlendirme Raporuda; Kapatılan Kurum olan … A.Ş.’ye ait, keşidecisi … Tic. Ltd. Şti. olan, 5.000,00’TL bedelli, 17.08.2016 vadeli, … Çek nolu çek’in kapatılan şirketin (… A.Ş’nin) kurucusu ve yönetim kurulu başkanı …’in akrabası olan … TC Kimlik numaralı … tarafından 22.08.2016 tarihinde ibraz edildiği ve çek bedelinin bu şahsa ödendiği tespit edildiğini, davada …’in vefat etmesi nedeni ile İstanbul … Noterliğinin … yevmiye nolu mirasçılık belgesi alındığını ve mirasçılarına karşı dava yöneltildiğini, 17.08.2016 vade tarihli, 5.000,00 TL tutarlı çek, kapatma sonrasında kapatılan kurumun malvarlığına dahil edilmesi gereken çekler kapsamında olduğunu, bu çeki, kurum kapatılarak Hâzineye devrolduktan sonra, 22/08/2016 tarihinde, bankaya ibraz etmek suretiyle tahsil eden davalı, borçlu konumunda olduğunu, söz konusu çek bedeline konu alacak, kurumun kapatılmasıyla Hâzineye devrolduğunu ,bu tarihten sonra hâzinenin alacağını kendisi lehine tahsil eden ve kapatılarak Hâzineye devrolan şirketin (… A.Ş’nin) kurucusu ve yönetim kurulu başkanı …’in akrabası olduğu tespit edilen davalının, icra takibine yaptığı itiraz haksız ve iyiniyet kurallarına aykırı nitelikte olduğunu, mahkemece kapatılan kurum … A.Ş.’nin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yapılması durumunda alacaklarının varlığının açıkça anlaşılacağını, TTK 732 maddede düzenlenen sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince çek bedelinin ödendiğinin ve söz konusu çek nedeniyle herhangi bir borcun bulunmadığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini, bu nedenle dava açtıklarını, keşidesici … Tic. Ltd. Şti. olan 5.000,00 TL bedelli 17/08/2016 vadeli, … çek nolu çekin fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydıyla ticari faiziyle birlikte ödenmesi ile ayrıca yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Alacağın zamanaşımına uğradığını, çek, senet gibi kambiyo senedinden kaynaklanan alacaklar için ise zamanaşımının süresinin 3 yıl olduğunu, bu sebeple alacak zamanaşımına uğradığından davanın reddi gerektiğini, alacağın talep edilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu alacağın müteveffaya … A.Ş’nin yönetim kurulu başkanı olan kız kardeşi … tarafından borç ödemesi olarak verildiğini, bu hususu müteveffa aleyhine başlatılmış olan Bakırköy … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında itiraz kapsamında da beyan ettiğini, kız kardeşine elden verdiği borç karşılığında kız kardeşi olan …tarafından bu çekin müteveffaya verildiğini, müvekkiline usulüne uygun olarak çekin vade tarihinde alacağını tahsil ettiğini, bu kapsamda bu borcun elden verildiğine dair ispat ancak tanıkla ispat edileceğini, mahkemece takdir edileceği üzere faal şirket hazineye devrolunmadan 6 ay öncesinde müteveffaya elden alınan borç karşılığı verilen bu çekin vadesi geldiğinde tahsil edilmesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, çekin hazineye devrolunmasından çok daha önce müteveffaya verildiğini, bu sebeple müvekkillerinin hiçbir borcu bulunmadığını ve davanın reddini talep ettiklerini, sonuç olarak davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “TTK madde 732 e göre açılacak olan davanın yukarıda açık kanun hükmünde de bahsedildiği gibi davacı sıfatı çek hamiline aittir. Çek hamili de bu davayı ancak keşideciye yöneltebilecektir. Bu yönü ile dosya incelendiğinde davacının dava konusu çekte yetkili hamil olmadığı lehtardan sonraki ciranta olduğu, çekin bankaya ibraz edilerek ödendiği sabit olup yetkili hamil olmayan kişinin açtığı iş bu davada davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı” gerekçeleriyle davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler uyarınca … Vergi Numaralı … A.Ş. Kapatıldığını ve malvarlığının Hazineye devrolduğunu, davaya konu çekin, şirketin kapatılarak malvarlığı Hazine’ye devrolduktan sonra, 22.08.2016 tarihinde bankaya ibraz edildiğini ve tahsil edildiğini, çekin, kapatma sonrası Hazine’ye devrolunan malvarlığına dahil olduğunu, çekin yetkili hamili Hazine olmakla davalılar murisi …’in çeki haksız olarak ele geçirdiğini ve çek bedelini tahsil ettiğini, bu halde, yetkili hamilinin müvekkili idare olduğu ve çekin müvekkilinin iradesi dışında ele geçirilip davalılar murisi tarafından bedelinin tahsil edildiği somut olayda; müvekkilin idarenin aktif husumet ehliyeti mevcut olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak davasıdır.Davacı, hazineye devrolunun şirket tarafından davalıya ciro yoluyla geçen çekin bedelinin davalı murisi tarafından tahsil edildiğini, kapatılan şirketin defter ve kayıtlarını incelenmesi halinde alacaklarının varlığının anlaşılacağını ileri sürmüştür.04.06.1958 gün 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da vurgulandığı gibi; bir davada dayanılan maddi vakıaları açıklamak tarafların, bu olguları hukuken nitelendirmek, uygulanacak yasa maddelerini arayıp bulmak ve doğru olarak yorumlayıp uygulamak da hakimin görevidir. Diğer bir deyişle; dayanılan delilleri bildirmek ve vakıaları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir. ( HMK madde 31). Davacı her ne kadar dava dilekçesinde davanın dayanağının TTK’nun 732. Maddesi olarak açıklamış ise de dilekçede bildirilen maddi vakıanın hazineye devrolunan şirketin lehtarı olduğu çekin haksız olarak davalılar murisince ele geçirilerek tahsil edildiği ileri sürülmektedir.Bu haliyle, kapatılan şirket tarafından ciro yoluyla edindiği çeke dayalı alacağı ispat yükü davalıya aittir.Mahkemece dava konusu çek nedeniyle, kapatılan şirkete ait ticari kayıtlar incelenmek suretiyle gerçek bir alacağın olup olmadığının araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılarak dosyanın yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/06/2023