Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1489 E. 2023/1841 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1489
KARAR NO: 2023/1841
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2022/997 E – 2022/917 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 06/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında akdedilen 05/04/2022 tarihli 33 ay süreli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi gereğince, davalı şirkete elektrik enerjisi temin edildiğini ,sözleşme süreci devam ederken müvekkili şirketin portföyünde rutin olarak yaptığı inceleme sonucu davalının da yatırmayı üstlendiği teminat/güvence bedeli yükümlülüğünü yerine getirmediğinin görüldüğünü, bu hususta davalıya 26/05/2022 tarihli mail ekinde “İhbarname” gönderilerek “bu güvence bedeli/teminatı ulaştırmaları, aksi halde sözleşmesel hakları kullanma imka- nının doğacağı”nın belirtildiğini, davalı tarafça gönderilen cevabi mailde “teminat miktarının bildi- rilmesi halinde teminat mektuplarının hazırlanıp sunulacağı”nın bildirildiğini, davalı tarafça gönde- rilen yazıya verilen 14/06/2022 tarihli mail ve ekindeki yazıda, “öncelikle alıcı tarafından satıcıya ya- pılacak bildirimlerin şeklinin sözleşmede belirlenmiş olduğu ve ıslak imzalı noter yahut iadeli taah- hütlü mektupla bildirim yapılmasının gerektiği,teminat miktarının kendilerince belirlenebileceği, ancak yine de ekli tabloda kendilerine teminat miktarlarını gösterir hesaplama tablosu iletildiği”nin bildirildiğini, teminatın şeklinin mektup değil nakden olduğu ve ivedi olarak tamamlanmasının isten- diğini, ancak verilen süre ve yapılan bildirimlere rağmen teminat/güvence bedelinin ulaştırılma- ması neticesinde davalının sözleşmesinin 01/07/2022 tarihi itibariyle feshedildiğini, müvekkil şirket- ten elektrik tedariğinin sonlandırıldığını ve davalıya sözleşmede belirlendiği şekilde her bir aboneliği için cezai şart faturaları tanzim edilerek gönderildiğini, davalının sözleşmesel yükümlülüğünü ihlal etmesi neticesinde, sözleşmenin 33 ay devam edeceği taahhüdüne dayalı olarak elektrik alımı yapan müvekkili şirketin ise büyük bir zararının söz konusu olduğunu, davalı düzenlenen cezai şart fatura- larını Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 08.09.2022 tarihli ihtarnamesi ile iade etmiş ise de, işbu iade ihtarına Kadıköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 14.09.2022 tarihli ihtarnamesi ile cevap verildiğini ” cezai şart faturalarının ödenmemesi halinde gerekli işlemlerin yapı- lacağı”nın ihtar edildiğini, akabinde davalı aleyhine Merkezi Takip Sistemi’nin … Esas sayılı dosyasından faturaya dayalı alacağa dayanarak takip başlatıldığını, borçlu şirketin hiçbir gerekçe göstermeksizin haksız ve mesnetsiz olarak işbu icra dosyasına itiraz ettiğini beyanla, davalı şirketin yaptığı haksız itirazın iptaline ve takibin devamına, borçlunun % 20’den aşağı olmamak üzere icra in- kâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakıl- masına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmediğinden cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İlk Derece Mahkemesi’nce: 1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince görev dava şartı noksanlığından DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-HMK’nin 20. maddesi uyarınca MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, görevli Mahkemenin ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNA, HMK’nun 20. Maddesindeki yasal şartlar yerine getirildiğinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesi Tevzi Bürosuna GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde: davalı özel bir üniversite olup müvekkili davacı ile özel hukuk alanında ticari bir sözleşme akdettiğini, abone grubunun “ticarethane” olduğunu, da- vanın her iki tarafı tacir olup ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığın çözümünde Ticaret Mahke- meleri’nin görevli olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 09/12/2022 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı TTK. 4.maddesine göre bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 12. maddesinde “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir” hükmünü içermektedir.26/06/2012 tarihinde kabul edilen ve 30 Haziran 2012 tarihli Resmi Gazete’de yayın- lanan 6335 sayılı yasanın 2.maddesinde, “6102 sayılı Kanun’un 5.maddesinin başlığı” 2. ticari davalar ve çekişmesiz yargı işlerinin görüleceği mahkemeler” şeklinde, 1. fıkrasında yer alan “davalara” ibaresi ise davalar ve ticari nitelikteki “çekişmesiz yargı işlerine” şeklinde 3.ve 4. fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır”. şeklinde düzenlenmiştir. TTK’nun 19.maddesinde “Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır. Ancak, gerçek kişi olan bir tacir, işlemi yaptığı anda bunun ticari işletmesiyle ilgili olmadığını diğer tarafa açıkça bildirdiği veya işin ticari sayılmasına durum elverişli olmadığı takdirde borç adi sayılır. Taraflardan yalnız biri için ticari iş niteliğinde olan sözleşmeler, Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, diğeri için de ticari iş sayılır” hükmü bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargı- lamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir.Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır. Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise; davacı taraf, davalının taraflar arasındaki elektrik enerjisi satış sözleşmesinin feshine sebebiyet vermesi nedeniyle cezai şart talep etmektedir. Davacı taraf ticaret siciline kayıtlı şirket ise de, davalı tacir değildir. Baykent Üniver- sitesi’nen taraf olduğu davalarla ilgili olarak Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2015/1880 E- 2015/3169 K. Nolu 30/04/2015 tarihli ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2009/12662 E- 2009/11137 K. Nolu 30/10/2009 tarihli ilamında da davalının tacir olmadığı vurgulanmıştır. Buna göre uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir.Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/06/2023