Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/648 E. 2022/3121 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/648
KARAR NO: 2022/3121
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2021
NUMARASI: 2019/521 E – 2021/806 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/12/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 07/09/2018 tarihinde Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan “… Mahallesi, … Sokak, Küçükçekmece/İstanbul” adresinde dava- lılar tarafından yapılan kanal yapım çalışması sırasında, müvekkili şirkete ait tesislere hasar verildi- ğini, müvekkili şirket personelince arızanın giderilmesi ve enerji verilmesine müteakip hasara maruz kalan tesislerin onarımı için kullanılan malzeme ve işçilik gibi bedelleri kapsayan hasar bedeli olan 6.130,15 TL hasar verenler aleyhine tahakkuk ettirildiğini, davalılar tarafından hasar bedellerinin ödenmemesi üzerine borçlu aleyhine 6.130,15-TL hasar bedeli, 148,13-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.278,28-TL’nin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dos- yası ile ilamsız takibe girişildiğini, borçluların itirazı nedeniyle takibin durduğunu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A maddesinin birinci fıkrası gereğince başvurulan arabuluculuk sürecinin anlaş- mazlık ile sonuçlandığını beyanla davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalıların hükmolunacak meblağın %20′ sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatı ile mahkumiyetini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin hasarın meydana gelmesinde hiç bir kusur ve etkisi bulunmadığından husumet yöneltilemeyeceğini, kusur durumunun araştırılmasının gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının malzeme ve işçilik bedelini istemeyeceğini , faize de itiraz ettiklerini, davacının icra inkar tazminatı talebi yö- nünden yasal şartlarının oluşmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Davalı … İnşaat ….Ltd. Şti.vekilinin cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin … ile imzaladığı “Erişim Şebekeleri Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi “uyarınca bu şirkete ait yapıların bakım ve onarım işlerini yürüttüğünü, her hangi bir çalışma yapılmasına karar ve- rilmesi halinde tüm izin ve ruhsatların … tarafından alındığını, müvekkili şirketin de bu izin ve ruhsat doğrultusunda kaçı çalışması yaptığını, davacı şirketin tesisatlarını usulüne uygun şekil- de döşemediğini, yaptığı iş gereği mevzuattan doğan ve uyulması gereken kurallara uymadığını, öde- me emrine konu ettiği alacak talebinin haksız olduğunu, dosyada tek taraflı olarak hazırlanan tablo- ların kendilerine tebliğ edilmediğini,ayrıca okunamadığını,dosyada bu tablolardan başka somut ve objektif tek bir delilin bulunmadığını, elektrik enerjisinin otomatik olarak üretilen bir enerji olma- dığını, kullanıldığı anda üretilen ve dağıtılan bir enerji türü olduğunu, kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti süresinin belirlenemeyeceğini , satılamayan enerji bedeli ve işçilik bedelinin de talep edilemeyeceğini beyanla beyanla davanın reddini, davacının %20 ‘ oranından az olmamak üzere tazminat ile mahkumiyetini istamiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce “Davanın kısmen kabulü ile, davalılar tarafından İstanbul … İcra Dairesinin … Es. Sayılı takip dosyasına yapılan itirazın 163,90 TL hasar bedeli ile 3,96 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 167,86 TL yönünden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,davacı tarafın icra inkar tazminatı ile davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacı ve davalı … tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde:düzenlenen bilirkişi raporunun hükme elverişli ol- madığını, manevra bedeli ile ilgili hiç bir açıklamaya yer verilmediğini, malzeme bedeli, montaj be- deli, araç ve personel bedeli, etüd koordinasyon bedeli, eşik kesinti aşımı, dağıtılamayan enerji bede- linin davalı tarafça verilen zarar nedeniyle sarf olunan hususi giderler olduğunu, alacağın hesabında bu kalemlerin dahil edilmesi gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu