Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/515 E. 2022/2643 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/515
KARAR NO: 2022/2643
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2021
NUMARASI: 2017/1077 E – 2021/1058 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.08.2014 tarihinde Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmelerinin akdedildiğini, sözleşmenin konusunu sözleşmede yazılı koşullarla sayaç seri numaralı, abone numaralı, adresi ve ilgili dağıtım bölgeleri abone bilgi formunda belirtilen aboneye ait tesislerde kullanılmak üzere aktif elektrik enerjisi tedarik edilmesinin oluşturduğunu, işbu sözleşme gereği müvekkili şirket tarafından 22.12.2015 tarihli … numaralı ve 42.985,93 TL miktarlı faturanın düzenlendiğini ve davalı şirkete bildirildiğini, ancak davalı şirket tarafından herhangi bir ödemenin yapılmadığını, bunun üzerine dosya borçlusuna takip başlatıldığını, öncelik yetki itirazında bulunduğu ve bunun sonucunda takibin durduğunu, akabinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile borçluya tekrardan ödeme emrinin gönderildiğini, ancak davalının tekrardan itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin davacı alacaklıya söz konusu faturadan doğan herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirket tarafından davacı şirket ile aralarındaki sözleşme gereği alınan tüm hizmet bedellerini düzenli ve eksiksiz ödendiğini, davacı şirkete herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafından takibe konu edilen faturanın noter kanalı ile davacıya iade edildiğini beyanla davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile; Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının 42.985,93-TL asıl alacağa yönelik itirazının iptaline, takibin 42.985,93-TL asıl alacak üzerinden devamına, davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 8.597,18-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, itirazın iptali davası icra takibine bağlı açılmakta olup, ıslah ile itirazın iptali davasında arttırım yapılması mümkün olmadığı gibi dava açıkça alacak davasına da dönüştürülmediği için işlemiş faiz yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece 05.03.2020 tarihli duruşmada verilen 1 aylık kesin süre içerisinde sunulmamış belgelerin 02.04.2021 tarihli dilekçe ile birlikte sunulmasına muvafakat etmediğini 01.11.2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile Mahkemeye bildirdiğini, yerel Mahkemece hüküm aşamasında iş bu itirazlarını değerlendirmeye dahi alınmadığını, bu nedenle”Adil Yargılanma Hakkı”nın ihlal edildiğini, mahkemece tayin edilen kesin süre içerisinde sunulmayan delillere dayanarak hüküm kurulmuş olmasının da ayrıca HMK hükümlerine aykırı olduğunu, 05.03.2020 tarihli celseden sonra; 18.06.2020 tarihli celsede davacı tarafa usul ve yasaya aykırı olarak tekrar bir aylık kesin süre verilmesine rağmen mahkemece sunulması istenen belgeler süresinde sunulmamışken ve hatta bu arada davacı tarafa ilgili belgelerin sunulmasına ilişkin ilk kez kesin süre verilmesinin üzerinden bir yıldan daha fazla bir süre geçmişken: 25.03.2021 tarihli celsede davacı tarafa aynı hususta 3.kez kesin süre verilmesinin hatalı olduğu, uyuşmazlık konusu faturanın düzenlenme tarihi itibariyle davacı şirketin “toplu elektrik satış lisansı” iptal edilmiş olduğundan davacı tarafın husumet konusu faturanın düzenlenme tarihinde elektrik satışına ilişkin fatura düzenleme yetkisi bulunmadığı, iş bu hususa yönelik itirazlarının hüküm aşamasında yerel mahkemece değerlendirilmediğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmeler sırasında faturanın usulüne uygun olarak tanzim edilip edilmediği denetlenmediği, zira kesinlikle davacı tarafın iddialarının kabulü anlamına gelmemekle birlikte bir an için aksi varsayımda dahi uyuşmazlık konusu 21.12.2015 tarihli faturanın davalı müvekkilin hangi aboneliğine ilişkin Reaktif Bedeli olduğu bahse konu faturadan anlaşılamadığını, bilirkişi raporunda davalı müvekkile ait birden fazla elektrik aboneliği bulunması sebebi ile yalnızca davacı tarafça sunulan abonelik sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı aboneliğe ilişkin değerlendirme yapılması gerekmekte ise de bilirkişi heyetince davacı tarafça sunulu abonelik sözleşmesinin hangi aboneliğe ilişkin olduğu hususu irdelenmediği, hükme esas alınan usul ve yasaya aykırı bilirkişi raporunda endeks değerlerine göre tespit edilmiş olan temmuz-ağustos-eylül-eylül dönemleri için bahse konu bedellerin müvekkile ait hangi elektrik aboneliğine ilişkin olduğu, hangi sayacın okuması neticesinde tespit edildiği hususları gözetilmediği, endeks değerlerinin birim fiyatlarının irdelenmemiş olmaması, bu endeks değerlerine göre reaktif bedellerinin oluşma şartları ve şekillerinin değerlendirilmediği, uyuşmazlık konusu faturanın davacı şirkete Beyoğlu … Noterliği’nin 14.01.