Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3186 E. 2022/3262 K. 19.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3186
KARAR NO: 2022/3262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2022
NUMARASI: 2021/76 E – 2022/546 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 19/12/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; haksız olarak müvekkilinden tahsil edilen 11/04/2016 tarih … nolu fatura bedeli 5.919,74TL nin haksız iktisap tarihiden itibaren ticari avans faizi DBS nedeni ile bankaya ödediği faiz ile birlikte tahsili talep etmektedir. Taraflar arasında 2012 den beri devam eden Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi 20/02/2016 tarihi itibari ile fesih edildiğini, davalı erken fesih nedeni ile müvekkiline 11/04/2016 tarih … nolu fatura 5.919,74TL bedelli e-faturayı cezai şart bedeli olarak gönderdiğini, taraflar arasında imzalanan 2012 yılındaki sözleşmede erken fesih ile ilgili bir cezai şart bulunmadığını bu sebeple bu faturanın sözleşmede dayanağı bulunmadığından faturaya itiraz edilerek iade edildiğini, haksız olarak müvekkilden tahsil edilen 11/04/2016 tarih … nolu fatura bedeli 5.919.74TL nin haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi, DBS nedeni ile bankaya ödedikleri faiz ile birlikte tahsiline, harç masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesin talep ve dava etmektedir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 2012’den beri devam eden Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi’nin 20/02/2016 tarihi itibarıyla feshedildiğini, müvekkilinin erken fesih nedeniyle 11/04/2016tarihli 5.919,74 TL’lik e-fatura cezai şart bedeli olarak gönderildiğini, ancak taraflar arasında münakit sözleşmede erken fesih ile ilgili cezai bir şart bulunmadığını bu sebeple faturaya itiraz edilerek geri gönderildiğini, ancak müvekkilinin davacıya ait banka şubesinden doğrudan borçlanma sistemi yolu ile fatura bedelini tahsil ettiğini ve e-faturayı yeniden kendilerine gönderdiğini, bunun üzerine yeniden itiraz edildiğini, müvekkilinin zararı doğduğundan bahsettiğini oysaki elektrik satım firmalarının elektrik enerjisini günlük olarak satın aldığından davacı sebebiyle elektrik satın almış olmadıklarını ve bu bedelin iadesi gerektiğini iddia ederek 5.919,74 TL ‘nin haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi ve DBS (doğrudan borçlanma sistemi) nedeniyle bankaya ödediğini iddia ettiği faiz ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Ancak davacının talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olmakla birlikte basiretli birer tacir olan taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine de aykırı olduğunu. Aşağıda açıklanan nedenlerle davacının haksız ve dayanaksız davasının reddi talepli dilekçesidir. Davacı, dava dilekçesinde iki ayrı alacak kalemi yönünden talepte bulunmuş ancak yalnızca bir yönünden dava değeri gösterildiğini, dava dilekçesi HMK md. 119’a ve harçlar kanunu md. 16/3’e uygun olmadığından, davacının taleplerini açıkça ortaya koyması ve dava değerini belirtmesi gerektiğini, huzurdaki davada davacı, ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği haksız fesih tazminatının iadesini istemiş ve dava değerini bu bedel üzerinden 5.919,74 TL olarak gösterdiğini; bu bedelin fer’i niteliğinde haksız iktisap tarihinden itibaren ticari avans faizi de talep ettiğini ancak davacının talep ettiği alacak kalemi bununla sınırlı olmadığını davacı bu bedelin yanı sıra bankaya DBS sistemi sebebiyle ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği faiz bedelinin de iadesini talep etmiştir. Ancak söz konusu bedel 5.919,74 TL’lik alacak kaleminin fer’ niteliğindeki faiz istemi olmayıp ayrı bir alacak kalemi olduğunu DBS sisteminin kullanılması dolayısıyla banka tarafından davacı tarafa yansıtılan bir bedel olup işbu sebeple bu alacak kalemi yönünden de dava değerinin açıkça belirtilmesi ve harcının yatırılması gerektiğini, davacının alacak kalemlerini ve dava değerini ayrı ayrı ve açıkça belirtmesi için HMK 119. Maddesi gereği ihtaratlı şekilde bir haftalık kesin süre verilmesi ve bu süre içinde eksiklik giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir.İlk derece mahkemesince; “davanın reddine ” kararı verilmiştir.Söz konusu kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş ise de, 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunununda Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair 6763 sayılı yasa ile, HMK 341. madde 2. fıkrasında “Miktar veya değeri üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Ancak manevi tazminat davalarında verilen kararlara karşı miktar veya değere bakılmaksızın istinaf yoluna başvurulabilir” şeklinde yapılan yasa değişikliği 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Karar tarihi(21/09/2022) itibarıyla, kesinlik sınırı ise 8.000,00-TL’dir.Somut uyuşmazlıkta, davacı tarafından istinaf edilen davanın değeri 5.919,74-TL olup, karar tarihinde davacı yönünden miktar itibarıyla karar kesindir. Bu itibarla, istinaf konusu kararın HMK 341. ve 346. maddelerine göre kesin olması sebebiyle, davacı istinaf dilekçesinin HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf dilekçesinin, HMK 341, 346 ve 352/1-b maddeleri uyarınca karar kesinlik sınırı altında kaldığından reddine,Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.19/12/2022