Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/885 E. 2023/421 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/885
KARAR NO: 2023/421
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2022
NUMARASI: 2017/741 E – 2022/56 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 24.05.2011 yürürlük tarihli elektrik enerjisi satış ve hizmetleri ile ilgili sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 1 (bir) yıllığına yapıldığını, sözleşmenin ll.maddesi kapsamında kendiliğinden aynı şartlar altında birer yıl uzadığını, sözleşmenin davalı tedarikçinin ticari nitelikte sözleşmeye ek Ticari Uygulama Protokolü madde 3′ te yer alan %29′ luk fatura indirimi ve tüketiciye yansıtılmaması gereken YEK bedelinin tedarikçi tarafından davacı tüketiciye yansıtılması nedenleriyle 6 yıl sonunda sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini, davacıya ait abonelik numaralarının “…, …, …, …, … ve …” olduğunu ve toplam 6 adet sayaç üzerinden elektrik satın alma işleminin gerçekleştirildiği, söz konusu kesilen tüm faturaların ibraz edilmesi gerektiğini, EPDK tarafından taraflarına verilen cevapta davalı tedarikçinin normalde YEK bedelini faturaya yansıtmaması gerektiği, ancak davalının YEK bedelini faturaya yansıtarak haksız çıkar elde ettiğini ve taahhüt ettiği %29′ luk fatura indirim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sözleşmeyi gereği gibi ifa etmediğini belirterek, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi ve haksız bir şekilde müvekiline yüklenilen YEK bedelinin ve fatura indirim bedelinin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, bilahare davasını ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından iddia edilen indirimin uygulanmadığına ilişkin olarak iddiaların gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında 24.05.2011 tarihinde tedarik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle elektrik tarifeleri EPDK tarafından kayıp kaçaklı olarak açıklandığını, bu suretle anılan dönemde aktif enerji bedeli ve kayıp kaçak toplamı üzerinden indirimli tekliflerin sunulduğunu, sözleşmenin protokol sayfasında da A ve B şıkları ile seçili şekilde indirimin kayıp kaçak bedelini içeren tek zamanlı Ticarethane tarifesi üzerinden olduğunu, Kayıp kaçaklı bedel üzerinden %29 olan indirim o dönem için kayıp kaçaksız bedel üzerinden %15 olarak belirlendiğini ve aboneye de o şekilde uygulandığını, ayrıca sözleşmenin 4.2 nci maddesi incelendiğinde müvekkili şirkete tek taraflı fiyat revize etme hakkının tanınmış olduğunu, anılan madde de aynen ” Ulusal Perakende Satış Elektrik tarife yapısındaki kayıp kaçak bedeli fiyatlarında herhangi bir değişiklik yapılması durumunda yapılan bu değişiklik birim satış fiyatına her iki yönde de kayıp kaçak bedelinde yapılan değişiklik oranlarında yansıtılacaktır. …ayrıca kayıp kaçak bedelinin dağıtım bedellerine gömülü hale getirilmesi durumunda ise tarifedeki müşteri birim satış fiyatında kayıp kaçak bedeli kadar indirime gidileceği için anlaşmadaki indirim oranı kadar revize edilecektir.” hükmünün taraflarca kararlaştırıldığını, anlaşılacağı üzere kayıp kaçak oranında değişiklik olması durumunda değişiklik oranında indirim oranının revize edileceğinin açıklandığı, sözleşmenin 4.3 maddesi incelendiğinde ise EPDK ve diğer kurumlar tarafından tarifede değişiklik yapılması durumunda Tedarikçi tarafından bu değişikliklerin Aboneye yansıtılacağının belirtildiği, davacının bu değişiklikleri o dönemde kabul ettiği, ancak sözleşmeyi