Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/960 E. 2023/238 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/960
KARAR NO: 2023/238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/02/2022
NUMARASI: 2021/415 E – 2022/56 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kullanıcısı olduğu … nolu tesisatla ilgili 15/04/2014 tarihinde tutulan zabıt gereğince müvekkili firmanın ölçü devresinde tüketimi kayıt altına alan sayacın takılı olduğunu, sayaca herhangi bir müdahalede bulunulmadığını, sayacın yapılan tüketimi doğru kayıt altına aldığını, endekse dayalı fatura tahakkuku yapılması gerektiği halde kaçak tarife üzerinden 45.566,50-TL kaçak elektrik tahakkuku yapıldığını, EPDK Müşteriler Yönetmeliği Yönetmeliği ve Kurul Kararına aykırı olarak sayaca hiçbir müdahele olmadığı halde müvekkili firma hakkında yapılan fatura tahakkukunun davalı adına sebepsiz zenginleşme sağlayacağını, gerçek tüketim bedeli olan 14.600,00-TL dışında kalan 30.966,50-TL oranında borçlu olmadıklarının tespitine ve faturanın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesinde bildirilen aboneliğin davacıya ait lokanta için yaptırıldığını ve lokantanın ticari işletme olduğunu bu nedenle TTK.nun 5.maddesi gereğince yetkili mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek öncelikle davanın görevsizlik yönüyle reddine, davacının … seri nolu tutanağa istinaden müvekkili şirket tarafından yapılan tahakkuk ve hesaplamaların Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine uygun olarak doğru yapıldığını, ilgili belgelerin dosyada mevcut olduğunu, Yönetmeliğin 13. maddesine göre kaçak elektrik tüketimi olduğunu, davacı hakkında düzenlenen tutanakların EPDK mevzuatına uygun olarak düzenlendiğini, her türlü dava, şikayet ve cevap haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “Abonelik kaydı bulunmayan şüphelinin karşılıksız yararlanma kastı bulunmaksızın kurumun tespitine engel olmayacak şekilde kayıtsız sayaçtan geçirmek suretiyle ölçümlü elektrik kullandığı ve sayaca da herhangi bir müdahalesinin bulunmadığı, davalı şirket yetkililerince bir iddia bulunmaması ve tüketicinin 11.3.2013 tarihli elektrik bağlama müracaatının bulunması dolayısıyla Madde: 14/b-c-e-h bentlerinde tanımlanan hallere göre usulsüz elektrik kullanımına İlişkin hükümlerin uygulanmayacağı ve suç oluşturmayacağının sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bilirkişimizce 08.05.2014 tarihli , 28994 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği bükümleri esas alınarak yapılan hesaplamada 5.830-TL olarak hesaplanmıştır. Bu durumda davacı …’ in … tesisat nolu işyerinde zabıt tutulması Kurum yetkililerinin 15.04.2014 zabıt tarihinden, geriye dönük olarak 11.03.2013 tarihine kadar 409 gün usulsüz tüketim yapıldığı gerekçesiyle aboneye 45.566,50 TL usulsüz tüketim tahakkuku çıkarılmasının yürürlükteki mevzuata uygun bulunmadığı davacı tarafın kullandığı usulsüz etektrik enerjisi bedelinin 5.830-TL olduğunu belirlenmiştir. Ancak taleple bağlı kalındığı ” gerekçeleriyle davanın kısmen Kabulü ile 45.566,50-TL lik faturadan dolayı, davacının davalıya 30.966,50-TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir., Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 20/05/2021 tarih ve 2020/5 E-2021/1461 K sayılı kararımızla “Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafın kullanımının usulsüz kullanım olduğu gerekçesiyle 90 günlük süre üzerinden hesaplama yapılmış, ancak kurumu yapılan başvuru sonucu abonelik sözleşmesi yapılmama gerekçesine değinilmemiş, başvuru tarihi olan 11.03.2014 ile zabıt tarihi olan 15.04.2014 tarihi arasındaki tüketimlerin faturalandırılıp faturalandırılmadığı değerlendirilmemiştir.” gerekçesiyle davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak davacıya ait abone dosyası getirtilerek abonelik başvurusu da değerlendirilmek suretiyle üç kişilik uzman bilirkişi heyetiyle incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir. Kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince ” Dava konusu uyuşmazlığın yalnızca Kuruma kayıtsız sayaçtan elektrik kullanımı nedeniyle tespit tutanağının tanzim edildiği