Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3138 E. 2023/2078 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3138
KARAR NO: 2023/2078
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/10/2021
NUMARASI: 2019/368 E – 2021/726 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 04/07/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların müteveffa …’nın miras- çıları olduğunu, davalı şirket görevlilerince murisin erkek kardeşinin aranarak vefat edenin davalı şirkete 96.756,41 TL elektrik faturası borcu olduğunun bildirildiğini, ancak bu borcun davacılara verdiği borcun davacılara ait olmadığını, vefat edenin 2003 senesinde söz konusu adresteki işyerinde kiracı olarak çalışmaya başladığını ve 2006 yılı Şubat ayında İkitelli Sanayi Sitesi’ndeki iş yerinde gerçekleşen büyük yangında vefat ettiğini, sonrasında işlere bir süre vefat edenin eşi (davacı) …’ nın devam ettiğini, işler kötüye gidince 2008 yılı Şubat ayında, resmi olarak her türlü kapanış işlemini gerçekleştirerek işyerinden ayrıldığını, davacı …’nın elektrik aboneliğini de sonlandırmak istediğinde davalı tarafça ” elektrik sayacının kendilerine teslim edilmesi gerektiği”nin bildirildiğini, bu kadar yüksel miktar ihtiva eden ve ödenmeyen elektrik faturası sebebiyle elektrik enerjisinde bir kesintinin olmadığını, bu ihmalkarlığın ve kötü niyetin faturasının davacılara yükleti- lemeyeceğini beyanla, davacıların 96.756,41 TL itibariyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, yargılama vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacılar vekilinin ” murisin 2003 yılı ile 2006 yılları arasında davaya konu işyerini kullandığını vefat edenin eşi …’nın da 2008 yılına kadar aynı işyerini çalıştırmaya devam ettiğini, şirketin kapanışıyla ilgili her türlü işlemleri gerçekleştirdiklerini, elektrik aboneliğini bir kısım gerekçelerle sonlandıramadıklarını” beyan ettiğini, Müvekkili şirket ile muris … arasında imzalanan Alçak Gerilim Elektrik Şebekesinden Elektrik Satışına İlişkin Sözleşmenin “Genel Hükümler” başlığının 5. Maddesi gereği abonenin kurum tarafından verilen elektrik enerjisini yalnız kendi gereksinimlerini karşılamak üzere kullanacağını, hem sözleşme hem de Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 14. Mad- desinin b fıkrası gereği “müşteri kendi adına perakende satış sözleşmesi olmadan daha önceki müşteri adına düzenlenen ödeme bildirimlerini ödemek suretiyle elektrik enerjisi tüketmesi”nin usulsüz elek- trik enerji tüketimi olarak kabul edildiğini, abonelik sözleşmesinin tarafı olan …’nın ölü- mü üzerine, davacıların müvekkil kuruma başvuru yaparak, muris adına kayıtlı elektrik abonelik sözleşmesini sonlandırmaları gerekirken bu işlemi yerine getirmediklerini, 2006 yılı itibariyle usulsüz elektrik enerjisi kullanmaya devam ettiklerini, Davacılar vekili “müvekkilinin bu işyerinde iş yaptığı sürece 300,00 TL civarı elektrik faturası ödediğini tahakkukta görülen tutarların çok yüksek olduğunu” beyan etmiş ise de, davaya konu yerin alüminyum külçe imalatı yapan bir işyeri olduğunu, Müvekkili kurumun yüksek bedelli elektrik faturaları dolayısıyla elektriği kesmediği, ihmalkâr ve kötü niyetli davrandığı ileri sürülmüş ise de, müvekkili kurumun, müşterilerinin yüksek bedelli elektrik faturalarından dolayı elektriğini kesmeyeceğini,davacının bu talebinin mevzuata da aykırı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetli ya da ihmalkar davrandığından da söz edilemeyeceğini, Davacılar her ne kadar elektriği kullanmadıklarını iddia etse dahi Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereği aboneliğini iptal etmeden işyerini veya meskeni terk eden abone devralanla birlikte kaçak elektrik ve normal kullanımdan fiili kullanıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: Davanın KISMEN KABULÜNE, davacıların dava tarihi itibariyle davalıya 28.310,56 TL borçlu olmadıklarının tespitine, fazlaya ilişkin kısım açısından talebin reddine karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm davacılar ve davalı tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde: Dosya kapsamına göre, muris …’nın 04.04.2002 tarihinde … abone numarası ile 7Kw bağlantı gücü üzerinden ticaret tarifesinden ‘Elektrik Sözleşmesi’ imzaladığı, 2006 yılı Şubat ayında vefat ettiği, 2008 yılı Şubat ayı bu işyerini davacı eş …’nın işlettiği , 2008 yılı Şubatta işyerini kapatarak resmi her türlü kapanış işlemini gerçekleştirerek işyerini terk ettiğinin tespit edildiğini, davacılar buradan ayrıldıktan sonra 2009 yılı Haziran ayında tekrardan başkaları tarafından elektrik kullanımının başladığı , bunun davacılar tarafından kullanılmadığının da çok açık olduğunu, Muris ile davalı arasında yapılan ‘Elektrik Sözleşmesi”nde; ‘fatura , üzerinde belirtilen süre içerisinde abone bu fatura bedelini ödemediği takdirde … tarafından abonenin elektriği kesilir. elektrik kesiminden itibaren abone 30 gün içinde borçlarını ödeyerek ceryan açtırma işlemini yaptırmadığı takdirde abone hesabı tasfiye edilir ve bu sözleşme yürürlükten kalkar.’ hükmünün yer aldığını, buna göre 2009 yılı haziran ayındaki ödenmeyen bir fatura sonrasında borcun ödenmemesi durumunda bu sözleşme hükmünün uygulanması,davalı tarafından elektriğin kesilmesi, borç öde- nirse elektriğin açılması, ödenmezse işbu sözleşme feshi gerekirken sözleşmenin bu hükmünün uygu- lanmadığını, sözleşmenin feshi halinde diğer kullanımların da olmayacağını ve borç doğmayacağını, Ayrıca davacıların fiilen söz konusu elektrik enerjisini kullanmadıklarını beyanla kararın kaldırıl- masını talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacıların murisi … ile müvekkili arasında imzalanan abonelik sözleşmesinin murisin ölümünden sonra iptal edilmediğini, bu nedenle abonenin mirasçılarının bu abonelik kapsamında tahakkuk olunan normal ve kaçak tüketim bedelinden fiil kullanıcı ile birlikte müteselsilen sorumlu olduğu olduğunu, müvekkilinin çok yüksek bedelli elektrik faturaları nedeniyle elektriği kesme gibi bir yükümlülüğünün bulunmadığını, davacı tarafın aksi yöndeki talebinin mevzuata aykırı olduğunu, müvekkilinin ihmalinden veya kötü niyet tazminatından bahsedilemeyeceğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Dava, İİK 72. Maddesine dayalı menfi tespit talebine ilişkin olup davacılar murisleri …’nın elektrik aboneliği kapsamında tahakkuk olunan dava konusu alacak nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep etmektedir. Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında; Davacıların murisi … ile davalı arasında 01/03/2002 tarihinde … Ticaret A.Ş.’den İkitelli Sanayi Sitesi’ndeki işyeri için davalı … A.Ş. ile 04.04.2002 tarihinde … abone numarası ile 7 KW bağlantı gücü üzerinden ticaret tarifesinden “ Elektrik Sözleşmesi” imzaladığı ve 2006 yılı Şubat ayında vefat edinceye kadar işyerini çalıştırdığı, 2008 yılı Şubat ayına kadar da muris …’nın aboneliği üzerinden fatura bedellerini ödeyerek işyerini murisin eşi …’nın işlettiği, 2008 yılı Şubat ayında işyerini fiilen kapattığı ,ayrıca resmi kapanış işlemlerini de gerçekleştirerek işyerini terk ettiği, ancak davacıların muris … üzerine olan elektrik aboneliğini iptal ettirmediği, bu nedenle davalı şirket tarafından abone sıfatıyla davacı tarafa 2009-2012 yılları arasında borç tahakkuk edildiği anlaşılmaktadır. 1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun ve Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin ve dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre; abonelik iptal ettirilmedikçe, o abonelik üzerinden tüketilen normal ve kaçak tüketim bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur. Somut olayda, muris adına kayıtlı abonelik iptal edilmediğine göre; davacılar dava konusu elektrik enerjisini fiilen kendileri kullanmamış olsa bile abonenin mirasçısı sıfatıyla bu tesisattaki tüketim bedelinden sorumlu olacaktır. 2- Davacıların murisi … ile davalı şirket arasında 04/04/2002 tarihinde imzalanan elektrik sözleşmesinde: “Fatura,üzerinde belirtilen süre içerisinde abone bu fatura bedelini ödemediği takdirde … A.