Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1482 E. 2023/3410 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1482
KARAR NO: 2023/3410
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2022
NUMARASI: 2022/246 E – 2022/1073 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/08/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Gelir Paylaşımına Dayalı Fotokabin ve Otomat Makineleri İşletme Ortaklığı Sözleşmesi akdettiklerini, sözleşme kapsamında müvekkili dernek merkezine veya şubelerine veya temsilciliklerine davalı yanın ticari konusu olan otomatları bıraktığı vakit veya aracılık ettiği takdirde sözleşmenin 6.3 maddesi gereği aylık brüt hasılatın % 25 nispetinde gelir payını müvekkiline ödemesi gerektiğini, sözleşme kapsamında gelir tablosu çerçevesinde davalı yanın 2018 yılı Şubat, Mart, Nisan aylarına ait 7.770.25 TL, Mayıs. Haziran . Temmuz Ağustos,Eylül aylarına ait 4.937.50 TL, Ekim . Kasım . Aralık ve 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarına ait 4.840.00 TL olmak üzere toplamda 17.547.75 TL sözleşme kapsamındaki muaccel alacağını ödememesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayı dosyası ile ilamsız takip başlattığını, davalı tarafın itirazı sonucunda haksız ve herhangi bir hukuki dayanağı olmadan takibin durmasına neden olduğunu beyanla yapılan itirazın iptalini, takip konusu alacağın % 20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının ,müvekkili şirket aleyhinde, davacı, taraflar arasındaki Gelir Paylaşımına Dayalı Fotokabin ve Otomat Makineleri işletme Ortaklığı Sözleşmesi kapsamında 2018 yılı Şubat, Mart, Nisan aylarına ait 7.770,25 TL Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül aylarına ait 4.937,50 TL, Ekim, Kasım, Aralık ve 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart, Nisan aylarına ait 4.840,00 TL olmak üzere toplamda 17.547,75 TL alacağı olduğu iddiası ile müvekkili aleyhine Bakırköy … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında haksız olarak icra takibi başlattığını, dava dilekçesinde ise icra takibine konu miktarın müvekkili şirket açısından sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini öne sürdüğünü, huzurdaki davada sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasına olanak olmadığını, sebepsiz zenginleşmenin haklı bir neden olmaksızın, herhangi bir hukuki ilişkiye dayanmaksızın gerçekleşmesi gerektiğini, davacının davalı müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olduğunu kabul etmemekle birlikte; alacak borç ilişkisinin sözleşmesel ilişkinden doğduğu durumlarda sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olamayacağını, bu nedenle takip dayanağı alacak iddiasının davalı müvekkil nezdinde sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği iddialarını kabul etmediklerini beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkûm edilmesini, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davasını yazılı delil ve kesin delillerle ispatlayamadığı, davacı vekili son celsedeki beyanında yemin deliline başvuracaklarını bildirmiş olsa da dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanmamış olması nedeni ile yemin deliline de başvuramayacağı gerekçesiyle davanın reddine, davacının kötüniyeti sübut bulmadığı gerekçesiyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda ; “davalı tarafa ticari defter ve belgelerini ibraz hususunda usulüne uygun şekilde kesin süre verilerek ve yasal sonuçları açıkça ihtar edilerek ,kesin süreye uyulması halinde davalı defterlerinin de bilirkişi vasıtası ile uyuşmazlık yönünden incelenmesinin sağlanması ,davacı tarafça açılan 2017 yılı defterlerine ilişkin zayi belgesi verilmesi davasının safahatının tesbiti ,ayrıca davacı tarafça ibraz edilen maili gönderen kişinin davalı şirketle irtibatı/yetki durumu tesbit edilerek, mailin gönderildiği bilgisayar üzerinde de IP adresi ve diğer teknik yönlerden inceleme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına ” karar verilmiştir.Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda ; davanın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir.Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle;mahkemece eksik inceleme ile karar verildiği,davalı şirket tarafından müvekkili derneğe gönderilen mail içeriğindeki hasılat paylaşım listesi davalı tarafça da “sözleşme askıya alınmasına rağmen 2018 yılı haziran ayı ve sonrası da tarafımızca hasılat paylaşımına dahil edilmiştir.” ifadesi ile dava konusu icra takibine dayanak alacak ikrar edilmişse de Yerel Mahkemece davalı şirket yetkilisi … tarafından gönderilen mailin bir kısmını esas alınarak ve 07/09/2022 tarihli bilirkişi raporuna itirazları değerlendirilmeden, hükme esas alınmaması gereken bilirkişi raporu doğrultusunda, eksik ve yetersiz incelemeyle hüküm tesis ettiği, davalı şirketin icra takibine dayanak alacağı açıkça ikrarı mevcutken davanın reddi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, itirazın iptali talebine ilişkindir. Davanın dayanağı olan Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında, alacaklı … tarafından borçlu …’ne yönelik 17.547,15 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlunun süresi içinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu mahkemece tespit edilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacı taraf delil olarak ,davalının ticari defterlerine ve davalı taraf ise her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmıştır. Yargılamada ,bilirkişi mali müşavir tarafından düzenlenen raporda; davacı şirketin 2017 ve 2018 yılı ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği taşımadığı, 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md. 222 TTK mülga TTK 85M:) sahibi lehine delil niteliği taşıdığı , HMK 222/5 maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer aldığı, dosya muhteviyatında bulunan tablonun, bir tarafında 2017-2018-2019 yıllarına ait kar payı tutarlarının ay bazlı, toplam kar payının 23.247,50 TL ödenen tutarın 5.689,75 TL ve bakiye tutarının 17.547,75 TL olarak belirtildiği, bir tarafın 2017-2018-2019 yılları kapsam harici olması gereken tutarların ay bazlı toplam tutarın 9.418,00 TL olarak belirtildiği, davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarını incelemeye sunmadığı, davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin incelemeye sunulmadığı, 2018-2019 yılları defter ve kayıtlarında davalı şirket ile ilgili herhangi bir hesap kaydının yada davacı şirketin iddia ve talep ettiği alacak için 2018-2019 yılları ticari defter ve kayıtlarında herhangi bir kaydın olmadığı görüşü bildirilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonraki yargılamada,davacı Derneğin ibraz edilen defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,bilirkişi tarafından düzenlenen raporda ; Davacı tarafın 2017-2018 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunmadığı, 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarının (HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davalı tarafın 2017-2018-2019 yıllarına ait ticari defterler ve kayıtlarının (HMK md.222TTK 64 m/mülga TTK 85 m.) sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, tarafların 2017-2018-2019 yılı ticari defter ve kayıtlarında, taraflar arasında herhangi bir cari hesap kaydının veya borç alacak ilişkisinin bulunmadığı, davacı tarafın alacak talebine ilişkin herhangi bir kayıt, hesap veya tutarın olmadığı, davacı taraf dosya muhteviyatına sunduğu tabloda belirtilen ve sözleşme kapsamında muaccel 17.547,75 TL kâr payı bakiye alacağı olduğu belirtilmiştir. Davacı delil olarak ,davalı şirket yetkilisi tarafından ,davacı vekiline gönderildiği bildirilen 29/05/2019 tarihli e-mail ve eki ibraz edilmiştir. mail içeriği “29 mayıs 2019 tarihli, davalı şirket bilgileri, … Unvanı ve … ismiyle, ilhamkahraman …org.tr adresine yollanan, “… Derneği Detaylı Döküm” konulu mail içeriğinin “Sizlere bu sabah telefon görüşmemiz de ifade ettiğim üzere, yeni bir sayfa açıyor olmamızın iyi niyet göstergesi olarak, sözleşme 2017 Aralık ayında imzalandığı halde dâhil olmaması gereken 2017 kasım ayını ve 2018 haziran ayı itibariyle ise sözleşme fiilen iptal edilmese de bile tarafınızca askıya alınmış olmasına rağmen 2018 haziran ayı ve sonrasını da tarafımızca hasılat paylaşımına dahil edilmiştir. Yine sizlere