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi iade edildiği bu hususun dosya kapsamında yer aldığı ancak bilirkişi heyetince 25.02.2019 tarihli kök raporda olduğu gibi fatura iade ihtarnamesinin görmezden gelindiği, oysa dosyada mübrez olduğu, Davacı tarafça müvekkil şirket ile aralarınla akdedilen, 01.08.2014 tarihli elektrik enerjisi satış sözleşmesi gereği müvekkil firmaya aktif elektirik enerjisi tesis edildiği ve akabinde 22.12.2015 tarih ve … nolu 42.985,93 – TL tutarında faturanın düzenlenerek davalı müvekkili şirkete bildirildiği ancak müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek teslim aldığı elektrik enerjisinin bedellerini ödemediği beyan edildiği ve davacı şirket tarafından düzenlenen 22.12.2015 tarih ve … numaralı 42.985,93 – TL tutarındaki fatura huzurdaki dava konusu takibe bahis konusu edildiği, bunun üzerine davalı müvekkil şirket tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 14.01.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide edilerek bahse konu fatura bedeline ilişkin müvekkili şirketin borcu bulunmadığı, ayrıca davacı tarafça düzenlenen elektronik fatura ile reaktif bedel açıklaması ile 42.985,53-TL tutarında fatura bedeli talep edilmişse de, müvekkili şirketle davacı taraf arasında akdedilen sözleşmede reaktif bedel ödemesi yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı belirtilerek söz konusu fatura ve içeriğine itiraz edildiği ve fatura davalı şirkete ihtarname ekinde iade edildiği, davacı tarafın iddialarının kabulü anlamına gelmemek kaydıyla bir an için aksi varsayımda dahi “abonenin bağlı bulunduğu dağıtım şirketi tarafından sadece aktif enerji dışında reaktif enerji de ölçülürse sayaç kirası, bakım ücreti vs. gibi birtakım kalemlerin de tedarikçinin keseceği faturaya birebir ilave edileceği ve aboneden tahsil edileceği ” yönündeki sözleşme hükmü, ” genel işlem koşullarına dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz” şeklindeki emredici tbk hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, Davacı tarafça talep edilen icra – inkar tazminatının da reddi gerekmekte iken aksi yönde tesis edilen yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi kapsamında davacının davalıdan 2015 yılı temmuz-ağustos-eylül aylarına ilişkin 21/12/2015 tarihli reaktif bedellere ilişkin faturadan dolayı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından başlatılan takibe davalının itiraz sonucunda İİK.nun 67. Maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış; SMMM … ve Elektrik Mühendisi … tarafından düzenlenen kök raporda, taraflar arasında akdedilen 01.08.2014 tarihli Elektrik Enerjisi Satışına ilişkin sözleşmenin bulunduğu, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının 27.05.2016 takip tarihi itibariyle davalıdan 42.985,91 TL alacaklı durumda olduğu, bu bakiyenin davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturadan kaynaklandığı, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalının 31.12.2015 tarihi itibariyle davacıya 42.985,93 TL borçlu durumda olduğu, faturadaki reaktif bedel davalının aktif tüketimine göre tahakkuk etmiş olup, hesaplama ayrıntısının davacı tarafından dosyasına ibraz edilmesi gerektiği bildirildiğinden mahkemece Davacı vekiline davayı konu faturadaki reaktif bedelinin hesaplanmasına ilişkin bilgi ve belgeleri sunması için mahkemece süre verilmiş, davalının abonesi olduğu tesisatın sözleşme tarihi olan 01.08.2014 tarihinden itibaren tüketim endekslerinin …’TAN istenmesi ile ara kararlar yerine getirildikten sonra dosyanın bilirkişi heyetinden alınan ek raporunda, davaya konu alacağa ait 21.12.2015 tarihli faturanın açıklama kısmında Temmuz, Ağustos, Eylül Reaktif Bedellerinin gösterildiği, sayaç endeks tüketim değerleri ve birim fiyatı olmadığı, talep edilen reaktif bedelin endüktif reaktif, kapasitif reaktif olup olmadığı ile bu reaktif miktarın belirlenmesine ilişkin sayaç işaretleri ve davacının reaktif bedeline ilişkin ayrıntılı hesabı dosyasında görülmediğinden davacı tarafından davalının abonesi olduğu tesisatın 01.08.2014 sözleşme tarihinden itibaren okunaklı tüketim endekslerinin …’tan da sağlanarak dava dosyasına ibraz gerektiğinden mahkemece …a yeniden müzekkere yazılmış; davalının abonesi olduğu tesisatın 