Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/550 E. 2022/666 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/550
KARAR NO: 2022/666
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2021/511 E – 2021/865 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Mahkememize sunduğu 04/08/2021 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin İstanbul Anadolu Yakasında elektrik dağıtım faaliyeti yürüttüğünü, usulsüz elektrik kullanımı yapanların tespit edilip tutanak altına alınmasının müvekkilinin görevlerinden olduğunu, müvekkili şirketin görevleri kapsamında yapılan denetimlerde davalının kaçak elektrik kullandığı tespit edildiğini, davalı hakkında … nolu tesisata ilişkin olarak “Kayıtlı Olmayan Sayaçtan Elektrik Kullanılması ” gerekçesi ile 24.09.2019 tarihli kaçak/usulsüz elektrik tüketim tespit tutanağı tutulduğunu ve kaçak kullanıma ilişkin tahakkuk eden bedelin tahsili için davalı borçlu adına fatura düzenlendiğini, davalının tahakkuk ettirilen bedeli ödemediğini, Bu nedenle alacağın tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu 19.02.2020 tarihinde icra dosyasına sunduğu haksız ve mesnetsiz itiraz dilekçesi ile borca ve itiraz etmiş olduğundan takibin durduğunu, müvekkilinin haklı ve yerinde olan icra takibine; haksız ve mesnetsiz olarak itiraz eden borçlunun alacağın tahsilini geciktirmek, engellemek amacıyla kötü niyetle hareket ettiği açık olduğunu, dosya kapsamına göre, davaya konu takibe dayanak teşkil eden alacak, ticarethanede abonesiz ve kaçak elektrik kullanımına dair olup, davalının kaçak elektrik bedelini ödememesi sebebiyle hakkında icra takibi yapıldığını ve itiraz sonucunda takibin durduğu anlaşıldığını, davalı taraf işyerinde abonesiz kaçak elektrik kullandığından tüketici sıfatı bulunmadığını, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği uyarınca yapılan tahakkuk neticesinde 3.466,85 TL’lik icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafça ödeme yapılmadığından icra takibi yapılma zarureti hasıl olduğunu, tahakkuk eden borcun tahsili için aleyhinde başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz eden davalı borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına ve alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi amacıyla işbu davayı ikame zorunluluğu hasıl olduğunu beyan etmiş, davanın kabulü ile davalı borçlunun davaya konu icra dosyasındaki itirazının iptaline, icra takibinin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli olan davalının alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili Mahkememize sunduğu 09/09/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: HMK 114/1. maddesi uyarınca derdestlik dava şartlarından biri olup, bir davanın görülebilmesi için aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması gerektiğini, bir başka deyimle aynı taraflar arasında aynı talep konusunda birden fazla dava ikame edilemeyeceğini, davacı / alacaklı yan, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Es. sayılı icra takip dosyası ile davalı / borçlu müvekkili şirket aleyhinde genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı müvekkilinin şirket süresinde borca itiraz ettiğini, icra takibi durduğunu ancak iş bu davanın ikame edilmesinden önce davacı / alacaklı yan, davalı / borçlu müvekkili aleyhinde aynı konuda (İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Es. Sayılı dosyasında borca vaki itirazın iptali talepli olarak) İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/ 18 Es. sayılı dava dosyası ikame edildiğini, davalı müvekkilinin sözleşmeye bir aykırılığının bulunduğunu kabul anlamına gelmemek kaydı ile tüketici sözleşmesi niteliğindeki abonelik sözleşmesine aykırılığın olup, olmadığına ilişkin talep konusunda davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu kanaatinde olduğunu, bu nedenle de davanın görevsizlik nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının baştan sona hatalı bir usul izlediğini, bunun sonucunda davalı müvekkile haksız bir fatura tahakkuk ettiğini ve nihayet kötü niyetli icra takibatı başlatıldığını, iki sayaç değişiminde de aynı yöntemler kullanıldığını, tablet bilgisayar ile fotoğraflama yapılıp, kayıt oluşturulduktan sonra abone olan müvekkili ile hiçbir bilgi ve söz konusu işlemlere referans olacak bir belge paylaşılmadığını, davacı yanın, 12.06.2019- 16.06.2019 tarihleri arasında yapılan her iki sayaç değişikliğini de kayıt altına alma görevi ve sorumluluğu bulunmadığını, bu kaydı alırken tüketici olan müvekkiline yazılı olarak bilgi verilip, müvekkilinden yazılı olarak bir beyan alınmış olması gerektiği kanaatinde olduğunu, ancak bu usule uyulmadığını, elektrik firmaları, sayaçları her ay düzenli kontrol edip fatura kestiğini, davacı da bu prosedürü uygulamasına rağmen her nedense 3,5 ay sonra bu sayacın şirket kaydının bulunmadığı tespiti yapıldığını, bu doğru olsa bile en baştan diğer 6 sayacı kaydedip bu sayacı kaydetmemek davalı firmanın sorumluluğunda olduğunu beyan etmiş, davanın reddine, vekalet ücreti ve masrafların davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; ” reddine ” kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00 TL’dir. Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 3.450,75 TL olup, karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine, Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/03/2022