Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/824 E. 2022/2722 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/824
KARAR NO: 2022/2722
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2021
NUMARASI: 2021/135 E – 2021/1033 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa göre kurulmuş bir tedarik şirketi olup, yurt çapında faaliyet gösterdiğini, davacı ile davalı arasında elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye göre davacı şirket tarafından sözleşme süresince davalıya elektrik tedarik edildiği ve kullanım miktarına göre fatura keşide edildiğini, davacı şirket tarafından davalı takip borçlusuna Seri … sıra nolu 27.04.2016 vade tarihli 10.180,06 -TL,Seri … sıra nolu 27.04.2016 vade tarihli 458,01 -TL,Seri … sıra nolu 27.04.2016 vade tarihli 8.443,16 -TL,Seri … sıra nolu 27.04.2016 vade tarihli 57,54 -TL,Seri … sıra nolu 27.04.2016 vade tarihli 1.047,53 -TL bedelli Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri faturaları keşide edilerek gönderildiğini, ancak davalı tarafından bu faturaların ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı takibe davalının haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini beyanla, itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit olmasından dolayı %20 aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafa hiç bir borcunun bulunmadığını, sözleşmenin usulünce sona ermesinden çok sonra davalı Kooperatife davacı tarafça gönderilen ve kabul edilmeyip, ticari hesaplarına alınmayan ve alacaklı firmaya iade edilen takipte iddia edilen alacağın konusu …, …, …, …, … nolu ve her biri 27.04.2016 vade tarihli faturaların ne amaçla ve ne şekilde hangi hukuksal sebebe göre düzenlendiğinin anlaşılmadığını ve dava dilekçesinde de açıklanamadığını, davalı kooperatifin sözleşmenin sona ereceği 31/07/2016 tarihinden itibaren yenilenmeyeceğini bildirdiklerini,davalı Kooperatifin sözleşmenin sona erdirilmesi için sözleşmede söz edilen ihbarı zamanında yani 30.06.2015 tarihinden en az 2(İki) ay önce 28.04.2015 tarihinde yaparak usulüne uygun olarak gerçekleştirdiğini ve sözleşmede tarafına yüklenen bu ihbar yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirdiğini beyanla ,davanın reddi ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul … İcra Müdürlüğümün … sayı takip dosyasında , 20.186,30-TL asıl alacağın 181,68 TL temerrüt faizi ile birlikte toplam 20.367,98-Tl için ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporunda,davacı … A.Ş. nin, davalı …’nin davacı enerji tedarik firmasının 27.04.2016 ödeme tarihli beş fatura için İstanbul … icra Dairesinde … Esas sayılı icra takibinin durdurulması için yaptığı başvuru neticesinde alınan geçici durdurma kararının iptaline ilişkin başvurusunda haksız olduğu, yürütülmekte olan icra takibinin durdurulması kararının devam etmesi gerektiği ve davalının Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri kalemlerinden yalnızca YEK desteği kısmını ödemesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkeme, sözleşmenin 5.2. maddesinin , sözleşmeden sonra oluşan değişiklikleri içerdiği. burada YEK desteği dışındaki bütün piyasa maliyetlerinin sözleşme öncesi tanımlı olduğu ve hesaplamada tanımlanan gereği birim fiyatları değişken olduğu, bu nedenle davacı firmanın, davalıya satacğı elektrik enerjisi için, bu gider kalemlerini ve bu kalemlerde olabilecek aylık değişimleri dikkate alarak, enerji birim fiyatı vermesi gerektiği, sözleşmede elektrik satışından kaynaklanan piyasa maliyetlerinin portföyde bulunan abone tarafından ödeneceğine ilişkin bir madde olmadığını, YEK desteklemesine ilişkin piyasa maliyeti bedelinin davalı ve davacı arasındaki anlaşmadan sonra tanımlandığını, bu doğrultuda, davalının sözleşmenin 5.2. maddesi çerçevesinde aboneliği süresince oluşan bu maliyeti ödemesi gerektiği ,davacı enerji tedarik firmasının 27.04.2016 ödeme tarihli beş fatura için alacağının doğmadığı, kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığı gerekçesiyle “Davanın reddine “karar vermiştir. Kararı davacı vekilinin istinafı üzerine yapılan istinaf incelemesinde Dairemizin 2019/783 E.2021/257 K.sayılı ilamı ile davacının rapora itirazlarını da karşılar, davacının takip konusu yaptığı maliyet bedellerinini tahsili gerekip gerekmediği yönünden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine uygun yeni bir bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği