Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/311 E. 2022/3052 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/311
KARAR NO: 2022/3052
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2021
NUMARASI: 2020/993 E – 2021/1075 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 28/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin dava dışı lisanslı tedarik şirketi olan … AŞ’nin sözleşmeli abonesi olarak İstanbul ili, Başakşehir ilçesindeki … tesisat numaralı ticari vasıflı kullanım yerinde elektrik enerjisi kullanmakta olduğunu, davalı şirket tarafından anılan kaçak elektrik kullanımı tespit tutanağına dayanılarak düzenlenen 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 42.433,52 TL bedelli kaçak elektrik tahakkuk faturası ve 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 74.520,41 TL bedelli kaçak elektrik ek tahakkuk faturası ile davacı müvekkili şirket adına toplamda 116.953,93 TL kaçak elektrik tüketim borcu tahakkuk ettirildiğini, davaya konu 42.433,52 TL bedelli faturanın 40.225,66 TL’lik kısmının, 74.520,41 TL bedelli faturanın ise tamamının haksız ve hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilmiş olduğunu beyanla davacının … tesisat numaralı kullanım yerinde kullanmakta olduğu elektrik enerjisinin davalı şirketin, davacı müvekkili şirket adına düzenlediği davaya konu 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 42.433,52 TL bedelli, 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 74.520,41 TL bedelli fatura borçlarından dolayı kesilmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı tesis edilmesine, davacı müvekkili şirketin davaya konu 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 42.433,52 TL bedelli faturanın 40.225,66 TL’lik kısmından, davaya konu 23.12.2020 tarihli, … no’lu ve 74.520,41 TL bedelli faturanın ise tamamından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; kaçak elektrik kullanım tahakkukunun hesaplanmasında kanun ve yönetmeliğe uygun davranıldığını, davacı tarafın kaçak elektrik kullandığının tespit edilmesi üzerine davacı hakkında mevzuata uygun biçimde gerekli işlemlerin yapıldığını, davacı tarafın elektriğin kesileceği baskısı altında ödeme yaptığı iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, davacının ödemelerini ihtirazi kayıt öne sürmeden yaptığını, bu nedenle bu bedelin geri istenemeyeceğini beyanla , davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Açılan Davanın Kısmen Kabulü ile , Davacının 23/12/2020 tarihli, … numaralı, 42.433,52 TL bedelli fatura ile ilgili taleple bağlı kalınarak 40.225,66 TL yönünden Borçlu Olmadığının Tespitine,Davacının 23/12/2020 tarihli, … numaralı, 74.520,41 TL bedelli fatura ile ilgili borçlu olmadığının tespitine yönelik talebinin reddine, karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; alınan bilirkişi raporu, davaya konu 74.520,41-TL’lık kaçak ek tahakkuk faturası yönünden, EPTHY hükümlerine aykırı görüş ve hesaplama içerdiği gibi, “uzman görüşü” ile arasında müvekkil aleyhine ciddi çelişki içerdiğinden, bunun giderilmesi için yeni bir bilirkişi marifetiyle rapor tanzim ettirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki itirazlarının reddi ile ek tahakkuk faturası yönünden itibar edilemez nitelikli bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen reddine karar verilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu, EPTHY. 