Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1149 E. 2023/1183 K. 14.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1149
KARAR NO: 2023/1183
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 10/03/2023
NUMARASI: 2023/146 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 14/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlunun tesisat adresinde ticarethane işlettiğini, müvekkili şirketin görevlilerince 07/07/2021 – 08/09/2021 – 04/11/2021 tarihlerinde davalının kullanımındaki dava konusu tesisatta ‘ sözleşmesiz sayaçtan enerji kullanıldığı ‘ tespiti yapıldığını, tapılan tespit üzerine EPDK mevzuatı ve yönetmelik hükümleri uyarınca takip konusu kaçak tahakkukunun tanzim edildiğini, davalının takip dayanağı faturayı ödememesi üzerine aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının tahsili geciktirmek amacıyla mesnedsiz gerekçelerle haksız ve kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiğini, borçlu olmadığını beyan ederek takibin durmasını sağladığını, davalının borca ve ferilerine itirazlarının soyut olduğunu, davalı yan ile müvekkili şirket arasındaki sözleşme benzeri ilişki olup, para alacağının iadesinin söz konusu olduğundan davacı müvekkili şirketin ikametgahı mahkemesinin de bakmaya yetkili olduğunu, huzurdaki davanın ikame edilmeden önce arabuluculuğa başvurulduğunu, burada anlaşmaya varılamadığını, müvekkili şirket yetkililerince usul ve yasaya uygun olarak tanzim edilen kaçak/usulsüz elektrik tespit tutanağı kapsamında davalının kaçak elektrik kullanımının açık ve net olduğunu, müvekkili şirketin pek çok dosyasında karşılaşıldığı üzere benzer işyerlerinin kayba karıştığını ve erişilemediğini, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan Mahkemece öncelikle teminatsız olarak, gereğinde %115 teminat karşılığı ile de olsa borçlunun borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce 10/03/2023 tarihli ara karar ile; ” davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil kurum görevlilerince dava konusu tesisatta yapılan kontrolde, borçlunun ” elektriği kesik olan sayacı kullanıma açarak ” kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilmiş ve dosya kapsamındaki kaçak tespit tutanakları düzenlendiğini, alacağımızı ve haklılığımızı gösteren belgeler ve fatura dosyaya ibraz edildiğini, faturanın son ödeme tarihi geçmiş, ancak borçlu tarafından ödeme yapılmamış olmakla alacak muaccel hale geldiğini, müvekkil şirketin benzer şekildeki borçlu dosyalarında sıkça karşılaştığımız üzere ana sermayesi elektrik olan işyerleri kayba karışmakta ve erişilemediğini, borçlunun açılacak takibe karşı mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan, (gerekiyorsa %115 oranında) uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haczine karar verilmesi, ilk derece mahkemesinden talep edilmiş ise de ilk derece mahkemesince talep reddedildiğini, takibe dayanak faturalar kaçak elektrik kullanımından kaynaklı olup, alacağımız haksız fiile dayandığını, haksız fiilden kaynaklı davalarda tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel hale geldiği dikkate alındığında İİK 257. maddesine göre kanunen aranan ihtiyati haciz şartları oluştuğunu, (Yargıtay 17. HD 2016/7640E. , 2019/2530 K.) Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararı açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, İlk derece mahkemesinin gerekçesine baktığımızda, alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçe gösterilmiş ise de, alacağın varlığı faturalar ile sabit olduğunu, düzenlenen faturalar EPDK mevzuatına uygun olarak tanzim edilmiş olmakla, borçlu tarafından da faturalara itiraz edilmediğini, kanunen aranan yaklaşık ispat şartı fazlasıyla sağlandığını, kaldı ki; geçici hukuki koruma olan ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüş olup, tarafımızca da gereğinde %115 teminat karşılığı talepte bulunulduğunu, İlk derece mahkemesi kararına bakıldığında, yasal şartları oluşmasına karşın talebimizin reddedildiği açık olduğunu, borçlu, yasal şekilde tesis edilmiş sayaç üzerinden elektrik kullanmak yerine kötü niyetli olarak, profesyonelce kurulan bir harici hat düzeneği ile ”elektriği kesik olan sayacı kullanıma açarak ” kaçak elektrik kullandığını, borçlunun işlettiği iş yerinin esas sermayesi elektrik olup, borçlu yüklü miktarda iş yapıp, bunun karşılığını hiçbir şekilde ödemediğini, müvekkil şirket yapmış olduğu tüm işlemler EPDK mevzuatına uygun olarak yapıldığını, İlk derece mahkemesince verilen red kararı usul ve yasaya aykırı olmakla, ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak, gereğinde %115 teminat karşılığı ile ihtiyati haciz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK’nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ; ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli işlemlerde bulunursa; Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hük- müne yer verilmiştir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunul- madığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Eldeki dosyada da, dava kaçak elektrik kullanımına ilişkin fatura bedelinin tahsiline yönelik takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İhtiyati hacze konu alacak tak taraflı olarak düzenlenen tutanağa dayalı faturadan kaynaklanmaktadır. Alacağın varlığını ” yaklaşık ispat”a elverişli başkaca delil sunulmamış olup uyuş- mazlık konusu yargılamaya muhtaçtır. Dosyanın bulunduğu aşama itibariyle İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı BEDAŞ’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İhtiyati haciz talep eden BEDAŞ’ın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2023