Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1343 E. 2023/3224 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1343
KARAR NO: 2023/3224
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2023
NUMARASI: 2021/384 E – 2023/34 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit-istirdat
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkili şirket birleşmeden önce davalı taraf ile dava dışı … San. Ve Tic. A.Ş. arasında 2019 yılı Eylül ayı itibari ile Ekim- Kasım- Aralık aylarını kapsayan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili şirket yıllık yaklaşık 3 milyon KWH elektrik kullanan bir serbest tüketici olarak 3 adet AG sayacının tüketimleri için davalı ile 2019 yılı Eylül ayı itibari ile 3 aylık imzaladığı bu sözleşmenin fotokopisinin müvekkiline bırakılmadığını, bu sözleşme fotokopisinde ise sözleşme alanının boş bir şekilde müvekkiline teslim edildiğini, daha sonra müvekkili tarafından davalı tarafın temsilcisinden sözleşmenin sureti istendiğini ve müvekkilini bir süre oyalandığını, akabinde müvekkiline gönderilen sözleşme suretinde ise sözleşme alanında “36 ay” ibaresinin el yazısı ile yazılı olduğunun görüldüğünü, sözleşme süresinin düzenlendiği sayfada ise şirkete ait kaşe ve imzanın da bulunmadığının görüldüğünü, sözleşme üzerinde müvekkilinin haricinde değişiklik yapıldığını ve müvekkilinin hiçbir şekilde onayının alınmadığını, müvekkilinin bilgilendirme yükümlülüğünün de ihlal edildiğini, müvekkili şirkete sözleşmenin aslının gönderilmediğini, müvekkilinin sözleşme içeriğinde tek taraflı olarak aleyhine yapılan değişiklikten haberdar olmadığını, keza irtibat haline geçilmek istenilen aşamalarda da müvekkili şirketin sürekli oyalandığını ve müvekkiline yeni döneme ilişkin fiyat teklifi de sunulmadığını, davalı tarafın piyasa şartlarının çok üzerinde bir kar marjı ile müvekkiline fatura düzenlediğini, müvekkili şirketin her ay 50.000 TL fazla bedel ödediğini, bu nedenle sözleşmeyi de iptal ettiği takdirde 600.000 TL cezai şart ödemek zorunda kalacağı şeklinde sözleşme hükmü gereği sözleşmeyi de feshedemediğini, davalıların bu sahte tarih ve sahte işlem ile adeta müvekkilini kelepçeleyerek her ay 50.000 TL zarara sokması nedeni İie savcılığa şikayette bulunulduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/51374 Soruşturma numarası ile dosya açıldığını, müvekkili şirketin her ay 50.000,00 TL zarara uğratıldığını belirterek davanın kabulüne, tek taraflı olarak müvekkili aleyhine değiştirilen ve taraflar arasında devam eden Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin feshine, sözleşmenin 1.yılından sonraki fiyatlandırmanın emsal işlere göre hesaplanarak bu bedellerden ödenen bedellerin istirdadına karar verilmesini ile müvekkili tarafından fazlaca ödenen 10.000,00 TL’nin ödenme tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan istirdadı taleplerinin kabulüne karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile … Matbaacılık arasında önce 19.08.2019 tarihinde 2019 yılı Ekim Kasım Aralık aylarına ilişkin 3 aylık sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmenin 3 aylık yapılmasının nedenin 3 aylık bir deneme süresi akabinde tarafların memnun kalması halinde yeniden sözleşme imzalanması olduğunu, akabinde 3 aylık sözleşme süresince tarafların karşılıklı sözleşmesel ilişkiyi devam ettirmek istemesi üzerine 26.12.2019 tarihinde ise 36 aylık sözleşme imzalandığını, işbu 36 aylık sözleşme devam ederken sayaçlardan birinin AG’den OG’ ye geçişi için müvekkili şirketten çıkışı yapıldığını, tekrar 36 aydan kalan süre kadar yani 26 ay için bu sayaç için 24.07.2020 tarihli son sözleşme akdedildiğini, dolayısıyla … Matbaacılık ile müvekkili şirket arasında 3 adet sözleşmenin mevcut olduğunu, bunlardan biri ve ilkinin 3 aylık, ikincisinin 36 aylık ve üçüncüsünün 26 aylık olduğunu, davacının dilekçesinde vekili aracılığı ile de beyan ettiği üzere, elindeki sözleşme suretinin kendilerine sözleşme imzalanmadan önce incelemeleri için bırakılan bir fotokopi olduğunu, müvekkili şirkete ait kaşe ve imza bulunmadığını, dolayısıyla kaşe imza tarih ve sair bilgilerin bu fotokopi üzerinde bulunmamasının doğal olduğunu, davacının sözleşmede 3 ay ibaresinin 36 ay olarak değiştirildiğini ve bu süre yazılı sayfada … Matbaacılığın kaşe ve imzasının bulunmadığını, sözleşme üzerinde müvekkilinin bilgisi dışında değişiklik yapıldığını haksız bir şekilde beyan edildiğini, müvekkili şirket ile … Matbaacılık arasında önce 3 aylık akabinde 36 aylık bir