Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/991 E. 2023/266 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/991
KARAR NO: 2023/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/04/2021
NUMARASI: 2019/899 E – 2021/339 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 31/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile davalı tarafça icra takibi yapıldığını, müvekkilinin süresinde itiraz etmemesi sebebi ile takibin kesinleştiğini ve akabinde müvekkilinin haciz tehdidi altında olması sebebiyle 6.265 TL tahsil edilerek dosyanın infaz olduğunu, bu bedelin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde müvekkilinden tahsil edildiğini , borcun dayanağı icra takibinin … nolu abonelik ile alınan cep telefonu hatlarına ilişkin faturalar olduğunu, ancak bu fatura bedeline ilişkin hizmetin davalı yanca sunulmadığını, bununla birlikte müvekkilinin gerçek kişi olup yapılan sözleşme ve faturalarda görülereceği üzere ilgili abonelik ve faturaların … Oto San ve Dış Tic Ltd Şti adına olduğunu, tüm bu nedenlerle 6.265,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında mobil telefon hizmet sözleşmesi imzalanmış olduğunu, müvekkilinin sözleşme hükümlerine göre üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, ancak hizmet karşılığı bedelleri alamadığını, hakkında icra takibi kesinleşen davacının 6.281,60 TL borcunu kabul etmesi ve dosya borcunu ödemesi üzerine icra takip dosyasının kapatıldığını, davacının şikayetinin haksız ve yersiz nitelikte olduğunu, icra takibinin itiraz edilmeksizin kesinleşmesi ve ödemenin yapılması nedeniyle dava şartı niteliğindeki hukuki yarar şartı yokluğundan davanın usul ve esastan reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davanın Kabulü ile 6.265,00 TL’ nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu ile davalı kurum arasında mobil telefon hizmet sözleşmesi imzalanmış olup, hizmet sağlayıcı müvekkilinin sözleşme hükümlerine göre üzerine düşen yükümlülüklerini ve abonelik hizmetlerini yerine getirmiş ve sunmuş olduğu, ancak, davacı/borçlu tarafın yararlandığı müvekkilinin sağladığı ve sunduğu abonelik hizmetlerinin karşılığı olan bedelin ödenmediği, bu sebeple, davacı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği, davacı tarafça borca itiraz edilmemiş ve takibin kesinleşmiş olduğu, Abonelik Sözleşme evrakları incelendiğinde görüleceği üzere, davacının şirket müdürü sıfatıyla abonelik Sözleşmesini imzaladığı, İlk Derece Mahkemesince yeterli inceleme yapılmadan hukuka aykırı olarak davanın kabulüne karar verildiği, bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan eksik inceleme ile verilen kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. …nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; abonelik sözleşmesinin incelenmesinde abone kısmında davacı adı yazılı ise de ,ünvan kısmında dava dışı şirket adının yazılı olduğu,sözleşmeye imza sirkülerinin eklendiği ,davacının şirket temsilcisi olduğu, sözkonusu aboneliğe ait faturaların dava dışı şirket adına düzenlendiği,böylece davalı şirketin abonesinin ve fatura borçlusunun dava dışı …Ltd. Şti. olduğu anlaşılmıştır. Davalı şirketçe, dava dışı şirkete ait faturalara dayanılarak İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğü dosyasında 26/05/2016 tarihinde davacı hakkında borçlu sıfatıyla takip yapılmış ve takip kesinleşmiştir.Dosya borcu ,takip borçlusu olarak gösterilen davacı tarafından ödenmiş olup,bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Buna göre ,takip konusu alacağın dava dışı şirketin borcundan kaynaklandığı da açıktır. Dosya içerisindeki İTO kaydının incelenmesinde; davacının dava dışı şirketin eski ortağı ve münferiden yetkili müdürü olduğu ,temsil görevinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin belli olmadığı görülmüştür. 30/04/2014 tarihli imza sirkülerine göre davacı ,dava dışı şirketin temsilcisi konumunda olup,şirket kararına göre davacının 24/04/2014 tarihinde bitecek olan şirket müdürlüğünün 20 yıl daha uzatılmasına karar verildiği ,bu sebeple takip tarihinde şirket temsilcisi olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda ,davacı şahsi borcunu değil ,dava dışı şirketin borcunu ödemiştir. Mahkemece ;davacının anılan borca şahsi kefaletinin bulunmadığı, İTO kayıtlarına göre davacının dava dışı borçlu şirketinin eski ortağı olduğu şirket yetkilisi ve müdür sıfatını taşımadığı, limited şirketlerde ortakların kamu borçları haricindeki şirket borçları nedeniyle şahsi sorumlulukları olmayacağı, davacı hakkında başlatılan takibin haksız olduğu, davalı tarafça limitet şirketin borcu nedeniyle şirket ortağının şahsen sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak ,takip konusu borç, ödenmeyen telefon faturalarına ilişkin olup, olayda davalı şirketin fatura alacağını tahsil ettiği,bu sebeple davalının değil,borcu ödenen dava dışı şirketin sebepsiz zenginleştiği ve davacının dava dışı şirketten sebepsiz zenginleşme kurallarına göre alacağı tahsil etmesi gerektiği değerlendirilmekle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve hukuka aykırı olmakla ,davalı istinafının kabulü ile kararın kaldırılması ve yeniden esas hakkında “davanın reddine” dair aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf talebinin kabulü ile,istinaf konusu karar HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın REDDİNE, 2- Harçlar Yasası gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 107,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 72,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına, 3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihindeki AAÜT uyarınca 6.265,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısımların kararın kesinleşmesi halinde yatıran taraflara iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf aşamasında yapmış olduğu 40,00 TL istinaf masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 31/01/2023