45/1-ç madde hükmüne göre; ek tüketim tahakkuku yapılabilmesi için, kaçak elektrik kullanımı başlangıç tarihinin doğru bulgu ve belgelere dayalı olarak tespit edilmesi gerekirken, somut olayda, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, akım trafolarının değiştirilerek elektrik enerjisi kullanımına başlandığı tarih, başka bir söylemle kaçak elektrik enerjisi kullanımı başlangıç tarihi belirsiz olup, kaçak elektrik kullanımı başlangıç tarihi doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmediğinden ek tüketim tahakkuku yapılabilmesinin olanaksız olduğu, nitekim, sundukları uzman görüşü raporunda da, davaya konu 74.520,41-TL bedelli ek tahakkuk faturasının, Yönetmelik gereği herhangi bir belge ve bulguya dayanmadığından iptal edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş olup, davaya konu 74.520,41-TL bedelli ek tahakkuk faturasının haksız ve hukuka aykırı olarak düzenlendiği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. 2- Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; yargılamada alınan bilirkişi raporunda kaçak hesabının en son okuma tarihi olan 27.11.2020 ila 30.11.2020 tarihi arasındaki 3 gün için kaçak tüketim hesabı yapılabileceği ifade edilmişse de; söz konusu raporun kendi içerisinde çeliştiği, zira raporda davacı şirketin geriye dönük tüketimlerinin incelendiği ve davacı şirketin tüketimlerinin 2018 yılı sonlarına doğru bariz bir şekilde düşmekte olduğunun tespit edildiği, davacının yapmış olduğu kaçak kullanımın 2018 yılından itibaren süre gelmesine rağmen Bilirkişi tarafından kaçak tahakkuku için son okuma tarihi ile tutanak tarihi arasındaki 3 gün gibi davacının kaçak kullanım süresinin çok küçük bir kısmını teşkil eden bir süre ile hesap yapılmış olmasının elektrik piyasası mevzuatına, usule ve yasaya aykırı olduğu, rapora karşı sundukları itirazları irdelenmemiş ve bu haliyle karar verilmiş olduğu, oluşturulacak yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınması talebin Mahkemece karşılanmamış olup; eksik inceleme ile karar verilmiş olduğu, tutanak mahalinde kaçak kullanımın 3 günlük olmadığı, dosya kapsamına sunulan tüketim grafiğinden de anlaşılacağı üzere müvekkili Kurumun kaybı 12 ayın üzerinde olduğu halde, Kurum kaybının mevzuat hükümlerine göre azami 12 ay olarak hesaplanmış olduğu, müvekkili Kurum tarafından tanzim edilmiş olan kaçak elektrik tespit zabıtları emsal Yargıtay kararları gereği aksi ispat edilinceye kadar geçerli belgelerden olduğu, müvekkili şirket tarafından ilgili mevzuat gereğince davacı tarafın kaçak elektrik kullandığı tespit edilmiş ve davacı hakkında mevzuata uygun biçimde gerekli işlemler yapılarak, kullanılan kaçak elektriğin bedeli mevzuat gereği hesaplanarak tahakkuk ettirilmiş olduğu, bu sebeplerle kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, menfi tesbit talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacının kullanımında olan … numaralı tüketim noktasında 30.11.2020 tarihinde davalı şirket elemanlarınca yapılan kontrolde sistemde 100/5 (X20) oranlı akım trafoları kayıtlı olmasına rağmen mahallinde 200/5 (X40) oranlı akım trafolarının bulunduğu ve bu şekilde eksik ölçüme sebebiyet verilerek kaçak elektrik kullanıldığı tespitine istinaden 30.11.2020 tarihli … seri numaralı tutanak tanzim edilmiş olup; 30.11.2020-01.09.2020 tarih aralığındaki sayaçta kayıtlı olan endeks farkına eksik çarpan oranı (X20) uygulanarak (60199-58757)X20=28840 kWh tüketim için 42.433,52-TL tutarında kaçak tahakkuku ve 01.09.2020-06.12.2019 tarih aralığındaki sayaçta kayıtlı olan endeks farkına eksik çarpan oranı (X20) uygulanarak (58757-54812)X20=78900 kWh tüketim için 74.520,41-TL tutarında kaçak ek tahakkuku yapıldığı, söz konusu tahakkukların sayaç endeks değerine ve eksik çarpan oranı üzerinden yapılmış olduğu ve faturalandırıldığı anlaşılmaktadır. Davacı iş bu tahakkuklara dayalı faturalar ve borçtan dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tesbit davası açmıştır. Mahkemece yargılamada alınan bilirkişi raporunda özetle;Davalı kurum yetkililerince düzenlenen kaçak elektrik