Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1364 E. 2023/3239 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1364
KARAR NO: 2023/3239
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2023
NUMARASI: 2020/278 E – 2023/87 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıya vermiş olduğu araç bakım onarım hizmeti karşılığında 09.01.2018 tarihli … numaralı,12.01.2018 tarihli … numaralı, 07.02.2018 tarihli … numaralı, 16.02.2018 tarihli … numaralı, 21.02.2018 tarihli … numaralı, 23.02.2018 tarihli … numaralı, 23.02.2018 tarihli … numaralı, 24.02.2018 tarihli … numaralı, 27.02.2018 tarihli … numaralı, 05.03.2018 tarihli … numaralı, 08.03.2018 tarihli … numaralı, 08.03.2018 tarihli … numaralı, 08.03.2018 tarihli … numaralı faturaları düzenlediğini, fatura bedellerinden bakiye 32.175,42 TL’nin müvekkili şirkete ödenmediğini, davalı borçlu aleyhine Ankara …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini beyanla, davalı borçlunun haksız itirazının iptaline ve takibin kaldığı yerden devamına, davalının haksız ve kötü niyetli iddiaları neticesinde takibin durmuş olması sebebiyle davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iş bu davaya konu icra takibinin Ankara … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası olduğunu, icra takibinin yapıldığı yer Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinde açılması gereken davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK. gereğince genel yetki kuralları dikkate alınacak olsa dahi müvekkil şirketin adresinin Ankara olduğunu, yetki itirazlarının kabulü dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde yetkisizlik kararı ile dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, müvekkilinin davacı tarafa böyle bir borcu bulunmadığını, alacak iddiasına dayanak yapılan faturaların sonradan tek taraflı olarak hazırlamış olan ve hukuki delil mahiyeti bulunmayan faturalar olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkiline iş bu faturaların usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmediğini, faturaları ve içeriğini kabul etmelerinin mümkün olmadığını, iş bu dosyaya sunulan faturalara ve içeriklerine de ayrıca itiraz ettiklerini, davacının dosyaya sunmuş olduğu cari hesap ekstresinin kabulünün de mümkün olmadığını, alacak iddiasına dayanak yapılan faturalara ilişkin ve cari hesapta göründüğü iddia edilen alacağa ilişkin müvekkilinin böyle bir borcu bulunmadığını, ortada taraflarca hazırlanan bir cari hesap sözleşmesinin de bulunmadığını, davacı tarafın kötü niyetli olduğunun açıkça ortada olduğunu, iş bu dayanak yapılan faturalar ve belirtilen cari hesap sözleşmesinin sonradan düzenlemiş olan fatura ve sözleşmeler olduğunu, müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin temerrüde düşürülmediğini, bu sebeple iş bu davada işlemiş faizden bahsedilemeyeceğini, davanın kabulüne hükmedilecek ise davacının tek taraflı olarak müvekkili aleyhine işletmiş olduğu faiz ve faiz oranının hakkaniyete aykırılık teşkil edeceğini, bilirkişi incelemesinde bu hususların göz ardı edilmemesi gerektiğini, davacının dosyaya sunmuş olduğu bilgi belge ve evrakların tek taraflı ve sonradan düzenlenen evraklar olduğunu, davada delil olarak gösterilmesinin mümkün olmadığını, davacının haksız ve dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yetki itirazlarının kabulü ile dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde yetkisizlik kararı ile dosyanın yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibi ve akabinde açılan iş bu itirazın iptali davası haksız maddi ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir. Ankara … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyada davacı tarafından davalı hakkında 32.175,42 TL asıl alacağın faiziyle tahsiline yönelik yapılan ilamsız takibin itiraz sonrası durdurulduğu görülmüştür. Mahkeme, davacı tarafça, davalıya vermiş olduğu araç bakım onarım hizmeti karşılığına dayalı düzenlenen fatura alacağının tahsili talebiyle takip yapıldığı, dava konusu edilen dayanak faturaların ve faturaya dayalı hizmetin yapıldığını ispat yükü davacı üzerinde olmakla, tarafların tacir olması ile yukarıda detaylı olarak açıklandığı üzere tarafların ticari defterlerinin delil olması ve davacının iddialarının ispatına yönelik hükme esas alınması için söz konusu faturaların, tarafların ticari defter ve kayıtlarında karşılıklı olarak bulunması gerektiği ve tek başına davacı tarafın defter ve kayıtlarına göre davanın ispat edilemeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ticari ilişkinin varlığı ve dava konusu faturalara ilişkin mal alım satımı veya hizmetin davalıya verildiğine ilişkin ispat vasıtası getiremediği, davaya konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı, bu formu ile bildirilmediği, davalı şirket yetkilisinin hizmet alınmadığı yönünden yemin ettiği gerekçesi ile; “Davanın