Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/61 E. 2022/170 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/61
KARAR NO: 2022/170
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/04/2021
NUMARASI: 2021/258 E – 2021/249 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 24/01/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Asliye hukuk mahkemesinde açtığı davada, dava dilekçesinde özetle; davacı şirketle, davalı şirket arasında kurulmuş bulunan adi ortaklığın amacının gerçekleşmesi imkansız hale gelmiş olması nedeni ile TBK 639/b.1 hükmü uyarınca sona ermiş olduğunun tespitine,ortaklığın haklı nedenle feshi ve tasfiyesine, ortaklığın malı olduğu halde akibeti belli olmayan Antalya ili Serik İlçesi … Mahallesi … mevkii … ada … parsel sayılı gayrımenkulün mülkiyetinin halen davalı uhdesinde bulunması halinde ortaklık adına tapuya kaydına karar verilmesine, Antalya ili Serik İlçesi … Mahallesi … mevkii … ada … parsel sayılı gayrımenkulün dava tarafça devredilmiş olması ihtimalinde gayrimenkulün rayiç satış bedeli üzerinden hesaplanacak %50 ortaklık payı alacağının fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100.000.00 Tl.nin davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin zor durumundan istifade ile davalı tarafından alınan 29/02/2016 ve10/03/2016 tarihli ibraların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen görevsizlik kararı sonucunda, dava dosyası görevli mahkemeye gönderilmiştir. Mahkemece ; ” davacı vekili tarafından dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanağı düzenleme tarihinin 27/07/2020 olduğu, davanın ise 15/04/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 22/3 maddesinde “…(3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır. Açıklandığı üzere somut olayda arabuluculuk başvurusu sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dava tarihinden önce düzenlenmediği sabittir. HMK 115 maddesinde dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. HMK 138 maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlenmiş olmakla ” dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesi sonucunda 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Söz konusu davanın 10.07.2020 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde ikame edilmiş olmakla birlikte mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi ve davanın Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi halinde dava şartı ara buluculuk kapsamına gireceği ihtimaline binaen 27.07.2020 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuş ve arabuluculuk sürecinin anlaşmama tutanağı ile sonlandırılmış olduğu, görevsizlik kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulması neticesinde, istinaf başvurusunun reddedildiği ve görevsizlik kararının kesinleştiğini, dosyanın 12.04.2021 tarihinde İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/258 E. Numarasına kaydedildiği, bu dosyaya (görevsizlik kararı verilmeden önce imzalanmış olan) Arabuluculuk son tutanağının aslı 14.04.2021 tarihinde Hukuk Mahkemeleri Ön bürosu vasıtası ile ibraz edildiği, mahkemenin ise arabuluculuğun davanın açılmasından önce gerçekleştirilmemiş olması gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verdiğini, oysaki görevsilik kararı verilen davalarda dava şartı ara buluculuğa ilişkin dava tarihinin değerlendirilmesinde esas alınacak tarih davanın görevsiz mahkemede açıldığı tarih değil, görevli mahkemede açıldığı tarih olduğu, davanın görevli mahkemede açılmasından önce dava şartı ara buluculuğa ilişkin eksikliğin giderilmesi halinde görevli mahkemenin davanın esasına girerek yargılama yapması gerekmektedir ki; bunun kanunun amacına uygun düştüğü, kaldı ki ara buluculuk başvurusunun görevsizlik kararı dahi verilmeden tamamlanmış ve görevsizlik kararının kesinleşmesinin hemen ardından arabuluculuk son tutanağının görevli mahkemeye ibraz edildiği, ara buluculuk son tutanağının aslının görevli mahkemede davanın açılmasından 2 gün sonra 14.04.2021 tarihinde dosyaya ibraz edilmiş olduğu göz ardı edilerek dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir…nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Yargıtay 17 HD 04/02/2021 tarih ve 2020/3187E 2021/762K sayılı ilamında;”Hukuk uyuşmazlıklarının arabuluculuk yöntemi ile çözülmesi ihtiyari olmakla birlikte, 6325 sayılı Kanun’da 06.12.2018 tarihli ve 7155 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle, mahkemelerin iş yükünün azaltılması için bazı tür uyuşmazlıklar için mahkemeye başvurmadan önce bir dava şartı olarak “zorunlu arabuluculuk” şartı getirilmiştir. Bu bağlamda aynı kanun ile 6102 sayılı TTK’nın 5/A maddesi ile getirilen düzenlemede, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması bir dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması ise davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır. Somut olayda davanın başlangıçta asliye hukuk mahkemesinde açılmış olduğu, asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilmesinden sonra,27/07/2020 tarihinde arabulucuya başvurulmuş olduğu ve 03/09/2020 tarihli arabuluculuk anlaşmazlık tutanağının 14/04/2021 tarihinde mahkemeye sunulduğu görülmektedir. Davanın ticari dava niteliği, asliye hukuk mahkemesinde dava açılmasıyla ortadan kalkmaz. O halde; mahkemenin gerekçesine göre arabulucuya başvurmak dava şartı olarak kabul edildiğinden TTK’nın 5/A ve 6325 SK’nun 18/A maddesi 2.bendi son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılamayacağından, dava şartı yokluğundan davanın reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiştir.Bu itibarla, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının , peşin alınan 850,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 769,30 TL’nin talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, İstinaf giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 24/01/2022