Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2023/1014 E. 2023/2771 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2023/1014
KARAR NO: 2023/2771
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2022
NUMARASI: 2018/984 E – 2022/909 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketçe davacı aleyhinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, söz konusu icra takibinde davacı şirketin herhangi bir borcu olmadığı, icra takip konusu borcun … no.lu müşteri ve … sözleşme hesabına ait kaçak bedelden doğan borç olarak geçtiği, davacı şirket ile davalı kurum arasında yapılan 17.02.2017 tarihli abonelik sözleşmesinden de çok açık şekilde görüleceği üzere davacı şirketin müşteri numarasının … ve sözleşme hesap numarasının … olduğu, 17.02.2017 tarihli abonelik sözleşmesi yapıldıktan sonra davacı şirketin davalı kurumdan hiçbir şekilde fatura gelmediğini fark ettiği, davacı şirketçe kW bazın tüketim bedeli gösteren aylık faturaların gönderilmesi için davalı kuruma başvurulduğu, davalı kurumca bu durumun kabul edildiği, ancak yine fatura gelmediği, tüm bunların üzerinde davacı şirketin bulunduğu site görevlilerinin … barkod kodlu 21.01.2017 tarihli bir tutanağın davalı kurumca tutulduğu ve sayaç panosuna bırakıldığı bilgisini verdiği, davalı kurumca hukuka aykırı düzenlenen tutanağın “kayıtta olmayan sayaçtan (tesisatlı) enerji kullanımından dolayı” düzenlendiği bilgisi bulunduğu, tutanaktaki endeks değerlerinin davalı kurumun keyfiyetine göre belirlendiği, 17.02.2017 tarihli abonelik sözleşmesinde … seri no.lu … sayacın kayıt altına alındığı, davacı şirketçe 26.07.2017 tarihinde söz konusu tutanağa itiraz edilerek hala fatura gelmediği, önceki abonelerin borçlarının ayrıştırılarak davacıya yükletilmeden ve kW bazında enerji sarfiyatını gösteren fatura bilgilerinin davacı şirkete tebliği edilmesi gerektiği başvurusunun davalı kuruma yapıldığı, işbu başvuruya cevaben davalı kurumca hiçbir tüketim miktarı ve endeks göstermeyen elle doldurulmuş 12.09.2017 tarihli 26.158,16 TL bedelli bir fatura gönderildiği, kaçak olarak tüketildiği iddia edilen enerjinin hangi tarih aralığında ne kadar kW enerjinin kaçak olarak tüketildiği gibi tüketiciye yasalar gereği bildirilmesi gereken detayların bildirilmediği, yasalara aykırı düzenlenen faturayı tebliğ alan davacı şirketin aynı gün Üsküdar … Noterliği’nin 22.09.2017 tarihli ve … yevmiye no.lu ihtarnamesi içeriğiyle söz konusu faturada belirtilen borca açıkça itiraz edilip kabul edilmediği beyan edilerek , İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra takibinin teminatsız olarak ,aksi halde alacağın %15’i oranında mahkemece uygun görülen teminat karşılığında durdurulması ve akabinde iptaline, davacının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine, davacı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarında elektrik perakende satış şirketi ile aralarındaki ilişki kapsamındaki numaralardan bahsedildiği, davalı şirketin yetki sahası içerisindeki kaçak elektrik tespiti ve buna bağlı işlemler için “dağıtım sözleşme hesabı” “tesisat numarasına” dayalı olarak işlem yapıldığı, davacı adına düzenlenmiş olan kaçak elektrik tespit tutanakları incelendiğinde tesisat numarasının … davacının şirket adresinde kullanılan tesisatı gösterdiği, 21.07.2017 tarihinde davalı şirket görevlilerince gerçekleştirilen denetlemede davacı tarafından şirket kayıtlarında bulunmayan ve yasal şekilde tesis edilmemiş olan … seri numaralı sayaç ile tüketim yapıldığı tespiti edildiği, tesisata bağlı kayıtsız sayacın söküldüğü ve yerine … seri numaralı sayacın takıldığı, davacının elektriğinin kesildiği ve durumun … numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı ile kayıt altına alındığı, belirtilen tespit ve elektrik kesme işleminin ardından 05.01.2018 tarihinde davacı tarafından kullanılan tesisatın bulunduğu adreste gerçekleştirilen incelemede davacının 