Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/793 E. 2022/1131 K. 14.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/793
KARAR NO: 2022/1131
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2021
NUMARASI: 2018/1096 E – 2021/741 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 14/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı tarafça davalının aracının tamir edilmesine rağmen irsaliyeli fatura bedeli olan 39.883,20 TLnın ödenmediğini.tahsili yönünden davalı hakkında İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile yapılan takibe davalının haksız itiraz ettiğini beyanla,itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkisizlik itirazı ile ,davalının olmayan borç ve kesilen faturadan dava nedeniyle haberdar olduğunu, takip dosyasından davalıya gönderilen ödeme emrine ek olarak herhangi bir fatura gönderilmediğini, yine faturaya ilişkin herhangi bir bilgi açıklama dahi eklenmediğini, davacı tarafın kötü niyetli ve basiretsiz tacir olduğunu ve belki de usulsüz hazırladığı bir faturayı işbu davada dayanak olarak gösterdiğini, bu sebeple davacının ve davalının bu hususta ticari defter kayıtlarının incelenmesini, ayrıca yine davacının delil olarak sunduğu otobüs fotoğraflarında davalıya ait olduğuna ilişkin herhangi bir bilgi ya da net olarak gösterir vaziyette bir belge ve delil niteliğinde bir durum da söz konusu olmadığını, yetki itirazımızın değerlendirilmesini ve yetkisizlik kararı verilmesini, ayrıca davanın reddi ile karşı taraf aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İstanbul 16 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/832 E.2018/662 K.sayılı ilamı ile yetkisizlik kararı ile dosyanın gönderildiği ve yargılamaya yetkili mahkemede devam edildiği anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … sayılı takipte davacı tarafça davalı hakkında 39.883,20 TL fatura alacağının tahsiline önelik ilamsız takibin itiraz üzerine durdurulduğu anlaşılmıştır. Mahkeme taraflar arasında sözleşme bulunmadığı,senetle ispat kuralı gereği yazılı delille ispat gerektiğinden davada tanık dinlenemeyeceği, karşı tarafın ya da onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan, sözleşme ilişkisinin kurulduğuna delalet edecek teslim belgesi, fatura, tutanak veya başka bir iş nedeniyle yapıldığı kanıtlanamayan ödeme belgelerinin bulunması halinde, sözleşme ilişkisinin ispatının mümkün olduğunu, somut olayda davacının akdî ilişkinin varlığını y yasal kurallara uygun şekilde kanıtlayamadığını.davacı tarafın tanık dinletme talebinin tanıkların hangi hususta dinletmek istenildiğine ilişkin beyanda bulunulmadığından reddedildiğini.ayrıca dava değeri 4,880.00 Türk lirasını geçtiği için senetle ispat kuralı gereği tanık dinlenemeyeceğinden ve davalı tarafın da tanık dinlenilmesine muvafakati olmadığından tanıkla akdi ilişki ispatlanamaz olup davacı taraf dava dilekçesinde yemin deliline dayanmadığından yemin teklif etmek hakkının da hatırlatılmadığını ,olayda faturanın düzenleme tarihi 2016 yılı olup, davacı ve davalı taraf ilgili yılda işletme defterleri tutmuş olduklarından, bu haliyle tarafların her ikisi de akdi ilişkinin ileri sürüldüğü tarihte tacir olmadıklarından eser sözleşmesinin varlığı ticari defterlerle de ispatlanamayacağını,davacı tarafça, taraflar arasındaki akdî ilişkinin mevcudiyeti kanıtlanamadığından dolayı davalının pasif husumeti bulunmadığı gerekçesiyle; “Davanın pasif husumet yokluğundan reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davacının kaza yapan otobüslerin kaza sebebi ile zarar gören kaporta aksamını tamir eden tamirci esnafı olduğunu, davacının Gölcük /KOCAELİ’nde yaşadığı ve tamirci dükkanı da aynı şehirde olduğunu,davalının ise İstanbul’da ikamet eden otobüs sahibi gerçek kişi olduğu, davalının adına kayıtlı bulunan otobüs kaza yaptıktan sonra , meydana gelen hasarı davacının tamir ettiğini,alacağın aracın tamiri sebebi ile kesilmiş bulunan fatura alacağı olduğunu,. fatura alacağında temel borç ilişkisinin, ticari defterler gibi kesin