Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/63 E. 2022/274 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/63
KARAR NO: 2022/274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/10/2021
NUMARASI: 2015/980 E – 2021/655 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı arasındaki abonelik Sözleşmesi bulunduğunu, adına kayıtlı olan … no’lu tesisatla enerji kullandığını ve tekstil firması olarak faaliyet gösterdiğini, en son elektrik faturasının 15/12/2014 tarihinde tarihinde geldiğini, davacının ocak ayı faturasının çıkmasını beklerken 08.01.2015 tarihinde iş yerine gelen davalı kurum çalışanlarının davacının akım trafosunu şöntlediği gerekçesiyle gıyabında bir tutanak tuttuklarını ve herhangi bir bildirimde bulunmadan gittiklerini, davacının gıyabında tuttukları tutanağa imzadan imtina edildi şeklinde not düştüklerini, bu tutanağa istinaden davacıya 113.746,80-TL ek tahakkuk faturası ile 68.755,30-TL kaçak faturası tanzim ettiklerini, bu faturaların son ödeme tarihinin 02.02.2015 olduğunu, tahakkuk ettirilen haksız faturalara karşı davacı şirketin enerjisinin 28.01.2015 tarihinde kesildiğini, davacının dava tarihinde çalışmadığını,usulsüz tahakkuk yapıldığını, yapılan tahakkukta davacının son bir yılda ödediği fatura bedellerinin tenzil edilmediğini, ceza kesilen tesisatta 15.12.2014 tarihinde son okuma işlemi yapıldığı halde son işlem tarihi olan bu tarihin dikkate alınmadığını, yapılan hesaplamalarda güç hesabı yapılırken tüketim miktarının hesaplanmasında, kurulu gücün 0.60’ı oranında alınması gerektiğinin karara bağlanmışken söz konusu zabıtta bu hususun da dikkate alınmadığını, sayaç değiştirme tarihi olan 26.07.2014 tarihinin dikkate alınmadığını ve resmi belge ve bulgu yokmuş gibi 1 yıl geriye gidilerek ek tüketim cezası yazıldığını, sayaç değerleri incelendiğinde, davalı şirketin 2 vardiya çalıştığını, görüldüğü üzere 3 vardiya üzerinden hesaplama yapıldığını, yine 08.05.2014 tarihli yönetmeliğe göre 02.02.2015 olan son ödeme tarihlerinin beklenilmeden davacının enerjisinin kesildiğini, davacı şirkette 47 kişinin çalıştığını, enerjinin kesilmesi nedeniyle davacının işyeri faaliyetinin durdurulduğunu, enerjinin davalı kurum tekelinde olduğundan davacının başka bir yerden enerji alma ihtimali olmadığını, enerji bağlanmaz ise iş yerinin kapatılacağını beyan ile davalı kurumca haksız ve mesnetsiz olarak tahakkuk ettiriler yukarıda bilgileri belirtilen faturaya ait tahakkuk ettirilen toplam 182.502,10-TL borçla ilgili olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla bilirkişi incelemesi yapılarak borç miktarı tespit oluncaya kadar dava tarihinde 30.000-TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00-TL’lik menfi tespit davası açmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, zira davacının borcunun faturalardan belli olduğunu, dava konusu tahakkukla ilgili olarak davacı …’nın İstanbul 8.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/120 Esasına kayden açtığı menfi tespit davasında davayı “… A.