erken fesih ettiğinden dolayı çıkan cezalara karşılık talepte bulunduğu, Nisan 2012 dönemi Mayıs tarihli elektrik faturalarına kadar sözleşmeye uygun şekilde kayıp kaçak fiyatları da göz önünde tutularak indirimin uygulandığını, 2012 yılı başında elektrik piyasasında ve maliyetlerde ciddi yükseliş olduğunu bu nedenlerle elektrik firmalarının sözleşmelerini revize veya fesih ettiğini, müvekkili şirketin de davacı tarafa durumu ilettiğini, davacı tarafın bu talebe bir dönüş yapılmadığı için talepte belirtilen 1.opsiyonun uygulandığını ve %5 indirimli olarak satışa devam edildiğini, sözleşmenin fesih anına kadar söz konusu indirimin devam edildiğini, sözleşmenin 13.maddesinde bildirimler maddesinde posta yolunun bildirimler arasında yer aldığını, kargo şirketinin kayıtlarında 06.04.2012 tarihli kayıtları ile protokol ve bilgilendirmenin ulaştığının net olduğunu, davacının diğer beyanında müvekkili şirketin YEK bedellerini faturaya yansıtarak haksız kazanç elde ettiğini iddia ettiğini ancak müvekkili şirketin faturalarda keşide edilen YEK bedelini sözleşmenin 5.maddesi ve mevzuat hükümleri doğrultusunda davacı tarafa yansıtıldığı, YEK bedelinin Yenilenebilir Enerji Kanunu teşviki kapsamında üretim yapan santraller için abonenin tüketimiyle orantılı olarak aylık faturalara yansıtılan bir bedel olduğunu, bu bedelin müvekkiline bir kazanç sağlamadığını ve vergi, fon, ve dağıtım bedelinde olduğu gibi ilgili kurum olan …’ a ödendiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; “12/04/2021 havale tarihli bilirkişi heyet raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli, açık, sade ve dosyamız kapsamı ile uyumlu olduğu kanaatine varılmakla anılan rapor doğrultusunda taraflar arasında akdedilen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi 5. maddesinde ve Ticari Uygulama Protokolü 4.maddesinde YEK bedeline ilişkin bir hüküm olmadığı, sözleşme hükümlerinin YEK bedeline gerekçe teşkil edemeyeceği, düzenlenen faturalara yansıtılan toplam YEK bedelinin 1.938,78 TL olduğu, Davalı tarafından davacıya düzenlenen elektrik faturalarına, 2012/5 döneme kadar % 29 indirim uygulandığı, sonraki dönemlerde % 29’luk indirimlerin uygulanmadığı, ayrıca 2016/4 ve 2016/5 dönemlerinde de indirim uygulanmadığı, ibraz edilen faturalara ilişkin davacı tarafından toplam KDV ve fonlar dahil 466,87 TL fazladan elektrik tüketim bedeli ödendiğini, davalı tarafça düzenlenmiş 06.04.2012 tarihli protokole ilişkin bildirimin karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, bu bağlamda %29’luk indirim uygulanması neticesinde davacının indirim bedeli olarak 16.246,00+466,87 TL olmak üzere toplam 16.712,87 TL alacağının bulunduğu” gerekçeleriyle davanın kabulü ile 16.712,87 TL indirim bedeli ve 1.938,78 TL YEK bedeli olmak üzere toplam 18.651,65 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin özel hukuk hükümlerine tabi olarak yapıldığını, ikili anlaşma hükümlerini taraflar arasındaki ticari ilişkinin kurallarının belirlediğini, müvekkili tedarik şirketi de davacının tüketiminden dolayı fazladan maliyete katlanmak zorunda olmadığı için bu durumu sözleşme m.5’de düzenlediğini ve bu maddeye uygun olarak dava konusu bedeli, davalının toplam tüketimiyle birim fiyatları çarparak hesaplayarak fatura keşide ettiğini, bu bedel üzerinde davalının herhangi bir kar yada zararının söz konusu olmadığını, ancak abonenin tüketiminden olan bir maliyete katlanması da ticari olarak düşünülemeyeceğini, sözleşme kapsamında abonenin tüketimi ile