Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/479 E. 2022/2991 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/479
KARAR NO: 2022/2991
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2019
NUMARASI: 2019/53 E – 2019/533 K
DAVANIN KONUSU: Kayyımlık
KARAR TARİHİ: 21/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Ltd. Şti ile … Tic. Ltd. Şti. arasında toprak sahipleri …, …, … Tic. Ltd. Şti’ne ait İstanbul ili, Pendik ilçesi, … pafta, … ada … parselde kayıtlı taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat yapmak üzere …’nın kurulduğunu, bu işletmenin Ticaret Sicil Memurluğu’nda … sicil numarası ile kaydedildiğini ve Ticaret Sicil Gazetesi’nin 02/12/2011 tarih ve 7953 sayısının 476.sayfasında tescil ve ilan edildiğini, Ortaklık sözleşmesinin 7.maddesi gereğince, …’nun 5 yıl süreyle şirket müdürü olarak atandığını, bu kayıtlara göre imza sirküleri tanzim edildiğini, durumun tüm bankalara ve resmi kurumlara bildirildiğini, Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan ortaklık sözleşmesine göre müvekkili şirketin “pilot” ortak olduğunu, Tarafların yukarıda tanımlanan inşaatları yapmak için kurdukları iş ortaklığına ilişkin olarak aralarında ayrıca 23/11/2011 tarihinde 15 maddeden ibaret bir protokol düzenlediklerini, bu protokolün iş ortaklığının kapsam ve şartları, gayrimenkulden hisse paylaşımı, inşaatın devamı için ortaklığa konulacak ödeme ve masrafların paylaşımı ve vadesi, ortakların yükümlülüklerini yerine getirmedikleri takdirde tabi tutulacakları yaptırımlar, hisse devri gibi hususların düzenlediğini, ayrıca söz konusu inşaatın ne şekilde yapılacağı, konulacak sermaye ve katkı payları ile taahhüt edilen ve belirlenen meblağın ödenmemesi halinde ortakların durumunun ne şekilde olacağının belirlendiğini, protokolün 11.maddesinde her bir ortağın yapacağı ödeme miktarı belirlenmiş olmakla ödeme yap- mayan ortağın ödeme yapmama tarihinden sonraki dönemlerdeki konumunun ne şekilde olacağının protokolün 12.maddesinde hüküm altına alındığını, İş ortaklığı olarak yukarıda belirtilen inşaatın yapıldığını ve bitirilerek teslim edildi- ğini, davacının mezkur protokol gereğince üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini ve kat kar- şılığı inşaat sözleşmesinin gereğini yapmak için de kendisinin ödemesi gereken miktardan çok çok fazla (tamamına yakınını) ödemede bulunduğunu, davalının ise tüm yazılı ve sözlü ihtarlara rağmen ödeme yapmamakta ısrarcı olduğunu, nimet ve külfet dengesini nazara almadığını, sözleşmeye açıkça aykırı davrandığını ve temerrüde düştüğünü, davalı şirkete defaatle ihtarname keşide edilmesine rağ- men bu ihtarnamelerden sonuç alınamadığını, … Şirketince Kartal … Noterliği vasıtasıyla tebliğ olunan 22/01/2014 tarih … nolu ihtarname ile şirket müdürü olarak görev yapan …’nun bundan sonraki müdürlük ve temsil yetkisinin geri alındığının bildirildiğini, bu ihbarname ile tapu ve bankalardaki devam eden iş ve işlemlerin durduğunu, gerek ortaklık gerekse ortaklık ile hukuki ilişki içinde bulunan üçüncü kişilerin zarara uğradığını, bu ihtarname ile davacının zor durumda kaldığını, yetkisiz olarak işlem yapan adam durumuna düştüğünü, davalının kafa karıştıran işlemleri nedeniyle bazı çeklerin yazıldı- ğını, ticari itibarının zedelendiğini, Yukarıda izah edildiği üzere ortaklar arasında hukuki ihtilaf bulunduğunu, taraflar ara- sında İstanbul 11. Asliye Ticaret mahkemesi’nin 2014/293 Esas, İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahke- mesi’nin 2015/949 Esas, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 Esas sayılı dosyaları üzerinden görülen davalar olduğunu, tüm davaların 2015/550 Esas sayılı dosya üzerinde birleştirildi- ğini, Bu süreçte ortaklığın zarara uğramaması ve tasfiyenin yürütülmesi amacıyla