Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1203 E. 2023/2928 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1203
KARAR NO: 2023/2928
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2022
NUMARASI: 2022/244 E – 2022/860 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … San. ve Tic. A.Ş.’nin Hatay ili Belen İlçesi Kömürçukuru- Çerçikaya mevkiinde … üretim lisans numarası altında 57 MV kurulu gücü olan Çerçikaya Rüzgar Enerjisi Santralini 2015 yılından bu yana işletmekte olduğunu ve rüzgar enerjisine dayalı elektrik enerjisi üretimi yaptığını, …’in müvekkili şirket tarafından kurulduğunu, santrale ilişkin alanlarda Orman İşletmesinden arazi kiralamalarında bulunulduğunu, açılan yollarla ilgili Orman İdaresine Kesin İzin Taahhüt Senetleri verildiğini, özel mülkiyete konu alanlar bakımından kesin izin taahhüt senedinde yer alan hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, bu durumun orman işletmesinin de kabulünde olduğunu, kullanım hakları müvekkiline ait olan özel mülkiyete konu arazinin davalı şirketler tarafından bedel ödenmeksizin kullanımının açıkça hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketlerce, kendilerine izin verilen alanın dışına çıkılması, izin alınan alandan daha fazla bir alandan geçiş yapılmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek şimdilik 10.000-TL’nin, davalı şirketlerden bedel talep edilerek temerrüde düşürüldüğü 18.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı şirketlerden müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Üretim A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın bulunduğu yer gözetilerek, huzurdaki dava bakımından İskenderun Mahkemelerinin yetkili olduğunun, dava konusu alacakların tamamının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle huzurdaki davanın bu aşamada reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, müvekkili şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacı ile dava-dışı … İnş. ve Tic. A.Ş. (…) arasında organik bağ mevcut olduğunu, dava konusu alanların bu şirketten kiralandığı iddiasının hukuka aykırı olduğunu, dava-dışı … tarafından müvekkili şirket aleyhinde İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/364 E. sayılı dosyası üzerinden müdahalenin meni davası ikame edildiğini, davacı ile dava-dışı … arasında organik bağ bulunması nedeniyle işbu dava dosyasının celp edilmesine karar verilmesinin gerektiğini, müvekkili şirketin Enerji Piyasa Denetleme Kurulu tarafından almış olduğu üretim lisansı uyarınca Hatay İli, Belen-Antakya İlçesi, Çerçikaya-Tahtaköprü Mevkiinde, Kahramanmaraş Orman Bölge Müdürlüğü, Antakya Orman İşletme Müdürlüğü, Belen-Antakya Şefliği faaliyet alanında kalan bölgede; bahsi geçin kamu kurumlarından …-… numaralı, 19.756,15 m2 alanlı sondaj ve yol izni aldığını ve bu izin çerçevesinde rüzgar enerjisi projesi için gerekli kurulum faaliyetlerine başladığını, davacının imar planı kapsamında yola ayrılan yerin idare tarafından kamulaştırma yapılmadan önce inşaata başlamaması gerekirken inşaata başladığını, bu sebeple kendinden kaynaklı kusuru müvekkil şirkete yüklemek istediğini, parseller üzerinden geçen yolun çok öncesinden beri köylüler tarafından kullanıldığını, davacının yahut dava-dışı …’ün söz konu yolları yeni açmadığı ve Hatay Belediyesi’nin almış olduğu karar ile yolun imar yolu olarak belirlendiği Belen kaymakamlığı’nın 08.09.2020 tarihli kararı ile açıkça ortaya konduğunu belirterek usul yönünden itirazlarının kabulü ile davacı şirket yönünden davanın aktif yokluğu nedeniyle usulden reddine, usul yönünden itirazlarının kabulü ile müvekkiil şirket yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, usul yönünden itirazlarının kabulü ile mahkemenin yetkisiz olduğuna karar verilerek dosyanın yetkili ve görevli