Ş. tarafından abonenin elektriği kesilir. Elektriğin kesiminden itibaren abone 30 gün içinde borçlarını ödeyerek ceryan açtırma işlemini yaptırmadığı takdirde abone hesabı tasfiye edilir ve bu sözleşme yürürlükten kalkar” hükmü yer almıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24. Maddesinde; “Müşterinin perakende satış sözleşmesi veya-ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması halinde, nihai tüke- ticilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine, en geç 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” hükmü yer almıştır. Buna göre , fatu- ranın yüksek bedelli olması elektriğin kesilmesi için hukuki dayanak teşkil etmese de, zamanında ödenmeyen elektrik borçları yüzünden müşterinin elektriğinin kesilmesi mevzuata uygundur. 3-Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin ve dairemizin emsal kararlarında belirtildiği üzere, uzun süre fatura ödenmemesine rağmen davalı şirketin elektriği kesmemesi müterafik kusur teşkil etmektedir. Bu durum da davacılar asıl alacaktan her durumda sorumlu olup sadece gecikme zam- mından indirim yapılacak, bu indirim de en fazla yasal faize kadar olacaktır. Bilirkişi kurulunca elektriğin kesilmesi gereken tarih belirlenmiş ve bu tarihe kadar indirimsiz ,bu tarihten sonra ise indirimli faiz uygulanarak hesaplama yapılmış ve sorumlu oldukları tutar toplam 68.445,85 TL olarak belirlenmiştir. Davalı tarafın dava konusu faturalar ile ilgili olarak MTS’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe giriştikleri ve 136.203,50 TL alacağın tahsilini talep ettiği, davacıların sorumlu olacağı miktarın 68.445,85 TL hesaplandığı gözetildiğinde, ( 136.203,50 TL- 68.445,85 TL = ) 67. 757,65 TL itibariyle borçlu olmadıkları anlaşılmakla 67. 757,65 TL üzerinden mengi tespit hükmü kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile 28.310,56 TL itibariyle menfi tespite karar verilmesi isabetsiz olmuştur.Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gere- ğince reddine, davacıların istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-2 md gereğince kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararınını kaldırılarak yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davalının istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, B-Davacıların istinaf talebinin kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince karar kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-Davanın Kısmen Kabulü ile, davacıların dava tarihi olan 22/08/2016 tarihi itibariyle davalıya 67.757,65-TL tutarında borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alınması gerekli 4.628,52-TL harçtan peşin alınan 1.653,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.975,52-TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına, 3-Harç davanın kabul edilen kısmına göre hesaplanıp tahsil edilmesi gerektiğinden davacı tarafça yapılan 1.653,00-TL harç masrafının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,4-Davacı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 10.841,22-TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,5-Red olunan kısım yönünden davalı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin dav acı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,6-Davacı tarafça yapılan 1.764,50-TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oran- ları dikkate alınarak takdiren 1.235,66-TL yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar veril- mesine yer olmadığına, 8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; Peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf eden davacıya isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine,Davalıdan alınması gerekli 1.933,89-TL harçtan peşin alınan 411,47-TL Harcın mahsubu ile bakiye 1.522,42-TL harcın davalı taraftan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,Davacı tarafça yapılan 111,00-TL istinaf yargılama giderinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edenlere ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 04/07/2023