Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3086 E. 2023/2961 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3086
KARAR NO: 2023/2961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/06/2022
NUMARASI: 2021/54 E – 2022/504 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle,dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 26.06.2019 sözleşme tarihli ve 01.08.2019 tedarik başlangıç tarihli 12 aylık elektrik tedarik sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmenin geçerli olduğu dönem içerisinde, herhangi bir yazılı bir bildirim olmadan 05.09.2020 tarihinde tahliye olduğunu, bu şekilde müvekkili ile olan tedarik sözleşmesini feshetmiş olduğunu, ancak taraflarca belirlenen usulde tahliye işlemi gerçekleştirilmediğini ve davalı abonenin bu eylemi ile sözleşmenin 7.1. Maddesini ihlal ettiğini, anılan maddenin “Sözleşme sözleşmede anılan hallerin dışında ve sözleşme süresi içerisinde abone tarafından feshedilemez. Sözleşme imzalanmasının ardından Tedarikçi tarafından herhangi bir dönem faturasının çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın, abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan, herhangi bir tarihte fesih edilmesi, yazılı bir bildirim olmaksızın tahliye edilmesi veya başka bir tedarikçi tarafından talep edilmesi halinde (bu talep sözleşme kapsamında süresinden önce fesih anlamı taşıyacaktır.) abone her bir sayaç için ayrı ayrı hesaplanmak üzere son on iki dönem faturalarının en yüksek faturasının 2 katı kadar cezai şartı Tedarikçiye ödemeyi kabul eder.” şeklinde olduğunu ve seri … Numaralı 03.11.2020 son ödeme tarihli 38.614,20 TL bedelli sözleşme ceza tutarına ilişkin faturanın, sözleşme madde 7.1’e göre son on iki dönem faturalarının en yükseği olan 13.07.2020 vade tarihli, 19.307,10 TL bedelli faturanın 2 katı alınmak suretiyle tahakkuk edildiğini, faturanın davalı tarafından ödenmemiş olaması üzerine İstanbul Merkezi Takip Sistemi … sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu beyanla davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın iptalini, alacağın likit olmasından dolayı %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşme özgürlüğünün genel işlem şartlarına aykırı olarak düzenlenen tip sözleşme ile ortadan kaldırıldığını, davacının tüm sözleşmeye hakim konumunu kullanarak nihai tüketici olan davalıyı sözleşmeye mecbur bırakarak diğer tarafın hukukunu ortadan kaldırmış olduğunu, davacının bariz bir şekilde tek taraflı hakim gücünü kötüye kullanarak belirlediği sözleşme şartları ile davalının irade ve bağımsızlığını ortadan kaldırdığını, davacının, davalının tüm menfaatlerini ve bağımsızlığını kendi lehine sözleşme serbestisi kavramıyla şekillendirdiğini, davacı ile elektrik tedarik sözleşmesinin 1 yıllık olarak imzalandığını, sözleşmenin başlangıç tarihinin 01.08.2019 bitiş tarihinin 01.08.2020 olarak belirlendiğini, davalının 1 yıl boyunca tüm edimlerini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, 2020 yılının başlarında tüm dünyada başlayan pandemi sürecinde müvekkili şirketin de olumsuz etkilendiğini ve işyerini zorunlu nedenlerden dolayı Yenibosna/İstanbul adresinden Esenyurt/İstanbul adresine taşımak zorunda kaldığını, davalı şirket yetkilisinin davacı şirkete ait müşteri hizmetleri numaralarını arayarak işyerini zorunlu nedenlerden dolayı taşıyacağını ve yeni dönemde sözleşme yenilemeyeceğini belirttiğini ve 1 yıllık sözleşme süresince tüm edimlerini yerine getirdiğini, ortada yenilenmiş bir sözleşme olmadığını ve davacının yeni işyerinde yeni sözleşme yapma teklifinde bile bulunmadığını ve bu yöndeki talepleri de kabul etmediğini, talep edilen cezai şartın ve faiz oranın hukuka aykırı olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesi ve sözleşme uygulama ve taahhüt protokolü ile davacı tarafından 01/08/2019 tarihinden başlamak suretiyle 12 ay süreli olarak elektrik tedarik edilmesine ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 7.1. Maddesi ile taraflardan birinin sözleşme süresinin dolmasından en az üç ay önceden yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme süresinin birer yıllık dönemler halinde kendiliğinden uzamaya devam edeceğinin düzenlendiği görülmüştür. Sözleşmenin 7.1. Maddesi ile abonenin sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte sözleşmenin feshedilmesi, yazılı bildirim olmaksızın tahliye edilmesi hallerinde son oniki dönem faturalarının en yüksek faturasının 2 katı kadar cezai şartı ödemeyi