telefon görüşmemizde ifade ettiğim üzere, öncelikle, içişleri bakanlığı nezdinde gerekli girişimlerimizin ivedilikle yapılarak nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğüne bağlı nüfus müdürlüklerine fotokabin konulmasının önemini tekrar vurgulamak isterim.Tapu müdürlükleri de tabii ki hedef noktalarımız ama malumunuz ülkemizin içinde bulunduğu (özellikle gayrimenkul ve inşaat sektöründe yaşanan) ekonomik kriz nedeniyle tapu müdürlüklerindeki fotokabinlerimizin tüm ülke genelinde işleri % 75 kayıp ile son 8 aydır %25 seviyelerindedir.Dolayısıyla nüfus ve vatandaşlık işleri genel müdürlüğüne bağlı nüfus müdürlüklerine fotokabin konulması öncelikli ve son derece önemli hedefimiz olmalıdır. Mutabık kaldığımız detaylar çerçevesinde hazırlayacağız ve yeni imzalayacak olduğumuz sözleşmemizin taslağını sizlerden bugün içinde e-mail ortamında bekliyor olacağım” şeklinde olduğu görülmüştür. E-posta ekindeki hesap tablosunda; tablonun, bir tarafında 2017-2018-2019 yıllarına ait kar payı tutarlarının ay bazlı, toplam kar payının 23.247,50 TL ödenen tutarın 5.689,75 TL ve bakiye tutarının 17.547,75 TL olarak belirtildiği, bir tarafın 2017-2018-2019 yılları kapsam harici olması gereken tutarların ay bazlı toplam tutarın 9.418,00 TL olarak belirtildiği görülmüştür. Davalı vekili beyan dilekçesinde; dava dilekçesi ekindeki e-postanın şirket yetkilisi … tarafından gönderildiğini beyan etmiştir. Davalı vekilince; davacı tarafa gönderilen e-posta ve ekinde yer alan tabloda belirtilen tutarların oluşmuş bir alacak- borç kaydı olduğunu göstermediğini, söz konusu tutarların yalnızca ilgili aylara ilişkin hedefleri göstermekte olup taraflar arasında alacak- borç ilişkisinin tespit edilmesi için ticari defterlerin incelenmesi gerektiği savunulmaktadır. Davacı taraf delil olarak ,davalının ticari defterlerine ve davalı taraf ise her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmıştır.Tarafların ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre ,tarafların defterlerinde herhangi bir cari hesap kaydına veya alacak kaydına rastlanmadığı anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan ve davalı şirket yetkilisi tarafından gönderildiği kabul edilen 29/05/2019 tarihli e-mail içeriği incelendiğinde, “sözleşme 2017 Aralık ayında imzalandığı halde dâhil olmaması gereken 2017 kasım ayını ve 2018 haziran ayı itibariyle ise sözleşme fiilen iptal edilmese de bile tarafınızca askıya alınmış olmasına rağmen 2018 haziran ayı ve sonrasını da tarafımızca hasılat paylaşımına dahil edilmiştir.” şeklindeki ibare ve mail eki tabloda ; toplam kar payının 23.247,50 TL ödenen tutarın 5.689,75 TL ve bakiye tutarının 17.547,75 TL olarak belirtildiği, mail tarihine kadar yapılan ödeme olduğuna göre sözleşmenin yürürlüğe girdiği ,taraflar arasında alacak -borç ilişkisinin doğduğu anlaşılmakla,davalı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf sebepleri yenide görülmemiştir. Dosyaya ibraz edilen yazılı belgelere göre ,davacı tarafın alacak miktarı yazılı delillerle ispatlanmış olmasına rağmen,davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olmakla, davacı tarafın istinaf talebinin kabulü ile ,karar kaldırılıp yeniden esas hakkında ;”davanın kabulü ile itirazın iptaline ve likit alacak sebebiyle %20 icra inkar tazminatına” karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın kabulü ile , Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasında davalının borca itirazının iptaline , asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 1.198,68 TL harçtan, davacı tarafça peşin yatırılan 213,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 985,34 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacıdan alınan 213,34 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacının yargılama sırasında yapılan 847,70 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 17.547,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara ilk derece mahkemesince iadesine,
İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, avacının istinaf aşamasında yapmış olduğu 72,00 TL istinaf masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/11/2023