ilgili maliyet bedellerinin tamamının aboneye yansıtılacağının kararlaştırıldığını, YEK bedelinin de abone tüketimlerinden kaynaklanan bir maliyet kalemi olduğunu, sözleşmede belirtilen maliyetlerin sözleşme metodolojisi olarak tek tek sayma yoluyla yapılmadığını ve bu bedellerin tamamının kapsam içine alındığını, müvekkilinin sözleşmenin 4.2. Maddesi gereği sözleşmeyi tek taraflı olarak revize etme imkanı olduğu halde piyasa koşullarında meydana gelen beklenmedik artışlar sebebiyle indirim oranını revize etmek için davacı aboneye seçenekler sunduğunu, bu anlamda karşı tarafça herhangi bir seçim yapılmadığından seçim yapılmaması halinde hangi orandan devam edilecekse o oranda indirim uygulanmaya devam ettiğini, davacı tarafın indirim güncellemesine sessiz kaldığını ve bu nedenle kabul etmiş sayıldığını, bilirkişi raporunda bu anlamda doğru bir tespit yapılamadığını, itirazlarının değerlendirilmediğini, raporda k/k’lı rakamdan hesaplama yapılmadığını, buna ilişkin iddialarına cevap da verilmediğini, eksik raporun hükme esas alındığını, bilirkişinin tablolarına K/K bedellleri eklendiğinde 26492,69 TL ilave edilmesi gerektiğini, böylece aboneye %29 indirim ve K/K yansıtılacak sekilde hesaplama yapıldığında 26492,69-16246= 10246,69 TL abone lehine (eksik) faturalama yapıldığını, yani yapılan düzenleme zaten mevcut protokole göre tüketicinin lehine olacak sekilde gerçekleştirildiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, davacıdan sözleşme hükümlerine göre fazla yapılan tahsilatın iadesi talebine ilişkindir. Uyuşmazlık ise, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davalının davacıdan YEK bedeli ve indirim bedeli adı altında fazladan yapmış olduğu tahsilatın bulunup bulunmadığı, mevcut ise miktarının tespiti ve davacıya iadesinin gerekip gerekmediği noktalarındadır. Davacı, serbest tüketici olarak indirimli elektrik enerjisi satın alabilmek için tedarik şirketi olan davalı ile 24.05.2011 tarihinde 6 adet abonelik için bir yıl süreli %29 indirimli ticarethane grubundan ikili anlaşma yaptığı, davalı şirketin elektrik piyasa maliyetlerindeki yüksek artışları gerekçe göstererek indirim oranını belirten belge ve protokol yazısını iki seçenekli olarak davacıya 05.04.2012 tarihinde gönderdiği, yazının davacıya tebliğinin davalı tarafça ispatlanamadığı, davacı davalının yazısına cevap vermediğinden davalı %5 indirim seçeneğini uygulayacağını bildirdiği hususlarında ihtilaf yoktur. Mahkemece dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir. 24/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişiler; davalı şirketin, hem indirim uygulamadığından, hem de faturalara YEK bedeli adı altında kalem ilave ederek davacıya indirimli fiyat yerine zamlı fiyattan elektrik enerjisi satışı yaparak taraflar arasında yapılan sözleşmeye aykırı davrandığı, davalının fazla tahsil ettiği 2.411,25 TL davacıya iade etmesi gerektiğini mütalaa etmişler, ek raporlarında ise, aynı görüşlerini tekrarlamışlardır. 11/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda ise; Dava konusu faturalarda düzenlenen Yek Alacak Tutarı toplamının 1.938,78 TL olduğu, Taraflar arasında yapılan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi 5. Maddesinde ve Ticari Uygulama Protokolü 4.maddesinde YEK bedeline ilişkin bir hüküm olmadığını, Sözleşme hükümlerinin YEK bedeline gerekçe teşkil edemeyeceği, Davacı … Şirketi (Abone)’nin adına düzenlenen faturalara yansıtılan toplam 1.938,78 TL YEK bedelinden sorumlu tutulamayacağını, davalı