Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3150 E. 2023/3138 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3150
KARAR NO: 2023/3138
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2022
NUMARASI: 2021/553 E – 2022/695 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalının … tesisat numaralı abonesi olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirkete 05.08.2021-26.08.2021 tarihleri arasında 124.138 m3 doğalgaz kullandığı gerekçesi ile 26.08.2021 tarihli … numaralı 346.853,00 TL bedelli fatura kesildiğini ve müvekkiline borç tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin söz konusu faturaya davalı nezdinde 07.09.2021 tarih ve … kayıt numaralı dilekçe ile itiraz ettiğini, müvekkilinin 01.08.2021 tarihinden beridir şirketinin faaliyet gösterdiğini, abonelik sözleşmesinin yapıldığı gün davalı … görevlisi müvekkili şirketteki sayacın okumasını yaptığını ve sayacın 615.270 m3 değerinde olduğunu tutanak altına aldığını, müvekkili şirketin 5.000.000,00 TL sermayeli kumaş boyama ve yıkama işi yapan 60’tan fazla işçisi olan büyük bir işletme olduğunu, müvekkilinin cari faturalarını düzenli olarak ödediğini ve davalıya hiç bir borcu bulunmadığını, davalı görevlileri müvekkilinin doğal gazını kesmekle tehdit ettiğini, müvekkilinin davalı ile iltihakı sözleşme yapma zorunluluğu olduğunu, doğalgaz enerjisini sadece davalıdan temin etmek zorunda olduğunu, doğalgaz enerjisinin kesilmesi halinde müvekkili açısından zor ya da imkansız hal ortaya çıkacağını, müvekkilinin 26.08.2021 tarihli … numaralı 346.853,00 TL bedelli fatura nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, işbu davaya konu fatura nedeniyle dava sonuna kadar davalı tarafından müvekkilinin doğalgazının kesilmemesi ve sonraki faturaların düzenli ödenmesi kaydı ile davalının davacıya düzenli olarak doğalgaz enerjisi vermesi yönünde HMK 389 ve devamı maddeleri yarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkili ile davacı borçlular arasında doğalgaz sözleşmesi imzalanması sureti ile hukuki ilişkinin başladığını, akabinde 05.08.2021 tarihinde müvekkil yetkilisi … tarafından … numaralı tesisatta eksiklik ve usulsüz gaz kullanımı olduğunun tespiti yapılarak bu işlem tutanak altına alındığını, akabinde kanunda belirtilen şekilde faturalandırıldığını, öncelikle davacı şirketin henüz faaliyette olmadığı dolayısı ile bu gaz kullanımı yapmasının mümkün olmadığı yönündeki iddialarına karşı çıktıklarını, doğalgaz sayaç okuma endeksinin kanunda hesaplanma şeklinin net bir şekilde belirtildiğini, bu hususta dışarıdan elle müdahalenin mümkün olmadığını, tüm bu hususların yanında 05.08.2021 tarihli tespit tutanağından önceki tüm tüketimlerinin kendisine ait olduğu yönünde açık beyanları ve imzasının olmasının zaten hukuki işlemin ispat hukuku açısından en net delili olduğunu, kaçak veya usulsüz doğalgaz kullanımı durumunda uygulanacak usul ve esasların müvekkili tarafından tüm koşulları yerine getirilerek faturalandırma işlemi yapıldığını, kaçak kullanımı ve ilgili tesisata ilişkin olarak davacı şirket yetkilisi yazılı olarak tüm kullanımların kendisine ait olduğunu kabul ettiğini, bir önceki abonenin fesih bildiriminde yer alan sayaç endeksi davacının bilgisi ve kendi kullanımı dahilinde olduğunu, öncelikle eksik bilgi ve beyan içeren dilekçeden kaynaklı olarak verilen ihtiyati tedbir kararının kamu zararının önüne geçilmesi açısından kaldırılmasını, kötü niyetli olarak açılan dava nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığından kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, haksız olarak açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; ..Bilirkişi raporunda her ne kadar faturalandırmanın uygun olmadığı belirtilmiş ise de bu hususta davalı yanca yapılan itiraz ve mahkememizce resen görülen lüzum üzerine ek rapor alınması yoluna gidilmiş ve bilirkişi heyetinin ek raporu ile faturalandırmanın her iki şirket yönünden kullanımlarına tekabül eden dönemleri gösterir tutarlar ayrı ayrı gösterilerek rapor tanzim edilmiştir. Az yukarıdaki kabule göre, davacı şirket dava dışı … kullanımına tekabül eden 270.549,14 TL’den kendi kullanımı gibi sorumludur. Buna göre davacı davalı tarafa dava konusu edilen fatura tutarının tamamı kadar borçludur. İzah edilen nedenlerle davacının davasının reddini, her ne kadar davalı tarafça cevap dilekçesi ile kötü niyet tazminatı talebinde bulunulmuş ise de mahkememizce verilen 14.10.2021 tarihli tedbir kararının infaz edilmediği, davacı tarafça dosyaya teminat yatırılmadığı…” gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekil istinaf başvurusunda önceki iddialarını tekrarla birlikte özet olarak; müvekkilinin … Mah. … sk. No:…-12/3 Esenyurt/İST. Adresinde kumaş boyama ve yıkama işletmesi olduğunu, adreste 01.08.2021 tarihinden beridir şirket olarak faaliyet gösterdiğini, 05.08.2021 tarihinde davalı şirket ile doğalgaz abonelik sözleşmesi yaptığını, abonelik sözleşmesinin yapıldığı gün davalı … görevlisi müvekkil şirketteki sayacın okumasını yapmış ve sayacın 615.270 m3 değerinde olduğunu tutanak altına alındığını, davalı tarafından müvekkiline düzenlenen doğalgaz tüketim faturasında İlk okuma tarihi 05.08.2021 ilk okuma endeksi 518.441 m3, son okuma tarihi 26.08.2021 son okuma endeksi 642.579 m3 olarak belirtildiğini, faturadaki ilk okuma endeksinin kendi görevlisi tarafından düzenlenen tutanaktaki endeks ile uyuşmadığını, müvekkilinin gerçek tüketiminin ise 642.579m3-615.270m3=27.309m3 olduğunu, bu tüketim üzerinden fatura düzenlenmesi gerektiğini, söz konusu tarihlerde müvekkili şirketin fabrikasını kurma aşamasında olup faaliyette olmadığını, alınan bilirkişi raporunda, müvekkilinin abonelik sözleşmesinden sonra yapılan tesisat kontrolü esnasında tutanak altına alınan endeksin başlangıç endeksi olması gerektiğini ve bu nedenle de müvekkile düzenlenen faturanın uygun olmadığı belirtildiğini, belirlenen endeksin daha önceki bir zamana tekabül ettiği ve faturada yazan 05.08.2021 tarihine ait bir endeks değeri olmadığını, müvekkilinin davalı tarafından kendisinin kullanmadığı bir tüketime ait faturadan sorumlu tutulduğunun raporda tespit edildiğini, bu tespitin mahkemece dikkate alınmadığını, dava dışı … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında organik bağ bulunduğu tespitinde bulunduklarını, müvekkilinin dava dışı … A.Ş. ile herhangi bir bağı bulunmadığını, … bir dönem … A. Ş. ‘nin yönetim kurulu başkan vekili olmasının iki şirket arasında organik bir bağ olduğu sonucunu doğurmayacağını, bir kişinin birden fazla şirkette hissedar olması veya birden fazla şirketin yönetim organında görev almasının şirketler arasında organik bağ olduğu sonucunu doğurmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, davalı tarafça tahakkuk ettirilen doğalgaz faturası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir. Dosya kapsamından, taraflar arasında 05.08.2021 tarihinde doğalgaz aboneli sözleşmesi imzalandığı, tesisat kontrol formuna göre sayaç endeks değerinin 615270 m3 olduğu, davacının dava konusu yere ilişkin olarak 15.08.20221 başlangıç tarihli kira sözleşmesi imzalanmış olduğu hususlarında ihtilaf yoktur.Mahkemece taraf delileri toplanarak dosya üzerinden bilirkişi incelemeleri yaptırılmıştır.Bilirkişi heyeti 02.04.2022 tarihli raporlarında özetle; … Anonim Şirketi ile … Limited Şirketi’nin arasında faaliyet konusu ve ortakları yönünden organik bağ olabileceğini mütalaa etmişlerdir.Bilirkişiler ek raporlarında ise; ” … 26.08.2021 tarihli … numaralı 346.853,00 TL bedelli faturanın 270.549,14 TL’lik kısmından davacı firma ile irtibatlı olduğu anlaşılan dava dışı … unvanlı firma, 76.303,86 TL’lik kısmından davacı firmanın sorumlu olduğunu…” belirtmişlerdir.Eldeki dosyadaki uyumazlık bu noktada davacı şirketin kendi kullanımından önceki dava dışı şirket kullanımından sorumlu olup olmadığı noktasındadır.Somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde; aralarında organik bağ bulunduğu ifade edilen şirketlerin ticari sicil kayıtlarının temini yoluna gidildiği, ticari sicil kayıtlarından; …’in Yönetim Kurulu Başkan Vekili olarak görev yapan … aynı zamanda davacı şirketin müdürü olduğu, … dava dışı şirkette 10.09.2021 tarihinde gerçekleşen Genel Kurul ile görevinin sona erdiği ve aynı kişinin 14.07.2021 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi ile davacı şirkete tek temsile yetkili müdür olarak atandığı, her iki şirket faaliyet adresinin aynı olduğu ve şirketlerin faaliyet konularının da birbiri ile aynı olduğu, tüm bunlara göre dava dışı şirket ile davacı şirket arasında rapordaki tespit gibi organik bağ bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacı ile dava dışı şirket arasında organik bağ bulunduğu tespit edilmiş, ve dava dışı şirketin kullanımından davacının da sorumlu olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirilmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine,Davacıdan alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL’nin istinaf eden davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesinleştiğinde istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 26/10/2023