Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/653 E. 2022/1104 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/653
KARAR NO: 2022/1104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2019
NUMARASI: 2016/1097 E – 2019/891 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili verdiği dava dilekçesinde, ölen babalarının lokanta işlettiğini, davalı şirketin 28.04.2016 tarihinde 13.985,00 TL tutarında kaçak doğal gaz faturası kestiğini, kesilen bu kaçak doğal gaz faturasının mevzuat hükümlerine aykırı olduğunu, kaçak tespiti yapıldığında kendilerine tespit tutanağının verilmediğini, kendilerinin bina sahibi ile husumetlerinin bulunduğunu, aralarında İstanbul 10. Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açıldığını, eğer mühür sökme işlemi yapıldıysa bunun bina sahibi tarafından yapılmış olabileceğini belirterek borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili verdiği cevap dilekçesinde, davalılar murisinin doğal gaz sayacına müdahalede bulunarak kaçak doğal gaz kullandığının tespit edildiğini, söz konusu müdahalenin sayaç üzerindeki numaratöre müdahale ederek endeksi geriye almak yolu ile yapıldığını, böylece fazla gaz tükettiği halde eksik tüketime dayalı faturalar tahakkuk ettirilmesine neden olduğunu, sayaç üzerinde yapılan kontrolde, bakanlık mührünün deforme edildiği, numaratör camının sökülüp takıldığının tespit edildiğini, numaratör kısmının orijinal boyasının sökülme anında deforme olduğu için söküldüğünün anlaşılmaması için tekrar boyandığının anlaşıldığını, taraflar arasında yapılan sözleşmenin 5’inci maddesinde kaçak doğal gaz kullanımında ne tür cezaların uygulanacağının belirlendiğini, kaçak gaz miktarının belirlenmesinde de 06.08.2004 tarih ve 25545 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Kaçak veya Usulsüz Doğal Gaz Kullanımı Durumunda Uygulanacak Usul ve Esaslar Tebliğinin uygulandığını, bu tebliğe göre yapılan hesaplamanın da doğru olduğun belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “davanın reddine” karar verilmiştir. Söz konusu kararı davacılar vekili istinaf etmiştir. 30/11/2021 havale tarihli istinaf dilekçesinde; kırma ve mühür sökme işlemi başkaları tarafından yapılmış olsa bile kaçak kullanım söz konusu olmadığını, işletmenin faturaları işletmenin açıldığı 03/04/2014 tarihinden beri aynı miktarlarda geldiğini, davalı firmanın herhangi bir zararı bulunmadığını, bu nedenle söz konusu ceza usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte fahiş olduğunu, bilirkişi raporunun istinaf ve Yargıtay denetimine haiz bir rapor olmadığı aşikar olduğunu, davalı … tarafından usul ve yasaya aykırı bir şekilde “Kaçak Doğalgaz Kullanım Bedeli” adı altında yapılan 13.985 TL tahakkukun iptali için açılan davanın haksız şekilde reddine karar veren yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. 30/11/2021 havale tarihli 2.istinaf dilekçesinde; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren süresi içerisinde 04.06.2020 tarihinde istinaf başvuru dilekçesi hazırlandığını, istinaf harcı UYAP üzerinden yatırıldığını, ancak mahkeme tarafından arandığında istinaf başvuru dilekçesinin sehven gönderilmediği yada gönderildiği ancak sistemsel bir sıkıntı nedeni ile iletilmediği anlaşıldığını, yapılan kontrollerde istinaf başvuru dilekçesinin e-imzalı olarak bilgisayarda kayıtlı olduğu, matbu çıktısının dosyasında takılı olduğu ancak UYAP sisteminde olmadığını, süresi içerisinde istinaf kanu yoluna başvurma harçları ödendiğini ancak istinaf başvuru dilekçesi sistemsel bir nedenden dolayı gönderilemediğini, mahkeme tarafından aranana kadar da bu konu fark edilmediğini, istinafa başvurulduğu düşünüldüğü için dosya kaldırıldığını, bu nedenle İstinaf başvuru dilekçesinin kabulü ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesini istemiştir. Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; davacılar vekili tarafından düzenlenmiş 04/06/2020 tarihli istinaf dilekçesine rastlanılmadığından, 22/03/2022 tarihinde Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak Av. … tarafından 04/06/2020 tarihinde düzenlenmiş istinaf dilekçesi olup olmadığının tespit edilmesi istenilmiştir. Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü’nün 11/04/2022 tarihli cevabı yazısında; “taleple ilgili olarak UYAP sisteminde bir arıza olup olmadığının bilgisinin cevabi yazısı Yazılım Destek Şubemizin tarafından ek (1-2-3)’de, Ayrıca ilgili avukatın log kayıt bilgisi ek-4 (avukat_web_evrak_dosyaya_gonderilecek_log.xls) de ki tablodan anlaşılacağı üzere ilgili dosyaya … kimlik numaralı kullanıcı tarafından dosyaya gönderilecek evrak gönderme listesi hazırladığı fakat evrakı UYAP sistemine göndermediği anlaşılmıştır. ” şeklinde belirtildiği anlaşılmıştır. Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü’nün 11/04/2022 tarihli cevabı yazısında; 04/06/2020 tarihinde sistem kesintisi veya arızasına ilişkin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 343. maddesine göre; “(1) İstinaf dilekçesi, kararı veren mahkemeye veya başka bir yer mahkemesine verilebilir. İstinaf dilekçesi hangi mahkemeye verilmişse, o mahkemece bölge adliye mahkemesi başvuru defterine kaydolunur ve başvurana ücretsiz bir alındı belgesi verilir. (2) Kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmiş olan istinaf dilekçesi, bu mahkemece yukarıdaki fıkraya göre işlem yapıldıktan sonra kararı veren mahkemeye örnekleriyle birlikte gönderilir. Bu durum derhâl mahkemesine bildirilir. (3) İstinaf yoluna başvurma tarihi konusunda 118 inci madde hükmü uygulanır. (4) Dosya, kararı veren mahkemece, istinaf dilekçesinde gösterilen daire ile bağlı kalınmaksızın, ilgili bölge adliye mahkemesine gönderilir. “Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 343. maddesinin 3. fıkrasında atıfta bulunulan 118. maddesine göre ise “(1) Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış sayılır. Dava dilekçesine davalı sayısı kadar örnek eklenir. (2) Dava dilekçesinin kaydına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikte belirlenir.” 6100 sayılı HMK ‘nın 342. maddesi istinaf dilekçesi başlıklı olup istinaf dilekçesinde bulunması gereken hususlar yer almıştır. Ayrıca 3. fıkrasında, ”İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355. madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” hükmü yer almıştır. Davacı vekilince süresi içerisinde harç yatırılmış olsa dahi, süresi içerisinde başvuru sebep ve gerekçeleri bildirilmediğinden 355. madde kapsamında kamu düzenini ilgilendiren hususlarda dairemizce yapılan incelemede kamu düzenini ilgilendiren eksiklik veya hata bulunmadığı anlaşılmakla istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacılardan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/04/2022