Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1412 E. 2023/1620 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1412
KARAR NO: 2023/1620
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2023
NUMARASI: 2022/691 E – 2023/150 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 23/05/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar ile akraba olduğu, davalıların aynı zamanda Davalı şirket … Sanayi Ticaret Limited Şirket’inin yetkilileri olduğunu, müvekkili ile davalı şirket yetkililerinden …’nın teklifi ile adi ortaklık kurulacağını ve belli oranda hisse devri yapılması karşılığından müvekkilinin işbu davalı şirket adına ödemeler yaptığını, adi ortaklık kurmaları hususu taraflar arasında kararlaştırıldığını, müvekkilinin davalı …’ya 13.717,40 Euro, davalı … adına 39.553,77 Euro, Davalı şirket … adına 60.012,58-Euro, 16.507,00-Usd ve 178.105,00-TL ödeme yaptığını, müvekkiline vaat edilen hisse devri yapılmadığını ve adi ortaklığın da kurulmadığını beyanla alacak talebiyle dava açılmıştır.Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacının, davasını ikame etmeden önce zorunlu ara buluculuk yoluna yalnızca … San. Tic. Ltd. Şti. bakımından başvurduğu, … ve … bakımından başvurmadığı, dolayısı ile dava şartlarının oluşmadığı, müvekkillerinden … ve … bakımından tacir olmadıklarından mahkemenin görevsiz olduğunu, görevli mahkemenin Küçükçekmece Asliye Hukuk mahkemeleri olduğu, davanın görevsiz mahkemede açılmış olması sebebi ile usulden reddine, esasa girildiği taktirde yukarıda esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ;” Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddesi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden Reddine,mahkememizin Görevsizliğine, Görevli Mahkemenin Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, HMK 20. Maddesi gereğince süresi içerisinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde iki hafta içinde mahkememize müracaat ile dosyanın görevli mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, başvurulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına” şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalılar … ve …’nın tacir olmadığından mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru ise de ,müvekkili şirket yönünden mahkemenin görevli olduğu, davacının iddiasının her bir davalının hesaplarına ayrı ayrı para gönderildiği yönünde olduğu, davalılar hakkındaki taleplerin aynı davada görülmesi zorunluluğu bulunmadığı, tefrik kararı verilmesi ve şirket yönünden davaya devam edilmesi gerektiği, bu sebeple davalı şirket yönünden verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , adi ortaklık iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davalı şirket yasa gereği tacir ise de , davacının ve davalı gerçek kişilerin tacir olmadıkları anlaşılmaktadır. Eldeki dava, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tari- hinden sonra 17/02/2015 tarihinde açılmıştır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesine göre; bir davanın ticari dava sayılması için, uyuşmazlık konusu işin, taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da taraf- ların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir.6335 Sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5 inci maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret Mahkemeleri’nce görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 1. maddesi gereğince kamu düzenine ilişkin olduğundan, ilk derece mahkemesi, istinaf ve temyiz aşamasında re’sen incelenir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; taraflardan birinin tacir olmadığı davada, diğer tarafın ticari şirket olması adi ortaklığa ilişkin davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesini gerektirmez. Böylece ,mahkemece verilen kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/05/2023