Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3253 E. 2023/323 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3253
KARAR NO: 2023/323
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2022
NUMARASI: 2021/428 E – 2022/922 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacı …’ın, diğer davacı …’nın temsile yetkili ortağı olduğunu, davalı … ile 1993 yılında birlikte aynı şantiyede çalıştıklarını ve o tarihten bugüne kadar arkadaşlık ve dostlukları bulunduğunu, davalı … firması sahibi …’ın 2013 yılı 9.ayında Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Daire Başkanlığı tarafından ihalesi yapılmış olan Bolu Merkez Sporcu Kampı Eğitim Merkezi İkmal inşaat işini aldığını ancak işi yapacak maddi imkana sahip olmadığını İstanbul da beraber iş yapmakta olduğu ortağının kendisini dolandırdığını belirterek yardım istediğini, davalının daha önce yaşadığı maddi sıkıntılar nedeni ile hesabında para bulundurmak istemediğini bu nedenle gelen hak edişleri davacı … hesabına aktararak her türlü ödemelerin bu hesaptan yapılmaya başlandığını, her türlü malzeme alımları ve alt yüklenici ödemeleri mümkün olduğu kadar … Yapı üzerinden yapılmaya devam edildiğini, bu arada ihalesine daha önce katılmış olduğu ve henüz sonuçlanmamış olan Bolu Merkez Sporcu kamp eğitim merkezi ikmal inşaatı ihalesinin de kendi firması uhdesinde kaldığını söyleyen davalının bu defa söz konusu iş için gerekli teminatı vermeye imkanı olmadığını belirterek yardım istediğini, davacının bu defa eşi … adına kayıtlı taşınmazı ipotek vermek suretiyle davalının … Maltepe şubesinden ¨220.800,00 tutarındaki teminat mektubu almak suretiyle söz konusu işin sözleşmesini imzalamasını sağladığını, işler devam ederken davalı … mühendisliğin sahibi … sağlık sorunları olduğunu bahane ederek şantiyeden ve işin başından uzaklaşmaya başladığını, herhangi bir iletişim adresi bırakmadığı için de sadece kendi aradığında irtibat kurulabildiğini, davacılar … yapı ve … işin yapım kısmı ile ilgileri olmamasına rağmen idareye verilen teminat mektubunun riskinin kendisine ait olması nedeni ile … ile görüşerek işin devam etmesini sağladığını,bu arada ortak arkadaşları vasıta ile davalı …’a ulaşarak kendisinden bir vekaletname almak suretiyle işin devamının sağlanmaya çalışıldığını, malzeme alımlarının … yapı çekleri kullanılarak yapıldığını, ve davalıya fatura edilerek malzeme tedariği sağlandığını, alt yüklenici ödemelerinin de davalı …’n bulunabildiği dönemlerde … Yapı çekleri davalı tarafından ciro edilerek, …’ın olmadığı zamanlarda da direk … Yapı üzerinden ödenerek işin devamının sağlandığını, davalı tarafından davacı … adına düzenlenen vekaletnamenin tarihinin 16/06/2014 olduğunu, idare ile yapılan sözleşmenin bitimine yaklaşık 8 ay kaldığını, davacının davalının kendisine bu vekaleti tanzim ettiğinde işin verilen sürede bitirilemeyeceğini, süre uzatımı alınacağını, idari işlerde problem olmadan çalışılabileceğini, idarede işleri takip edeceğini söylemesi nedeniyle yolladığı vekaletin de yıl sonuna kadar geçerli olduğunu düşünerek süresine dikkat etmeden (vekaletname 01/10/2014 tarihine kadar geçerlidir) … Maltepe şubesine verdiğini, 11 ayda hak edişin onaylanması üzerine davacı … daha önce yaptığı gibi bankaya talimat düzenleyerek gelen hak edişi önce … Yapı hesabına aktararak bu paradan alt yüklenici ve çek ödemelerini yaptığını, bu tarihten sonra davalının 22/12/2014 tarihinde yapılan hak ediş ödemesini