gerekçesiyle” Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine” dair 04/02/2021 tarihinde karar verilmiştir. Mahkemece daha sonra elektrik mühendisi bilirkişi …’dan alınan bilirkişi raporu sonrası ,davacının Serbest Tüketici durumundaki davalı … Kooperatifine ait beş abonenin, Tedarik Şirketinden 01.09.2011 ile 30.06.2015 tarihleri arasında elektrik enerjisi aldığı,dava konusu faturaların 20.04.2016 tarihinde düzenlenen fatura açıklama kısmında Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetleri yazdığı,bu maliyetlerin Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Sıfır Bakiye Düzeltme Tutarı, İletim Ek Ücreti, Fark Fonu, Piyasa İşletim Ücreti ve Ödenmeyen Alacak Bedelini içerdiği,taraflar arasındaki anlaşması yaparken, YEK desteği kalemi dışında Elektrik Satışından Kaynaklanan Piyasa Maliyetlerini oluşturan diğer kalemlerin yürürlükte olduğu,taraflar arasındaki sözleşmenin 16.06.2011 tarihinde yapıldığı, YEK maliyetinin piyasa katılımcılarına yansıtılmasının ise 01.12.2011 tarihinde başlatıldığından davacı şirketin teklif verirken öngörüde bulunma imkânı olmadığından YEK maliyetini davalıya yansıtabileceği ,davacının takipte asıl alacağı 4.687,18 TL gecikme zammı 6,44 TL gecikme zammı KDV’si 1,16 TL olmak üzere davacı şirketin icra takip tarihi itibariyle alacağının toplam 4.700,31 TL olarak hesaplandığı,alacağın ise likit olduğu gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.700,31 TL üzerinden devamına, takipten sonra asıl alacak olan 4.687,18 TL ye avans faizi uygulanmasına, fazla istemin reddine ,%20 icra inkar tazminatı tutarı 940.-Tl nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını,hukuka aykırı tespitleri içerdiğini,yek desteği dışındaki maliyet bedelleri yönünden zaten yürürlükteki bedellerin aboneden talep edilebileceğini,bunun için ayrıca teklif verilmesinin gerekmediğinin belirtilerek kişisel kanaate göre sadece yek desteğinin hesaplandığını,bilirkişi raporunun yetersiz kaldığını,piyasa maliyetleri kalemlerinin hesaplamasının yapılmadığını,davacının takip konusu yaptığı maliyet bedellerinin davacının ödemek zorunda kaldığı bedeller olduğunu ve davalıdan tahsili gerektiğini,bu konuda … yazısının dikkate alınması gerektiğini,davacı şirkete elektrik satışından dolayı yansıtılmış tüm yürürlük öncesi ve yürürlük sonrası masraflardan davalının sorumlu olduğunu,istinaf iade kararı gereği uygun tespit yapılmadan hüküm kurulduğunu,piyasa maliyet bedellerinin tamamı yönünden karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davanın tümüyle reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava piyasa maliyet bedellerinin tahsiline yönelik takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatına yöneliktir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 4.700,31TL olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davacı istinafı yönünden ise; istinaf inceleme iade kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki sözleşmenin yürürlük zamanında piyasa maliyet bedellerinin yürürlükte olduğu, davacının bu kalemleri sözleşme ile talep etmesi mümkün iken talep etmediği,sadece yek desteğine ilişkin talep edilen kalem alacak yönünden ise sözleşmeden sonra bu taleple ilgili uygulamaya başlandığı,sözleşme tarihinde davacı tarafça yek desteğinin öngörülemeyeceği gözetilerek sadece davacının yek desteği alacak hesaplamasının yapıldığı ve davaya konu takipte davacının 4.687,18 TL asıl alacak, 6,44 TL gecikme zammı ve 1,16 TL gecikme zammı KDVsi olmak üzere toplam 4.700,31 TL alacaklı olduğu belirlenmekle,hükme dayanak bilirkişi raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve sözleşme tarihi bazında davacının yek desteği dışındaki diğer piyasa maliyet bedelleri hakkında zaten yürürlükte olmasına rağmen ,davacının sözleşmeye bu hükümler yönünden ibare koymadığı,bu nedenle bu bedellerin sözleşme devamı sırasında öngörülemeyen maliyetler olduğunun ispatlanamadığı,ayrıca sözleşme tarihinden sonra sadece yek bedeli hakkında hükmün devreye alındığı ve bu bedelin sözleşme tarihinde öngörülemeyeceğinin açık olduğu belirlenmekle,davacının yek bedeli dışında takipte alacak talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur. Bu itibarla davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine,ayrıca ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca kesinlikten reddine, B-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 19/10/2022