21.07.2017 tarihinde kesilmiş olan enerjiyi açmak suretiyle enerji kullandığı tespit edildiği ve … numaralı kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, yasal şekilde tesis edilmeyen sayaçtan elektrik tüketilmesi sebebiyle Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26/1-b maddesine göre enerjisi kesilen davacının kesilen enerjiyi açmak suretiyle enerji kullanmaya devam etmesi şeklinde gerçekleşen eylemin yönetmeliğin 26/1-c kapsamında kaçak elektrik kullanılması olarak kabul edildiği ve borçlu bulunmadığı tespiti talep edilen tutarın kaçak elektrik kullanıma dair hesaplamalara uygun olarak hesaplandığı beyan edilerek davalı şirketin kaçak tespiti, hesaplama ve faturalandırma sürecinde mevzuata uygun hareket emesi sebebiyle davanın reddini talep etmiştir. Mahkeme, 21.07.2017 tarihli … nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağında, … nolu tesisatın abonelik sözleşmesinde belirtilen sayaç seri numarasından (…) farklı bir sayaç seri numarasının (…) olduğu tespitleriyle , ilgili yönetmeliğin m.26/1(b) hükmüne göre kaçak elektrik kullanıldığı; 05.01.2018 tarihli … seri nolu Kaçak Elektrik tutanağında; ilgili yönetmeliğin m.26/1(c)’de belirtilen “Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,” ifadesiyle kaçak tüketimin varlığı ve davacı şirketin gecikme faiz ve diğer ferileriyle bilirkişi 10.462,29 TL borcunun var olduğunun tespit edildiği ve davanın ispatlanmadığı gerekçesi ile; “Davanın reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından yapılan yargılamada davalı şirkete müzekkere yazılarak “sayacın takılmasından önce sıfırlamasının yapılıp yapılmadığı hususunun sorulmasına ve yapıldı ise buna ilişkin laboratuvar sonuçlarının mahkemenize gönderilmesinin istenmesine” karar verildiği,buna ilişkin olarak müteaddit defalar (10.03.2022 ve 15.03.2022 tarihli müzekkereler ile) bu bilgileri dosyaya sunması için davalıya ihtarda bulunulduğu,ancak davalı şirket tarafından ısrarla bu müzekkerelere cevap verilmediği , herhangi bir laboratuvar sonucu ve 5 aylık süre içerisinde neden fatura tanzim edilmediğine ilişkin herhangi bir açıklamada da bulunulmadığını, davalı şirketin üzerine düşen ispat yükünü yerine getiremediğini,her ne kadar gelen yazı cevapları kapsamında ek rapor alınmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişiye gönderilmişse de, dosyaya davalı şirket tarafından yine herhangi bir belge sunulmadığı için yine eski haliyle ek rapora gitmiş ve tanzim edilen ek raporda bir değişiklik meydana gelmediğini,ek raporda da bilirkişi tarafından dosyaya 5 aylık dönemde neden fatura düzenlenmediğine ilişkin cevap verilmediğinden bahsedildiği,ayrıca her ne kadar bilirkişi ek raporunda sayacın endeksinin 0 olduğunu tespit ettiğini söylese de dosyada yine sayaç sıfırlama laboratuvar sonucu bulunmadığından söz edildiğini,bilirkişi kök raporundaki farazi sıfırlama işlemine göre farazi olarak yaptığı hesabında değişikliğe gitmeyeceğini değerlendirdiğini, öncelikle takılan sayaca ilişkin “sayaç sıfırlama laboratuvar sonuçlarının” celbedilerek bu hususta bir değerlendirme yapması ve sıfırlama yapılmadıysa hiçbir şekilde hesaplama için bilirkişi raporu alınmaması gerekirken, bu hususlara değinilmeden bu şekilde eksik ve hatalı bir karar verilmesinin usul ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece ısrarla sayaç sıfırlama raporlarının gönderilmesi istenmesine rağmen gerekli belgeleri ibraz etmeyerek üzerine düşen ispat yükünü yerine getirmekten kaçınan davalı şirketin , iddiasını ispat edemediğini,davacıya ait iş yerine takılan sayaçların sıfırlanıp sıfırlanmadığı laboratuvar sonuçları ile ispat edilemediğinden bidayet mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gibi , dosyadaki deliller değerlendirilmeden, hatalı bilirkişi incelemesi ve hatalı tespitlere dayalı karar verildiğini belirterek ,kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ,kaçak