başka bir bankaya aktardığını sms mesajı ile bildirerek ortadan kaybolduğunu, daha sonrada iş ile hiç alakası olmayan … hesabına aktardığını, işin kötü yönetildiğini, gelen hak edişlerin doğru kullanılmadığını düşündüğünü ve bundan sonra kendisi tarafından belirlenen kişiler tarafından işin yürütüleceğine karar verdiğini sms olarak bildirdiğini, 12/02/2015 tarihinde … Maltepe şubesinden gelen haber ile davalı …’ın avukatı kanalıyla vekalet bitim tarihinden sonraya denk gelen 05/11/2014 tarihli para transferinin neye dayanılarak yapıldığının sorulduğunun öğrenildiğini ve davalının kötü niyetli olarak süreç işlettiği sabit olduğunu, davalı …’ın bugün itibari ile davacılara ¨876.532,86 borcu olduğunu, davalının ihtarnamesi üzerine 05/11/2014 tarihli hak ediş ödemesinden davalı adına yapılan ¨407.000 ödemenin müvekkili tarafından bankaya iadesinin gündeme geldiğini, davalının yüklenimindeki işi bitirmemesi halinde riskinin tamamının, davacının üstlendiği teminat mektubu ile idare tarafından davacıya tahsil yoluna gidileceğini belirterek şimdilik ¨875.532,86’nin ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davacıdan tahsili ile müvekkillerine ödenmesine, öncelikle ¨407,000 İçin ihtiyati haciz/tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yada ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığını, davacı … ile … Yapı arasında kanunun belirlediği çerçevede bir dava arkadaşlığı olmadığını, HMK 57, 58 ve 59 maddelerine aykırı şekilde açılan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesini ve sonuç kısmının, talep miktarlarını açıklığa kavuşturması gerektiğini, zira davacıların alacaklı olduğu iddiasıyla açılan bu davada …’ın ve davacı …’nın ne kadar alacaklı olduğunun ayrı ayrı belirtilmesi gerektiğini, davalı ile … Yapı Limited Şirketi arasında 31/10/2013 tarihinde başlayan cari hesap ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki cari hesaba göre … Yapının davalıya ¨457.619,27 borcu bulunduğunu, dava dilekçesinin ekinde yer alan … Yapı tarafından davalı …ya havale edildiği iddia edilen ödeme dekontlarından davalının ekte sundukları cari hesap ekstresinde yer alan … Yapıdan gelen ödemeler dışındaki ödeme dekontlarını kabul etmediklerini, davacının … Konuta yapılan havaleler incelenmesinde bir çoğunun borç olarak verildiğinin görüleceğini, bu miktarların tamamını ancak ve ancak … şirketinden davacının isteyebileceğini, davacı …, taşeron olarak çalışan kişilere davalı adına çekler verdiğini ve bu çeklerin bir kısmının ödendiğini bir kısmının da ödenmediğini iddia etmiş ise de davalı ile … Yapı arasında çek alışverişi olmadığını ve davalının ticari borçlarının … Yapı tarafından çekle ödendiği iddiası da doğru olmadığını,davalı … ile … arasında sadece vekalet ilişkisi olduğunu, davacı …’ın davalının yüklenicisi olduğu Bolu merkez sporcu kampı eğitim merkezi ikmal inşaatı işinde herhangi bir ortaklığının olmadığını, dava dilekçesinde tedbir konulması talep edilen ¨407,000 davalı … tarafından vekaletin süresi dolduktan 35 gün sonra yani 05/11/2014 tarihinde … Maltepe şubesindeki çalışanlarla usulsüz bir işbirliği yapılarak … Yapıya EFT edildiğini, dava dilekçesinin 4.sayfasındaki ilk paragrafta yer alan “vekaletin yıl sonuna kadar geçerli olduğu düşünülerek süresine dikkat etmeden” vekaletnameyi banka şubesine verdiğini ve bankanın ¨407.000’lik EFT işleminin banka tarafından yapıldığını davacı …’ın beyan etmesinin suç ikrarı niteliğinde