Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/735 E. 2022/1252 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/735
KARAR NO: 2022/1252
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021
NUMARASI: 2019/161 2021/1021
DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ;Davalı şirket ile Müvekkili şirket arasında İstanbul ili Büyükçekmece ilçesi, … köyünde kaim, tapuda … ada, … parsel sayısında kayıtlı daha evvel kat irtifakı kurulmuş olan arazi ile ilgili olarak Kadıköy … Noterliği’nin 19/06/2014 tarih … yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeyle tarafların daha evvel davalı şirket tarafından kat irtifakı kurulmuş ve 187 adetten oluşan villanın hasılat paylaşımı esası çerçevesinde inşaatın yapılması, inşa edilen villaların satılması ve hasılatın paylaşılması suretiyle payına düşen bedelin davalıya ödenmesi hususunda anlaştıkları, aynı sözleşme ile 187 bağımsız bölümün bahçe tahsis alanlarının değiştirilerek yeniden kat irtifakının, kurularak projelendirilmesi hususunda da düzenlemeler yapıldığı, 19/06/2014 tarihinde imzalanan ana sözleşmeden sonra tarafların bu defa Kadıköy … Noterliğinin 23/10/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ek sözleşmeyi düzenledikleri bu ek sözleşmeyle ana sözleşmenin hasılat paylaşımı ve ödemelerle ilgili bazı maddelerini tadil ettikleri, tarafların Kadıköy … Noterliğinin 01/07/2016 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine ek olarak bir sözleşme daha yaptıkları bu sözleşmeden arsa payı ve bağımsız bölüm listelerini olduğu gibi değiştirdikleri, tarafların son olarak Kadıköy … Noterliği 19/07/2017 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde ek sözleşmesiyle yine 19/06/2014 tarihli ana sözleşmenin hasılat paylarıyla ilgili yeni düzenlemeler yaptıkları buna göre sözleşmeye konu bağımsız bölümlerin arsa payı brüt satış alanı ve satılacak olan bağımsız bölümlerin satış fiyatlarının belirlenmesiyle ilgili yeni düzenlemeler yapıldığı, Ülkemizde yaşanan olağan dışı ekonomik krizden en fazla etkilenen sektörün inşaat olması sebebiyle gayrimenkul talebinde düşüş meydana geldiği davalı … şirketinin Toskana Vadisi’nin önceki etaplarında yer alıp kendi portföyünde bulunan gayrimenkulleri müvekkili şirketin rekabet edemeyeceği şekilde olağandışı yüksek oranlarda indirimli fiyatlarla satmaya başladığı, bu durum üzerine müvekkili şirket yetkililerinin davalı … yetkilileri ile bu durumu değerlendirmek için sürekli olarak görüştüğü ancak bir sonuç alamadığı, Davalı tarafa Bakırköy … Noterliği’nin 24/10/2018 tarih ve … yevmiye numaralı ve Müvekkili şirket tarafından, Davalı Şirket ile gerçekleştirilen proje ortaklığında tarafların edimleri arasında aşırı nispetsizlik olduğu, Davalı Şirket yönünden aşırı yararlanma halinin ortaya çıktığı, gelinen noktanın kendileri için çekilmez olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin esasında adi ortaklık hükümleri dikkate alınarak tasfiye edilmesi gerektiği, projeden villa satın alan tüketicilere tapu devirlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ve hasılat paylarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği, bu konuyla ilgili bir araya gelinerek çözüm üretilmesi taleplerini içeren ihtarname gönderdiği ihtarnamelere cevap alınamadığı, Müvekkili şirket tarafından Bakırköy … Noterliğinin 13/11/2018 tarih ve …-… yevmiye numaraları ile tekrar ihtarname gönderdiklerini, ancak tüm bu yazılı sözlü ihtar ve taleplere rağmen Davacı müvekkili şirket ile Davalı şirketin bir araya gelemediği ve Davalı şirketin bu süreçte dahi akte ve dürüstlük ile iyi niyet kurallarına aykırı tutumlarına devam ederek, haksız rekabete yönelik eylemlerini sürdürerek haksız ve mesnetsiz şekilde muaraza yaratmayı sürdürdüğü, Müvekkili tarafından 19.06.2014 tarihli ana sözleşme ve eklerine dayalı yetkiyi göz ardı ederek üçüncü şahıslara yapılan villa satışları ile ilgili tapu devirlerini yapmayarak Müvekkili yönünden sözleşmeyi çekilmez hale getirdiği ifade edilerek; dava konusu taşınmazların tapu kayıtları