tahakkuku nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasında davalı tarafça davacı hakkında 9.540,34 TL asıl alacak, 747,96 TL işlemiş faiz, 134,63 TL.faizin KDV si olmak üzere toplam 10.422,93 TL.nın tahsilinin ilamsız takiple talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece bilirkişi …’tan alınan ilk bilirkişi kök ve ek raporunda davacının takipteki borcunun toplamda 3.659,57 TL olduğu belirlenmiş,mahkemece daha sonra bilirkişi … kara’dan alınan bilirkişi kök raporunda ; davacının dava konusu adreste … nolu tesisat ve … seri nolu Sayaç üzerine 17.02.2017 tarihinde Abonelik Sözleşmesi ve söz konusu kaçak tutanağı incelendiğinde ,bu tutanakların davacının sözleşmesinde belirtilen adres ve tesisat numarası ile uyuştuğu, dava konusu adres ve tesisat ta davalı tarafça kesilen elektriğin davacı tarafça izinsiz açıldığı ,yönetmeliğin 26/1(c)’ maddesinde belirtilen dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, mücbir sebep halleri dışında; yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, düzenlemesi ile davacının kaçak elektrik kullandığı ,daya konu edilen 05.01.2018 tarihli … nolu seri nolu Kaçak Elektrik tutanağı nedeniyle yapılan hesaplamada ,14.599,00 kwh elektrik tüketime konu elektrik bedelinin 5.322,39 TL olduğu, Kaçak Ceza Bedelinin 2.661,19 TL olduğu, vergi ve fonlar dahil toplamda 9.540,00 TL kaçak elektrik kullanım bedeli hesap edildiği,önceki bilirkişi tarafından ise, yeni takılan sayacın değerinin ne olduğu bilinmediğinden gün hesabı üzerinden hesaplama yoluna gidildiği ,davalı kurumun tesisatlara takacağı yeni sayaçlar sıfırlanmış (0 kwh) olarak kalibre edildikten sonra ilgili tesisatlara monte edildiğinden işbu sayacın da davacının aboneliği sırasında takılan yeni sayaç olduğu tespitleriyle sayacın son değerinin davacının tükettiği toplam enerji değeri olduğu icra takip tarihine kadar geçen sürede dava konusu kaçak elektrik kullanım bedellerinin gecikme faiz bedeli (737,69 TL) ve faiz KDV bedelleri (132,78 TL) dahil olmak üzere toplamda 10.410,48 TL hesaplandığı,ayrıca ,davacının 3. şahıs … AŞ ile olan iddialarına binaen abonelik başlangıcından kaçak tutanak tarihlerine kadar olan süreçte fatura tanzim edilip edilmediği, edilmediyse aboneliğin başladığı tarihten (17.02.2017) itibaren ilk kaçak tutanağına (21.07.2017) kadar geçen 5 aylık süre boyunca neden fatura tanzim edilmediği, … firmasının abonelik kaydı sonrasında davalı kurum …’a elektriğin açılması için bildirimde bulunup bulunmadığı, işbu bildirim bulunulduysa … firmasının kayıtsız sayacı elektriği açarken tespit edip edemediği hususlarında müzekkere yazılmasının yerinde olabileceği” belirtilmiş, davacının adresine 21/07/2017 tarihinde takılan … seri numaralı sayacın takılmasından önce sıfırlamasının yapılıp yapılmadığı sorulduktan sonra aynı bilirkişiden ek rapor aldırılmıştır. Alınan ek raporda ise, kaçak Tutanağına konu tüketim miktarının doğru tespit ve hesap edildiği,kaak tutanağına konu bedelin haksız fiil tarihi olan 05.01.2018’den icra takip tarihine kadar geçen sürede dava konusu kaçak elektrik kullanım bedellerinin gecikme faiz bedeli (781,60 TL) ve faiz KDV bedelleri (140,69 TL) dahil olmak üzere toplamda 10.462,29 TL hesaplandığı,ancak davalı tarafça 10.422,93 TL talep edildiği belirtilerek, kök raporun son kısmında belirttiği husus aynen tekrar edilmiştir. Davacı tarafın kayıtsız sayaçtan elektrik kullandığı ,saya değişikliği yapıldıktan sonra izinsiz olarak sayacın açılarak kullanılmaya devam ettiği,bunun da yönetmelik hükümlerine göre kaçak kullanım olduğu belirlenmekle,dosyaya gönderilen bilgi ve belgelerde yeni takılan sayacın sıfırlanmış olarak takıldığının belli olduğu anlaşılmıştır. Bu doğrultuda son bilirkişi kök ve ek raporu itibarıyla yapılan kaçak tahakkuk hesabında aykırılık görülmediğinden,hükme dayanak son bilirkişi kök ve ek raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/09/2023