Ş.” ne yöneltmiş olması nedeniyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılmasını, kesinleşmemiş ise huzurdaki dava da aynı fatura nedeniyle açıldığından derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, esas yönünden ise, dava konusu … no’lu tesisata ait mahalde 08.01.2015 tarihinde yapılan kontrolde; “abonenin ölçü akım trafolarını şöntleyerek kaçak elektrik kullandığı” ‘nın tespit edilerek “…” adına … seri nolu zabit varakası tanzim edildiğini, bu zabıt için yine yürürlükte olan mevzuat hükümleri gereği kaçak tahakkuk hesabında sayacın son okuma tarihi olan 15.12.2014 tarihinin dikkate alınarak, ek tahakkuk hesabında ise, tahakkuk çarpanının değiştiği 29.08.2014 tarihi dikkate alınıp hesaplama yapılarak 68.755,30-TL kaçak bedeli, 113.746,80-TL kaçak ek tahakkuk olmak üzere toplam 182.502,10-TL bedel tahakkuk ettirildiğini, ilgili mahalde daha sonra 16.04.2015 tarihinde yapılan kontrolde de; “Aboneye ait sayaç panosunda yapılan kontrolde S ve T fozlarına ait akım trafolarının S1 uçlarına diyotla seri bağlantı yaparak, sayacın eksik kayıt yapması sağlanarak” kaçak elektrik kullanıldığının tespit edilip “…” adına … seri no’lu zabıt varakası tanzim edildiğini, ilgili zabıt için yürürlükte bulunan mevzuat hükümleri gereği, 72.657,30- TL kaçak bedeli, 28.883,40-TL kaçak ek tahakkuk almak üzere toplam 101.540,70- TL bedel tahakkuk ettirildiğini, bu tahakkuk nedeniyle davacının Bakırköy 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/556 E.sayılı esasına kayden açtığı menfi tespit davasının devam ettiğini, davacının sürekli sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığının aşikar olduğunu, davacının dava dilekçesinde madde madde ileri sürdüğü hususların yersiz yersiz olduğunu,kaçak ek tahakkuk hesabını kapsayan dönemde tahakkuk ettirilen tüketimlerin tahakkuk hesabından tenzil edildiğini, kaçak tahakkuk hesabının; son okuma tarihi olan 15.12.2014 tarihinin dikkate alınarak yapıldığını, tahakkuk hesabında ilgili sayacın tutanak tarihinden sonraki 7 günlük tüketim ortalaması alınarak hesaplama yapıldığını, ilgili tutanakta vardiya hesaplı tahakkuk yapılmadığını, kaçak ek tahakkuk hesabının 1 yıl geriye dönülerek değil, 29.08.2014 tarihli tahakkuk çarpan değişimi tarihi esas alınarak yapıldığını, … nolu tesisata ait sistem kayıtlarında bulunan hareket dökümünde, tutanak tarihi sonrasına ait kesme işlemi bulunmadığının görüldüğünü, yani bu zabıt ve tahakkuk nedeniyle kesme işlemi yapılmadığını, sonuç olarak Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda yapılan işlemlerde hata olmayıp, davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafın davalı şirketin tutmuş olduğu tutanakların geçerliliği ve bağlayıcılığı bulunmadığını, tutanak içeriğinin doğruluğunun davalı şirketçe ispat edilmesi gerektiği iddiasının kabulünün mümkün olmayacağını, tespit edilen durumun ekte sundukları fotoğrafla sabit olduğunu, sadece OSOS-Uzaktan Ölçüm ile yapıları tespite dayanılmadığını, bizzat fotoğrafla tespitin görüntülendiğini,kaçak tutanağının aksi sabit oluncaya kadar geçerli olduğunu, davacının gerek tutanağa gerekse faturaya dava açmadan önce itiraz etmediğini, belirtilen mevzuat dikkate alındığında davalı şirketin tahakkukunun yasal o olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili 21/06/2017 tarihli ıslah dilekçesinde “182.502,10 TL – 76.765,01 TL. = 105.737.09-TL kadar borçlu olmadıklarının tespit edildiğini ve elektrik kesilmesi yönündeki cebri baskı nedeniyle borcu ödenen 105.737.09-TL.nin davalı kurumdan yasal faizi ile iadesini talep ettiğini beyan etmiştir. Mahkeme, davacının … nolu tesisattan kaynaklı olarak davalı ile aralarında abonelik ilişkisi bulunduğu, teknik bilirkişilerce yapılan inceleme ile, davacının, tesisata bağlı akım trafolarına şönt yapmak suretiyle müdahalede bulunarak kaçak elektrik