kabul edeceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından davalı tarafça 2020 yılı Haziran – Temmuz aylarında telefon ile yapılan görüşmede elektrik aboneliğinin sözleşme süresinin sona ermesi ile sonlandırılacağı ve sözleşmenin yenilenmeyeceğinin davacı yana bildirildiği ve davacı tarafça da kabul edildiği ileri sürülmüş ise de davacı fesih ihbar bildirimi yaptığını ispatlayamadığı gibi sözleşmenin 7.1. Maddesinde ön görülen yazılı ihbar şekline de uyulmadığından sözleşme süresinin 01/08/2020 – 01/08/2021 dönemi için 1 yıl süreli olarak uzadığı tespit edilmiştir. Davalının elektrik kullanım alanının sözleşmenin devamı süresinde 01/09/2020 tarihinde tahliye ederek sözleşmeyi sonlandırması nedeniyle son oniki dönem faturalarından en yüksek fatura bedeli olan 19.307,10 TL’nin iki katı tutarındaki cezai şart bedelinden sorumlu olduğu değerlendirilmiştir. Sözleşmenin 4.7. Maddesi ile tedarikçinin hizmet, faturalama ve bildirim amaçlı olarak yapmış olduğu noter masraflarını faturalama hakkına sahip olduğu düzenlenmiştir. Bu madde kapsamında davalının ihtarname bedeli olan 434,07 TL den sorumlu olduğu değerlendirilmiştir. Sözleşmenin 4.2. Maddesi ile tedarikçinin vadesinde ödenmeyen fatura tutarına aylık %5 gecikme zammı uygulayacağı düzenlenmiş olduğundan 38.614,20 TL bedelli faturaya son ödeme tarihi olan 03/11/2020 tarihinden takip tarihi olan 25/11/2020 tarihine kadar geçen 22 günlük gecikme süresi için aylık %5 faiz oranı uygulanarak 1.415,85 TL takip öncesi işlemiş faiz; 434,07 TL bedelli faturaya son ödeme tarihi olan 12/11/2020 tarihinden takip tarihi olan 25/11/2020 tarihine kadar geçen 13 günlük gecikme süresi için aylık %5 faiz oranı uygulanarak 9,40 TL takip öncesi işlemiş faiz hesaplanmış olup davanın kısmen kabulü ile davalının Merkezi Takip Sistemi ( İstanbul ) … Esas nolu icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 38.614,20 TL fatura bedeli, 434,07 TL fatura bedeli ve 1.425,25 TL (1.415,85 + 9,40) işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.473,52 TL üzerinden devamına karar verilmiştir. Davacı tarafça ayrıca fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin 4.2. Maddesi kapsamında faturaların %12 si oranındaki icra cezai şart bedeli olan 4.685,79 TL talep edilmiş ise de ceza bedeline ilişkin olan faturanın ödenmemesi nedeniyle ceza bedeline yeniden ceza uygulanması yerinde görülmediğinden bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Alacak fatura ve sözleşmeye dayalı ve likit olduğundan asıl alacağın %20 si olan 7.809,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir” gerekçeleriyle Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının Merkezi Takip Sistemi ( İstanbul ) … Esas nolu icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 38.614,20 TL fatura bedeli, 434,07 TL fatura bedeli ve 1.425,25 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 40.473,52 TL üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %60 oranında faiz hesaplanmasına, Asıl alacağın %20 si olan 7.809,65 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; sözleşmenin feshi için davacı tarafla yapılan telefon görüşmesinin kararlaştırılan şekle uygun olmasa da davacı tarafından rıza ve onay verildiğini, pandemi koşulları ve davalının işyerini taşıması nedeniyle telefon ile irtibat kurulmuş olduğunu, davacının iyi niyetli olmadığını, bir yıllık bir sözleşmede feshin 3 ay önceden yazılı ve ıslak imzalı olarak bildirilmediği takdirde, sözleşmenin birer yıl olarak (sadece süre için) uzayacağını, ancak bu sözleşmenin %1 indirimle uzayacağı sözleşmeye derç edildiğini, esas sözleşmede %6 İndirim uygulanmışken uzayan sözleşme aynı şartlar ile uzamadığı gibi kararlaştırılan cezai şartlar ile uzayacağı da ifade edilmediğini, sözleşmenin sadece %1 indirim şartı ile uzamış olduğunu, sözleşmenin cezai şart ve taahhütleri ile uzayacağının kararlaştırılmadığını, sözleşmede kararlaştırılan ‘vadesinde ödenmeyen fatura tutarına aylık %5 Gecikme Zammı Uygulanacağı hükmünün ödenmeyen elektrik tedarik faturaları için kararlaştırıldığını, cezai şart faturalarına uygulanacağının düzenlenmediğini, sözleşmede öngörülen cezai şartlar ve faiz fahiş olarak takdir edildiğini, mevcut şartlar için de takdir edilen cezai şartlar kanuna ve ticari ahlaka aykırı olup, sağlanan yarar ile elde edilen menfaat dengeleri arasında fahiş bir şekilde gabin oluşturduğunu, sözleşme genel işlem şartlarına aykırı olarak hazırlandığını, davacının bariz