Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/378 E. 2022/2855 K. 07.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/378
KARAR NO: 2022/2855
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2021
NUMARASI: 2018/852 E – 2021/915 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 07/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; mülkiyeti Maliye Hazinesi’ne ait “… Mh. … Cad. No:… Beşiktaş” adresinde bulunan …’un 2000 yılında 49 yıllığına müvekkili şirkete tahsis edildiğini, özenli bir restorasyon sonucunda 2008 yılında hizmete girdiğini, toplam 170 oda 342 yatak kapasitesine sahip ve 5 yıldızlı olarak sınıflandırılan otel için Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından müvekkiline 19/10/2005 tarihli ve 10159 sayılı Turizm İşletme Belgesi’nin verildiğini, Bilahare müvekkili ile davalı şirket arasında, dava konusu otelin elektrik ihtiyacına yönelik olarak … nolu 19/09/2007 tarihli abonelik sözleşmenin imzalandığını, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16. Maddesinde Turizm Belgeli İşletmelerin elektrik, gaz ve su ücretlerini ne şekilde ödeyeceğinin düzenlendiğini, açık mevzuat hükümlerine göre dava konusu aboneliğin kurulu olduğu yerde sanayi ve meskenler için öngörülen en düşük tarifeden faturalama yapılması gerekirken ticarethanelere uygulanan en yüksek ücret tarifeden fatura tahakkuk edilerek fazla tahsilat yapıldığını beyanla, Sözleşmenin kurulduğu 19/09/2007 tarihinden sonra davalı idarece hatalı tarife uygu- lanmak üzere haksız şekilde tahsil edilen ödemelerin, fazlaya ilişkin kısım saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının ödeme tarihlerinden işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 29/06/2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 24/05/2010 tarihli Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkında Bakanlar Kurulu Kara- rı’nda, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan “Turizm Yatırım Belgesi” veya “Turizm İşletme Belgesi” almış yatırım ve işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanacağı şeklinde düzenleme yapıldığını, söz konusu karar gereğince, ilgili belgelere sahip işletme ve yatırım- ların turizm teşviği kapsamında bir kısım elektrik enerjisi bedellerinin Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ayrılan bütçeden karşılanacağını, davacı tarafın fazladan ödediğini iddia ettiği bedellerin iadesinin müvekkili olan şirketten değil Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan talep edebileceğini, dolayısıyla mü- vekkil şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, Davacı yanın talebi dahilinde fazladan ödendiği düşünülen fatura bedellerinin müvek- kili şirket tarafından iade edileceği yönünde herhangi bir kanuni düzenleme mevcut olmadığını, Talep edilen bedellerin bir an için haklı olduğu düşünülse dahi, maddi hukuk açısından süreye tabi olduğunu ve zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.İlk Derece Mahkemesi’nce: “Davanın KISMEN KABULÜ ile 164.967,83 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Hüküm davacı ve davalı tarafça istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde: müvekkiline ait otelin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilen 19/10/2005 tarihli ve 10159 sayılı Turizm İşletme Belgesi’ne sahip olduğunu ve bu otelin elektrik ihtiyacı için davalı ile … nolu 19/09/2007 tarihli abonelik sözleşmesinin imzalandığını, davalı tarafça tahakkuk ettirilen tüm faturaların eksiksiz olarak ödendiğini, 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun 16. Maddesinde “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” denilerek turizm belgeli işletmelerin elektrik, gaz ve su ücretlerini ne şekilde ödeyeceğinin hükme bağlandığını, bu düzenleme gereğince davalı tarafından müvekkili şirkete tarifelerin en düşüğü olan bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarife uygulanması gerekirken, ticarethanelere uygulanan yüksek tarife üzerinden fazla bedel alındığını, eldeki davanın da fazladan yapılan tahsilatın iadesi talebiyle açıldığını,2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu özel kanun hükmünde olduğu için davalı tarafa herhangi bir müracaat zorunluluğunun bulunmadığını, Öte yandan, dava ikame edilmeden önce davalı taraf ile yapılan görüşmelerde, “doğru- dan iade ile sonuçlanacak işlemlerin, mahkeme kararına dayalı olarak gerçekleştirilebileceği, bu doğrultuda iade talebine haiz başvurunun alınamayacağı”nın bildirildiğini, bu nedenle eldeki davanın açıldığını, Gerekçeli kararda açıkça “16/07/2009 tarihinden önceki döneme ilişkin olarak Turizm Teşvik Kanunu md. 16 hükmüne aykırı tahakkuklarda enerji tedarikçisi şirketin sorumlu olduğu, 19/09/2007 ile 16/07/2009 tarihleri arasında davacı tarafça fazladan ödenen bedelin davalıdan talep