üzerine üçüncü kişilere devir ve satışının, ayni ve şahsi hak tesis edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulması, 19.06.2014 tarihli ana sözleşme ve bu sözleşmeyi değiştiren ek sözleşmeler ve bu sözleşmelerin eklerinde davalı arsa sahibine yapılacak ödemeler ve hasılat paylarının Davalı şirket … A. Ş’ye ödemeleri ile ilgili olarak tahsilata dair ihtiyati haciz dahil tüm icra takip ve tahsil işlemlerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi, davalı şirketin haksız eylem ve işlemleriyle haksız rekabetinden kaynaklanan nedenlerle ve özellikle de Ülkemizde yaşanan olumsuzluklar nedeniyle sözleşme paylaşımının ve ödemelerin günün koşullarına göre indirilmesi ve uyarlanması ile müvekkili şirketin sözleşmeden ve paylaşımdan dolayı davalı şirkete borcunun bulunmadığının tespitine, Kadıköy …. Noterliği’nin 19/06/2014 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin paylaşım miktar ve oranlarının yeni ekonomik koşullara uyarlanarak gerçekleşen hasılat tutarının net değeri üzerinden %75 davacı, %25 davalı arsa sahibi olarak paylaşılması esasının kabul edilmesine, Müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan dolayı şimdilik kaydıyla 100.000-TL’sının temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, Davalının taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak müvekkili şirket adına dolayısıyla bağımsız bölüm satın alan tüketiciler adına tescilini sağlamayıp halen uhdesinde bıraktığı dilekçe ekinde detaylarının yazılı olduğu ifade edilen İstanbul İli Büyükçekmece İlçesi … Köyü … mevkinde … pafta … ada … parselde kayıtlı …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … olmak üzere, toplam 83 adet villa nitelikli bağımsız bölümün davalı adına olan tapuların iptali ile Müvekkili şirket adına tesciline, Davalı şirket ile akdedilen Kadıköy … Noterliği’nin 19/06/2014 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından satışı yapılan ve tapuları halen davalı şirket üzerine bulunan bağımsız bölümlerin tapularının ilgili 3. şahıslar adına tescilini sağlamak için müvekkili şirkete yetki verilmesine davalı tarafın müvekkili şirket ile dolaylı olarak tüketicilere karşı yarattığı haksız ve mesnetsiz muarazanın men’ine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 13.11.20202 tarihli dilekçesiyle ;” davada tapu iptal ve tescil talebi yönünden feragat beyanı ile feragat edilen talep yönünden dosyanın tefriki talebinin sunulması, feragat nedeniyle 08.01.2019 tarihli duruşma zaptı ile verilen 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8,9 nolu ara kararlarından rucü ve yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne gönderilmesini” talep etmiştir. Davacı bilahare sunduğu ıslan dilekçesiyle davasını ıslah ederek; taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının sözleşmeye aykırı ve rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiği iddia edilen eylem ve işlemleri nedeniyle, sözleşme kapsamındaki taşınmazların tespit edilecek en yüksek satış bedelinin %60′ nın davalıdan tahsili ve ayrıca davacının uğradığı iddia edilen zararlarının tazminini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesinde HMK 119. madde hükmü gereği hukuki sebep belirtilmediğini, davacıya tanınan kesin süre içinde harç tamamlanmamış olmakla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olarak açılması mümkün olmadığından davanın usulden reddi gerektiğini, davacı taraf, dilekçesinde taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi varmış gibi bir fiili durum yaratmaya çalışmış olsa da bu durum gerçeği yansıtmamakta olup davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğunu davacının tescil taleplerinin reddi gerektiğini, sözleşmenin haklı nedenle feshi sonucu davacının tescili talep hakkı bulunmadığını, ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, bu nedenlerle öncelikle davacının yasal koşullara uygun olmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine, davacının ara karardan rücu edilmesi yönündeki talebinin reddi ile