Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/471 E. 2022/1113 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NZ: 2022/471
KARAR NO: 2022/1113
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/10/2015
NUMARASI: 2015/112 E – 2015/847 K
DAVANIN KONUSU: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, yapılan açık yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İlk Derece Mahkemesince verilen 30/10/2015 tarihli karar ile Mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, davacı vekilinin kararı temyiz etmesi üzerine Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nce karar düzeltme yolu açık olmak üzere hükmün onanmasına karar verildiği ,davacı vekilinin karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği, bu ilamın davacı vekiline 30/04/2018 tarihinde, davalı vekiline 30/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, taraf vekillerince kararı veren mahkemeye başvurularak dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği gerekçesi ile ,mahkemece 14/01/2019 tarihli EK KARAR ile davacının davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Sözkonusu ek kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonucunda; Yargıtay’ın karar düzeltme talebinin reddi kararının 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre davacı vekiline tebliğ edildiği, ancak muhatabın adreste bulunmama sebebinin belirtilmediği, adreste olmama durumunun hangi komşudan sorulduğuna ilişkin herhangi bir isim veya imza bulunmadığı anlaşılmış olup, anılan tebligatın yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca usulsüz olduğu açıktır. Bu sebeple, tarafların kesinleşme tarihinden itibaren süresinde müracaatları olmadığı gerekçesiyle açılmamış sayılma kararı verilmesi usul ve hukuka aykırı görülmüştür. Kabule göre de, mahkemece, resen açılmamış sayılma kararı verilmiştir. HMK 331 ve 20. Maddelere göre, davanın açılmamış sayılma kararı verilebilmesi için (20/07/2020 tarihindeki değişiklikten önce) taraflardan birisinin müracaatı gerekli olmasına rağmen, mahkemece resen karar verilmesi de doğru olmadığı” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dairemizden verilen sözkonusu kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11/10/2021 tarih ve 2021/4979 E. – 2021/9863 K sayılı ilamıyla “6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3/2 maddesi; “Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur. Bu kararlara ilişkin dosyalar bölge adliye mahkemelerine gönderilemez.” hükmünü içermektedir. 20/07/2016 tarihinden önce bir dosyada verilen karara karşı temyiz yoluna başvurulmuşsa, o karar Yargıtay tarafından bozulmuş olsa dahi bundan sonra verilecek kararlarla (bozmadan geçmiş dosyalarla ilgili verilecek kararlar) ilgili olarak da başvurulması gereken kanun yolu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun istinafla ilgili değişikliklerinin yapılmadan önceki hâline ilişkin düzenlemeler gereği temyiz ve koşulları varsa karar düzeltme yoludur. İstinaf yolu söz konusu olmayacaktır. Burada sonradan verilen kararın 20/07/2016 tarihinden sonra verilmiş olmasının önemi yoktur. Daha açık anlatım ile daha önce Yargıtay incelemesinden geçen bir dosyada verilen kararın istinaf edilmesi mümkün değildir. 20/07/2016 tarihinden sonra verilen karar ile ilgili olarak öncesinde bir temyiz incelemesi yapılmamışsa, bu tarihten sonra verilen kararlara karşı başvurulması gereken kanun yolu istinaf yolu olacaktır. Yukarıda açıklanan yasa maddelerinin düzenleniş amacı, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlara karşı Yargıtay yoluna başvurulmasını ve karar kesinleşinceye kadar kanun yolu denetiminin Yargıtay tarafından yapılmasını sağlamaktır. Somut olayda; ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı temyiz edilmiş ve söz konusu karar Dairemizce onanmış, onama kararına yönelik davacının karar düzeltme talebi de red olmuştur. İlk derece mahkemesi karar düzeltme ilamını davacıya tebliğ etmiş ancak tebliğe rağmen kesinleşmeyi takiben iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Ek kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine de istinaf mahkemesi tarafından Yargıtay karar düzeltme kararının davacıya usulsüz tebliğ edildiği, bu sebeple Yargıtay onama ilamının davacıya usulüne uygun tebliğ edilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. İstinaf mahkemesince yapılması gereken daha önce Yargıtay incelemesinde geçmiş olan dosyada verilen ek karar hakkında temyiz incelemesini yapma görevinin Yargıtaya ait olduğu gerekçesiyle dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerektiği” gerekçesiyle bozulması üzerine, Dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. Böylece uyulan bozma ilamı içeriği ile dosyadaki delillerin bu doğrultuda yeniden değerlendirilmesi sonucu, İlk derece mahkemesince verilen ek karar hakkında temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinin temini için ilk derece mahkemesine HMK 352.madde uyarınca iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; İlk derece mahkemesince verilen ek karar hakkında temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay’a gönderilmesinin temini için HMK 352.madde uyarınca ilk derece mahkemesine İADESİNE, Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davacı tarafa iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile davacı taraf yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 13/04/2022