Şirket tarafından Davalı adına düzenlenen elektrik faturalarına 2012/5 döneme kadar %29 indirim uygulandığı, sonraki dönemlerde %29 luk indirimlerin uygulanmadığı, Ayrıca 2016/4 ve 2016/5 dönemlerinde indirim uygulanmadığı tespit edilmiş olup, ibraz edilen faturalara ilişkin Davacı tarafından toplam KDV ve fonlar dahil 466,87-TL fazladan elektrik tüketim bedeli ödendiğini, mahkemece, davalı tarafça düzenlenmiş 06.04.2012 tarihli protokole ilişkin bildirimin yasal yükümlülüklere uygun olmadığının ve %29 luk indirim uygulanması gerektiğinin kabulü halinde davacı tarafça 16.246,00-TL talep edilebileceğine dair rapor sunmuşlar, ek raporda da aynı görüşlerini tekrarlamışlardır. Mahkemece son rapor benimsenmiş ve hükme esas alınmıştır. Buna göre yapılan değerlendirmede, taraflar arasında elektrik tedarik sözleşmesinin kurulduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için sözleşme hükümlerinin irdelenmesi gereklidir.Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 5.2 maddesinde “ilgili kamu kurum ve kuruluşları veya abonenin bağlı olduğu elektrik dağıtım şirketi tarafından belirtilen pay, fon, vergi bedel ve oranlarında yapılacak lehte ve aleyhte değişikler ve gelecekte tahsil edilmeye başlanabilecek her türlü ek vergi, fon, bedel, pay ve masraf aboneye değişiklik tarihi itibariyle bildirilerek faturaya aynen yansıtılacaktır” düzenlemesinin bulunduğu, dava konusu kalemlerin sözleşmede düzenlenmediği anlaşılmakla mahkemece YEK bedeli yönünden verilen karar usul ve yasaya uygun olup buna ilişkin davalının istinaf itirazları yerinde değildir. İndirim oranları yönünden ise; sözleşmede kararlaştırılan indirim oranının davalı tarafça sonrasında tek taraflı olarak değiştirildiği, Sözleşmenin Ticari Uygulama Protokolü: 3.maddesinde; Birim Satış Fiyatı (kayıp kaçaklı, tek terimli, ticarethane) üzerinden %29 indirim uygulanacağı, 4.maddesinde; toplam satış bedelinin hesaplanmasının formülünün gösterildiği, bilirkişiler tarafından, davalı şirket tarafından düzenlenen faturalarda Aktif Enerji Bedeli, Dağıtım Bedeli ve PSH bedelinin ayrı ayrı yansıtıldığı, ancak iletim bedelinin dâhil edilmediği, sözleşmede iletim bedellerinin de toplam satış bedelinin hesaplanmasına dâhil edileceğinin belirtildiği, faturalarda bu bedel eyer verilmediği, 2016 döneminden sonra dağıtım bedeline dâhil edilen kayıp kaçak bedeline ilişkin olarak 2016 fatura dönemlerinde kayıp kaçak oranlarına ait indiriminin de dikkate alınması gerektiği, davacı şirket tarafından uygulanmış olan Aktif Birim fiyat (kayıp kaçak, tiletim dâhil) ile EPDK Tarife tablosunda yer alan Kayıp Kaçak dâhil birim fiyatlara ayrı ayrı yer verilerek EPDK tarife tablosunda 2012/05 döneme kadar %29 ve bu dönemden sonra % 5 oranında indirim yapıldığında oluşan birim fiyatlar mukayese edilerek hesaplama yapıldığı, davalı tarafından 2012/05 dönemine kadar %29, sonraki dönemlerde %5 indirim yapıldığı , 2016 yılının 04 ve 05. Dönemlerinde herhangi bir indirim uygulanmadığı tespit edilerek hesaplama yapıldığı, K/K bedelinin de aktif enerji bedeline gömülü olduğu, hesaplamanın sözleşmeye uygun olduğu sonucuna varılmakla, mahkemece alınan bilirkişi raporu yeterli teknik inceleme içerdiğinden, hüküm kurmaya elverişli olmakla, hükme esas alınmasında ve ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.141,66-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 285,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 856,25-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/02/2023