anlaşılmıştır. Sayaca tüketici tarafından müdahale edildiği ve sayacın hatalı kayıt yaptığı ile ilgili davalı vekili tarafından bir iddialarının bulunmadığı anlaşılmıştır… Davacının, kullandığı elektrik enerjisine ilişkin kaçak ve ek tüketim bedelleri davalı şirketin tahakkuk ettirdiği enerji bedeli 45.566,50-TL, Davacının kullandığı elektrik enerji bedeli 16.901,39-TL, Davacının borçlu olmadığı bedel 28.665,11-TL, Davacı … Tic. Ltd. Şti’nin kullandığı elektrik enerjisinin bedeli 16.901,39-TL olarak belirlenmiştir. ” gerekçeleriyle Davanın kısmen Kabulü ile 45.566,50-TL lik faturadan dolayı, davacının davalıya 28.665,11-TL borçlu olmadığının tespitine, 16.901,39 Tl borçlu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; sayacın doğru kaydetmediği varsayılarak hesaplamanın davacı iş yerinin kurulu gücüne göre hesaplanmasının hatalı olduğunu, dava konusu tahakkukların ve sayaç değerlerinin doğru bulgu ve belgelere dayandığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkil Şirket tarafından yapılan tahakkuk ve hesaplamalar EPDK ve ilgili Yönetmeliğe uygun olduğunu, kullanımın sayaçtan geçse de kaçak kullanım olduğunu, davacı tarafça kaçak tespit tutanaklarının aksini kanıtlamadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.Dava, kaçak elektrik tahakkukları nedeniyle menfi tespit talebine ilişkindir.Dairemiz kaldırma kararı sonrası ilk derece mahkemesince oluşturulan bilirkişi heyeti raporlarında; Davacının yönetmelik hükümleri gereği perakende elektrik sözleşmesi yapmak için 11.03.2013 tarihinde davalı şirkete başvurduğunu, Yönetmeliğe göre davacının talebinin ne şekilde karşılanabileceği başvuru tarihinden itibaren yirmi iş günü içerisinde başvuru sahibine yazılı olarak bildirilmesi gerekirken davalı şirket tarafından davacıya geri dönüş yapılmadığını, davacının sözleşme ve bağlantı işleminin tamamlanmasını beklemeksizin işyerinde kayıtsız sayaçtan elektrik enerjisi kullandığını, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği 14. Maddesinde; “Müşterinin; dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından 7. madde çerçevesinde yapılması gereken bağlantı işleminin tamamlanmasını beklemeksizin, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemeyecek şekilde bağlantı yapması, hallerinde, usulsüz elektrik enerjisi tüketmiş sayılır” hükmünün yer aldığını, e davacının kaçak değil, usulsüz elektrik enerjisi kullanımı oluşturduğundan davacının kullandığı elektrik enerjisinin bedelinin kaçak tarifesinden değil, normal tarife fiyatlarıyla saptanması gerektiğini, davacının işe başlama tarihinin 09.05.2013, tutanak tarihi ise 15.04.2014 olduğunu, davacının 09.05.2013-15.04.2014 arasında 341 gün faaliyetinin olduğu ve dolayısıyla elektrik enerjisi kullandığını, dava konusu olayda tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değeri olmadığından işyerinin kurulu gücüne göre saptanacaktır. İş yerinin kurulu gücü 27,46 kW, ortalama günlük çalışma saati 8,33 saat, kullanım süresi 341 gün, kullanma faktörü 0,6 olduğundan tüketim 27,463 kWx0,6×8,33x341gün— 46805,685 kWh olarak hesaplandığını mütalaa etmişlerdir. Buna göre, davalı alacaklının menfi tespit davasında alacağı ve kaynağını ispat etmesi gerektiği gibi tacir olan davalı şirket de tutanak ve dayanaklarını ispat etmelidir. İlk derece mahkemesi tarafından işaret edildiği gibi yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden elektrik enerjisi tüketilmesi halinde tutanak tanıklarının iş yerinde kurulu olan gücü tutanağa geçmeleri yönetmelik gereğidir. Kaçak tutanağında bu tespit yapılmamış, sayaç değerleri esas alınmıştır. Mahkemece kayıtsız sayacın kaydettiği değerlere itibar edilemeyeceğinin kabulüyle kurulu güç hesabı yapılması isabetlidir. Belirtilen nedenlerle, dosya kapsamı, mevcut delil durumu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemece; verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebinin HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.958,11-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 490,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.467,41-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/01/2023