İskenderun Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir. Davalı … Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile Antakya Orman İşletme Genel Müdürlüğü arasında protokol akdedildiğini, ilgili protokolün müvekkili şirketin sosyal sorumluluk projesi kapsamında Madenli ve Belen Orman İşletme Şeflikleri Yol Şebeke Planında bulunan ve detayları protokolde düzenlenen yolların Büyük Onarım, Sanat Yapısı ve Üst Yapı işlerinin yapılması üzere ilgili idare ile akdedildiğini, müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında mecburi veyahut ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmamakta olduğunu, işbu davanın evleviyetle tefrik edilmesinin gerektiğini, müvekkili şirket ile diğer davalılar arasında ihtiyari veya mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından, yetkisiz mahkemede açılan işbu dava kapsamında müvekkili şirket yönünden mahkemenin yetkisizliğine karar vermesinin gerektiğini, işbu dava kapsamında müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, davacı firmanın özel şahıslardan kiraladığı parseller üzerindeki yolların müvekkil şirket tarafından halihazırda fiilen kullanılmamakta ve faydalanılmamakta olduğunu, davacı firmanın afaki ve hukuki mesnetten yoksun iddialarına itibar edilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın Müvekkil şirket yönünden tefrikine, yetkiye ilişkin itirazları doğrultusunda sayın mahkemenin yetkisizliğine, Müvekkil şirkete karşı ikame edilen ancak hiçbir somut husumet yöneltilemeyen işbu davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Üretim Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını sebepsiz zenginleşme esasına dayandırdığını,müvekkili şirketin malvarlığında bir zenginleşme meydana gelmediğini, müvekkilin Orhanlı Res projesi, EPDK ve ilgili sair idari kurumlar nezdinde tasdik edilirken, bölgedeki imar planları ve mevcut yol durumunun nazara alındığını, projenin onaylandığı esnada “kamunun kullanımına açık yol” halinde olmayan bir takım alanların davacı tarafından sonradan yol haline getirildiğini ve müvekkilinin buna ilişkin masraflardan kurtulmasının (müvekkili lehine bir zenginleşme oluşması) söz konusu olmadığını, müvekkili lehine bir zenginleşme gerçekleştiği varsayılsa dahi, bu zenginleşmenin davacının zararına meydana gelmiş olarak görülemeyeceğini, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanmasının hukuki olarak izahının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme,belirtilen yüksek mahkeme kararı ışığında ecrimisil talep hakkının zilyet olmayan malike ait olması, davacının dava tarihi itibariyle ve alacak talep ettiği dönemler itibariyle malik olmadığı ve talebinin de haksız işgal tazminatına ilişkin olmadığının anlaşıldığı,davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkin olduğu,.davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmadığı,mahkemece davalı … ŞİRKETİ yönünden mahkememizin 08/12/2022 tarihli celsesinde davanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine ve işbu davaya diğer davalılar … ANONİM ŞİRKETİ ve … ANONİM ŞİRKETİ yönünden devamına karar verildiği,davalılar … ŞİRKETİ ve … ANONİM ŞİRKETİ tarafından süresinde zamanaşımı itirazında bulunulduğu,iki yıllık zamanaşımı süresi, hak sahibinin, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı,somut olayda davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu ve delil olarak dayandığı davacı tarafından davalılar … şirketine ve … şirketine yazılan 18/09/2019 tarihli cevap yazıları ve Orman Genel Müdürlüğü Belen Orman İşletme Şefliğine yazılan 31/03/2020 tarihli yazılarda davacı tarafın sebepsiz zenginleşmeyi ve sebepsiz zenginleşeni öğrendiğinin açık olduğu, davacının, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihin 31/03/2022 tarihi olduğu kabul edilerek, dava tarihi 05/04/2022 tarihi itibariyle TBK’nın 82. Maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesi ile;”Açılan davanın Zamanaşımı nedeniyle REDDİNE” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde;davacı şirketin sahasındaki proje yolunu davalıların bedel ödemeden karşılıksız kullandıklarını,bu kullanım nedeniyle sebepsiz zenginleştiklerini,bu nedenle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacak talebine dayalı olarak bu davanın açıldığını,somut olayda zamanaşımı süresinin dolmadığını,arabuluculuk anlaşamama tutanağının da düzenlendiğini,arabuluculuk kanununa göre dava şartı arabuluculuk başvurularının zamanaşımını durdurması nedeniyle zamanaşımının gerçekleşmediğini,ayrıca mahkemece resmi gazetede yayınlanan 2480 sayılı cumhurbaşkanlığı kararının da dikkate alınması gerektiğini, 30/04/2020 tarihli kararla 13 mart 2020 ile 15 haziran 2020 arasında Cumhurbaşkanlığı kararı ile sürelerin durdurulduğunu,arabuluculuğa ilk başvuru tarihlerinin 08/12/2021 olup bu tarihten itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresinin durdurulduğunu,mahkemece arabuluculuk belgeleri incelenmeden eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava davalıların kullandıkları ancak bedeli davacı tarafça ödendiği ileri sürülen yollar yönünden sebepsiz zenginleşmeye yönelik alacak talebine ilişkindir. Sebepsiz zenginleşme, bir kimsenin mal varlığının haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimsenin mal varlığı aleyhine çoğalmasıdır. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talep edilebilmesi için borçlunun mal varlığında, bir başkasının aleyhine bir zenginleşme meydana gelmeli, zenginleşme ve zenginleştirici olay arasında illiyet bağı bulunmalı ve zenginleşme haklı bir sebebe dayanmamalıdır. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır. Geri verme borcunun konusu ve kapsamı; “Aynen Geri Verme İlkesi”ne göre düzenlenmiştir. Sebepsiz zenginleşmeye dayalı davada uygulanması gerekli zamanaşımı süresi TBK’nın 82. maddesi uyarınca, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl olarak düzenlenmiştir. Davada, sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak talep edildiğinden, uygulanması gereken zamanaşımı süresi; TBK m.82 maddesi uyarınca ; Sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” şeklinde düzenlenmiştir.Davacı delilleri,taraf ve resmi kurum yazışmaları sunulmuş,davacı tarafça arabululuk anlaşamama tutanağı da ibraz edilmiştir. İlk önce arabuluculukta yetkiye itiraz edilmiş,ilgili mahkemece bunun reddine karar verilmiş,daha sonra yeniden arabuluculukta anlaşamama tutanağı düzenlenmiştir.Arabuluculuğa başvuru zamanaşımını kesmiş isede,davacının ilk arabuluculuk başvuru tarihinin 08/12/2021 olduğu,davanın 05/04/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Karar gerekçesinde Orman Genel Müdürlüğü Belen Orman İşletme Şefliğine yazılan 31/03/2020 tarihli yazılarda davacı tarafın sebepsiz zenginleşmeyi ve sebepsiz zenginleşeni öğrendiğinin açık olduğu, davacının, mal varlığındaki eksilmeye yol açan işlemi ve sebepsiz zenginleşeni tam olarak öğrendiği tarihin 31/03/2020 (gerekçenin son kısmında zuhulen 2020 yerine 2022 yazıldığı da görülmekle) tarihi olduğu kabul edilerek, dava tarihi 05/04/2022 tarihi itibariyle TBK’nın 82. Maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu belirtilmiştir. İlk arabuluculuk başvuru tarihi (yetkisizlik itirazı yapılan) 08/12/2021 olduğu gözetilerek ,arabuluculuk sürecinde zamanaşımının işlemediği açık olduğundan, dava tarihi olan 05/04/2022 tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından,mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Bu nedenle davacının istinaf talebinin kabulü ile kararın HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılmasıyla,yargılamaya devam edilerek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/10/2023