tespit tutanak içeriğinde panoda mühür bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durum sayacın kayıt yapmasını sağlayan akım trafolarına müdahale edilebilir bir durum yaratmaktadır. Davalı kurumca ceza enerji bedeli yansıtılmış olan 28840 kwh lik tüketime tekabül eden 42.433,52 TL. tutarındaki fatura için 01.09.2020 – 30.11.2020 tarihler arasındaki süre alınmıştır. Oysa ki EPTHY’nin 42. Maddesine göre ; kaçak tahakkuk kullanım süresi için “son endeks okuma ile tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme işlemleri gibi, sayaç mahallinde dağıtım şirketince gerçekleştirilmiş olan en son işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir ve bu süre 90 günü geçemez.” hükmünün yer aldığı, yani kaçak tahakkukuna esas kullanım süresi 27.11.2020 (tutanak öncesi en son okuma tarihi) – 30.11.2020 (tutanak tarihi) arasındaki 3 günlük süre dikkate alınmalıdır. Buna göre; davacı şirketin 42.433,52 TL faturanın 1.118,22 TL’sinden sorumlu tutulabileceğini, davalı tarafça tahakkuk ettirilen 23/12/2020 tarihli 74.520,41 TL bedelli fatura bakımından ise davacı şirketin akım trafolarını değiştirmiş olduğu tarihin belirlenmesi gerektiği, mevzuata göre ise bu sürenin 12 ay ile sınırlandırıldığı, yani davalının, davacıyı tutanak tarihinden 12 ay öncesine tekabül eden tarihe kadar sorumlu tutabileceği, buna göre davacı şirketin geriye dönük tüketiminin 2018 yılı sonlarına doğru bariz bir şekilde düşmekte olduğu, tüketimdeki düşüşün akım trafosuna müdahale ile uyumlu olduğu, bu nedenle davalının, davacıyı 06/12/2019 tarihinden itibaren 27/11/2020 tarihine kadar olan dönemde değiştirilmiş akım trafo oran farkından sorumlu tutabileceği, davalının talebinin ise 06/12/2019-01/09/2020 tarihleri arasındaki süreye ilişkin olduğu, davalı tarafça tahakkuk ettirilen 23/12/2020 tarihli 74.520,41 TL bedelli fatura bakımından davalının, davacıyı sorumlu tutabileceği görüş ve kanaati beyan edilmiştir. Sözkonusu bilirkişi raporundaki,kaçak kullanım ve süresi ile ek tahakkuk ve süre ve miktarları yönünden mevzuata uygun olduğu, bilirkişi raporunun tekniğine uygun ve denetime elverişli olması sebebiyle Mahkememece hükme esas alınmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu sebeplerle tarafların bu yönlere ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Diğer yandan; davacı tarafça dosyaya HMK 293. Md. hükümlerine uygun olarak uzman görüşü sunulmuş ve bu görüşün de usul kanunua göre dikkate alınması, bu görüş ile yargılamada alınan bilirkişi raporu arasında çelişki bulunduğu ve giderilmesi gerektiği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.Ancak HMK 293. maddeye göre tarafların uzman görüşü sunma imkanı mevcut ise de ,uyuşmazlığın niteliğine göre elektrik mühendisi bilirkişi görüşü dikkate alınabileceğinden,davacı tarafça sunulan mütalaayı hazırlayanın uzmanlık alanının açıklanmadığı ve belgelendirilmediği ,bu sebeple sözkonusu görüşün dikkate alınmaması ve bu sebeple alınan rapor ile çelişki bulunduğu kabul edilemeyeceğinden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmamasında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Böylece, mahkemece verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, tarafların istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının ve davalının istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı reddine, Davacıdan alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davalıdan alınması gereken 2.747,81 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 686,96 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.060,85 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf aşamasında yapılan istinaf giderinin istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 28/11/2022