temsil yetkisinin belirlenmesi hususunda diğer ortağa şifahi davette bulunulmuş ise de,davete icabet edil- mediğini beyanla; Söz konusu işletme adına kayıtlı bulanan dairelerin/kayıtlı taşınmazların kiraya verilmesi, kira bedellerinin ortaklık adına açılmış bulunan … Pendik Şubesindeki hesaba yatırıl- ması, aidat ve giderlerin bu ortak hesaptan ödenmesini, ortaklık adına gerekli vergisel yükümlülük- lerin ifası bakımından gerekli olan beyannamelerin verilmesi, verdirilmesi, tahakkuk etmesi halinde idari, mali, cezai ve hukuki borçların ortak hesapta biriken paradan alınarak ödenmesi iş ve işlemleri ile sınırlı olmak üzere ve taraflar arasındaki hukuki ihtilafların/davaların sonuçlanması ve/veya ortak- lığın kapatılmasına kadar geçerli olmak üzere iş ortaklığı işletmesine kayyım atanmasına, kayyım olarak …’ın ve …’in ayrı ayrı veya birlikte atanmalarına, kayyım gider- lerinin ortaklık hesabından ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın iş ortaklığındaki yetkisini kullanarak haksız ve hukuka aykırı olarak davalı müvekkilinin payına düşen bağımsız bölümleri, taşınmaz payları halen devretmediğini, bu hususta tarafları aynı olan iş ortaklığının tasfiyesinde içeren tapu iptal ve tescil konulu dava dosyasının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 esas sayılı dosya- sının derdest olup halen daha sonuçlanmadığını, söz konusu dosyanın sonuçlanması halinde ortada kayyım atanmasını gerektirecek bir durumun kalmayacağından bu dosyanın bekletici mesele yapıl- ması gerektiğini, davacı tarafça ismi bildirilen kişilerin kayyım olarak atanmasına muvafakatlerinin bulunmadığını beyanla İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 esas sayılı dava dosyasının bekletici mesele yapılmasını, aksi halde davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nce17/07/2019 tarihli asıl karar ile “İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı tarafların ortak oldukları … İnşaat ve … İnşaat Ortaklığı İşletmesi’ne 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 427/4. maddesi gereğince yönetim kayyımı olarak Mali Müşavir …’in atanmasına, kayyımın yönetim kurulu ve şirket müdürünün yetkilerini kullanmasına”, 15/12/2021 tarihli tashih kararı ile :2019/53 Esas, 2019/533 Karar sayılı ilamının hüküm kısmının 3. Bendinde yer alan ” Davalı şirket ortaklar kurulunca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar Kayyımın görevinin devamına, “şeklindeki kararın ” … ortaklarınca yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar kayyımın görevinin devamına” şeklinde TASHİHİNE karar verilmiştir. İstinaf Başvurusu: asıl karar ve tashih kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının dava dilekçesinde yer alan iddiaların aksine davalının ortaklık kapsamında kendi üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taahhüt ettiği sermayeyi iş ortaklığına fazla- sıyla koyduğunu, ancak davacının kötü niyetle hareket ettiğini ve iş ortaklığının şuan ki duruma gel- mesine neden olduğunu, Davacı tarafça sayısız ihtarname gönderilmiş olup her birine cevap verdiklerini, davacı tarafça keşide edilen işbu ihtarnamelerin yegane amacının müvekkili şirkete ait şirket payını almak olduğunu, davacı tarafın iş ortaklığındaki yetkisini kullanarak davalının payına düşen bağımsız bölümleri, taşınmaz paylarını halen devretmediğini, Bu hususta tarafları aynı olan iş ortaklığının tasfiyesini de içeren tapu iptal ve tescil davasının İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/550 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü ve halen derdest olduğunu, işbu dosyanın sonuçlanması halinde ortada kayyım atanmasını gerektirecek bir durum kalmayacağından dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla asıl kararın ve tashih kararının kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava, adi ortaklığa kayyum tayini talebine ilişkindir. Adi ortaklık 6098 sayılı Türk Borçlar kanunu’nun 620 vd maddelerinde düzenlenmiş olup olup adi ortaklık işletmelerine kayyım atanmasını gerekli kılan sebeplere ve usulüne dair özel bir düzenleme yapılmadığı gibi TTK ‘da da kayyım atanmasına dair ayrı hükümlere yer verilmemiştir.Buna göre uyuşmazlığın Türk Medeni Kanunu’ndaki genel hükümler çerçevesinde çözümü gerekmektedir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 403. Maddesinde ” kayyımın, belirli işleri gör- mek veya malvarlığını yönetmek için atanacağı” devam eden hükümlerde ise kayyımın atanabileceği haller; temsil kayyımlığı, yönetim kayyımlığı ve iradî (isteğe bağlı) kayyımlık olmak üzere üç başlık altında toplanmıştır.Yönetim kayyımlığına ilişkin TMK 427. maddesinde;” Vesayet makamı, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alır ve özellikle 1. Bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse, 2. Vesayet altına alınması için yeterli bir sebep bulunmamakla beraber, bir kişi malvarlığını kendi başına yönetmek veya bunun için temsilci atamak gücünden yoksunsa, 3. Bir terekede mirasçılık hakları henüz belli değilse veya ceninin menfaatleri gerekli kılarsa, 4. Bir tüzel kişi gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa, 5. Bir hayır işi veya genel yarar amacı güden başka bir iş için halktan toplanan para ve sair yardımı yönetme veya harcama yolu sağlanamamışsa bir yönetim kayyımı atar” hükmüne yer verilmiştir.Eldeki davada; Dava konusu …’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasıyla 28/11/2011 tarihinde sicile tescil edildiği, ortakla- rının (davacı) … ile (davalı) … Limited Şirketi olduğu, en son yetkilisi durumundaki …’nun görev süresinin 28/11/2016 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra ortaklar kurulu tarafından şirkete yetkili atanmadığı 12/06/2017 tarihinde yapılan ortaklar genel kurulu toplantısında da şirketi temsil ve ilzama yetkili bir kişinin seçilemediği, şirketin halen faal olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı taraf İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/550 esas sayılı dosyasının karar çıkması halinde kayyım tayinini gerektiren bir durumun kalmayacağını beyanla söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de; söz konusu dosyanın bir örneği UYAP ortamından celp olunmuş tetkikinde; … Ltd. Şti. ve … tarafından … Ltd. Şti. aleyhine 102.000,00 TL değerinde tazminat davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Her iki davanın tarafları aynı ise de , konularının farklı olduğu, 2015/550 Esas sayılı dava sonunda verilecek kararın iş bu davaya katkı sağlayamayacağı anlaşılmakla bekletici mesele yapılmaması yönündeki işlem yerindedir.Ortaklığa ilişkin işletmenin faal olmasına rağmen önceki temsilicinin görevinin sona ermesinden sonra temsile yetkili kişinin halen atanmadığı gözetildiğinde yönetim kayyımı tayininde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır.Davacı tarafça dava dilekçesinde kayyım adayı olarak ismi bildirilen kişilerin kimliğine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine mahkemece bu kişiler dışında mali müşavir … atanmış ve yönetim kurulu ile şirket müdürü olarak yetkilendirilmiştir. Tashih kararı ile de kayyımın görevinin davacı ve davalı ortaklar tarafından yeni bir yönetici (müdür) atanıncaya kadar devamına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davalının asıl ve ek karara ilişkin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar verilmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının asıl ve ek karara ilişkin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70-karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 21/11/2022