olduğunu, yapılan usulsüz EFT nin hangi belgeye dayanarak yapıldığına ilişkin ihtarname banka şubesine 12/02/2015 tarihinde tebliğ olduğunu ancak bankaca taraflarına verilen cevabi yazıda 18/02/2015 günü ¨407.000’nin diğer davacı … hesabına iade edildiği cevabı verildiğini, huzurdaki davanın ise … Yapı tarafından davalının hesabına iadesinden 1 gün önce 17/02/2015 tarihinde açıldığını, davacı …’ın dava dilekçesinde belirtilen ve eklerde yer alan davalının nam ve hesabına 3.kişilere yaptığı iddia edilen ödemelerin davalının nam ve hesabına yapılmadığını, davalının 16/06/2014 tarihinden itibaren vekil olarak yetkilendirdiği davacı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak yetkisiz bir şekilde davalının hesabındaki ¨407.000’yi … Yapı ya EFT ettikten sonra bankaya çektikleri ihtarname ile paranın hesaba iade edilerek huzurdaki dava ile tedbir kararı alınmasının davalıyı işlerini yapamaz yürütemez ve kamu ihalelerinden yasaklı duruma soktuğunu ve sokacağını, öncelikle davalının banka hesabına konan tedbirin kaldırılmasına, taraftar arasında HMK’ca belirlenen dava arkadaşlığı mevcut olmadığından davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkeme; “1-Davacı … Ticaret Ltd Şti tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile; ¨702.836,86’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 2-Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın KABULÜ ile; ¨173.694,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinafı üzerine Dairemizin 29/04/2021 günlü 2019/1389 E. 2021/1349 K.sayılı ilamı ile;” ilk ve 2.bilirkişi raporları arasında hesaplama sonrası farklı tutarlar belirlenmiştir.Davacı talebi daha az olduğundan ikinci heyet ek raporunda belirlenen alacaklara davacı talebi doğrultusunda taleple bağlı kalınarak karar verilmiştir.Bu durumda ikinci olarak heyet bilirkişilerinden alınan kök raporda hesaplama için eksik kayıtların talep edildiği,ek raporda ise asıl hesaplamanın yapıldığı görülmekle,bu ek rapora karşı davalının itirazlarının değerlendirilmediği görülmüştür.Bu açıdan bilirkişi heyetinden tek rapor alınmış ve alınan ek raporun hükme dayanak yapıldığı anlaşılmıştır.Öncelikle kök rapor niteliğindeki heyet ek bilirkişi raporuna karşı davalının itirazlarının değerlendirilmesi,dosyadaki raporlar arası çelişkinin giderilmesi yönünden ek yada yeni bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınması gerekirken, mahkemece bu itirazların değerlendirilmemesi ve ,dosya kapsamındaki raporlar arası çelişkinin giderilmemesi hukuka aykırılık oluşturduğundan,davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1a-6.madde gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine” karar verilmiştir.İstinaf iade kararından sonra mahkemece bu kez 3 kişilik başka bilirkişi heyetinden bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkemece ;davacı şirket tarafından yapılan ve davalıya ait olan iş ve işlemlerin vekaletsiz iş görmenin unsurlarını barındırdığı,TBK m.526 ve 510.madde vd. Hükümleri gereği , davacı gerçek kişi davalının işini gördüğü sırada yaptığı masrafları, faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği,buna göre davalı …’ın TBK m.510 uyarınca 206.914,63 TL’yi davacı gerçek kişi …’a ödemesi gerektiği, davalının işlerini, vekaleti olmadan gören davacı şirketin, bu işler sırasında giriştiği masrafları davalıdan talep edebileceği,bu doğrultuda davalı …’ın, TBK m.529 uyarınca 825.570,16 TL’yi davacı … Makina Tah. Tur. Tic. Ltd. Şti.’ne ödemesi gerektiği belirtilerek; “1-Davacı … Makine Taahhüt Turizm ve Ticaret Ltd Şti tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile; 702.836,86 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 2-Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın kabulü ile; 173.694,00 TL’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 3-Davacıların fazlayı ilişkin haklarının saklı tutulmasına” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde,istinaf iade kararı öncesi cevap ve beyanlarını tekrar etmekle birlikte davacılar arasında HMK uyarınca zorunlu veya ihtiyari dava arkadaşlığı bulunmadığı ve bu sebeple davanın usulden reddi gerektiğini,istinaf iade kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda itirazlarının hiçbirinin değerlendirilmediğini,söz konusu 15.08.2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, dava tarihinden sonra davacı tarafın … Banka hesabından davalı müvekkili hesabına aktarılan 407.000,00 TL’lik hakediş bedeli, dava tarihinde henüz nakde çevrilmediği sabit olan 220.800,00 TL’lik banka teminat mektubu, davalı … – … Mühendislik’in hiç bir şekilde mutabakatı olmayan ve davalı ticari defterlerinde mevcut olmayan, davacı şirket tarafından tek taraflı olarak düzenlenmiş ticari defter kayıtları ile davalının işi ve davalı adına yapıldığı hiç bir belgeyle ispat edilemeyen ve açıklamasında yalnızca “şirket borç” ibaresi yazan banka dekontlarının da hesaplamaya dahil edildiğini,istinaf sonrası alınan rapora itirazları değerlendirilmeden ,ek rapor alınmadan karar verildiğini,hükme dayanak 15.08.2022 tarihli bilirkişi raporundaki eksikliklere karşı itirazların değerlendirilmediğini,hükme esas bilirkişi raporunda dava tarihinden sonraki işlemlerin de hesaplamaya dahil edildiğini,davalı borcuna dahil edilen 407.000 TLlık ödemenin dava tarihinde davacı Yılman ltd şti uhdesinde olduğunu,bu nedenme dava tarihindeki borç miktarı hesaplamasına dahil edilemeyeceğini,bilirkişi heyeti, raporunun sonuç kısmında, davalı …’ın dava tarihi itibariyle davalı şirket … LTD. ŞTİ’ye 825.570,16 TL, diğer davalı …’a ise 206.914,63 TL borçlu bulunduğu yönünde görüş bildirildiğini, bilirkişi heyetinin bu değerlendirmesi eksik ve hatalı olduğunu,raporun 13. Sayfasında “davacı şirketin ticari defter ve belgelerine göre 16.02.2015 ilk dava tarihi itibarıyla 71.573,22 TL + 407.000,00 TL olmak üzere davalıdan toplam 478.573,22 TL alacaklı olduğu görülmektedir.” şeklinde değerlendirme yapıldığını,raporun sonuç kısımında da bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan ve dava tarihinde davacı şirketin uhdesinde bulunan 407.000,00 TL’lik ödemenin de borç miktarına eklendiği tablolar dikkate alınarak davacı şirketin davalı …’tan toplamda 825.570,16 TL alacaklı olduğu yönünde kanaat bildirildiğini,bilirkişi heyetinin dava tarihindensonraki işlemleri hatalı olarak hesaplamaya kattığını,davanın 17/02/2015 de açıldığını,blirkişi raporunda hesaplamaya dahil edilen ve bilirkişi raporundaki tablolarda davacı şirket tarafından davalıya gönderildiği belirtilen ve davalı borcuna dahil edilen 407.000,00 TLnın dava açıldıktan bir gün sonra, 18.02.2015 tarihi itibariyle davalı hesabına iade edildiğini, yani dava tarihi (17.02.2015) tarihi itibariyle 407.000,00 TLnın davacı şirketin uhdesinde bulunduğunu,bunun banka dekontu ve 18. noterliği’nin 09.03.2015 tarihli ve 8394 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile belli olduğunu,30.10.2013 tarihli ve 220.800,00 TL bedelli teminat mektubunun dava tarihi itibariyle nakde çevrilip çevrilmediği incelenmeden davalı borcuna dahil edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,bilirkişi heyeti raporunda, 220.800,00 TL bedelli teminat mektubu bakımından eksik ve hatalı bir değerlendirme yapıldığını, … A.