Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/126 E. 2023/119 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/126
KARAR NO: 2023/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 02/09/2022
NUMARASI: 2022/688 E
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığından dolayı menfi tespit davası açmış olduğunu, öncelikle ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen dava konusu faturalar ile ilgili olarak müvekkil hakkında başlatılacak olan icra takipleri ve 25/07/2022 son ödeme tarihi olması sebebi ile teminatsız dava sonuna kadar durdurulmasına ve elektrik kesim işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, bu talebimiz uygun görülmez ise uygun görülen teminat miktarı ile ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından 03/08/2022 tarihli ara kararla ” aboneliğin ait olduğu işyeri olduğu, borçlu abonenin davacının talep konusu uyuşmazlık konuları olan kaçak elektrik kullanıp kullanmadığı ve borçlu olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiği ve davalı tarafça kaçak elektrik kullanıldığı hususunun henüz ispat edilmediği, elektrik enerjisinin zaruri ihtiyaç olması, kesinti halinde telafisi zor veya imkansız sonuçlar doğmasının muhtemel olduğu somut olayda HMK 389 maddesinde öngörülen şartların mevcut olduğu, 390/3 maddesinde öngörülen yaklaşık ispat şartının yerine getirildiği ” gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; dava konusu edilen 25/07/2022 tarihli 314.215,12-TL bedelli fatura ve 25/07/2022 tarihli 216.434,83-TL bedelli faturaların, faturaların toplam değerinin % 15 oranında nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde dava tarihinden (22/07/2022 tarihi) önce icra takibine konu edilmemiş ve dava tarihinde önce açılmış icra takibi bulunmaması şartıyla davanın tarafları açısından geçerli olmak üzere icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı uygulanmasına ve dava konusu bu faturalara dayalı olarak elektrik kesim işleminin tedbiren durdurulmasına, ancak işbu tedbir ve kararının dava dışı 3.kişiler yönünden geçerli bulunmamasına karar verilmiştir.Karar karşı davalı tarafın itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda “tedbire konu aboneyle ilgili daha önce 3 ayrı kaçak elektrik tutanağı düzenlendiği, düzenlenen tutanaklara göre kaçak elektrik kullanan abone ve yerin aynı olduğu, davacı tarafın sürekli kaçak elektrik kullanmak suretiyle davalı tarafın mağduriyetine sebebiyet verdiği, bu bağlamda tarafların menfaat dengesinin sağlanabilmesi için kaçak elektriğe konu alacak miktarının tamamı teminat olarak mahkeme veznesine yatırılması suretiyle daha önce verilen tedbir kararının devamına karar vermek gerektiği” gerekçeleriyle 1-Dosyaya sunulan belge ve kayıtlara göre tedbire konu kaçak elektrik tutanağı dışında aynı sayaç numarası ve abonelikle ilgili 01/03/2019, 26/02/2020, 14/09/2020 tarihlerinde ayrı ayrı 3 ayrı kaçak elektrik tutanağı tutulduğu dikkate alınarak; mahkememizce verilen tedbir kararının, menfi tespit davasına konu alacak miktarı 530.649,95TL alacağın tamamının teminat olarak mahkeme veznesine yatırılması koşuluyla devamına, teminatın yatırılması için davacı tarafa 4 haftalık kesin süre verilmesine, 4 haftalık kesin süre zarfında bakiye teminatın yatırılmaması halinde tedbir kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; itiraz üzerine teminatın % 15 oranından %100 oranına çekildiğini, ciddi bir hak kaybı ile müvekkilinin ciddi mağduriyetlerle karşı karşıya kalmasına sebebiyet vereceğini, müvekkilinin daha önceden ödenmemiş herhangi bir faturası olmadığını, ssundukları ödenmiş faturalar ve miktarları göz önünde bulundurulmadan mahkemece günümüz ekonomik şartlarında tarafların mağduriyet oranlarınında değerlendirilmesinin yapılmadığını, her ne kadar kaçak elektrik kullanımını kabul etmeseler de davalı kurumun çalışanlarınca yapılan çalışmaların eksik ve hatalı olduğunu, delil dilekçelerinde sundukları uzman görüşünden de müvekkilinin işletmiş olduğu … adlı Cafe Restoran’ın elektrik kullanım birimlerinin w olarak çok fahiş tüketim miktarı olduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin işletmiş olduğu mekanda keşif yapıldığı takdirde bilirkişilerce anlaşılacağı üzere, söz konusu elektrik kullanım miktarı üzerinden kesilmiş olan kaçak tüketim faturasının ciddi hesap hataları ile dolu olduğunu, örneğin; cafe de bulunan kışın ısıtma amacı ile kullanılan ufo cihazlarının sanki 12 ay boyunca kullanılıyormuşsa bir hesap yapıldığını ve 2 adet mevcut olan ısıtıcıların 5 adet olarak rapor edildiğini, bir diğer örnek olarak ise; cafe de bulunmayan bir havalandırma sisteminin tüketim bedeli baz alındığını, doğalgaz ile çalışan bir çay kazanının elektrik tüketiminin 2000 w olarak rapor edildiğini, hesap hataları ve birçok yanlış bilgi ile tutanak altına alınmış bu bilgiler neticesinde tahakkuk edilmiş olan davaya konu kaçak tüketim faturalarının kabul edilemeyeceğini ileri sürerek ileride telafisi imkansız zararların ortaya çıkması ihtimaline binaen %15 nakit teminat bedeli ile ihtiyati tedbir karanın devamına, 02/09/2022 tarihli teminat bedelinin %15 den %100 olarak belirlenmesine ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için kanunun aradığı şartlar yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, kaçak elektriğin kullanıldığına dair video kayıtları ile kaçak elektrik kullanımının ispat olunduğunu, dosyada mevcut