edilebileceği” belirtildikten sonra “hüküm” kısmında 18/09/2008-16/07/2009 tarihleri arasındaki fazla tahakkukların tahsiline hükmedilerek çelişki yaratıldığını, Davalı tarafın 16/07/2009 tarihi öncesi döneme ilişkin olarak fazla tahakkuk edilen elektrik enerji bedellerinden tam olarak sorumlu olduğunu, Diğer yandan; alacağını tam ve kesin olarak tespiti uzmanlık gerektirdiğinden davanın belirsiz dava olarak açıldığını, belirsiz dava açılmakla zamanaşımının sadece geçici talep için değil, tüm alacaklar için kesildiğini, davalının zamanaşımı def’inin yerinde olmadığını beyanla kararın kaldı- rılmasını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin şirket, özelleştirme kapsam ve programına alınarak 233 Sayılı KHK kap- samından çıkarıldığını ve özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, davacının iddialarının aksine indirim yap- ma yükümlülüğünün bulunmadığını, Ayrıca Elektrik Piyasası Düzenleme Kurumu’nun 28/07/2005 tarih ve 25889 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 518 Sayılı Kararı ile 2634 Sayılı Turizm Teşvik Kanunu 16. Maddesine göre turizm belgeli yatırım ve işletmelere 28/07/2005 tarihinden itibaren tümü ile indirimli tarifenin kaldırıldığını, Diğer yandan davacının müvekkil şirkete hak sahibi olduğuna dair herhangi bir bildi- rimde bulunmadığından müvekkilince bu durumun bilinemeyeceğini, Eldeki davanın “belirsiz alacak” değil, kısmi dava olarak açıldığını, talep artırımı olarak ileri sürülen beyanın “ıslah” olduğu değerlendirildiğinde artırılan kısım için zamanaşımı ve faize iliş- kin farklı değerlendirme yapılması gerektiğini, dava tarihinin 18/09/2018 tarihi olduğu gözetildi- ğinde davacının 18/09/2008 tarihinden önceki tüm taleplerinin zamanaşımına uğradığını, dolayısıyla 18/09/2008 tarihinden önceki fatura dönemleri dikkate alınarak yapılan hesaplamanın hatalı olduğunu, Talep artırımı olarak belirtilen dilekçenin ibraz edildiği /ve harçlandırıldığı 19/02/2021 günü itibariyle de 19/02/2011 tarihinden önceki alacakların da zamanaşımına uğradığını, Müvekkil şirket tarafından yapılan tüm işlemlerin EPDK Yönetmelikleri ve mevzuata uygun olduğunu, davanın tümden reddi gerekirken kısmen kabule karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava iş yeri elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan istirdat talebine ilişkindir. Davacı Turizm Teşvik Belgeli tesisini (sözleşme tarihi olan 19/09/2007 tarihinden, el- deki davanın açıldığı 18/09/2018) tarihleri arasında kullandığı elektriğin bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanununun 16.maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden ücretlendirilmesi nede- niyle yapılan fazla ödemenin istirdadını talep ve dava etmiştir.Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2014/3484 Esas, 2014/8500 Karar sayılı 29/05/2014 tarihli kararında da vurgulandığı üzere;16/03/1982 tarihli ve 17635 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu’nun; “Amaç” başlıklı 1.maddesinde “Bu kanunun amacı; turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamaktır. “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, turizm hizmeti ile bu hizmetin gereği kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinin tespiti ile geliştirilmelerine, turizm yatırım ve işletmelerinin teşvik edilmesine, düzenlenmesine ve denetlenmesine ilişkin hükümleri kapsar.” 16. maddesinde ise “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler” hükümleri yer almaktadır. 2010/478 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’nın 1.maddesinde; “Bu kararın amacı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Turizm Yatırım Belgesi veya Tu- rizm İşletme Belgesi almış yatırım veya işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanmasını temin etmektir.” 2.maddenin 1-a fıkrasında bu kararda geçen “Bakanlık: Kültür ve Turizm Bakanlığını” ifade eder. 3.maddede “elektrik enerjisi desteği miktarı. Bakanlıkça belgelendirilmiş turizm yatırımları veya işletmelerde, şantiye dönemi dâhil tüketilen elektrik enerjisi giderlerinin; tesisin bulunduğu ildeki mesken ve sanayi abonelerine uygulanan tarifelerden en düşüğü ile kendi abone grubuna uygulanan tarife arasındaki fark kadardır. Elektrik enerjisi desteği ödemeleri Bakanlık bütçesine konulacak ödenekten karşılanır” 7. maddesinde “12/04/2002 tarihli ve 2002/4100 sayılı Kararnamenin eki Kararın 2. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi ile 3.maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi yürürlükten kaldı- rılmıştır” 8.maddesinde “Bu karar 16/07/2009 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer” hükümleri yer almaktadır. 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine göre Turizm belgeli yatırım ve işletmelerin elektrik bedelini en düşük tarifeden ödeyecekleri öngörülmüştür. Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesi yürürlükte olmakla birlikte, Bakanlar Kuru- lu’nun 24/05/2010 tarihli Turizm Belgeli Yatırım ve İşletmelere Elektrik Enerjisi Desteği Hakkında Kararı 29/06/2010 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kararda Kültür ve Turizm Bakanlığından“Turizm Yatırım Belgesi” veya “Turizm İşletme Belgesi” almış yatırım ve işletmelerin tükettikleri elektrik enerjisi bedellerinin bir kısmının bütçeden karşılanmasının usul ve esasları düzenlenmiştir. Kararın 16/07/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği bu kararın 8.maddesinde öngörülmüştür. 16/07/2009 tarihinden önce Turizm Teşvik Kanunu’nun 16.maddesine aykırı olarak yüksek tarifeden tahsil olunan enerji bedellerinin ilgili tedarikçi firmadan, 16/07/2009 tarihinden sonraki enerji bedel- lerinin ise Kültür ve Turizm Bakanlığından talep edilebileceği kabul edilmiştir. Davacının iş bu dava ile hüküm altına alınmasını istediği bedel, Turizm Teşvik Bel- gesine sahip işletmenin,19/09/2007-18/09/2018 tarihleri arasında kullandığı elektrik bedelinin 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesine aykırı şekilde ticarethane tarifesi üzerinden fazladan ödediği bedelleri kapsamaktadır. O hâlde davacı 16/07/2009 tarihinden önce fazla ödediğini iddia ettiği bedelleri davalıdan, bu tarihten sonraki ödediğini iddia ettiği bedelleri ise Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan isteyebilir. Buna göre açılan davada 16/07/2009 tarihinden önceki tarihte yapılan ödemeler yönünden davalının husumet sıfatı bulunmaktadır.Zamanaşımı yönünden; Somut olayda; taraflar arasında dava konusu işletme ile ilgili olarak elektrik aboneliği tesis edildiği tartışmasız olup bu sözleşmeden kaynaklanan alacak talebi BK 146. Md gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davacının yüksek tarife uygulanması suretiyle tahsil edilen fazla ödeme miktarını dava açmadan önce kesin olarak tespit etmesi beklenemeyeceğinden dava HMK 107.md hükmüne göre belirsiz alacak davası olarak açılmıştır. Kural olarak belirsiz dava tarihi itibariyle alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Yukarıda belirtildiği gibi BK 157 md gereğince, dava süresince tarafların yargı- lamaya ilişkin her işleminden veya hakimin her kararından sonra zamanaşımı yeniden işlemeye başlar. Eldeki dava 18/09/2018 günü açılmış olup bu tarihten 10 yıl geriye doğru gidildiğinde 18/09/2008 tarihinden öncesine ilişkin ödemeler yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve dava edilebilme niteliğinin kaybolduğu tespit edilmiştir. Talep edilebilecek miktar yönünden; davacının dava konusu işletmesinin Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında olduğu, ilgili kanunun 16. Md gereğince söz konusu işletmede sarf olunan elektrik enerjisi bedelinin en düşük tarifeden faturalandırılması gerekirken davalı tarafça yüksek tarifeden faturalama ve tahsilat yapıldığı tartışmasızdır. Davacı her ne kadar 19/09/2007-18/09/2018 döneminde yapılan ödemelerin tamamının tahsilini talep etmekte ise de; Turizmi Teşvik Kanunu gereğince davalının sorumluluğu 16/07/2009 tarihine kadar yapılan ödemelerle sınırlı olup 16/07/2009 tarihinden sonraki ödemeler yönünden dava dışı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sorumluğuna gidilecektir. Ayrıca davacının sorumluluğunda kalan ödemelerin 18/09/2008 tarihinden öncesine ilişkin kısmı yönünden 10 yıllık zamanaşımı süresi dol- muştur. Buna göre davalının sorumluluğunda olan ve zamanaşımına uğramayan 18/09/2008- 16/09/ 2009 dönemindeki 164.967,83 TL’lik ödemenin davalıdan istirdatına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık tespit edilmemiştir. Faiz başlangıç tarihi yönünden; yersiz olarak yapılan ödemelerin iadesi talebine ilişkin olup dava dilekçesinde; “tahsil edilen bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile tahsili” talep edilmiş ise de, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 2015/6151 Esas- 2016/5410 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere davalı iş bu davadan önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Ayrıca kısmen kabul kararı verilmesine ve kabul edilen kısım hakkında hüküm kurulmasına rağmen red olunan kısım ile ilgili hüküm fıkrası oluşturulmamıştır.(HMK 26 md, 297) Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değer- lendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacı ve davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcı davacı tarafça peşin yatırıldığından, ayrıca tahsiline yer olmadığına, Davalıdan alınması gereken 11.268,95-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 2.817,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 8.451,70-TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine,Dair, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2022