Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/699 E. 2023/241 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/699
KARAR NO: 2023/241
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/02/2022
NUMARASI: 2021/240 E – 2022/59 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/01/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından takip dosyasında konu edilen alacaklarla ilgili taraflar arasında faturalar ve başkaca kayıtların mevcut olduğunu, taraflar arasındaki uzunca bir süre devam eden ticari ilişkinin sonucunda bakiye kalan alacaklar hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça emtiaların alındığını, ancak borcunun ödemediğini, alacaklarının tahsili bakımından davalı aleyhinde icra takibine girişildiğini, davalının haksız şekilde borca da itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına, 11.850,00 TL nin davalıdan ticari faizi ile birlikte alınarak davacı müvekkile verilmesine, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkili şirket cari hesap kayıtlarında herhangi bir borç bulunmadığından takibe itiraz edildiğini, davacı şirket ile müvekkili şirket arasında … içerisinde Güzellik Merkezi işletilmesine ilişkin İşletme Sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmelerin yıllar içerisinde yenilendiğini ve son olarak 13.05.2019 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında, davacı şirketin yükümlülüklerinden birinin de 4.4. maddesi kapsamında satış ve hizmet yaparken müvekkili şirket kasasının kullanılması olduğunu, bu hükme aykırılığın hem sözleşmenin haklı nedenle feshine hem de 10.000-TL ceza-i şart ödenmesine yol açacağının iki tarafça kabul edilerek, basiretli bir tacir olan davacı şirket tarafından da avukatının kontrolleri sonrası imzalandığını, Beşiktaş … Noterliği’nin 16.12.2019 tarihli …Yev. No’lu ihtarı keşide edilerek, sözleşmenin feshedildiğini ve ceza faturası düzenlendiğini, taraflar arasındaki cari hesap farkının muhtemelen bu ceza faturası ile müvekkil şirkete ödenmeyen nakit tutar farkından kaynaklandığını, e-fatura olan bu faturaya ilişkin bir iade faturası düzenlenmemiş olduğundan, davacı şirket kayıtlarında da olması gerektiğini beyan ile davanın reddi gerektiğini savunmuş ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Mahkememizce mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla dosya kapsamı ve tarafların ticari kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme neticesinde, tarafların e defter beratlarının kanuni süresinde alındığı, davacı kayıtlarına göre davalıdan 11.850 TL cari hesap alacağının olduğu, davalı tarafça kesilen ceza faturasının davacı kayıtlarında yer almadığı tespit ve rapor edilmiştir. Davacı tarafın tarafı lehine delil vasfı taşıyan ticari kayıtlarına göre, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı ticari ilişki kapsamında davalının davacıya 394.974,28 TL tutarında fatura düzenlediği, davacının ise davalıya 406.824,28 TL ödeme yaptığı tespit edilmiş olmakla, davacının takibe ve davaya konu ettiği alacağının davalının davacıya ödemediği faturalara karşılık oluşan cari hesap alacağından değil, davacı tarafça davalıya yapılan 11.850 TL tutarında fazladan ödemeden kaynaklandığı, davacının davalıya fazladan yaptığı bu ödemenin neye istinaden yapıldığı, davalıyı borçlandırıcı bir mal ve hizmet sunumu olduğunun ispatlanamadığı ve bu nedenle davacının davasını ispatlayamadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; hükme esas alınan bilirkişi ek raporunun hatalı ve fahiş hesaplamalar içerdiğini, bilirkişi ek raporunda müvekkilinin, tarafların ticari defterleri ve yapılan ödemelerde de görüleceği üzere davalı/borçludan alacaklı olduğunu, davalı tarafın iddia ettiği üzere müvekkilinin cezai şarta konu olabilecek herhangi bir faaliyeti olmadığını, bilirkişilerin ek raporunda ispat edilemeyen ve ticari defterlerde bulunmayan bu hususu esas alması hukuka aykırılık teşkil ettiğini, itiraz etmelerine rağmen davalı/borçlunun TTK ilgili hükümlerine göre usulüne uygun herhangi bir yasal işlem başlatmadığını, bilirkişilerin kök raporlarına aykırı rapor düzenlediklerini, müvekkili şirketin hiçbir şekilde ticari defter ve kayıtlarının incelenmediğini, , davalı defterlerine göre de alacaklı olduklarını, vekalet ücretine de hatalı olarak hükmedildiğini, gerekçenin yetersiz olduğunu ileri sürerk kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen fatura alacağının tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası cari hesap alacağı olarak 11.850.