Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/155 E. 2023/118 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/155
KARAR NO: 2023/118
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 15/11/2022
NUMARASI: 2022/684 E
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı … vekili dava dilekçesinde özetle; davalının “… Mahallesi … Sokak No:… Küçükcekmece/ İSTANBUL ” adresinde Müvekkil Şirket ile … numaralı sayaç üzerinden abonelik sözleşmesi akdetmeksizin kaçak elektrik enerjisi tüketmiş olduğunu, gerçekleştirilen kaçak elektrik enerjisi tüketimi müvekkil şirket yetkililerince … tahakkuk numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı ile kayıt altına alındığı, tutanakta davalı tarafından sözleşmesiz sayaçtan “harici hat” çekilerek “kontaktör” vasıtası ile kaçak elektrik kullanıldığı kayıt altına alındığını, konu tespitler yapılırken müvekkil şirket yetkililerince çekilen video kaydının mevcut olduğunu, yansıtılan kaçak elektrik kullanımının karşılığı davalı tarafından ödenmediğinden müvekkil şirket alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyası nezdinde davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı borçlu bulunduğu miktarı ödemediği gibi icra takibine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak, salt takibi durdurmak ve müvekkil şirket’in alacağına kavuşmasını engellemek amacıyla itiraz ederek takibin kötü niyetli olarak durmasına sebep olduğunu, bu sebeple işbu davanın ikame edilmesi zaruretinin hasıl olduğunu, müvekkil şirket alacağını yaklaşık olarak ispatlamış olduğu ve vadesi gelmiş alacağın tahsili için borçlunun taşınır / taşınmaz mallarının, alacaklarının ve haklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece Mahkemesince 15.11.2022 tarihli ara kararla ” alacağın tek tarafları düzenlenen tespit tutanağı ve faturaya dayalı olduğu ve ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2022/2323 – 2022/2464 E.K.sayılı ilamı da gözetilerek yaklaşık ispat koşullarının henüz sağlanamadığı anlaşıldığından davacı yanın ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket tarafından düzenlenen ve kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin tespit içeren tutanağın, aksi sabit oluncaya kadar geçerli, resmi belge hükmünde olduğunu, Müvekkili Şirket yetkililerince 26.01.2022 tarihli ve … tahakkuk numaralı kaçak elektrik kullanım tespit tutanağı düzenlendiğini, tutanakta davalı tarafından sözleşmesiz sayaçtan “harici hat” çekilerek “kontaktör” vasıtası ile kaçak elektrik kullanıldığının kayıt altına alındığını, aynı zamanda tutanakta harici hatta bağlı olarak çalıştırılan tüm cihazlar ve bu cihazların güç değerlerinin kayıt altına alındığını, tutanak düzenlenirken çekilen video kaydı CD vasıtası ile sunulacağını,alacağın kaçak kullanımdan kaynaklı faturaya dayalı alacak olup alacak rehinle de teminat altına alınmadığını, elektrik kullanımına dayalı fatura alacağına müstenit alacaklarda ihtiyati haciz taleplerinin, diğer fatura alacakları gibi değerlendirilmemesi, kamu hizmeti niteliği ve yasal mevzuatla sınırların keskin şekilde çizildiği bu nedenle de kabul edilmesi gerektiğine emsal kararlar bulunduğunu, kaçak elektrik kullanımının Borçlar Kanunu uygulamasına göre haksız fiil olduğunu ve haksız fiil nedeniyle yönetmeliğe uygun şekilde düzenlenen faturanın da bir alacak borç ilişkisi nedeniyle düzenlenmiş bir fatura olmayıp haksız kullanıma mevzuat tarafından öngörülmüş bir sonuç olduğunu, alacağımızın varlığı İİK 257 ve devamı maddelerine göre ispat edildiğinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken talebin reddinin hukuka uygun olmadığın ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, kaçak elektrik tutanakların adayalı tahakkuk ettirilen fatura borcunun ödenmemesi nedeniyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise, davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak kullanım tespit tutanağı ile bu tutanaklara dayalı tahakkuk ettirilen faturalara dayalı ihtiyati haciz kararı verilip verilemeyeceğine ilişkindir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Yaklaşık ispat konusunda, ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. Somut olayda, özel hukuk tüzel kişisi olan davacı şirket tarafından düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanağı ve bu tutanağa dayalı tahakkuk ettirilen faturalar nedeniyle alacağın muaccel olduğu ileri sürülmekle birlikte dosyanın bulunduğu aşama itibariyle mevcut deliller kaçak kullanım ve faturalardaki bedel yönünden davacının iddiaları yönünden yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu haliyle ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu sebeplerle; ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun olmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/01/2023