Ş’ye ait 30.13.2013 Tarihli 220.800,00 TL bedelli teminat mektubunun dava tarihi itibariyle nakde çevrilip çevrilmediği, nakde çevrilmiş ise … Bankasının söz konusu teminat mektubunda belirtilen bedeli lehine teminat verilen kurum ve kuruluşlara ödeyip ödemediği hususlarının incelenerek, dava tarihi itibariyle söz konusu teminat mektubunun nakde çevrilmemiş veya bedeli lehine teminat verilen kurum ve kuruluşlara ödenmemiş olduğunun anlaşılması halinde 220.800,00 TL bedelin daval borç miktarından mahsup edilerek hesaplama yapılacağı ek rapor alınması gerekirken, bu hesaplamaların hiç bir şekilde dikkate alınmadan eksik ve hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve davanın kabul edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu,davalı kayıtlarında olmayan, davalının mutabakatının bulunmadığı ticari defter kayıtları ve faturalar esas alınarak davalı borcunun hesaplanması ve bu eksik ve hatalı hesaplamayı içerir bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu,davacı tarafça yapılan ödemelerin davalı işleri ile ilgili olduğunun ispatlanamadığını,yine bilirkişi raporunda ,davacı tarafından başka firmalara yapılan ödemelerin davalı … – …’nın yüklendiği yapım işleriyle alakalı olarak ödendiği ve dava dışı firmaların düzenlediği ibranameler ile davacının …’tan alacaklarına mahsuben yapıldığı değerlendirmesini yapıldığını,buna dair yazılı delil sunulmadığını, davalı ile … Yapı arasında 31.10.2013 tarihinde başlayan cari hesap ilişkisi bulunduğu,her iki tarafında ticari defterlerinde mevcut ve mutabık kalınan cari hesap ilişkisi uyarınca davalı … Ltd. Şti’nin davalı …’a 457.619,27 TL borcu bulunduğu, ayrıca cevap dilekçesinde, davacı … Ltd. Şti’ tarafından davalı …’ın mutabakatının bulunduğu cari hesap ekstresinde yer alan ödemeler dışındaki ödemelerin, dava dışı firmalara yapılan ödemelerin hiç bir şekilde kabul edilmediğini de belirttiklerini, davacılar tarafından dava dışı firmalara yapılan ödemelerim hesaplamaya dahil edilmesi, bu hususa ilişkin itirazların defalarca dosyaya sunulmasına rağmen 15.08.2022 tarihli bilirkişi heyeti tarafından da aynı eksik ve hatalı değerlendirmelerin yapılmasının usul ve yasa aykırı olduğunu,sadece davacının (davalı …’in hiç bir mutabakatının ve onayının bulunmadığı) cari hesap özetinde yer alan açıklamalarda … ve diğer alt yüklenici isimleri bulunması sebebiyle bu ödemelerin davacı tarafından davalı … adına yapmış olduğu ödemeler olarak kabul edilmesini kabul etmediklerini, davacı tarafça dava dışı firmalara davalı adına yapıldığı kabul edilen ödemelerin davalı müvekkillin adına yapılıp yapılmadığına ilişkin davalı müvekkilinin de kabulü ve onayını içerir yazılı bir belge bulunup bulunmadığı hususunda değerlendirme yapılacak bir ek rapor alınması yönünde hüküm kurulması gerekirken, hükme esas alınamayacak bilirkişi raporunun hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ,davalı adına yapıldığı ileri sürülen ödemelere ilişkin alacak talebine ilişkindir. Alınan kök ve ek bilirkişi raporu doğrultusunda yeniden itirazları kapsar rapor alınması gerektiğinden