Harçlar Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerince kendisine tanınan yasal süre içinde harç yatırılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, sonuç olarak davacının usul ve yasaya aykırı talepleri ile davanın reddine kararı verilmesini istemiştir. Davalı taraf davanını tam ıslahından sonra, sunduğu cevap dilekçesiyle yetki itirazında bulunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “….davalının yetki itirazı ıslah edilen davanın konusuna göre incelenmiştir. İş bu dava ilk olarak İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’nde açılmış, ancak tapu iptal ve tescil talebinin bulunması ve taşınmazların Bakırköy Adliyesi yargı alanınıda kalması nedeniyle, dosya yetkisizlik kararı mahkememize gönderilmiş ve yargılamaya mahkememizin iş bu esasında devam olunmuştur. Davacı’nın tam ıslah dilekçesi ile sunduğu yeni dava dilekçesinde yer alan talepler; sözleşmenin aynen ifası ile elde edeceği gelirin kendisine ödenmesi ve zararlarının tazmini istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki sözleşmeye dayandığı gibi, tapu iptal tescil talebi de bulunmamaktadır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13.8. maddesinde, gayrimenkulün aynına ilişkin olmayan ihtilaflarda İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’ndeki mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir… Davacı’nın ıslah edilen dava dilekçesinde yer alan taleplerinin, gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığı, taraflar arsındaki yetki sözleşmesinin HMK 18. maddesinde belirtilen şartları taşıdığı, davalının tam ıslah edilen dava dilekçesine karşı süresinde yetki ilk itirazında bulunduğu anlaşılmakla yetki sözleşmesine göre yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) mahkemeleri olduğu, bu nedenle mahkememizin yetkisiz olduğu anlaşılmakla HMK 114 ve , HMK 115 .maddesi gereğince usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı taraf her ne kadar davacının daha önce tapu iptal tescil talebinden feragat etmesi nedeniyle mahkememizce bu konuda bir nihai karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüşse de, davanını geçirdiği aşamalar, davacı vekilinin feragat öncesinde davanın açılmamış sayılması gerektiğine yönelik itirazlarının bulunması, feragatin ıslahtan önceki dava dilekçesindeki bir talebe ilişkin olması, verilecek nihai kararın tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirilmek suretiyle verilmesinin gerekmesi ve tüm uyuşmazlığın verilecek nihai kararla birlikte denetlenmesi gerektiği hususları nazara alındığında, bu talebin de dosyanın tüm kapsamı ile birlikte değerlendirilmesinin uygun olacağı kabul edilerek davacının bu talebine ilişkin olarak bu aşamada nihai bir karar verilmemiştir.” gerekçeleriyle 1-Davalının yetki ilk itirazının kabulü ile davanın HMK 114. Ve 115. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, 3-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. vekili istinaf başvurusunda özet olarak; İlk Derece Mahkemesi’nin gerekçeli kararında belirtildiği üzere, davacı, tam ıslahtan evvel davada 83 adet villanın kendi adına tescilini talep etmiş, ancak daha sonra feragate yetkili vekili tarafından, 13.01.2020, 03.02.2020 ve 06.02.2020 tarihli dilekçeler ile tapu iptal ve tescil talebinden feragat edildiğini, her ne kadar, davacı daha sonra feragat beyanının irade bozukluğu nedeni ile geçersiz olduğunu ileri sürmüşse de, feragate özel olarak yetkilendirilmiş bir avukat tarafından sunulan feragat beyanının geçersiz olduğu iddia edilerek bu feragatten dönmenin mümkün olmadığını, mahkemece de irade bozukluğu iddiasını değerlendirildiğini, , feragatin irade bozukluğu ile sakatlanmadığı kanaatine varıldığını, mahkemenin “tüm uyuşmazlığın verilecek nihai kararla birlikte denetlenmesi gerektiği” yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacının tapu iptal ve tescil yönündeki talebinin feragat nedeni ile reddedilmesi gerektiğini, davacının 07.07.2020 tarihli dilekçesinde, HMK’nın 150. Maddesi uyarınca eksik harç tamamlanmadığı için