Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/6 E. 2022/1935 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/6
KARAR NO: 2022/1935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2019
NUMARASI: 2018/70 E – 2019/338 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete kiralama sözleşmesine istinaden araçlar kiraladığını, sözleşmenin 1 yıl süreli olduğunu, sözleşme süresinin sona ermesine rağmen, araçların 4 ay 19 gün boyunca teslim edilmediğini, mağdur edildiğini mağduriyetinin giderilmesi için davalı tarafa birden fazla kez müracaat etmesine rağmen dönüş olmaması üzerine icra takibi başlattığını, takibin haksız surette durdurulması üzerine iş bu davayı açtığını beyan etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının haksız olduğunu, aralarındaki kira sözleşmesi uyarınca taraflarına kesilen tüm faturalarını ödediklerini iddianın aksine sözleşmeye konu araçların süresinde teslim edildiğini, araçların bir müddet serviste kalmış olmasının kullanım olarak nitelendirilemeyeceğini, zira bu süreçte araçlardan yararlanmadıklarını, iddianın yargılamayı gerektirdiğini, inkar tazminatı talebinin ve haksız davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; ” taraflar arasındaki kiralama sözleşmesine konu 7 adet 4X4 çift kabin aracın, 01.03.2013 tarihi ile 19.09.2013 tarihi arasında, dilekçemize ekli 2 ayrı kiralama şirketinden alınan fiyat listesine göre, ortalama aylık 1.500,00 TL kira getirisi sağlayacağı tespit edilmiştir. Kira sözleşmesinin sora erdiği tarih ile ecrimisil döneminin, aynı yıl aralığında olması ve peşi sıra gelen aylara ilişkin olması nedeni ile yine rapora ekli, 2 ayrı araç kiralama şirketinden alınan fiyat listesine göre, araçların aylık 1.500,00 TL kira geliri sağlayacağı tespit edilmiş olup, bu şekli ile; 1.500.00X 7 x 4 = 42.000,00 TL, 1.500.00x 7 x 19/30 = 6.650,00 TL, 42.000,00 TL + 6.650,00 TL = 48.650,00 TL gelir getireceği davacı tarafın takip talebinde 45.400,00 TL asıl alacak talep ettiği görüldüğünden, 45.400,00TL asıl alacağın bulunduğu, 45.400,00TL nin, 24.05.2013 temerrüt tarihinden, takip tarihi olan 28.12.2017 tarihine kadar( 4 yıl 7 Ay için) toplam ; 45.400.00 TL x 9/100 x 4 = 16.344,00 TL, 45.400.00 TL x 9/100 x 7/12 = 2.383,00 TL olmak üzere toplam, 18.727,00 TL yasal faiz getireceği, buna karşın davacı tarafın 17.474,65TL yasal faiz talep ettiği, davacı tarafın davalı taraftan, takip tarihi itibarıyla, 45.400,00 TL asıl alacak + 17.474,65 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere, toplam 62.874,65 TL alacak talebinin, incelenen bilgi, beyan ve delil dilekçelerine ekli belgelere göre uygun olduğu tespit edildiğinden davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile 45.400,00 TL asıl alacak, 17.474,65 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, dava konusu alacak haksız kullanımdan kaynaklı olması nedeni ile %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir. ” gerekçeleriyle 1-Davanın kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü ‘nün … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile 45.400,00 TL asıl alacak, 17.474,65 TL işlemiş faiz üzerinden aynen devamına, 2-Dava konusu alacak haksız kullanımdan kaynaklı olması nedeni ile %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vreilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; savunma ve sundukları belgelerin bilirkişi tarafından değerlendirilmediğini, bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, mali müşavir bilirkişinin yetkisini ve uzmanlık alanını tamamen aşarak savunmalarına itibar edilemeyeceğinden bahisle savunmalarının esasını dahi incelemediğini, -Bilirkişi tarafından davacının talepte bulunduğu araçların teslim edilip edilmediği, fatura bedellerinin ödenip ödenmediği yönünde hiçbir inceleme yapılmadığını, bir kısım araçlar yönünden kira ilişkisinin devam ettiğini, … plakalı aracın 05.04.2016 tarihinde, … plakalı aracın ise 11.04.2016 tarihinde teslim edildiğini ve tüm kira bedellerinin de eksiksiz olarak ödendiğini, sundukları fatura ve teslim belgelerinin incelenmediğinden bu hususlar tespit edilebilemediğini, – Raporda Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin 2015/7699 E. ve 2015/9664 K. sayılı 11.10.2015 tarihli kararı uyarınca davacının talebinin ecrimisil olduğu belirtilerek bu doğrultuda hesaplama yapılmış ise de Yargıtay 16. Hukuk Dairesi’nin anılan esas ve karar sayılı bir kararı bulunmadığı gibi, söz konusu tespitin taleple bağlılık ilkesine de aykırı olduğunu, davacının talepte bulunduğu dönem bakımından taraflar arasındaki sözleşmenin hala ayakta olduğundan ecrimisilden söz edilemeyeceğini, ecrimisilin ancak sözleşme yoksa veya feshedilmişse söz konusu olabileceğini, somut olayda ise taraflar arasındaki sözleşmenin sona ermediğini ve feshedilmediğini, bir kısım araçlar yönünden ise kira ilişkisi ve sözleşmenin devam ettiğini, bilirkişinin ecrimisil bakımından yaptığı değerlendirmenin bilirkişinin hukuki değerlendirme yapma yasağına ve taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğu gibi, esasen de hatalı olduğunu, -Davacının, araçların müvekkili şirket uhdesinde olduğunu iddia ederken, araçların serviste beklediğini ifade etmekten de sakınmadığını, davacının iddialarının çelişkili olmakla birlikte, araçların serviste beklemesinin sebebinin yine davacı olduğunu, dava konusu edilen dönemde müvekkili şirketin de araçlardan herhangi bir fayda sağlamadığını, araçların sözleşme gereği bakım ve onarımlarının yapılması için servise gönderildiğini, ancak davacının araçların teslim alındığı şekliyle tamamen sıfırlanarak teslim edilmesi talebi nedeniyle anlaşmaya varılamadığını ve sürecin uzadığını, sözleşme hükümleri ve ticari teamüller gereği, kiralanan bir malın olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranmalar hariç olmak üzere, teslim edildiği haliyle iade edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin de bu doğrultuda, araçları teslim tarihinden önce gerekli bakım onarımlarını yaptırmak üzere servise gönderdiğini, ancak davacı tarafın, araçların olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranmalar hariç olmak üzere, teslim alındığı haliyle iadesini kabul etmediğini, davacının talebinin haksız olduğunu, tarafların bu hususta anlaşamaması üzerine araçların servisten alınamadığını, – Davacının kira bedellerine ilişkin olarak kestiği faturaların karşılıkları eksiksiz olarak ödendiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının sözleşmenin 3.3. maddesinin 2. fıkrası uyarınca fatura bedelleri ödenmediği takdirde sözleşmeyi feshetme imkânı bulunduğu halde davacının, bu yönde bir irade beyanında bulunmadığını, beş yıl sonra huzurdaki dava ile alacak iddiasında bulunduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, davacı tarafça kira sözleşmesi ile davalıya teslim edilen araçların sözleşme sonunda teslim edilmediği iddiasına geç teslim edilen süre için kira bedelinin tahsili talebine ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında yapılan sözleşme ile sözleşme ekinde bulunan listedeki araçların davalıya kiralandığı, kira süresinin sözleşmenin 3.2 maddesi uyarınca teslim süresinden itibaren 1 yıl olduğu, sözleşme süresi sonunda tarafların mutabakatı ile kiralama süresi her araç için ayrı ayrı en az 1’er aylık süreler ile uzatılabileceği, süresi uzatılmayan araç için sözleşmenin sona ereceği, 4.1. maddesinde kiralayanın sözleşmede yazılı vecibelerinden herhangi birine kısmen veya tlamamen uymadığı veya kiralayanın bu sözleşmeden olan alacaklarına 3. Kişiler tarafından haciz konulması hafinde, kiracının sözleşmeyi feshetmeye hakkına sahip olduğu hususlarının düzenlendiği, araçların teslim tarihinin 01.03.2012 olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesine ekli davalı yetkilisinin davacı şirkete sunmuş olduğu 24.05.2013 tarihli dilekçe örneğinde “Anıza Bakım-Onarım işinde kullanılmak üzere kurumunuza kiraladığım 7 Adet 4×4 çift kabin kamyonetin sözleşme süresi 30.04.2013 tarihinde sona erdi.Sözleşme gereği kurum temsilcileriniz ile birlikte yetkili servislerde tespit ettirdiğimiz araçlarımıza ait bakım ve tamiratların yapılması ve tarafıma teslim edilene kadar geçen sürenin araç kiralama bedelinin ödenmesi hususunda gereğini arz ederim.” şeklinde beyanda bulunulduğu, 15.08.2013 tarihli dilekçe ile de “Arıza bakım onarım işinde kullanılan 7 adet 4×4 çift kabin araçlarımın sözleşmesi 30.04.2013 tarihinde sona erdi. Sözleşme gereği araç tesliminde yapılması gereken, araç bakım onarım eksiklikleri için araçlarım , şirketinizin bölge müdürlüğü sahasına çekilmiş, anlaşmalı bakım servisinizce eksiklikleri tespit edilip tarafıma bildirilmiştir. Araçların yapımına başlanacağı tarafıma söylenmesine rağmen 3,5 aydır bir netice alamadım. Ticari olan bu araçlarımın eksikliklerinin tamamlanıp tarafıma teslim edilmesi ve mağduriyetimin giderilmesi hususunda gereğini arz ederim ” şeklinde talepte bulunmuş olduğu anlaşılmaktadır. Bilirkişi tarafından davacı tarafça ihtar gönderildiği şeklinde belirtilen dilekçelerin davalı … tarafından verildiği halde bu dilekçelerin davacı tarafça yazılan ihtarlar olarak nitelendirildiği, davalının sözleşmesi devam ettiğini savunduğu araçlara ilişkin kira sözleşmeler iile her bir aracın teslim belgesini değerlendirilmediği, davalı taraça sunulan dilekçe örneklerinde belirtilen hususların davacının araçları teslimden kaçınması olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğinin değerlendirilmediği, kira sözleşmesinde faize ilişkin hüküm bulunmamasına rağmen faiz hesaplaması yapılmış olduğu, kira sözleşmesindeki araçların kira bedelleri belirtilmişken ecrimisil hesabında kiralama şirketinden alınan fiyat listesine göre, ortalama aylık 1.500,00 TL kira getirisi sağlayacağının tespit edilmesinin hatalı olduğu halde raporun hükme esas alınması usul ve yasaya uygun olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, yukarıda belirtilen hususlarda yeniden hükme elverişli, dosyadaki belgelerle uyumlu ve denetime elverişli şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 23/06/2022