bahisle mahkemenin davanın her iki davacı yönünden belirtilen miktarlarda kabulüne ilişkin kararının Dairemizce kaldırılmasından sonra mahkemece yeni bilirkişi heyetinden yeni bilirkişi raporu raporu alındığı,alınan son bilirkişi raporunun istinaf öncesi hükme dayanak yapılan bilirkişi ek raporu ile aynı belirlemeleri içerdiği ve hükme esas alınarak istinaf öncesi hükmün aynen yeniden verildiği görülmüştür.Bu doğrultuda davacıların gerçek kişi yönünden vekalet ,tüzel kişi yönünden söz konusu işlemlerde vekaletsiz iş görme hükümlerine göre hareket ederek davalı adına işlemler yaptıkları mahkemece ayrıntılı şekilde belirtilmiştir. Son alınan bilirkişi heyet raporunda;Bolu Merkez Sporcu Kamp Eğitim Merkezi İkmal İnşaatı işine ait sözleşme tasarısı’nın taraflarının Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Daire Başkanlığı (idare) ve davalı … (yüklenici) olan, toplam 3.680.000,00 TL bedelli sözleşmenin 31.10.2013 tarihinde akdedildiği; sözleşme de “Yüklenici” nin 220.800,00 TL kesin teminat verdiği maddesinin yer aldığı, 30.10.2013 tarihli … AŞ “Kesin Teminat Mektubu” ile davacılar vekili tarafından sunulu dava dilekçesinde yer alan, “…’ın eşi … adına kayıtlı taşınmazı ipotek vermek suretiyle davalının … Maltepe şubesinden 220.800,00 TL tutarındaki teminat mektubu alındığı…” beyanı kapsamında ilgili “Resmi Senet” ve İpotek Belgesinin dosya içeriğinde görüldüğü, Bakırköy … Noterliği 16.06.2014 tarih, … yevmiye numaralı vekaletnamenin incelenmesinde, … tarafından … adına düzenlenen vekaletnamenin “süreli” olduğu; 01.10.2014 tarihine kadar geçerli bulunduğu;,taraflarının … Müh.- … ile dava dışı … olduğu görülen Alt Yüklenici Sözleşmesi’nde ise, sözleşme Konusunun, Spor Genel Müdürlüğü Tesisler Daire Başkanlığı (İşveren) tarafından ihale edilen “Bolu Merkez Sporcu Kamp Eğitim Merkezi İkmal İnşaatı” projesiyle ilgili olarak Projede yer alan elektrik işleri dışında kalan işlere yönelik bir taşeronluk sözleşmesi olduğu, …’nın işbu sözleşme uyarınca …’nın ana sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini …’nın alt yüklenici sıfatıyla üstlendiği, sözleşme’nin 11.03.2014 tarihinde imzalandığı,bu davanın tevzi tarihi 17.02.2015 olup, davacı şirket tarafından incelemeye ibraz olunan ticari defterler kapsamında davalı borç tutarının 478.573,22 TL olduğu,davalı şirket tarafından 2015 yılı hesap ekstresi ibraz edilmediğinden dava tarihi itibarıyla davacı ile olan borç alacak durumu tespit edilememiş olmakla birlikte, 31.12.2014 sonu itibarıyla davalı ticari defterlerinde görülen 457.619,28 TL bedelden 16.02.2015 tarihinde davacı tarafından davalı hesabına gönderilen 407.000,00 TL hakkediş bedelinin mahsubu ile davalı ticari defterlerine göre davacıdan olan alacak tutarının 50.619,28 TL ye gerileyebileceği,dava dosyasında mübrez dava dışı …, …, …, … Ürünleri İbranameleri ile banka hesap ekstreleri, faturalar, ödeme belgelerinin tetkiki neticesinde gerek … Yapı ve gerekse … tarafından anılan dava dışı kişilere yapılan ödemelerin 31.10.2013 ilk sözleşme tarihi olup,” Davacı şirketin … firması ile ticari ilişkisinin 10.12.2013 tarihinde başladığı, toplam 49.995,42 TL bedelli 4 adet fatura haricinde başkaca bir fatura kaydının bulunmadığı , ayrıca bu tarihten öncesinde de başkaca bir ticari ilişkiye esas borç/alacak kaydı bulunmadığı, ” Davacı şirketin … firması ile ticari ilişkisinin 30.11.2013 tarihinde başladığı, belirtilen toplam 105.410,88 TL bedelli 8 adet