-TL’nin tahsili talebiyle takip başlatılmış, davalının itirazı üzerine takip durmuştur.Taraflar arasında 13/05/2019 tarihinde imzalanan İşletme Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 1. Maddesinde “Sözleşmenin Konusu, İşbu sözleşmenin konusu … içerisinde bulunan Güzellik Merkezi’nin (İŞLETME) İŞLETMECİ tarafından işletilmesidir.” olduğunu belirtildiği, sözleşmenin 2. Maddesinde “ İşletmenin Kullanım Amacı, başlığı altında İşletmeci İşletmeyi münhasıran güzellik merkezi, masaj, ve bakım hizmetleri işinin yürütülmesi için kullanacaktır. İşletmeci izin verilen faaliyeti … tabelası altında ifa edecektir. ..”şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin İşletme Bedeli Ödeme Zamanı Ve Şekli başlıklı 4. Maddesinde ” 4.1 İşletmede yalnızca … kasası kullanılacak olup, İŞLETMECİ tarafından belirlenen çalışanlar … bordrosuna alınacaktır. Bu kapsamda … her ay toplam tahsil edilmiş gelirden 30/09/2019 tarihine kadar KDV hariç 12.402.50,-TL (onikibindörtyüziki)Türk Lirası Elli Kuruş) ve sonrasında bu beadle yıllık ortalama TÜFE artışı uygulayarak kendisine alacak ve kalan bedelden çalışan giderleri, sair masraflar ve … No’lu otel odası kullanım bedeli düşüldükten sonra bakiye tutarı işletme bedeli olarak İŞLETMECİ’ye KDV dahil fatura karşılığında ödenecektir. … Nolu Otel odasının kullanı bedeli Mayıs 2019 ve Haziran 2019 ayları için 968 KDV dahil 4.000.-TL (DörtbinTürkLirası) Temmuz 2019, Ağustos 2019 ve Eylül 2019 aylarında ise 968 5.000.-TL (BeşbinTürkLirası) olacaktır….” Sözleşmenin 4.4 maddesinde; İşletmecinin belgesiz ya da … kasası kullanılmadan mal satışı yaptığının tespit edilmesi halinde, bu husus müştakilen akdin esaslı unsurlarına muhalefet halini oluşturur ve …’e direk sözleşme’yi fesih hakkı verir. Bu durumda, İŞLETMECİ ayrıca 10.000.-TL (OnbinTürkLirası) cezai şart ödemeyi peşinen kabul etmiştir. …’in ilk tespitlerde sadece ceza bedeli talep ederek fesih hakkını kullanmaması, ilerideki tespitlerde fesih hakkını kullanmasına engel değildir.” şeklinde düzenleme yapılıdğı konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur.Davalı, Beşiktaş … Noterliğinin 16.12.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile “sözleşmede muhatap tarafından yapılan hizmetler kapsamında tahsil edilen her tutarın kasaya giriş yapılarak fiş-fatura düzenlenmesi gerektiğini, buna rağmen muhatap tarafından nakit tahsil edilen bedellerin kasaya girilmediğini ve herhangi bir makbuz düzenlenmediğini, sözleşme tarihinde bu yana hiç nakit tahsilat yapılmadığının görüldüğünü, müşteriler tarafından makbuz düzenlenmediğine ilişkin yazılı ve sözlü şikayetlerin ulaştığını, kamera kayıtlarında da nakit ödeme yapılan müşteriler olduğunun görüldüğünü belirterek sözleşmenin 4.4 ve 8.2 maddesi gereğince sözleşmenin feshedildiğini ve muhatabın ihlali nedeniyle 10.000,00 TL ceza bedeli yansıtıldığını” ihtar etmiştir. Davalı tarafça delil dilekçesi ekinde nakit ödeme yaptığı halde belge verilmediğine dair müşteri şikayetinin içerir e-posta suretiyle kamera görüntü sureti sunulmuştur. Bilirkişi kök raporunda davacının defterlerini incelendiği, davacının cari hesabına göre 11.850.-TL fazla ödeme yapmış olduğu bu miktarda alacaklı olduğunun belirtildiği, ek raporda ise davalının defterlerinin de incelendiği, davalı tarafca davacı tarafa İşletme Sözleşmesinin 4. Maddesine istinaden düzenlenen 31/12/2019 tarihli 10.000.-TL tutarındaki yansıtma bedeli karşılığı düzenlenen faturanın davalı defter kayıtlarında bulunduğu tespit edilmiştir.Bu durumda davalı tarafça düzenlenen cezai şarta ilişkin faturanın yerinde olup olmadığının tespiti gerekmektedir.İlk derece mahkemesi tarafından, davalının davacıya 394.974,28 TL tutarında fatura düzenlediği, davacının ise davalıya 406.824,28 TL ödeme yaptığı, yapılan 11.850 TL tutarında fazla ödemenin neye istinaden yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi raporunda her iki tarafın ticari defterler ve belgelerinin ibrası neticesi davacı alacağının tespit edildiğinin belirtili olduğu, davacı kayıt ve defterlerinin incelendiğinin belirtilmiş olduğu, cari hesap gereği fazla ödemenin de bu şekilde tespit edildiği, taraflar arasındaki cari hesap uyumsuzluğunun cezai şarta ilişkin faturanın davacı defterlerine işlenmemesinden kaynaklandığı, bilirkişinin kök raporunda davacı kayıtlarına göre görüş bildirdiği, ek raporda ise daha önce incelenmeyen davalı defter ve kayıtlarının incelenerek görüş bildirildiği bu haliyle de raporlar arasında çelişki oluşmadığı, davalı tarafça cezai şarta ilişkin faturanın defterlere işlenmesi sonucu cari hesaba ilişkin borcun bulunmadığının ileri sürüldüğü bu haliyle davalının bu fatura nedeniyle ayrıca takip yapmasının gerekli olmadığı, cari hesaba işlenmesinin yeterli olduğu görülmektedir.Buna göre HMK’nın 355 ve ileri sürülen istinaf itirazlarıyla bağlı kalınarak yapılan değerlendirmede, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacıdan alınması gereken 179,90-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/01/2023