Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/436
KARAR NO: 2022/645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2021
NUMARASI: 2021/169 E – 2021/765 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin elektrik aboneliğinden dolayı sayacın eksik okuma yaptığı iddiasıyla borç çıkardığını, bunun davacı tarafça taksite bağlanarak ödendiğini, daha sonra sayacın değiştirildiğini, davacının sayaca bir müdahalesinin bulunmadığını, buna rağmen hakkında kaçak elektrik tutanağı tutulduğunu ve bu nedenle 54.411,40-TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini, faturanın haksız ve fahiş olduğunu bu nedenle bu faturadan dolayı borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında davaya konu fatura bedelinin elektrik kesintisi nedeniyle davalı tarafa ödenmek zorunda kalındığından davanın istirdat davasına dönüştürülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı hakkında tutulan kaçak elektrik tespit tutanağının usul ve yasaya uygun olduğunu, bu nedenle kaçak elektrik kullanımı sabit olduğundan tahakkuk ettirilen faturanın da yerinde olduğunu davacının iddiasının haksız olduğunu bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; ” davalı şirket tarafından davacı hakkında kaçak elektrik kullanımı iddiasıyla dava konusu fatura tahakkuk ettirilmişse de uzman bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davacı tarafın kusuru bulunmadığı bu nedenle kaçak elektrik kullanımı söz konusu olmadığı söz konusu hatanın davalı kurumun yanlış çarpım faktörünün uygulanmasına ilişkin tüketim bedelinin hatalı hesaplanmasından kaynaklandığı sabit olup, yine bilirkişi tarafından yapılan hesaplamalara neticesinde yapılan hesaplama neticesinde davacı tarafça davalı kuruma yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra davacı tarafça davalı kuruma fazladan 4.788,03-Tl ödeme yapıldığı tespit edilmekle, davacı tarafın yaptığı fazla ödemeden dolayı davalı kurumdan istirdat talebinin koşulları oluştuğu ” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; toplam 4.788,03-TL alacağın davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda, 11/02/2021 tarih ve 2019/975 E- 2021/360 K sayılı kararımızla “Dosya kapsamından bilgisine başvurulan her iki bilirkişinin de hatalı çarpım faktörünün uygulanmasına ilişkin tüketim bedelinin hatalı hesaplanmasından kaynaklandığı belirlenmesine rağmen yapılan hesaplamalarda raporların çelişkili olduğu ve mahkemece bu çelişki giderilmeden karar verildiği görülmüştür.” gerekçeleriyle davacının ve davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemiz kararından sonra ilk derece mahkemesince dosyanın üçlü bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış ve yapılan yargılama sonunda ” 54.111,40 TL’lik faturanın yanlış çarpan uygulanmasından kaynaklandığı tüm bilirkişi raporları ile de esasen sabit olduğu, davacı tarafından dava konusu edilen faturanın 54.111,40 TL lik fatura olduğu, dava konusu olmayan faturalar bakımından değerlendirme yapılamayacağı, yanlış çarpan uygulanmasında davalı elektrik dağıtım şirketininde %50 oranında mütefarık kusuru olduğu, bilirkişi heyeti tarafından 54.111,40 TL lik faturadaki 389,97 TL lik dönem faturası düşülmek suretiyle kalan miktarın yarısı olan 26.860,72 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafından dava sırasında dava konusu faturanın ödendiği anlaşılmakla 26.860,72 TL fazla ödemenin davalıdan istirdadına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçesiyle Davacının davasının kısmen kabulü ile 26.860,72 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; 26.860,72 TL’nin ödenmesine karar verilmişse de faiz başlangıç tarihi ve faiz türü yönünden herhangi bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğunu, mahkemece yalnızca 26.860,72 TL’nin ödenmesine karar verilmişse de dosyada alınan 16/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere daha önce müvekkiline yükletilen ve ödenmiş olan 13.339,70 TL’nin de müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalının kusur oranı %50 olarak belirlendiğini, ancak müvekkilinin sayaçlardaki çarpan farkı hatasında herhangi bir kusuru bulunmadığını, meydana gelen eksiklik ve hatada tüm kusur davalı elektrik idaresinin olduğunu, tüm bedel üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; bilirkişi heyet raporunda ”Davacının sayacında çarpım faktörü hatasına bağlı olarak faturaların sözleşme başlangıcından itibaren eksik tüketime göre düzenlendiği , davalı kurum tarafından 06.02.2014 tarihinde bu eksik tüketimin tespiti sonrası davacıya 02.06.2014 tarihinde 389,97-tl 2014/5 dönem faturası dahil 54.111,40-tl’lik tahakkuk yapıldığı , davacının tüm bu bedelleri ödemekle yükümlü olduğu ve de ödemiş olduğu bu tüketim bedelinin iadesini davalı kurumdan geri isteyemeyeceği” şeklinde yerinde tespit ile müvekkil şirket tarafından yapılan işlem ve hesaplamaların mevzuata uygun ve yerinde olduğu belirlendiğini, bilirkişilerce mevzuat hükümlerine göre yapılan değerlendirmede, davacının bedelini ödememek suretiyle kullandığı elektriğin bedelini ödemekle yükümlü olduğu, müvekkili şirketin bunu davacıdan tahsil edebileceği, geriye dönük olarak uygulama süresi hakkında sınırlayıcı