kullandığı, 28994 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 26, 28, 29 ve 30. maddelerinde açıklanan hükümler doğrultusunda, dava konusu 08/01/2015 tarih … nolu tutanaktan dolayı ilgili dönemlere ait tahakkuk ettirilen tüketim miktarları tenzil edildikten sonra yapılan hesaplamalar ile davacının davalıya 15.12.2014 – 08.01.2015 tarihleri arasındaki 24 gün için kaçak elektrik tüketim tahakkuku olarak 18.360,10-TL., 31.08.2014 – 15.12.2014 tarihleri arasındaki 107 gün için kaçak elektrik tüketim ek tahakkuku olarak 58.404,91-TL. olmak üzere toplam 76.765,01-TL. ödemesi gerektiği, davacının davalı kuruma dava tarihinden önce ve davadan sonra olmak üzere toplam 182.502,10- TL. ödeme yaptığı, davacının dava dilekçesi ve ıslaha konu 105.737,09-TL. kadar davalıya borçlu olmadığı ve ödenen tutarın istirdadına ilişkin talebinde haklı olduğu gerekçesi ile; “Davacın davasının kabulü ile, davacının davalıya 105.737,09-TL.borçlu olmadığının tespiti ile, 17.071,96-TL.’nın 08/10/2015 dava tarihinden, 10.532,76-TL.’nın 09/10/2015; 10.701,14-TL.’nin 11/11/2015; 10.849,11-TL.’nin 10/12/2015; 11.012,36-TL.’nin 11/01/2016; 11.160,28-TL.’nin 09/02/2016; 11.308,29-TL.’nin 09/03/2016;11.476,60-TL.’nin 11/04/2016; 11.624,59-TL’nin 10/05/2016 ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, toplam 105.737,09-TL.’nın davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; davaya konu … seri zabıt için tespit tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükümleri gereği kaçak tahakkuk hesabında sayacın son okuma tarihi olan 15.12.2014 tarihi dikkate alınarak, ek tahakkuk hesabında ise, tahakkuk çarpanının değiştiği 29.08.2014 tarihi dikkate alınıp hesaplama yapılarak 68.755.30-TL kaçak bedeli, 113.746,80-TL kaçak ek tahakkuk bedeli olmak üzere toplam 182.502,10-TL bedel tahakkuk ettirildiğini, davacı şirket tarafından sayacın bağlantılarının düzeltildiği 08.01.2015 tutanak tarihi ile 15.01.2015 tarihi arasındaki düzeltilmiş bağlantı üzerinden yapılmış olan 7 günlük tüketim değerleri üzerinden davacının günlük ortalama tüketimi bulunduğunu, tutanak tarihinden sonra, düzeltilmiş bağlantı üzerinden tüketimi doğru kaydetmiş sayaç değerleri üzerinden tahakkuka esas olacak günlük ortalama tüketim miktarı (5078 – 4645) X 80/7 = 433 X 11,4285 = 4948,58 kWh/gün olarak tespit edildiğini, davacının günlük ortalama tüketimi doğru kaydeden sayaç değerleri ile somut ve objektif olarak tespit edilmiş olması nedeniyle EPTHY m.28/1-(a) gereği kaçak hesaplamalarının işbu değer üzerinden yapılması gerekmesine rağmen; hükme esas alınmış olan bilirkişi raporlarında davacının farazi, soyut kurulu güç değeri üzerinden hesaplama yapılmış olmasının hukuka aykırı olduğunu, kaçak dönemdeki ortalama tüketim değerinden daha az ortalama tüketim değeri üzerinden hesaplama yapıldığını,bu rapora itirazları sonrası bilirkişi heyetinden rapor alınması gerekmesine rağmen eksikliğe dayalı bu rapora göre hüküm verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının sürekli sayaca müdahale ederek kaçak elektrik kullandığını, davacının ölçü ve akım trafolarını şöntleyerek kaçak elektrik kullandığı ortaya konulduğunu, davanın kötüniyetli açıldığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri doğrultusunda davalı şirket tarafından yapılan işlemlerde hata olmadığını,mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu itiraza uğramış rapora göre hüküm verildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Davada kaçak tahakkuku nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini talep etmişse de, davacı vekilinin 21/06/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; 182.502,10-TL – 76.765,01-TL. = 105.737.09-TL kadar borçlu olmadıklarının tespit edildiğini ve elektrik kesilmesi yönündeki cebri baskı nedeniyle borcu ödenen 105.737.09-TL.nin davalı kurumdan yasal faizi ile istirdadını istemiştir.Menfi tespit davası istirdat davasına dönüşmüştür. Davacı hakkında tutulan 08/01/2015 tarihli kaçak tutanağı ile abonenin ölçü akım trafolarını şöntleyerek kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek kaçak ve kaçak ek tüketim tahakkukları düzenlenmiştir. Hükme dayanak ek bilirkişi raporlarında, yapılan ödemelerin ödeme tarihleriyle belirtilmesiyle,davaya konusu edilen 08.01.2015 tarih kaçak tutanağı dönemlerinde aynı dönemdeki normal tüketim bedelleri düşüldükten sonra , davacının davalı şirkete, son okuma tarihi olan 15/12/2014 ile kaçak tutanak tarihi olan 08/01/215 tarihleri tarihleri arasındaki 24 günlük kaçak elektrik tüketim tahakkuku 18.360,10 TL olarak hesaplandığı,yine 30/08/2014 tarihinden kaçak tutanak tarihi olan 08/01/2015 tarihine kadar olan dönemde davacının elektrik tüketim miktarlarında düşme meydana geldiği tüketim tablosundan anlaşılmakla ,sayaca bu dönemde müdahale edildiği kabul edilerek , son okuma tarihi olan 15/12/2014 ile sayacın tüketiminin azalmaya başladığı 31.08.2014 tarihleri arasındaki 107 günlük kaçak elektrik ek tüketim tahakkuku 58.404,91 TL ile birlikte kaçak tüketim ve kaçak ek tüketim olarak olarak 18.360,10 TL + 58.404,91 TL= 76.765,01 TL ceman borçlu olduğu hesaplanmıştır. Bu bağlamda 182.502,10 TL menfi tespit talebinde bulunulduğundan ,182.502.10 TL – 76.765.01 TL = 105.737,09 TL yönünden menfi tespit talebinde davacının haklı olduğu,,sunulu makbuzlarla davacının davalıya işbu kaçak tutanağı gereği 183.905,81 TL ödeme yaptığı,mahkemece ıslah talebi ile bağlı kalarak 182.502,10 TL ödeme tutarı baz alınarak istirdat değerlendirmesi yaptığı anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalar çerçevesinde davacının tüketimin düşmeye başladığı tarih olan 31/08/2014 tarihinde sayaca müdahale etmeye başladığı ve son okuma tarihi olan 15/01/2014 tarihi itibarıyla davacının sayacının eksik tüketim kaydettiği ,bu nedenle davacı hakkında bu döneme dair 107 gün için 58.404,91 TL kaçak ek tüketim hesaplanmasında aykırılık görülmediği gibi,sayacın son okuma tarihi olan 15/12/2014 ile kaçak tutanak tarihi olan 08/01/2015 arasındaki 24 günde de davacı hakkında kaçak tahakkuku yapılması ve davacının önceki tüketimlerinin bu tahakkuklardan mahsup edilmesine dair hesaplamanın ilgili yönetmelik ve mevzuata uygun olduğu belirlenmiştir. Hükme dayanak kök ve itirazlar sonrası alanın ek bilirkişi raporlarının,özellikle ek raporların tamamının birbiri ile örtüştüğü ve hesaplamanın yönetmelikteki hesaplama kriterleri baz alınarak yapılması karşısında,ek raporların taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu,davacıdan fazla tahsilat yapıldığı anlaşılmıştır. Yeni bilirkişi incelemesinin davaya katkı sağlamayacağı açıktır. Bu itibarla,ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 7.222,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.805,73 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.417,17 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/02/2022