tapu iptal ve tescil talebi yönünden dosyanın önce işlemden kaldırılmasına ve üç ay içerisinde yenilenmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiğini, ancak davacının “dosyanın işlemden kaldırılması” talebinin önüne geçecek feragat beyanlarının dosyada mevcut olduğunu, tapu iptal ve tescil talebinin feragat nedeni ile reddine karar verilmesi ile feragat edilen talep yönünden HMK’nın 312/I maddesi uyarınca müvekkili lehine nispi vekâlet ücretine de hükmedilmesi gerektiğini, mahkemece tapu iptal ve tescil talebi yönünden tefrik kararı verilerek bu taleplerin feragat nedeniyle reddine ve müvekkili şirket lehine vekalet ücretine karar verilerek, ardından davanın yetkisizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının 13.04.2021 tarihli dilekçesi ile davasını tam ıslah ettiğini bildirdiğini ve 21.04.2021 tarihli yeni dava dilekçesini dosyaya ibraz ettiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan ve sonrasında değişik tarihlerde tadil edilen adi ortaklık sözleşmesinin paylaşımının ve ödemelerin günün koşullarına göre indirilmesi ve uyarlanması ile müvekkili şirketin sözleşmeden ve paylaşımdan dolayı davalı şirkete borcunun bulunmadığının tespiti, Kadıköy … Noterliği’nin 19/06/2014 tarih ve … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin paylaşım miktar ve oranlarının yeni ekonomik koşullara uyarlanarak gerçekleşen hasılat tutarının net değeri üzerinden %75 davacı, %25 davalı arsa sahibi olarak paylaşılması esasının kabul edilmesi , müvekkili şirketin uğramış olduğu zararlardan dolayı şimdilik kaydıyla 100.000-TL’sının temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak avans faiziyle birlikte tahsiline, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine aykırı olarak müvekkili şirket adına dolayısıyla bağımsız bölüm satın alan tüketiciler adına tescilini sağlamadığı bağımsız bölümlerin toplam 83 adet villa nitelikli bağımsız bölümün davalı adına olan tapuların iptali ile müvekkili şirket adına tescili, Davalı şirket ile akdedilen Kadıköy … Noterliği’nin 19/06/2014 tarih ve … yevmiye numarası ile düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi hükümlerine göre müvekkili şirket tarafından satışı yapılan ve tapuları halen davalı şirket üzerine bulunan bağımsız bölümlerin tapularının ilgili 3. şahıslar adına tescilini sağlamak için müvekkili şirkete yetki verilmesi davalı tarafın müvekkili şirket ile dolaylı olarak tüketicilere karşı yarattığı haksız ve mesnetsiz muarazanın men’ine karar verilmesi taleplerine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde, davanın başlangıçta ilk olarak İstanbul 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ 2018/1229 E-201919/19 K sayılı dosyasıyla açıldığı, ancak tapu iptal ve tescil talebinin bulunması ve taşınmazların Bakırköy Adliyesi yargı alanınıda kalması nedeniyle, dosya yetkisizlik kararı mahkemesine gönderildiği görülmektedir. Mahkemece davanın tam ıslahı nedeniyle davalının ıslahtan sonraki yetki itirazı üzerine karar verilmiştir. Yetkisizlik kararıyla ilgili taraf istinafı bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden tefrik kararı verilmemesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur. İstinaf konusu kararda bu taleplerin nihai kararda değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, bu hususta karar verilmemiştir. HMK’nın 341. maddesinde “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlara karşı” istinaf yoluna başvurulacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, yetkisizlik kararına ilişkin istinaf talebinde bulunulmadığı, davalının tapu iptal ve tescile yönelik taleplerinin nihai kararda değerlendirilebileceği, bu aşamada verilen tefrik kararı bulunmadığından ortada istinafı kabil karar olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 341, 352/1-ç maddesi uyarınca başvuru şartı oluşmadığından reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 341, 352/1-ç maddeleri uyarınca başvuru şartı oluşmadığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/04/2022