Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/341 E. 2022/604 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/341
KARAR NO: 2022/604
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/09/2020
NUMARASI: 2018/255 E – 2020/400 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 01/03/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinden … Ltd. Şti.’nin kuruluş tarihi olan 12.01.2007 tarihinden bu yana … Mah. … Cad. … Sitesi … Blok No:… K:… Yenibosna Bahçelievler /İstanbul adresinde faaliyette olduğunu, kurulduğu günden beri de giriş kattaki depoya ait … ile …kata ait … numaralı iki ayrı elektrik aboneliğinin bulunduğunu, müvekkili şirketin bunların dışında başka bir aboneliği olmadığı gibi, bu aboneliklerine ait gecikmiş hiçbir borcunun da olmadığını, takibin dayanağı … no.lu aboneliğin müvekkilleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, müvekkili şirketin ortakları olan …, …, …’ nun ise takip talebinde borçlu gösterilmesinin yasal olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu doğuran hiçbir borcunun olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla hukuken geçerli bir borcu olduğu bir an için kabul edilse bile, bu şirketin ortaklarının borçtan sorumlu tutulabilmeleri için borca usulünce kefil olmalarının gerektiğini, olayda ne gerçek bir borç, ne de borca kefil olmanın sözkonusu olmadığını, müvekkiline karşı, ilgileri ve alakaları bulunmayan bir abonelikten dolayı takip başlatıldığını, her ne kadar itirazları üzerine tüm müvekkilleri yönünden takip durmuş ise de, buna rağmen müvekkillerinin, davalı tarafından sayaçların söküleceği ve elektriklerinin kesileceği hususunda yönlü mesajlarla tehdit edildiklerini, ayrıca müvekkillerinin tacir oldukları için takip dursa bile icra dosyasında borçlu göründüklerinden bankalar nezdindeki kredibilitelerinin olumsuz etkilendiğini, dolayısıyla müvekkillerinin iş bu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararlarının söz konusu olduğunu, Yargıtay HGK’nun 2011/622 E, 2012/9 K. sayılı kararının da bu yönde olduğunu belirterek, sonuç olarak, müvekkillerinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından davalıya borcu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanağına göre ; davacının İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu 7.185,00-TL borçtan dolayı sorumlu olduğunu kabul etmiş olduğu gerekçesiyle ; karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı vekilince vekalet ücreti talebinde bulunulmadığı gerekçesiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı-borçlu arasında 03.10.2019 tarihinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açılmış,karşı taraf bu takibe itiraz etmiş olup, bu takibe itiraza ilişkin olarak itirazın iptali davası açabilmek için arabuluculuk aşamasına gelinmiş olduğu, Arabuluculuk aşamasında;7185.00 TL.nin borçlu-davalı tarafından defaten ödenmesi,bu miktarın ödenmesi halinde İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilgili borçluyu ibra edeceğimiz beyan edildi.Bu anlaşma belgesi ile,bu alacakla ilgili itirazın iptali davası ve bu icra dosyasına konu herhangi bir alacak verecek kalmadığından karşılıklı birbirlerini ibra ettiklerini ,.Mahkemenin 2018/255 Esas sayılı dosyası ile görülen menfi tespit davası 23/09/2020 tarihinde karara çıkmış olmakla,arabuluculuk aşamasında anlaşılmış olduğundan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle “karar verilmesine yer olmadığına dair”karar verildiği, ancak davacı-borçlu vekilinin tamamen kötü niyetli olarak arabuluculuk aşamasında anlaştığı müvekkili kuruma yönelttiği menfi tespit davasından feragat etmediğini, arabuluculuk tutanağı ile karara bağlanan ve ilam niteliğinde olan bu belgede de açıkça yazıldığı gibi,İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başkaca bir hak ve alacak talep edilemez denmesine rağmen davacı-borçlunun vekalet ücreti ile yargılama giderlerini talep ettiği ve menfi tespit davasına devam ettiği,oysa ki ; davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin haksız ve mesnetsiz olduğu ileri sürülerek, kararın kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, menfi tesit talebine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyasında ; davalı … A.Ş vekili tarafından ,bu dosyadaki davacılar aleyhine 4.829,15-TL enerji bedeli, 8.819,15-TL gecikmiş gün faizi, 1.587,45-TL faizin KDV’si olmak üzere toplam 15.235,75-TL alacak için icra takibi başlatıldığı, borçluların tümünün borca itiraz ettiği, İcra Müdürlüğü tarafından 20/03/2018 tarihli tarihli kararla tüm borçlular yönünden takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. İcra dosyası içerisinde bulunan İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 24/04/2018 tarih ve 2018/455, 2018/502 K. sayılı kararı ile şikayetin kabulü ile dosyadaki davacılar hakkındaki ödeme emirlerinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili, 11/03/2020 tarihli celsede; tarafların dava açıldıktan sonra arabuluculuk yolu ile anlaştığını ve davanın konusuz kaldığını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı vekili 23/09/2020 tarihli celsede; davacı tarafla arabuluculukta uzlaşma sağlandığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin müvekkiline yükletilmemesini talep etmiş, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir. Mahkemece, dosyaya sunulan arabuluculuk son tutanağına göre; davacının İstanbul … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasına konu 7.185,00-TL borçtan dolayı sorumlu olduğunu kabul etmiş olduğu gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına ve arabuluculuk anlaşma tutanağındaki tarafların haklılık durumuna göre yargılama gideri ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı vekilince vekalet ücreti talebinde bulunulmadığından davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiştir.Arabuluculuk tutanağında karşı taraf sadece borçlulardan ,acarlar … Ltd Şti olup,bu borçlu (davacı ) ile arabuluculukta anlaşma sağlanmıştır. Takipte başka borçlular da mevcut olup,menfi tesbit davasında da davacı durumundalar ise de , sözkonusu davacıların istinafarlarının bulunmadığı gözetilerek ,bu husus inceleme dışı bırakılmış,mevcuk arabuluculuk tutanağına göre dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir. Davalı vekili istinafında konusuz kalma yerine davanın reddi kararı verilemesi ve arabuluculuk tutanağındaki beyanları dikkate alınmaksızın davacı lehine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmektedir.Arabuluculuk anlaşma tutanağında ,davacı şirket tarafından bu dava sebebiyle vekalet ücreti ve yargılama gideri talep etmeyeceklerine ilişkin bir beyan bulunmadığı gibi, davacı vekili, 11/03/2020 tarihli celsede; taraflar dava açıldıktan sonra arabuluculuk yolu ile anlaştığını ve davanın konusuz kaldığını, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ettiklerini imzalı beyanı ile bildirimiştir. Böylece, yargılama sırasında da bu hususta teleplerinin olmadığı şeklinde bir beyanlarının bulunmadığı anlaşılmıştır.Bu sebeple, mahkemece HMK 331/1 maddesi uyarınca davadaki haklılık durumuna göre davacı lehine masraf ve vekalet ücreti takdirinde hata bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/03/2022