Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/423 E. 2022/489 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/423
KARAR NO: 2022/489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2021
NUMARASI: 2020/621 E – 2021/994 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşiyle birlikte işlettikleri … Mah. … Cad. No: … Avcılar İstanbul adresli 30 m2’lik bir nalbur dükkanına sahip olduklarını, bu işyerini ise 23 yıldır işlettiklerini, bahse konu iş yerinin m2’si dikkate alındığında ve yapılan işin niteliği gereği yıllardır yalnızca 3 adet ampül yandığını, bu ampüllerin ise birinin sabit 7-8 saat yandığını çalıştığını, kış aylarında ise 40 cm’lik bir elektrik sobası yandığını, hal böyle iken davalı şirket yetkililerinin kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla müvekkili aleyhine 5,321.20TL ceza tahakkuk ettirildiğini, bu uygulamanın bir çok vatandaşında karşı karşıya kaldığı keyfi bir durum olduğunu, ilgili sayaçla ilgili o anda tutanak tutulmadığını, hukuken kabul edilemeyecek bu durum karşısında takdirin Mahkemede olduğunu, davalı şirketin sayaç muayene talep ve sonuç formu düzenlendiğini, 20 yılı aşkın bir süredir kullanılan 1998 damga mühür yılını taşıyan saatin mühürün sağlam olduğunu belirttiğini, bunun yanında sayaçta çizik, gözde kapağı yanında yağ yanında delik tespit edildiği iddiasını kabul etmediklerini, davalı şirketin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde mir inceleme yapmadığını, açık net biçimde bir rapor düzenlemediğini, tüketilecek tüketilmesi beklenecek elektrik miktarının hesap edilmediğini, mevcut işyerinin durumu ortada iken yapılan incelemenin eksikliği, keyfiliği karşısında müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını, davalı şirketin kendi lehine olan işlemleri yapmaktan çekinmediğini, davalı şirketin ilgili saati müvekkilini görmek istemesine rağmen göstermediğini, davalı şirketin ilgili saati müvekkilinin görmek istemesine rağmen göstermediğini, davalı şirketin kendi kendine yapmış olduğu incelemeyi kabul etmediklerini, müvekkilinin hıksızlıkla suçlanmasını kabullenemediklerini, bu sebeple tüm tazminat haklarının saklı tutulduğunu, hukuki dayanaktan ve usulden yoksun bu işlemden sonra müvekkiline tahakkuk edilen faturanın ödenmemesi halinde davalı şirketçe müvekkilinin işyerinin elektriğinin de kesileceğini, bu sebeple Mahkemeden telafisi güç ve imkansız durumla karşı karşıya kalınacağından bahisle ihtiyati tedbir isteme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davanın kabulünü, davalı şirkete elektrik nedeniyle toplamda 5.321,20TL borçlu olmadığının tespitini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait …no.lu tesisat mahallinde kullanılan…seri numaralı …. marka sayaç, elektrik şirket yetkilileri tarafından 11/02/2015 tarihinde sökülerek laboratuvar muayenesine sevk edildiğini, laboratuvar raporunda, söz konusu sayacın “sayaç gövde kapağı sağ yandan delik, disk üzerinde çizikler görüldü, kaçak işleminin yapılması uygundur” sonucu çıktığını, bu nedenle, 185,20 TL ve 5.136,00 TL ek tahakkuk olmak üzere, toplamda 5.321,20 TL’lik fatura tahakkuk ettirildiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “davanın kabulü ile; toplam 5.719,98 TL’nin 2.000,00 TL’sine 24/07/2015 tarihinden, 1.219,66 TL’sine 24/08/2015 tarihinden, 1.241,36 TL’sine 28/09/2015 tarihinden, 1.258,96 TL’sine 26/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” kararı verilmiştir. Söz konusu kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi itibarıyla, kesinlik sınırı ise 5.800,00’dir.Somut uyuşmazlıkta, davalı tarafından istinaf edilen davanın değeri 5.719,98 TL olup, karar tarihinde davalı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davalı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/02/2022