fatura haricinde başkaca bir fatura kaydının bulunmadığı , ayrıca bu tarihten öncesinde de başkaca bir ticari ilişkiye esas borç/alacak kaydı bulunmadığı,” Davacı şirketin dava dışı … firması ile ticari ilişkisinin 20.11.2013 tarihinde başladığı, toplam 157.045,85 TL bedelli 7 adet fatura haricinde başkaca bir fatura kaydının bulunmadığı ,yine bu tarih öncesinde de başkaca bir ticari ilişkiye esas borç/alacak kaydı bulunmadığı, davalı … Yapı-… arasında 11.03.2014 tarihinde sözleşme imzalanmış olup, davacı şirket tarafından dava dışı … firmasına yapılan ödemelerinde 20.06.2014 tarihinden itibaren başladığı, dolayısıyla davacı … tarafından dava dışı … ya yapılan ödemelerin ve …dan gelen tutarların işbu sözleşme tarihi sonrasında hesaplara yansımış olduğu,” neticeten, davacı … ve gerekse davacı … tarafından dava dışı şirketlerle olan tahsilat-tediye kayıtlarının ihaleye konu işle ilgili olduğunun değerlendirildiği, taraflarca dava dosyasına sunulu olan belgelerin tetkiki neticesinde detayı ayrı ayrı tablolarla arz edildiği üzere Bolu Merkez Sporcu Kamp Eğitim Merkezi İkmal İnşaatı işi ve Ankara’da yapılan Genel Müdürlük Kızılay Ek Hizmet Binası Bakımı ve Onarımı işi ile ilgili olarak davacı …’nın davalı … Yapı-…’tan alacağının 825.570,16 TL ve davacı …’ın davalı … Yapı-…’tan alacağının 206.914,63 TL olarak hesaplandığı,davacı gerçek kişi ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin bir vekalet sözleşmesine, davacı şirket ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin ise vekaletsiz iş görmeye dayandığı, davacı gerçek kişinin davalının işlerini gördüğü sırada yaptığı masrafları, faiziyle birlikte davalıdan talep edebileceği, buna göre davalı …’ın, TBK 510.md uyarınca 206.914,63 TL’yi davacı gerçek kişi …’a ödemesi gerektiği,davalının işlerini vekaleti olmadan gören davacı şirketin, bu işler sırasında giriştiği masrafları davalıdan talep edebileceği,buna göre davalı …’ın, TBK m.529 uyarınca 825.570,16 TL’yi davacı … Tah. Tur. Tic. Ltd. Şti.’ne ödemesi gerektiği belirlenmiştir.Bu doğrultuda, davacıların davalının üstlendiği yapım işleri yönünden davalıya finansman sağladıkları,davalının kısmi ödeme yaptığı, davalının,davacılar tarafından gönderilen paraların kendi üstlendiği işler için kullanılmasına rağmen geri ödemesini yapmadığı, son alınan bilirkişi heyet raporu kapsamında ,Bolu Merkez Sporcu Kamp Eğitim Merkezi İkmal İnşaatı işi ve Ankara’da yapılan Genel Müdürlük Kızılay Ek Hizmet Binası Bakımı ve Onarımı işi ile ilgili olarak davacı …’nın davalı … Yapı-…’tan alacağının vekaletsiz iş görme hükümlerine göre 825.570,16 TL ,ayrıca davacı …’ın davalı … Yapı-…’tan alacağının vekalet hükümlerine göre 206.914,63 TL olduğu hesaplanmıştır. Son alınan bilirkişi raporunda davalının istinaf öncesi alınan ve hükme dayanak ek bilirkişi raporuna karşı tüm itirazlarının değerlendirildiği anlaşılmakla,son alınan bilirkişi heyet raporunun taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu anlaşılmakla,yeni bilirkişi raporu alınmasının davaya katkısı olmayacağı görülmüştür. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararın mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 59.875,82 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 14.968,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 44.906,86 ‬TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 361.madde uyarınca gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/02/2023