Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1596 E. 2023/1621 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1596
KARAR NO: 2023/1621
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 29/03/2023
NUMARASI: 2022/198 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespi – |İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın … Mah. … Cad. … İs Merkezı No: …-… iç Kapı No: … Sultangazi / İstanbul adresinde uzun yıllardır tekstil üreticisi olarak faaliyet gösterdiğini, davalı kurum görevlileri18/02/2022 tarihinde müvekkilinin iş yerine gelerek mevcut sayacı değiştirdiğini, davalı kurum iddiasına göre değiştirilen sayaçta akım trafolarının eksik kayıt yaptığı iddiası ile müvekkile THY 42/1-c bendi uyarınca … Seri numaralı 109.652,04TL’lik ve … Seri numaralı 91.689,86TL’lik toplam 201.341,90TL’lik fatura tahakkuk ettirdiğini, müvekkilinin bugüne kadar tüketmiş olduğu hiçbir faturada usulsüzlük bulunmadığını, davalı kurum görevlileri sürekli olarak enerji kesme ve kontrol bahanesi ile müvekkilinin iş yerini taciz etmeye ve rahatsızlık vermeye başlaması üzerine baskılara dayanamayan müvekkilinin enerjisinin kesilmemesi ve daha fazla rahatsız edilmemek için müvekkili tarafından 07/03/2022 tarihinde 40.000,00TL’lik ödeme yapıldığını, buna rağmen davalı kurumun geriye kalan tüm fatura borcunun ödenmesi için baskı kurmaya devam ettiğini, müvekkilinin tekstil atölyesi işlettiğini, elektrik enerjisi olmadan iş yapmasının mümkün olmadığını, bu sebeplerden dolayı öncelikle müvekkilinin davalı kuruma yapmış olduğu ödemenin teminat olarak kabul edilmesini, mahkemeniz aksi kanaate olması halinde, uygun göreceği bir teminat karşılığında hmk 389 ve devamı maddeleri uyarınca telafi imkansız zararın önüne geçmek için elektrik enerjisinin tekrar sağlanması için tedbir kararı verilmesini, bu nedenlerle, davalı şirket tarafından müvekkilinin enerjisinin kesilmemesi, kesildiği takdirde yeniden enerji verilmesi yönünde dava süresince bir Tedbir Kararı verilmesini, tutanağa konu sayaç üzerinden bilirkişi marifeti ile kayıp kaçak tespitinin yapılmasını, davalı kurum görevlilerince yönetmeliğe aykırı bir şekilde tuttulan tutanakların iptali ile bu tutanaklara dayanarak kesilen cezaların iptaline karar verilmesini, mahkeme aksi kanaate olması halinde ilgili faturalar üzerinden bilirkişi incelemesi yapılarak fazlaya ilişkin tutarlar yönünden borçlu olmadığımızın tespitine, müvekkil tarafından yapılan ödemenin davalı kuruma borçlu çıkmamız halinde mahsup edilmesine arta kalan miktarın ödeme tarihinden itibaren avans faizi uygulanarak tarafımıza geri ödenmesine, avukatlık ücreti dâhil yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce 20/09/2022 tarihli ara karar ile; ” Dosya kapsamında alınan 2 bilirkişi raporu birbiriyle çelişmekte olup, öncelikle bu çelişkinin giderilmesi gerektiğinden davalı-birleşen davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin bu aşamada REDDİNE, ” karar verilmiştir. Kararı davalı – birleşen davacı vekili istinaf etmiştir.Davalı – birleşen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dosyadaki deliller ve gerekçeli karar arasında bağlantı kurulmadığını, ilk derece mahkemesince alacağın yargılama gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiğini, davacının kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen tutanaklar ile sabit olduğunu, son ödeme tarihinde belirtilen borcun ödenmediğini, alacağın muaccel olduğunu, rehin ile de temin edilmediğini, işbu davanın sonuçlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceğini, alacak miktarı düşünüldüğünde ciddi bir kamu zararı oluşacağını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa;Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir.Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunul- madığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da , dava kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir.İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kay- naklanmaktadır. Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuş- mazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı – birleşen davacı BEDAŞ’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden davalı – birleşen davacı …’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/05/2023