bir hüküm bulunmadığı, yönetmelik kapsamında hatalı tahakkuk nedeniyle tarafların kusuru ile ilişkilendirilmiş bir düzenleme bulunmadığından kusur bakımından yönetmeliğe bağlı bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı şeklinde kanaat bildirildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta muhasebesel nitelikte bir maddi hata söz konusu olduğunu, maddi hatanın zamanaşımı süresi içerisinde her zaman düzeltilebileceğini, davacının, elektrik kullanımın karşılığı olan dava konusu bedelden sorumlu olduğunu, asıl alacaktan müterafik kusur indirimi yapılması hakkaniyete uygun olmadığını, davacının dava konusu edilen 54.111,40TL bedelli fatura borcunun tamamından mevzuat hükümlerince davacı yanın sorumlu olduğunu, ödemiş olduğu bu tüketim bedelinin iadesini isteyemeyeceğini ileri sürmüştür. Uyuşmazlık; davalı dağıtım şirketinin, çarpan farkını yanlış uygulayarak hatalı ödeme bildiriminde bulunması nedeniyle, bu olayda kusuru bulunmadığı iddia edilen davacı abonenin tahakkuk ettirilen fatura bedelinden sorumlu tutulup tutulmayacağı noktasında toplanmaktadır. Dosya kapsamından; bilirkişi heyet raporunda, taraflar arasında 13.11.2009 tarihinde sözleşme yapıldığı, davacının sayacında çarpım faktörü hatasına bağlı olarak faturalarının sözleşme başlangıcından itibaren eksik tüketime göre düzenlendiği, davalı kurum tarafından 06.02.2014 tarihinde bu eksik tüketimin tespiti sonrası davacıya 02.06.2014 tarihinde 389,97 TL lik 2014/5 dönem faturası dâhil 54.111,40 TL lik tahakkuk yapıldığı, davacının tüm bu bedelleri ödediği, dava konusu çarpım faktörü hatasına bağlı oluşan eksik tüketimle ilgili olarak tespitin yapıldığı 06.02.2014 tarihinde yürürlükte olan EPTHY ‘nin 23 maddesinin 5. Fıkrasında eksik tüketimin müşteriden tahsil edilebileceği yazılı olup ancak kusur ve süre bakımından yönetmelik kapsamında bir açıklama bulunmadığı mütalaa edilmiştir. Yüksek Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/11818 E-2019/884 K sayılı kararında “..Yanlış çarpım faktörü uygulanması sonucu dağıtım şirketi lehine doğan alacaklarda, yürürlükte olan yönetmeliğe göre ödeme bildirimine ilişkin bu ve benzeri hatalar açısından, tüketimin hesaplanması gerektiği ortadadır. Ancak, davacı şirketin endeks okumalarında çarpan farkını yanlış uygulaması, doğru çarpanın uygulanması için gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi, sayaç okumalarında fark edilmemesi gibi sebeplerden dolayı (davalı ile birlikte) davacının da kusurlu olduğu, dolayısıyla 6098 sayılı TBK’nun 114. (818 sayılı BK’nun 98/2) delaletiyle TBK’nun 52. (BK’nu 44.) maddesi uyarınca (davalı ile birlikte) davacının da müterafik kusurlu olduğu açıktır. ” denmektedir. Tüm bunlara göre yapılan diğerlendirmede, dairemiz kararında müterafik kusur indirimi yapılması gereğinden bahsedilmiş, ilk derece mahkemesince de %50 oranda müterafik kusur indirimi yapılmıştır. Davacının davaya konu faturaya konu tüketimi yapmış olduğu ve kullandığı elektrik bedelini ödemekle yükümlü olduğu gözetildiğinde somut olayın özellikleri dikkate alınarak hakkaniyete uygun, makul oranda indirim yapılması gerekirken davalının % 50 oranında kusurlu olduğu benimsenerek, tüketim miktarından bu oranda indirim yapılması doğru görülmemiştir. Davacı istinaf başvurusunda yükletilen ve ödenmiş olan 13.339,70 TL’nin de müvekkiline ödenmesi gerektiği ileri sürmüş ise de dava dilekçesinde 27.05.2014 tarih, … seri, … seri numaralı 54.111,40 TL’lik fatura yönünden menfi tespit talep edildiği, kaçak tesipt tutanağı ve faturasına yönelik talepte bulunulmadığı gözetildiğinde taleple bağlılık ilkesi gereği bu istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Bu itibarla davacının istinaf isteminin reddine, davalının istinaf isteminin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek davalının müterafik kusur indiriminin %25 olarak kabulüyle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, Davalının istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1- Davanın kısmen kabulü ile 13.527,85 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 2- Hüküm altına alınan miktar üzerinden hesaplanan 924,10 TL davacı tarafça peşin yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3- Davacı tarafından yatırılan 924,10 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacı tarafından yapılan toplam 4.303,23 TL yargılama giderinden kabul ve redde göre hesap edilen 1.075,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5- Davalı tarafından yapılan yargılama giderin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 6-Davacı lehine hakkaniyet indirimi nedeniyle vekalet ücretinin verilmesine yer olmadığına, 7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktara göre, hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan artan gider ve delil avansından arta kalan kısım var ise yatıran tarafa iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Davacının yatırması gereken 80,70 TL istinaf ve karar ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, Davalıdan peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davalının istinaf sebebiyle yapmış olduğu masraf bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi 03/03/2022