delillerle ispatlanması gerektiğini, ticari defterlerle ispata ilişkin kuralların senetle ispat zorunluluğunun katılığını yumuşatmakta ve geniş bir uygulama alanı bulduğunu,mahkemenin katı bir şekilde HMK m.200 hükmü gereği tüm taleplerin reddine karar vermesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tanık dinletme taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, cevaba cevap dilekçesinde tanıkların hangi hususta dinletileceği konusuna ilişkin açıklayıcı bir beyanları bulunduğunu,tanıkların borcun konusunu oluşturan hukuki ilişkinin varlığına ilişkin beyanda bulunacaklar iken Yerel Mahkemenin yine HMK m.200 uyarınca yalnızca miktar yönünden değerlendirme yaparak tanık dinletme talebini reddetmesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, işletme defterinin ticari defterlerden sayılması gerektiğini,davalının ticari defter ibrazından kaçındığını,bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu,davacının esnaf olduğunu,tamir ettiği otobüs için fatura kestiğini,davalının muhtemelen kesilen faturayı ticari defterlerine işlediğini,ancak davalının ticari defter sunmadığından bunun tespit edilemediğini,davacının davalının otobüsünü tamir etmemiş olması durumunda kazayı bilmesinin mümkün olmadığını,bu nedenle otobüsün kaza fotoğraflarını davacıda bulunduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; dava araç tamir bedeline ilişkin faturanın tahsiline ilişkin itirazın iptali ve icra inkar tazminatına ilişkindir. Medeni Yasa’nın 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Medeni Yasa’nın bu hükmü 6100 sayılı Hukuk Yargılama Yasası’nın 190. maddesi 1. fıkrasında bir başka biçimde yinelenmiş olup; ” İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” denilmiştir. Bu bağlamda kural olarak davanın taraflarından her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür. Davacının önce işletme hesabına göre sonra bilanço esasına göre ticari defter tuttuğu belirlenmiştir. Davalı dava konusu aracın davacı tarafça tamir edilmediğini ileri sürmüş,aracın fotoğraf görüntüsünden plakasının net olarak okunamadığı ve belirlenemediği anlaşılmıştır. Bu durumda davacının sunduğu irsaliye faturanın kim teslim edildiği de ispatlanamamıştır.Bu durumda araç üzerinde makina mühendisi bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmadığı da görülmüştür. Ancak davalı taraflar arasında harici de olsa tamir konusunda anlaşma bulunmadığını bildirmekle,yazılı sözleşmenin bulunmadığı,servis kayıtlarına rastlanmadığı,irsaliyeli faturanın ve malın teslimine dair imzalı kayıt olmadığı,ayrıca davacının yemin deliline de dayanmadığı görülmekle,davacının davalıya ait olduğunu ileri sürdüğü aracın tamir için kendisine bırakılarak tamir ettiğini ispatlayamadığı açıktır. Somut davada ,davanın ispatlanamadığı,bu nedenle davanın esastan reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece pasif husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmadığından,mahkeme karar gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği anlaşılmıştır.Ancak davalı vekalet ücreti tutarında davacı açısından aleyhe bozma yasağı gereği değişikliklik yapılmaması esastır. Açıklanan nedenlerle;davacının istinaf talebinin kabulüyle mahkeme karar gerekçesinin düzeltilmesi yönünden HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince karar kaldırılarak “Davanın reddine” dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin kabulüyle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın reddine, 2-Karar harcı 80,70 TL’nin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 450,29 TL harçtan mahsubu ile bakiye 369,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafından yapılan bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde geçerli A.A.Ü.T. deki esaslara göre belirlenen 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Davacı tarafından dosyaya yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacının istinaf sebebiyle yapmış olduğu 56,50 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 14/04/2022