işin ihale diğer davalıya ihale edildiğini, müvekkili tarafından yapılan bir çalışma bulunmadığından husu- met yöneltilemeyeceğini,kusur durumunun araştırılmasının gerektiğini, yerleşik yargı kararlarına göre davacının etüt koordinasyon bedeli, montaj, araç ve işçilik bedeli, dağıtılmayan enerji bedeli ve eşik kesinti süresi aşım maliyeti ile ilgili edilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir. 1-Davalı …’un istinaf başvurusu yönünden; Söz konusu kararı davalı … vekili istinaf etmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davalı … tarafından istinaf konusu edilen davanın değeri 167,86-TL olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalının istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Davacı …’ın istinaf başvurusu yönünden; Dosya içeriğine göre; 07/09/2018 tarihinde … A.Ş.’nin Sefaköy İşletme Müdürlüğü hizmet sahasında bulunan “… Mahallesi, … Sokak, Küçükçekmece/İstanbul” adresinde yük- lenici … İnş. Tic. Taah. Ltd. Şti tarafından yapılan kanal yapım çalışması sırasında, davacı …’a ait tesislere hasar verildiğinden bahisle tutanak düzenlendiği, sonrasında davacı tarafından Maddi Hasar Malzeme Bedeli: 138,90 TL Maddi Hasar Montaj Bedeli: 241.04 TL Araç ve Personel Bedeli: 2.756,80 TL Dağıtılamayan Enerji Bedeli: 94.30 TL Eşik Kesinti Süresi Aşımı Bedeli:45.30 TL Koordinasyon Bedeli: 1.918.71 TL Toplam 5.195.04 TL KDV % 18 935,11 TL Genel Toplam 6.130,15 TL şeklinde hesaplama yapılarak davalılardan ödeme talep edildiği, ödeme yazılarından sonuç alınamaması nedeniyle davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdür- lüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takibe girişildiği, davalıların itirazı nede- niyle takip durduğundan itirazın iptali talebiyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak malzeme bedeline hükmedilmiş, diğer zarar kalemleri reddedilmiştir. Davacı taraf , mahkemece red olunan alacak kalemlerinin de hesaplamaya dahil edil- mesi gerektiğini savunmaktadır. … tarafından açılan emsal davada Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nce yapılan temyiz incelemesi sonucu tesis olunan 2015/10383 Esas- 2015/12692 Karar nolu 10/11/2015 tarihli ilamda; “Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil sebebiyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlularından isteyebilir. Zarar görenin zararı giderebilmek için kendi çalıştırdığı işçilerine ödediği ücretler genel idare giderleri olup, haksız fiil meydana gelmese dahi ödenmesi gereken giderlerdir. Bunların zarar ile ilgisi bulunmamaktadır. Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmadıkça haksız fiil meydana gelmeseydi dahi yapılacak bu nitelikteki giderler zarar kapsamına dahil edilemez. Somut olayda davacı taraf kendi işçileri dışında adam tutulup çalıştırıldığını da iddia etmemiştir. Öte yandan, tüketilmeyen elektrik santrallerde otamatik olarak üretilmeyip ancak kullanıldığı anda üretilerek eneji nakil hatları üzerinden dağıtılan bir enerji türüdür. Kullanılan enerji miktarı günün değişik saatlerinde farklı olduğundan kesinti (inkıta) süresi belirlenemez ve bu sebeple de satılamayan enerji bedeline hükmedilemez.” denilmiştir. Dosya içeriğine göre; davacı dava konusu hasarın giderilmesi için özel olarak adam tutup çalıştırdığını ispat edememiştir.Elektronik ve Haberleşme Mühendisi … tarafından hazırlanan 16/11/2022 tarihli raporda da; emsal Yargıtay kararındaki ilkeler dahilinde davacının malzeme bedeline ilişkin zararı tespit edilmiş, diğer zarar kalemlerini talep edemeyeceği belirtilmiştir. Bilirkişi raporu Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına uygun, hükme ve denetime elverişli olmakla hükme esas alınmasında isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla davalı …’un istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca red- dine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalı … A.Ş.’nin istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca kesinlikten reddine, B-Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının istinaf eden davalıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/12/2022