Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/87 E. 2022/2599 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/87
KARAR NO: 2022/2599
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/05/2021
NUMARASI: 2020/319 E – 2021/396 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Tüketici mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen 18/04/2012 tarihli Perakende Satış Sözleşmesi gereğince elektrik temin eden davacı Eylül 2019 tarihinde , ödenmemiş elektrik borçlarının bir kısmını ödemek için davalı kuruma giden gitti- ğinde”elektriği sözleşmesiz olarak kullandığı, sözleşmenin Temmuz 2019 ayı itibarı ile feshedildiği”nin söylendiğini, davacı yeni sözleşme yapmak istediğinde ise “geçmiş elektrik borçlarının tamamı ödenmediği taktirde sözleşme imzalanmayacağı”nın söylendiğini, davacının geçmiş borçlarının bir kısmını peşin ödediğini, bir kısmını da taksitlendirip yapılandırarak 30/09/2019 tarihinde yeni sözleşme imzaladığını, Davalı kurum tarafından 03/10/2019 tarihinde 49.098,63 TL bedelli son ödeme tarihi 14/10/2019 olan bir fatura düzenlendiğini, fatura içeriğine bakıldığında davacıya aktif enerji ceza bedeli olarak 20.226,10 TL ve bu bedel üzerinden KDV tahakkuk ettirildiğinin görüldüğünü, aynı tarihte faturaya ilişkin kısmi itirazda bulunduklarını, davalı tarafça 16/10/2019 tarihli cevabi yazı ile “söz konusu faturalandırma işleminin sözleşmesiz olarak yapılan kullanıma ilişkin olduğu” belirtilerek talebine kabul edilmediğinin bildirildiğini, Davalı tarafça Temmuz 2019 ayında yapılan sözleşmenin tek taraflı feshi işleminin usulüne uygun olmadığını, bu hususta davacıya herhangi bir yazılı bildirimde bulunulmadığını, ayrıca Temmuz 2019 ile davacının yeni sözleşme tesis ettiği 30/09/2019 tarihleri arasında sayacın mühürlenmediğini ve elektriğinin kesilmediğini, kullandığı tüm elektriğin sayaçtan geçtiğini, kaçak elektrik kullanımı olmadığını beyanla, Öncelikle davacının 03/10/2019 tarihli 49.098,63 TL bedelli faturada kısmi olarak itirazda bulunduğu 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarı nedeniyle davalı tarafça elektrik kesinti yapılmaması yönünde ihtiyati tedbir verilmesini,
Yargılama sonunda davacının 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarı sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, davacı tarafından işbu faturaya istinaden toplamda 25.810,00 TL ödeme yapıldığından ve yapılan ödemeler faturanın itiraza uğramayan kısmını açmış olduğundan 24.866,80 TL aktif enerji ceza bedeli ve KDV tutarına mahsup edilen ve işbu dava tarihinden sonra ödenmek durumunda kalınacak kısmının ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle elektrik tüketimi yapılan dava konusu adresin “ticarethane” davanın her iki tarafının “tacir”,görevli mahkemenin İstanbul Çağlayan Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Davacının işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, Müvekkili şirket tarafından davacı tarafın “kayıtsız sayaç ile kaçak elektrik kullandığı” tespit edilmekle mevzuat kapsamında gerekli işlemler yapılarak kaçak elektrik kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, yapılan işlem ve hesaplamada usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını beyanla dava- nın reddini savunmuştur. İstanbul 9.Tüketici Mahkemesi’nin 2020/16 Esas- 2020/160 Karar nolu ilamı gereğince “uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK kapsamında kalmadığı”ndan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, davacı tarafın yasal süre içindeki başvurusu üzerine dosya İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin esasına kaydedilmiştir. Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda ise “sübut bulmayan davanın reddine, İİK 72/4 mad uyarınca ihtiyati tedbir kararının kaldırılmış olması nedeniyle kötüniyet taz- minatı verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;Taraflar arasında imzalanan 18/04/2012 tarihli sözleşmenin 10. maddesinde sözleşmenin ne şekilde sona erdirileceğinin düzenlendiğini,sözleşmenin 10 maddesinin “b” bendinde belirtilen durum için 10 gün, “d” bendinde belirtilen durum için 15 gün önceden müvekkiline yazılı bildirimde bulunulması gerektiğini, davacının elektriği sözleşmesiz olarak kullandığını bilmediği dönem için tahakkuk edilen aktif enerji ceza bedeli ve KDV’si nedeniyle sorumlu tutulamayacağını, Ayrıca davacının sözleşmesinin tek taraflı ve bildirimsiz olarak fesh edildiği Temmuz 2019 ile yeni sözleşmenin imzalandığı 30/09/2019 tarihleri arasında … tarafından davacının elektrik sayacının mühürlenmediğini ve elektriğinin kesilmediğini, kullandığı tüm elektriğin sayaçtan geçtiğini, kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığını, Diğer yandan davacıdan talep edilen 20.226,10 TL aktif enerji ceza bedeli ve %18’i oranında KDV toplamı olan 24.866,80 TL’nin fahiş bir miktar olduğunu ,bu nedenle menfi tespit davası açtıklarını, Davalı tarafça dosya içerisine yasal süre geçtikten sonra 27/12/2018, 20/03/2019 ve 24/09/2019 tarihli Kaçak Elektrik Kullanım Tespit Tutanakları ve bir