01.08.2014 sözleşme tarihinden itibaren, sayaç endeks tüketim değerleri ve birim fiyatını gösteren okunaklı tüketim endekslerinin istenmesine, davacı vekiline; talep edilen reaktif bedelin endüktif reaktif, kapasitif reaktif olup olmadığı ile bu reaktif miktarın belirlenmesine ilişkin sayaç işaretleri ve davacının reaktif bedeline ilişkin ayrıntılı hesabı için; ek rapor alınmış, ikinci ek raporda, davacı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K. ve V.U.K. hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacının 27.05.2016 takip tarihi itibariyle davalıdan 42.985,91 TL * 1.468,69 TL – 44.454.662 TL alacaklı durumda olduğu, bu bakiyenin davacı tarafından takibe ve davaya konu edilen faturadan kaynaklandığı belirtilmiştir. Mahkemece 05.03.2020 tarihinde davacı vekiline; talep edilen reaktif bedelin endüktif reaktif, kapasitif reaktif olup olmadığı ile bu reaktif miktarın belirlenmesine ilişkin sayaç işaretleri ve davacının reaktif bedeline ilişkin ayrıntılı hesabı için; davaya konu faturada yer alan 36.428,75 TL (KDV hariç) oluşumuna ilişkin hesap ayrıntısının, hesaplarda kullanılan tüketim endekslerinin ve birim fiyatların sunulması için bir aylık kesin süre, sunulmadığında dosyanın mevcut haliyle değerlendirileceğinin ihtarına, ihtarat için davacı vekiline duruşma zaptının tebliğine, şeklinde ara karar kurulduğu ancak bu sürenin pandemi sürecine denk geldiğinin sonraki celse tutanağa geçtiğinin anlaşıldığından davalı tarafın, davacı tarafa ilgili belgelerin sunulmasına ilişkin kesin sürelere uyulmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir.Mahkemece alınan 2. Ek raporda; davalının abonesi olduğu tesisatlara tahakkuk ettirilen Temmuz- Ağustos- Eylül 2015 aylara ait reaktif bedellerin tablolardaki endeks değerlerine uygun olarak tahakkuk ettirildiği anlaşılmıştır. Bu duruma göre reaktif bedelleri dönemler itibariyle aşağıda gösterilmiştir. Temmuz 2015 Dönemi Reaktif Bedeli : 1.116,17 TL, Ağustos 2015 Dönemi Reaktif Bedeli 3.232,13 TL, Eylül 2015 Dönemi Reaktif Bedeli : 2.594,73TL, Eylül 2015 Dönemi Reaktif Bedeli :29.485,72 TL, TOPLAM 36.428,75 TL + KDV 6.55T,18TL GENEL TOPLAM 42.985,93 TL olduğunun belirtildiğinden davalı tarafın elektrik aboneliği, sayacın okuma, endeks değerlerinin birim fiyatlarına, endeks değerlerine göre reaktif bedellerinin oluşma şartları ve şekillerine ilişkin itirazları kabul görmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 9.2. madde: Dağıtım ve iletim bedelleri, perakende satış hizmeti bedeli, sayaç okuma bedeli, kayıp bedeli, Enerji fonu, TRT payı, Belediye Tüketim Vergisi ve KDV gibi mevzuat gereği alınması gereken ve uygulamadan doğan her türlü fon, vergi vs. bedeller ayrıca birebir faturaya eklenecektir. İşbu ilaveler, ABONE tarafından tüketim bedeli ile birlikte TEDARİKÇİ’ye ödenir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 7.4. maddesiyle davalı aboneye sarfettiği aktif enerji bedeli yanında reaktif’ bedeli ödeyeceği hükmü de getirilmiştir. Sözleşmenin 7.4 maddesi “ABONE’nin bağlı olduğu Dağıtım Şirketi tarafından, sadece aktif enerji dışında reaktif enerji de ölçülür ve ilgili cezai hükümler uygulanacak olursa, buna ilişkin her türlü sayaç kirası, bakım ücreti, kapasite (güç) bedeli aşımı, ceza ödemeleri v.s. Kalemler TEDARİKÇİ’nin keseceği faturaya birebir ilave edilecektir.” Hükmü getirildiği, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği Beşinci Bölüm Madde 16 ‘ ya göre kurulu gücü 50 KVA ‘nın altında olan müşteriler için çektikleri aktif gücün %33 ünü aşan endüktif reaktif güç tüketimi, %20 sini aşacak şekilde sisteme kapasitif reaktif enerji vermeleri ; 50 KVA üzeri kullanıcılarda ise aktif gücün %20 sini aşan endüktif reaktif güç tüketimi, %15 ini aşacak şekilde sisteme kapasitif reaktif enerji vermeleri halinde reaktif güç bedeli ödemekle yükümlüdürler. Bu nedenle reaktif güç sınırları aşılması durumunda reaktif güç tüketim bedeli uygulanmaktadır. hükümleri hep birlikte değerlendirildiğinde davalının bu husustaki istinaf talepleri de yerinde değildir.Sonuç olarak; dairemizce istinaf sebepleriyle bağlı olarak yapılan incelemede, davalı vekilinin ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kamu düzenine aykırılık teşkil edecek bir durumun bulunmadığı, ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve takdirinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 2.936,36 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 734,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.202,26 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2022