Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1555 E. 2023/1641 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1555
KARAR NO: 2023/1641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 03/02/2023
NUMARASI: 2022/1195 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete davalı şirket tarafından gönderilen mesaj ile 30/12/2022 son ödeme tarihli ve 102.062,59 TL bedelli fatura tahakkuk ettirildiğinin öğrenildiğini, mesajda faturanın tahakkuk nedeni olarak da kaçak elektrik enerjisi tüketimi yapıldığı yönünde tespite dayanıldığını, şirket yetkilisinin davalı şirkete başvuruda bulunarak söz konusu faturanın kendisine teslimini, faturaya itiraz ettiğini, kaçak elektrik kullanılması gibi bir durumun olmadığını ve söz konusu kaçak elektrik kullanıldığına yönelik tespite ilişkin tutanak ve evrakları alabilmek için başvuruda bulunduğunu ancak müvekkil şirket yetkilisine herhangi bir evrak veya tutanak vs. verilmeden söz konusu evrakların kargo yoluyla adresine gönderileceği iletildiğini, evrakların halen dahi gelmediğini, tutulan tutanağın usulsüz olduğunu ileri sürerek 30/12/2022 son ödeme tarihli ve 102.062,59 TL bedelli fatura nedeniyle müvekkili şirketin davalı şirkete borcu olmadığının ve kaçak elektrik kullanımının olmadığının tespitine, faturanın iptaline, 30/12/2022 son ödeme tarihli ve 102.062,59 TL fatura bedelinin dava sonuçlanıncaya kadar fatura bedeline yönelik iik 72/2. maddesi uyarınca muhtemel icra takibi yapılmaması yönünde ve müvekkil şirketin elektriğinin kesilmesine yönelik yapılacak işlemlerin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından 02.01.2020 tarihli ara kararla; “Eldeki davada, dava konusu alacak ile ilgili olarak dava tarihinden önce icra takibi başlatıldığına dair bilgi ve belge sunulmadığından İİK 72 md gereğince dava konusu faturayla ilgili icra takibin durdurulabileceği, eektriğin kesilmemesi hususuna gelince; dava konusu mahal işhanı olup elektriğin kesilmesi halinde davacının telafisi güç zararının doğacağı hususunda yaklaşık ispat vasıtası getirilmiş olmakla HMK 389 md gereğince, dava konusu fatura ile sınırlı olmak kaydıyla, elektriğin kesilmemesi hususunda tedbir kararı verilebileceği, acak davacının iki ayrı tedbir talebi olup her bir tedbir kararı yönünden ayrı ayrı % 15’er oranda teminat takdiri gerektiği dikkate alınarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleriyle; 1-a.)Davacı tarafın ELEKTRİĞİN KESİLMEMESİ yönündeki ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE; iş bu kararın tebliğinden itibaren 1 hafta içinde, davacı tarafça dava değeri olan 102.062,59 TL’nin % 15’i oranında teminat yatırılması halinde, dava konusu işyerine ait 30/12/2022 son ödeme tarihli ve 102.062,59 TL bedelli fatura ile sınırlı olmak kaydıyla , söz konusu tesisattaki elektriğin kesilmesinin dava sonuna kadar tedbiren önlenmesine, b.)Davacı tarafın ÖDEME İŞLEMLERİNİN DURDURULMASI yönündeki ihtiyati tedbir talebinin KABULÜNE; 30/12/2022 son ödeme tarihli ve 102.062,59 TL bedelli fatura nedeniyle ilgili ödeme işlemlerinin 102.062,59 TL’nin % 15’i oranında teminat yatırılması halinde söz konusu faturaya dayalı olarak başlatılacak/başlatılan takiplerinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına karar verilmiştir.Karara karşı davalı tarafın itirazı üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda; “dosyanın yapılan incelenmesinde davacı tarafın 30/12/2022 tarihli 2022 son ödeme tarihli 102.062,59 TL bedelli faturaya borçlu olmadığının tespiti ile kaçak kullanımın olmadığına yönelik talebinin dava açtığı mahkememizin 02/01/2023 tarihli ara kararında iş bu faturayla sınırlı olmak üzere elektriğin kesilmemesi için ayrı yine son ödeme tarihinin dava tarihinden sonra olması nedeniyle de ayrı olarak teminat alındığı dosya kapsamında ihtiyati tedbir için bu aşama yaklaşık ispat koşullarının bulunduğu davalı tarafın teminata yönelik itirazlarının yerinde olmadığı davaya konu alacak borçluluk durumunun tespitini ise yapılacak yargılama sonucu ortaya çıkacağı ” gerekçeleriyle itirazın reddine, dair istinaf yolu açık olmak üzere karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; edbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşulunun yerine getirilmediğini, müvekkilinin saha ekipleri tarafından yapılan kontrollerde sayaç ölçü sistemine müdahale edilerek sayacın eksik ölçüm yapmasından şüphelenilmesinin üzerine ilgili sayaç laboratuvar muayenesine tabi tutulmak üzere söküldüğünü, sayaca ait laboratuvar muayenesi sonucunda sayacın hafıza okumalarına manyetik müdahale ile kayıt yapılmasının engellendiğinin anlaşılıp, işbu muayene neticesinde “sayaç ölçüm sistemine müdahale edilerek sayacın eksik ölçüm yapmasına sebebiyet vermek suretiyle kaçak elektrik kulanım yapılmasının” hususunun tespit edildiğini ve kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, kaçak kullanımın sabit oyduğunu, beyanla tedbirin kaldırılmasını, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise % 100 oranında teminat alınmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Dava, kaçak tespit tutanağı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle menfi tespit, elektriğin kesilmemesi ve icra takibinin yapılmaması konusunda ihtiyati tedbir taleplerine ilişkindir. HMK 389 ve devamı maddelerine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir”. Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yedi- emine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebilir. İcra ve İcra ve İflas Kanunu’nun 72/3. maddesinde, “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve göstereceği teminat karşılığında mahkemeden icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir…” düzenlemesi bulunmaktadır. Somut olayda; dava konusu kaçak elektik tüketimine konu mahal iş yeri olup işin niteliği gereği elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı, bu haliyle davacının ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, bunun yanı sıra alacağın miktarına göre davalı şirketin de ihtiyati tedbir isteminde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının mal varlığında gelebilecek bir değişim nedeni ile ilerde belirlenecek alacaklı şirket zararının elde edilmesi zorlaşabileceği gibi tamamen imkansız hale de gelebilecektir. Bu haliyle, ihtiyati tedbir koşullarının oluştuğu ve İİK’nın 72/2. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen karar usul ve hukuku uygun olduğu anlaşılmakla davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 25/05/2023