sözleşme akdedildiğini, dolayısıyla müvekkili şirket tarafından 3 aylık sözleşme üzerinde hiçbir değişiklik, doldurma yahut davacının bilgisi dışında bir işlem gerçekleştirilmediğini, buna göre ekte sunulu sözleşme nüshalarından da görüleceği üzere, imzalanan ilk sözleşme zaten davacının iddia ettiği gibi 3 aylık imzalanmış ve tarafların anlaşması yahut rızası dışında hiçbir değişiklik sözleşmede yapılmadığını, her iki taraf da bu ilk sözleşmenin süresinin 3 ay olduğu konusunda mutabık olduğunu, ilk 3 aylık sözleşme süresinin bitmesine yakın bir tarih olan 26.12.2019 tarihinde … Matbaacılık ile müvekkil şirket arasında 36 aylık ikinci bir sözleşme akdedildiğini ve davacı bu 36 aylık sözleşmeye istinaden elektrik kullanmaya devam ettiğini, davacının iddia ettiğinin aksine bu ikinci bir sözleşme mevcut olmasaydı davacının 01.01.2020 tarihinden itibaren müvekkil şirketten elektrik tedarik etmiyor/edemiyor olmasının gerekeceğini, davacının tüm bu hususlara müvekkili şirkete ilk ihtarname gönderdiği tarih olan 12.02.2021 tarihine kadar hiçbir itirazda bulunmadığını, bu tarihe dek hiçbir itiraz ileri sürmeksizin müvekkili şirketten elektrik tedarikine devam ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, 27/06/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; tarafların incelenen ticari defterlerine göre faturalara karşılık ödemelerin yapıldığı ve borç – alacak bakiyesinin bulunmadığının tespit edildiği, 26/12/2019 tarihli 36 ay süreli sözleşmenin bir nüshasının … San. Ve Tic. A.Ş’ye verildiğinin belirtildiği, taraflar arasında imzalanan faturalarda uygulanması gereken %5 indirim uygulanmadan faturalandırma yapıldığı, Mart 2021 ve Nisan 2021 dönemlerine ait hatalı tarifeden hesaplanan 6 adet faturanın sözleşmede belirtilen birim fiyatlar üzerinden hesaplandığında davacı şirkete fazla fatura edilen toplam tutarın 55.863,35 TL olacağı, dava tarihine kadar 14,38 faiz hesaplandığı, 6 adet fatura haricindeki faturaların sözleşmede belirtilen tarifeler üzerinden ve yönetmeliğe uygun olarak düzenlendiğinin belirtildiği, davacı tarafın dava tarihi olan 11/06/2021 tarihi itibariyle eldeki davayı açtığı ve sözleşmenin feshi ile fazla ödenen bedellerin iadesini talep ettiği,dvacı vekilinin dosyaya sunduğu 25/11/2021 tarihli dilekçesinde davalı ile arasındaki sözleşmenin 28/10/2021 tarihli ihtarname ile feshedildiği bildirilmiş olup davacının sözleşmenin feshi talebinin konusuz kalması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığı,ayrıca celbedilen İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/516 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafça 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin …, … ve … sayılı sayaçlar için ticaret aboneliği üzerinden fazla fatura ödediği bu nedenle 2021 yılı için fazla ödenen miktarın istirdadı ayrıca 2021 yılı Şubat ayı için fatura farkı yansıtıldığı, yansıtılan fatura farkı için borçlu olmadığının tespiti veya ödenmesi durumunda istirdadı talebinde bulunulduğu,davacı tarafça 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin ilişkin …, … ve … sayılı sayaçlar için İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/516 Esas sayılı dosyası nezdinde dava açtığı, mahkememiz dosyasında yapılan bilirkişi incelemesinde ise yalnızca 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin fazla faturalandırma yapıldığının belirtildiği, davacının eldeki dava dosyamızda ise 2021 yılı Mart ve Nisan ayları faturalarına ilişkin talebinin bulunmadığının anlaşıldığı, zira İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde bu aylara ilişkin alacak talep ettiği, mahkememiz nezdinde dava açmadan evvel de 12/02/2021 tarihli ihtarnamenin düzenlendiği ve eldeki mahkememiz alacak davasının açıldığı, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda 2021 yılı Mart ve Nisan ayları dışındaki faturalar için ise herhangi bir usule aykırı faturalandırma söz konusu olmadığının tespit edildiğinin belirtildiği, davacının sözleşmenin feshine yönelik talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve 10.000 TL alacak yönünden ise açılan davanın reddi gerektiği gerekçesi ile; “1-Davacının sözleşmenin feshine ilişkin talebinin konusuz kalması nedeniyle bu hususta Karar Verilmesine Yer Olmadığına, 2-Davacının 10.000 TL alacağa ilişkin davasının REDDİNE” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davanın haklı gerekçe ile açıldığı ve fazla tahakkuk yapılması nedeniyle sözleşmenin haklı fesih edilmesine rağmen davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini usul ve hukuka aykırı olduğunu,dava dilekçesinde belirttikleri gibi sözleşmelerin süreç ve imza durumlarının ve yapıldığı ileri sürülen ilavenin tekrar belirtilmesi ile zarara uğradıklarını,bu konuda suç duyurusunda bulunduklarını,ayrıca tarife hükümlerinin de uygulanmadığını ve fazla tahakkuk yapıldığını, kelepçelenme sistemi ile davacının başka firmalardan teklif dahi alamadığını, sözleşmenin aslının aynıdır kaşeli olarak verilmesi gerekirken verilmediğini, ayrıca davada sözleşmenin feshi ile fazladan ödenen bedel için şimdilik 10.000 TL talep ettiklerini, bu taleplerinin de kabulü gerektiğini,sözleşmenin dava aşamasında feshi nedeniyle davalının davacının zarara uğramasına neden olduğu gözetilerek yargılama giderlerinden davacının sorumlu tutulmamasına karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir, 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ve sözleşmeye aykırı olarak düzenlenen faturalar nedeniyle fazla ödenen bedelin iadesi talebine ilişkindir. Islah yok. Yargılama sırasında alınan bilirkişi heyet raporunda …, … ve … sayılı sayaçlar açısından 2021 yılı Mart ve Nisan ayları için fazla yapılan faturalandırma nedeni ile davacı tarafça fazladan davalıya 55.863,35 TL ödeme yapıldığı,bunun dışında ise diğer faturalarda herhangi bir aykırılık belirlenmediği belirtilmiştir. Celp edilen ve davacı tarafça davalı aleyhine açılan ,İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/516 Esas sayılı dosyasında , davacı tarafça 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin …, … ve … sayılı sayaçlar için ticaret aboneliği üzerinden fazla fatura ödediği bu nedenle 2021 yılı için fazla ödenen miktarın istirdadı ile,ayrıca 2021 yılı Şubat ayı için fatura farkı yansıtıldığı, yansıtılan fatura farkı için borçlu olmadığının tespiti veya ödenmesi durumunda istirdadı talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır. Yargılama esnasında davacı vekilinin beyanı ile sözleşmenin davacı tarafça 28/10/2021 tarihli ihtarname ile feshedildiği bildirilmiştir. Alınan bilirkişi heyet raporu kapsamında, davacı şirket adına düzenlenen 6 adet faturada, sanayi gurubu üzerinden ve % 5 indirimli birim fiyatlar üzerinden hesaplama yapılması gerekirken, ticarethane gurubu tarifesi üzerinden ve % 5 indirim uygulanmadan faturalandırma yapıldığı, Mart 2021 ve Nisan 2021 dönemlerine ait hatalı tarifeden hesaplanan 6 adet faturanın, sözleşmesine uygun birim fiyatlar üzerinden hesaplandığında, davacı şirkete fazla fatura edilen toplam tutarın 55.863,35 TL olacağı hesaplandığından,ayrıca davacı tarafça İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/516 Esas sayılı dosyasında , davacı tarafça 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin …, … ve … sayılı sayaçlar için ticaret aboneliği üzerinden fazla fatura ödediği bu nedenle 2021 yılı için fazla ödenen miktarın istirdadı ile,ayrıca 2021 yılı Şubat ayı için fatura farkı yansıtıldığı, yansıtılan fatura farkı için borçlu olmadığının tespiti veya ödenmesi durumunda istirdadı talebine ilişkin davanın bu davadan sonra açıldığı gözetilerek,davacı tarafın her iki davanın birleştirilmesi talebinin reddinin de yerinde olmadığı görülmüştür. Bu dunumda öncelikle İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/516 Esas sayılı dosyasında , davacı tarafça 2021 yılı Mart ve Nisan aylarına ilişkin …, … ve … sayılı sayaçlar için ticaret aboneliği üzerinden fazla fatura ödediği bu nedenle 2021 yılı için fazla ödenen miktarın istirdadı ile ayrıca 2021 yılı Şubat ayı için fatura farkı yansıtıldığı, yansıtılan fatura farkı için borçlu olmadığının tespiti veya ödenmesi durumunda istirdadı talebine ilişkin davanın bu dava ile hukuki ve fiili irtibatı bulunduğu gözetilerek İst 6 ATM 2021/516 E.sayılı dosyası sonuçlanmadı ise her iki davanın HMK 166.madde gereği birleştirilmesine karar verilmesi gerekirken bu talebin reddi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Davacının istinaf talebinin kabulü ile, davalı tarafça feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı,ayrıca İstanbul 6 ATM 2021/516 E sayılı dava dosyası derdest ise bu dava ile birleştirme kararı verilip,asıl davada da fazla ödeme olarak şimdilik 10.000 TL ödemenin istirdat olarak talep edildiği gözetildiğinde bu asıl davadaki talep ve birleşen davada talep hakkında karar verilmesi için kararın HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılması için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/11/2023