REDDİNE” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarına göre alacağının tespit edilmiş olması ile faturaların davalıya tebliğ edildiğinin ve faturalara itiraz edilmediğinin bilirkişi raporunda tespit edildiğini, E-arşiv faturalarında yer alan verilen hizmetin tutarını gösterir kayıtlar, dosyada mübrez iş emri tutanakları, iş emri tutanaklarında yer alan hizmetin tarihi gösterir kayıtlar, aracı getiren şoförlerin isimleri, telefon numaraları, araç plakaları kapsamında ispat edildiğini,ayrıca davalı aracında işlem yapan tanık beyanlarına başvurulmasının da talep edildiği,ancak mahkemece yemin metni sunmalarının istenildiğini,yeminin en son delil olduğunu,tüm ispat vasıtaları tükenmeden teklif edilemeyeceğini,yemin ara karardan rücu edilmesi, mevcut deliller gözetilerek ve tanıklarının dinlenmesi sureti ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmelerine rağmen, İlk Derece Mahkemesinin , yemin deliline dayanıp dayanmayacaklarını net bir şekilde bildirmek için müzekkere düzenlediğini, çaresiz bırakıldıklarından yemin metninin “dosyanın yemin deliline bırakılması konusunda itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla” sunulduğunu,tanık deliline dayanmalarına rağmen yemin delilinin dayatılması sureti ile davanın eksik inceleme ile sonuçlandığını, yeminin icrasının dahi usulsüz olduğunu,yemin esnasında davalı şirket yetkilisinin açıkça yalan söylediği anlaşılmasına rağmen yeminine dayanılarak karar verilmesinin hukuksuz olduğunu,davalı firma yetkilisi 16/01/2023 tarihli celsede “davacıyı tanımadığıma, davacı firmadan ürün veya hizmet almadığıma, davacıya araç teslim etmediğime, düzenlenen faturaları tebliğ almadığıma, ödemeleri gerçekleştirmediğime namusum ve kutsal saydığım tüm inanç ve değerler üzerine yemin ederim.” dediğini, firma yetkilisi davacıyı tanımadığı ve hizmet almadığı üzerine yemin ettiğini, oysa ki bilirkişi raporlarıyla da sabit olduğu üzere cari hesap kayıtları incelendiğinde davalının çeşitli tarihlerde müvekkiline yaptığı kısmi ödemelerin görüldüğünü,firma yetkilisinin müvekkilini tanıdığı ve müvekkili ile iş yaptığının ortada olduğunu,buna rağmen davalının müvekkilini tanımadığını beyan etmesinin açıkça TCK 275 “yalan yere yemin” suçunu oluşturduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap ve istinaf dilekçesinde,davacının istinaf talebinin reddi ile davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, araç tamir ve bakımından kaynaklandığı ileri sürülen ve ödenmeyen bakiye cari hesap alacağının tahsiline yönelik takibe itirazın iptali talebine ilişkindir. Davalı ticari defterleri talimatla Ankara’da bilirkişi marifetiyle incelenmiş,davacının ticari defterleri İstanbul’da incelenmiş, böylece taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış,alacak iddiasına dayalı faturalara dair BA BS formları ilgili vergi Dairesinden celp edilmiş,bu kayıtların değerlendirildiği ek rapor alınmıştır. Bu doğrultuda davacının bakım ve onarım faturaları olarak bildirdiği e arşiv faturalarının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ,2018 yılı Mart dönemine ait Form Ba Form Bs Bildirimleri yönünden birbirlerini teyit etmediği, aralarında 4 adet belge karşılığında K.D.V. Hariç 15.674,00 TL farklılık bulunduğu,ancak taraflar arasında ticari ilişki olduğu,davacı iddiasına dayalı alacağın davacı ticari defterleri dışında tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkeme davacı tarafa dayandığı yemin delilini hatırlatmış ve davacının yemin teklifi üzerine davalı yetkilisi yemin etmiştir. Yemin davaya son veren işlem olduğundan ,mahkemece davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesi ile dava reddedilmiş isede,yargılama sırasında davacının onarım faturalarına ait iş emirlerinin ve cari hesap alacağına konu edilen faturaların işlem ve fatura tarihinde kadri maruf olup olmadıklarının araştırılmadığı,bu konuda makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmadan,cari hesap alacağı yönünden sadece ticari defterlerin mali müşavir bilirkişi tarafından incelenerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Ayrıca davacının delil olarak bildirdiği onarım ve bakıma konu araçları teslim eden şoför isimleri iş emirlerinde belirli ise bu kişilerin davalı çalışanı olup olmadığının da araştırılması gereklidir. Bu nedenle iddiaya konu faturalara dair herbir iş emirleri tüm kayıtları ile gerekirse eksik olan kayıtlarda celp edilerek ,faturalardaki bedellerin yapılan iş karşısında kadri maruf olup olmadığı hususunda makina mühendisi bilirkişiden rapor alınması gerektiğinden, eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla sair istinaf sebepleri incelenmeksizin, tarafların istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurusunun (sair istinaf sebepleri incelenmeksizin) kabulü ile kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edenlere isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/11/2023