Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/450 E. 2022/647 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/450
KARAR NO: 2022/647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2021
NUMARASI: 2021/784 E – 2021/907 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı yan ile müvekkilinin karşılıklı olduğu Bakırköy 2. İş Mahkemesi 22/12/2015 tarih 2013/714 E. Ve 2015/441 K. Sayılı kararı ile yerel mahkeme müvekkilinin aleyhine vekalet ücretine hükmettiğini, müvekkilinin başlatılan İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı icra takibine istinaden ödeme yaptığını, aslen yerel mahkemede görülen dosyanın “Hizmet Tespiti Davası” olmasından kaynaklı olarak da kesinleşmeden icra takibine konulamayacağı açık olmasına rağmen karşı taraf vekilince işbu dosyada hükmedilen vekalet ücretinin icra takibine konulduğunu, kararın kesinleşmesi gerektiğini bilmeyen müvekkilinin de dosyaya ödeme yaptığını, söz konusu kararın, sonrasında müvekkili tarafından temyiz edilmek suretiyle Yargıtay’a gittiğini ve Yargıtay’ca kararın hukuka aykırı olması sebebiyle karar bozulduğunu ve yerel mahkemeye iade edildiğini, yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 2. İş Mahkemesinde 2016/333 Esas ve 2018/77 Karar sayılı dosyasından verilen nihai kararın da müvekkili tarafından temyiz edildiğini ve Yargıtay’ca düzeltilerek onandığını, en nihayetinde ilamın kesinleştiğini, davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile yeniden vekalet ücreti alacağı talebinde bulunduğunu ve kararın kesinleşmesi sebebiyle iş bu vekalet ücretinin kendisine ödenerek aynı dosya için daha önce 26/11/2019 tarihinde hukuka aykırı olarak kesinleşmeden davalı-borçlu tarafından icra yoluyla alınan vekalet ücretinin iadesi paranın ödenmiş olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasından istendiğini ancak bu hususta icra dairesinin işlem yapmadığını, talepten netice alamayınca kesinleşmeden ödenen ve kesinleştikten sonra bir daha ikinci kez ödenen vekalet ücreti alacağını alabilmek adına Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile davalı-borçludan müvekkilinin alacağını talep ettiklerini, fakat davalı-borçlu tarafından hukuka aykırı ve kötüniyetli olarak icra takibine itiraz edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, yapılan itirazın iptaliyle takibin devamına ve haksız yere itiraz eden davalı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama harç ve giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Karar tensiben verildiğinden davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; davacı tacir olmadığı gibi uyuşmazlığın İş Mahkemesince verilen ilâm üzerine ortaya çıktığı anlaşılmış bu haliyle uyuşmazlığı çözmede mahkememiz görevli değildir. Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme iş hukuk mahkemesi olup iş mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleriyle 1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi İş Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; taraflar arasında görülen “Hizmet Tespiti Davası” sonucu verilen kararın kesinleşmesi beklenilmeden karşı taraf vekilince hükmedilen vekalet ücreti icra takibine konulduğunu, müvekkili tarafından icra tehdidi altında ödemenin yapıldığını kararın temyiz edildiğini, Yargıtay tarafından kararın bozulduğunu, yerel mahkemede yeniden verilen kararın en sonunda da düzeltilerek onandığını, kesinleşme neticesinde iki defa vekalet ücreti alacağı takibinde bulunduğunu, kadar ilk ödenen vekalet ücretinin iadesi istenilmiş ise de icra müdürlüğünce işlem yapılmadığını, bunun üzerine takip talebinde bulunduklarını, davanın işçi-işveren ilişkisine dayanmamakta olup, nihai karar ile verilen karşı vekalet ücretine ilişkin olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir. Dava, mahkeme kararı gereğince hükmedilen vekalet ücretinin icra takibi nedeniyle ödendiği, kararın bozulmasın üzerine ikinci kez verilen vekalet ücretinin de tahsile konulduğu, iki kez vekalet ücreti ödenmesi nedeniyle ödenen ilk vekalet ücretinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İİK’nın 40. maddesinde “Bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur. Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kat’i bir ilamla tahakkuk ederse ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski hale iade olunur” denilmektedir. İcraya konulan ilamın ait olduğu dairece bozulması takibi olduğu yerde durdurur. İcranın eski hale iadesi için, borçlu lehine kesinleşen bir hükmün varlığı gereklidir. Bu maddenin hükmü, haksız yere para ödemiş olanların geri alma haklarını kolayca kullanabilmelerini sağlamak üzere konulmuştur. Bu maddenin verdiği hakkın sebepsiz zenginleşme hükümler gereğince mahkemeye başvurularak kullanılması da mümkündür. Böyle bir davaya İİK’nın 40. maddesindeki hüküm engel teşkil etmez ve dava açma hakkını ortadan kaldırmaz. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2016/19216 E., 2018/5742 K. Nolu 23/05/2018 tarihli ilamı). Somut olayda davacı Bakırköy 2. İş Mahkemesi 22/12/2015 tarih 2013/714 E. Ve 2015/441 K. Sayılı kararı ile müvekkili aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin İstanbul 37. İcra Dairesi 2016/5106 sayılı dosyası nedeniyle ödendiğini, Esas sayılı icra takibine istinaden ödeme yaptığını, kararın Yargıtay kararı ile bozulduğunu, mahkemesince yapılan yargılama neticesinde 2016/333 Esas ve 2018/77 Karar sayılı dosyasından verilen nihai kararın temyiz edildiğini ve Yargıtay’ca düzeltilerek onandığını, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile yeniden vekalet ücreti alacağı talebinde bulunduğunu ve kendisine ödendiğini ileri sürmektedir.Şu halde taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşme hükümlerine ilişkin olduğu, uyuşmazlığın ticari işe ilişkin olmadığı, her iki tarafın da tacir olmadığı gözetilerek genel mahkemeler görevli olduğundan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davacının istinaf isteminin kabulüyle HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak yukarıda belirtilen şekilde görev hususu değerlendirilerek karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 03/03/2022