kısım belgeler sunulduğunu, savunmanın genişletilmesi ve değiştirilmesi kuralına aykırı olarak sunulan bu delillere ve hükme esas alınmasına muvafakatlerinin bulunmadığını, Bilirkişi raporuna karşı itirazlarının dikkate alınmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 72 maddesine dayalı menfi tespit talebine ilişkindir. Dosya içeriğinden; Taraflar arasında … nolu tüketim noktasına ilişkin 18/04/2012 tarihli Pera- kende Satış Sözleşmesi imzalandığı, ödenmeyen borç nedeniyle 17/10/2018 tarihinde elektriğin kesil- diği ve mühürlendiği, kesme/mühürleme belgesinde davacıya 4.234,50 TL tutarında borç bildirildiği ayrıca “sayın tüketici elektrik tüketim borcunuzu ,zamanında ödemediğiniz için yönetmeliğin ilgili hükümleri doğrultusunda enerjiniz kesilerek, kesme noktası mühür altın alınmıştır. Borcunuzu ödediğiniz takdirde elektriğiniz şirketimizce açılacaktır. Şirketimizin bilgisi dışında kesilen elektriğin açılması veya açtırılması halinde kaçak elektrik kullanma kapsamı yönünde değerlendirilecektir. Enerji kesme tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içinde borcun ödenmemesi halinde sözleşmeniz iptal edilerek alacağımızın tahsili için hukuki yollara başvurulacaktır. Şirketimiz ile satış sözleşmesi ve bağlantı anlaşması imzalamadan elektrik kullanan tüketicinin borcu ödemiş olsa dahil elektriği açılma- yacaktır. Fatura ödemeleri … hesap numarası ile yapılmaktadır.” şeklinde ihtarat yapıldığı, Aynı işyerinde 27/12/2018 tarihinde yapılan kontrollerde ” borcundan dolayı elektriği kesilmiş olan sayacı kullanıma açıp enerji kullanıldığı” tespit edilmekle …nolu tutanağın düzenlendiği, sonrasında 20/03/2019 tarihinde yapılan kontrollerde “kayıtlı sayaçtan sözleşmesiz enerji kullanıldığı” tespit edilmekle 20/03/2019 tarihli … nolu tutanağın düzenlendiği, 01/07/2019 tarihinde aboneliğin borç nedeniyle sonlandırıldığı,
24/09/2019 tarihinde … ekiplerince yeniden yapılan kontrollerde, davacının “enerjisi kesik ,sözleşmesiz sayaçtan elektrik kullandığı” tespit edilmekle … nolu 24/09/2019 tarihli kaçak tespit tutanağının düzenlendiği , bu tutanağa dayanarak dava konusu 14/10/2019 son ödeme tarihli 49.098,63 TL bedelli faturanın düzenlendiği, Davacının “sözleşmenin feshinden haberdar olmadıkları, bu konuda kendilerine bildirim yapılmadığı”ndan bahisle fatura içerisinde yer alan 20.226,00 TL aktif ceza bedeli ile KDV’sine itirazen eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık söz konusu aktif ceza bedeli ile KDV’sinin davacıdan talep edilip edilemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 10/b maddesinde ” bu sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmeyen müşterinin sözleşmesinin 10 gün önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle sona erdirilebilir”, aynı maddenin d bendinde ise ;”taraflardan birisi bu sözleşme hükümlerini ihlal ederse, diğer taraf ihlal edilen hükümlere aykırı davranışın ortadan kaldırılmasını yazılı olarak ihtar eder. 15 (onbeş) gün içinde ihlal eden taraf ihlali ortadan kaldırmaz ise ihtar eden söz- leşmeyi feshedebilir. Sözleşmenin feshi ile birlikte tüm borçlar muaccel hale gelir ” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Somut olayda; taraflar arasındaki ilk sözleşmenin borç nedeniyle sonlandırıldığı tartış- masız olup sözleşme tek taraflı olarak feshedilmeden önce davacıya yasal ihtarları içeren 17/10/2018 tarihli kesme-mühürleme belgesi davacıya tebliğ edilmiş, buna rağmen ihlal giderilmeksizin belirtilen adreste kaçak elektrik kullanımına devam edildiğinden davacı hakkında 27/12/2018 ve 20/03/2019 tarihli tutanaklar düzenlenmiştir. Dava konusu borcun dayanağını oluşturan 24/09/2019 tarihli tutanaktan önce düzenlenen 20/03/2019 tarihli ” sözleşmesiz elektrik kullanıldığı” açıkça yazılı olup tutanağın davacının huzurunda düzenlendiği,ayrıca dava konusu faturaya kadar davacı adına normal tüketim nedeniyle fatura düzenlenmediği hususu birlikte değerlendirildiğinde davacının tutanak tarihi itibariyle sözleş- mesinin feshedildiğinden haberdar olmadığı yönündeki savunması itibara layık bulunmamıştır. Davalının cevap dilekçesinde deliller kısmında açıkça “kurum kayıtları” ile “kaçak işlem dosyası”na dayanmış olması karşısında dava konusu borcun dayanağını oluşturan kaçak tutanakları ile ekindeki kurum kayıtlarının dosyaya celbi savunmanın genişletilmesi mahiyetinde değildir. Elektrik Mühendisi … tarafından dosyaya ibraz olunan bilirkişi raporu ve diğer delillere göre, davacının belirtilen iş yerinde mükerrer olarak kaçak elektrik kullandığı, dava konusu fatura ile ilgili tahakkuk ve hesaplamanın doğru olduğu, davacının fatura içeriğinde yer alan aktif enerji ceza bedeli ile KDV’sini ödemekle yükümlü olduğu sonucuna varılmakla davanın reddi yönünde verilen kararda usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b -1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 424,10-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 343,40-TL harcın talep halinde istinaf eden davacıya ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 10/10/2022