Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/132 E. 2023/3017 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/132
KARAR NO: 2023/3017
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2021/629 E – 2022/674 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı tarafla ticari ilişkiden kaynaklanan alacağının ödenmemesi nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … E. sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, müvekkilinin faaliyet konusu kapsamında davalı şirkete motorlu araçların bakımı ve onarımı hususunda hizmet verdiğini, bu bağlamda fatura düzenlediğini, müvekkilinin faturaya konu edimleri eksiksiz ifa ettiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini kısmi ödemelerle borcun belirli bir kısmını ifa ettiğini, davalının ödemediği 24.500,00 TL tutarındaki bakiye için tahsili için başlattıkları icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu, davalıyla ticari ilişkinin bulunduğu ve davalıdan alacağın sabit olduğunu belirterek, icra takibine yapılan itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edilmesi nedeniyle davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü‘nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen İPTALİNE, takibin 22.847,99 TL asıl alacak üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, hatalı bilirkişi raporuna istinaden karar verildiği, her ne kadar rapor ile, müvekkilinin davacıya 22.847,99 TL borçlu olduğu şeklinde hatalı ve gerçeğe aykırı bir tespitte bulunulmuşsa da bu tespit eksik incelemeye dayalı ve tümüyle mesnetsiz olduğu, müvekkilinin ticari defter kayıtları ile de sabit olduğu üzere davacı tarafından dava ve takibe konu edilen faturaları tümüyle reddetmekle ve itiraz etmekle beraber ticari defter kayıtlarıında yer alan mahsup faturalarının raporda gözetilmemesi hatalı olduğu, müvekkili tarafından davacı adına kesilen faturalar ile mahsuplaşma işlemi yapılması neticesinde cari hesapta müvekkilinin davacıya hiçbir borcu kalmadığı, bu husus ticari defter kayıtları ve cari hesap ekstresi ile de sabit olduğu, bu halde müvekkilinin davacıya hiçbir borcu bulunmamakta olup yapılan takip tümüyle mesnetsiz ve haksız olduğu, bilirkişi incelemesinde bu hususlar vebeyan ettikleri faturalar dikkate alınmaksızın ve en azından seçenekli rapor tanzim edilmesi gerekirken bu dahi yapılmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini ,bu sebeple kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir.HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , itirazın iptali talebine ilişkindir.Davanın dayanağı olan icra takip dosyasında ; davacı tarafça 24.500,00-TL asıl alacağın takibe konu edildiği, davalı borçlu tarafça süresi içerisinde borca itiraz edildiği, takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle;Tarafların defter ve kayıtlarının incelenmesi amacıyla dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tanzim edilen 03/06/2022 tarihli raporda özetle: ” Davacı tarafın ibraz ettiği 2018 yılına ait yasal defterlerinin İşletme Defteri olduğundan açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, kapanış tasdikine zorunlu defterlerden olmadığı anlaşıldığı, davalı şirketin 2018-2019 yıllarına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, tarafların ticari defterlerinin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, dava konusu faturaların tamamının davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı … … Bankasına ait banka hesap hareketlerinde davalı … şirketi tarafından cari hesaba mahsuben açıklamasıyla ödemeler yapıldığı, davalı şirkete ait Ba formlarında yapılan incelemelerde davacı tarafından tanzim edilen faturaları ilgili döneminde Ba formlarında bildirdiği, davacı tarafından düzenlenen Kasım ayındaki faturaların ise yasal sınırı aşmadığından ilgili dönemin Ba formunda bildirilmediği, davalı … şirketinin cari hesap hareketleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacının banka hesap hareketlerinde de görülen 25.303,39 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafından tanzim edilen 48.151,38 TL tutarındaki faturalardan düşülmesi ile davalı şirketin 22.847,99 TL borçlu olduğu ancak bu bedelin davalı tarafından davacı adına kesilen 8.11.2018 tarihli 1.549,93 TL bedelli, 16.11.2018 tarihli 334,83 TL bedelli, 15.01.2019 tarihli 196,33 TL bedelli, 23.01.2019 tarihli 20.768,00 TL bedelli faturalar ile mahsup edildiği, davalı şirketin cari hesabında görülen bu faturalara ilişkin bilgi, belge talep edildiği ancak davalı şirket tarafından incelemeye herhangi bir evrak ibraz edilmediğinden bu faturaların usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, faturaların neye istinaden tanzim edildiğine ilişkin tespit yapılamadığından bu faturaların tek taraflı düzenlendiği yönünde kanaat oluşmuş cari hesap ilişkisinde hesaplamada dikkate alınmadığı, incelemeler neticesinde, banka hesap hareketlerinde de görülen 25.303,39 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafından tanzim edilen 48.151,38 TL tutarındaki faturalardan düşülmesi ile davalı şirketin 22.847,99 TL borçlu olduğu” yönünde görüş ve kanaat bildirmiştir.Böylece ,tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi tarafından, davalı … Ticaret şirketinin cari hesap hareketleri üzerinde yapılan incelemelerde, davacının banka hesap hareketlerinde de görülen 25.303,39 TL tutarındaki ödemenin davacı tarafından tanzim edilen 48.151,38 TL tutarındaki faturalardan düşülmesi ile davalı şirketin 22.847,99 TL borçlu olduğu ancak bu bedelin davalı tarafından davacı adına kesilen 8.11.2018 tarihli 1.549,93 TL bedelli, 16.11.2018 tarihli 334,83 TL bedelli, 15.01.2019 tarihli 196,33 TL bedelli, 23.01.2019 tarihli 20.768,00 TL bedelli faturalar ile mahsup edildiği tesbit edilerek,hesaplama yapılmıştır.Davalı vekilinin bu sebeple istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Böylece ,mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Alınması gereken 1.560,74 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 391,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.169,74 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf masrafının istinaf eden davalı üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/10/2023