iki ayrı tedbir kararı olduğundan icra tedbiri içinde ayrı olarak teminata hükmedilmesi gerektiğini, hem elektriğin kesilmemesi ihtiyati tedbir kararı için hem de icra takip işlemlerinin yapılmaması tedbir kararı için tek bir teminata hükmedilmesinin hakkaniyete ve adil yargılanma ilkelerine aykırılık oluşturduğunu ileri sürmüştür. Dava, kaçak elektrik tespit tunakalrı nedeniyle tahakkuk ettirilen borç nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. İstinafa gelen uyuşmazlık ise verilen elektrik kesim işleminin tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine teminat miktarının artırılması kararına ilişkindir.Somut olayda; dava konusu kaçak elektik tüketimine konu mahal iş yeri olup işin niteliği gereği elektriğin davacının işletmesi için olmazsa olmaz koşulu gözetildiğinde kesintinin, davacının ticari işletme faaliyetinin durmasına sebep olacağı, bu haliyle davacının ağır ekonomik kayıplara uğrayacağı, tarafların karşılıklı menfaatleri esas alındığında yargılama süresince çekişme konusu elektriğin kesilmesinin davacı aleyhine ağır zararlar doğuracağı, davanın sonuna kadar, en azından dava konusu miktarla sınırlı davacının işletmesinde elektrik kesintisinin önüne geçmek gerektiği, bunun yanı sıra alacağın miktarına göre davalı şirketin de ihtiyati tedbir isteminde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Zira davacının mal varlığında gelebilecek bir değişim nedeni ile ilerde belirlenecek alacaklı şirket zararının elde edilmesi zorlaşabileceği gibi tamamen imkansız hale de gelebilecektir. Mahkemece verilen kararda kararın dava miktarı üzerinden verildiğinin belirtili olduğu, bu haliyle de bu kaçak kullanım nedeniyle verildiğinin karar içeriğinden belli olduğu, bu haliyle HMK’nın 389. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince ihtiyati tedbir kararına itiraz üzerine duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda ihtiyati tedbir kararının devamı için takdir olunan teminat miktarı %15 oranından %100 oranına yükseltilmiştir. HMK’nın 392.maddesinde: “İhtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir. Adli yardımdan yararlanan kimsenin teminat göstermesi gerekmez.” düzenlemesi gereğince davacının teminat yatırması, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık güven sağlayacaktır. HMK’nın 87. Maddesinde ise bir davada verilecek teminatın tutarını ve şeklini hakim serbestçe tayin edeceği; teminatı gerektiren durum ve koşullarda değişiklik olması halinde de hakimin teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi ya da kaldırılmasına karar verebileceğini düzenlemiştir. Geçici hukuki koruma önlemlerine karar verilirken her iki yanın hak ve yarar dengesini koruyacak biçimde takdir hakkının kullanılması gerekmektedir. Mahkemece alacağın tamamının teminat olarak gösterilerek ihtiyati tedbir yoluyla elektriğin kesilmemesine karar verilmesinde bu denge davacı aleyhine bozulmuş olacaktır. Davacı hakkında üç farklı kaçak tutanağı bulunması ve bu tutanaklar ile tutanaklara dayalı faturaların dava sonunda kaçak kullanım ve bedelinin belirleneceği, teminatın dava değeri kadar belirlenmesinin verilen tedbir kararının uygulanmasını imkansız hale getirme ihtimali bulunduğu gözetildiğinde verilen karar isabetli değildir.Davalının istinaf itirazları yönünden yapılan değerlendirmede ise; mahkemece 03.08.2022 tarihli ara kararla hem elektriğin kesilmemesi hem de davadan önce takip başlatılmamış olması şartıyla takip işlemlerinin durdurulmasına dair iki ayrı tedbir kararı verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere elektriğin teminat karşılığı kesilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararı yerinde ise de davacının iki ayrı ve konusu farklı isteminde iki ayrı teminat göstermesi gerekirken teminatın tek olarak alınmasI isabetli değildir.Bu itibarla, tarafların istinaf isteminin kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak ve buna bağlı olarak ihteyita tedbire ilişkin 03.08.2022 tarihli ara karar düzeltilerek yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Tarafların istinaf isteminin kabulüyle HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkemenin 02/09/2022 tarihli ara kararının kaldırılarak yeniden ara karar hakkında; 1-Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; dava konusu edilen 25/07/2022 tarihli 314.215,12-TL bedelli fatura ve 25/07/2022 tarihli 216.434,83-TL bedelli faturaların, faturaların toplam değerinin % 15 oranında nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde dava konusu faturalarla sınırlı kalmak kaydıyla teminatın davacı tarafça yatırılmış olduğu gözetilerek davacıya ait işyerinin HMK 389. madde uyarınca elektriğinin davalı tarafından dava sonuna dek kesilmesinin önlenmesine, 2-Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; dava konusu edilen 25/07/2022 tarihli 314.215,12-TL bedelli fatura ve 25/07/2022 tarihli 216.434,83-TL bedelli faturaların, faturaların toplam değerinin % 15 oranında nakit veya kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edilmesi halinde dava konusu faturaların İİK’nın 72/1 maddesi uyarınca takibe konu yapılmamasına, teminatın ilk derece mahkemesi tarafından alınmasına, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edenlere isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin esas kararla birlikte mahkemesince değerlendirilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/01/2023