bir şekilde tek taraflı hakim gücünü kötüye ve genel işlem şartlarına aykırı bir şekilde kullanarak belirlediği sözleşme şartları ile davalının irade ve bağımsızlığını ortadan kaldırdığını, icra inkar tazminatı haksız olarak verildiğini, alacağın kaynağına yönelik itirazlarının hesaplamayı ve yargılamayı gerektirdiğini, mahkeme kararında Davacının talebinin fatura tüketim bedeline ilişkin olmadığını, faturaların “ceza bedeline” ilişkin olduğunu ve ceza bedeline ceza olmayacağından icra ceza şartı kısmını iptal ettiğini, bu durumda diğer itirazları yanında alacağın açık ve net likit olmadığı ve hesaplama ve itirazın gerekli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Dava, sözleşme gereği tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İstinafa gelen uyuşmazlık, davacı ve davalı tarafça sözleşmenin ihlal edilip edilmediği, ödenmeyen fatura borçları, tacir olan taraflar arasında imzalanan elektrik enerjisi satış sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şart ve icra ceza koşulunun talep edilme şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin 01/08/2019 tarihinden başlamak suretiyle 12 ay süreli olarak elektrik tedarik edilmesine ilişkin sözleşme imzalandığı, sözleşmenin 7.1. Maddesi ile taraflardan birinin sözleşme süresinin dolmasından en az üç ay önceden yazılı olarak bildirmediği takdirde sözleşme süresinin birer yıllık dönemler halinde kendiliğinden uzamaya devam edeceğinin düzenlendiği, sözleşmenin 7.1. Maddesi ile abonenin sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte sözleşmenin feshedilmesi, yazılı bildirim olmaksızın tahliye edilmesi hallerinde son oniki dönem faturalarının en yüksek faturasının 2 katı kadar cezai şartı ödemeyi kabul edeceği düzenlenmiştir. Mahkemece deliller toplanarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporunda; ” Enerji Satış Sözleşmesi gereği davalının davacı firmadan 12 ay süre ile enerji alması gerektiği sözleşmede belirtilmiştir. Bunun yanı sıra yine sözleşmenin 6.6 nolu maddesi gereği davalının sözleşmeyi feshetmeye niyeti olduğu takdirde, sözleşme hitamından 2 ay önceden, davacı firmaya durumu yazılı olarak bildirmesi gerektiği de belirtilmektedir. Bu bildirimin yapılmış olduğuna dair herhangi bir belge davalı firma tarafından dosya içeriğine intikal ettirilmemiştir. O halde davacı … şirketinin de sözleşmenin otomatik olarak uzayacağı yönünde bir beklentisinin oluştuğu değerlendirilmektedir. Ancak sözleşmenin davalı … şirketi tarafından feshedilmiş olduğu dosya kapsamındaki gerek faturalardan ve gerekse dava dilekçesinden anlaşıldığı üzere, davalının sözleşmede belirtilen hükümlere uymadan sözleşmeyi feshettiği açıklık kazanmaktadır. Abone davalının aboneliğinin sürdüğü dönemler içinde en yüksek bedelli faturanın 2 misli cezai bedel ödeyeceği sözleşmenin 7.1 nolu maddesinde belirtilmiş ve taraflarca kabul edilmiştir. Abonelik süresi içinde en yüksek fatura bedeli 19.307,10 TL dir. Haliyle, Ceza Bedeli : 19.307,10 TL x 2 = 38.614,20 TL olarak hesaplanmaktadır. Sözleşmenin 4.7 nolu maddesine göre Noter vasıtasıyla çekilen ihtarname için ödenmiş olan 434,08 TL nin de sözleşme gereği hesaba katılması gerekmektedir. Bu durumda davalının ödemesi gereken toplam bedel: 38.614,20 TL +434,08 TL = 39.048,28 TL olmaktadır. Dosya kapsamında bulunan belgelerde davacı şirketin davalıdan ne kadar güvence bedeli aldığı tespit edilememiştir. Ancak bu bedel taraflar tarafından bilinmekte olduğundan, davalı … Tic. Ltd. Şti nin ödemesi gereken borç tutarının 39.048,28 TL – Güvence Bedeli ” olarak hesaplandığını sözleşmenin 4.2 nolu maddesine göre icra takibine sebebiyet verilmesinden dolayı % 12 icra ceza bedeli ödenmesi gerektiği, 38.614,20 TL bedelli faturaya faturanın son ödeme tarihi olan 03/11/2020 tarihinden takip tarihi olan 25/11/2020 tarihine kadar %1,1748 zam oranı üzerinden yapılan 22 günlük gecikme faizi bedelinin 453,64 TL olacağı, 434,07 TL bedelli faturaya faturanın son ödeme tarihi olan 12/11/2020 tarihinden takip tarihi olan 25/11/2020 tarihine kadar %0,6942 zam oranı üzerinden yapılan 13 günlük gecikme faizi bedelinin 3,01 TL olacağı, bu durumda toplam ödenmesi gereken tutarın 38.614,20 TL + 453,64 TL zam tutarı + 434,07 TL + 3.01 TL zam tutarı olmak üzere toplam 39.504,92 TL olduğu, sözleşmenin 4.2. Maddesine göre icra takibine sebebiyet verilmesinden dolayı %12 icra ceza bedeli ödenmesi gerektiği, 39.048,27 TL X 0,12= 4.685,79 TL olduğu, bu değerin son ödeme tarihi olan 12/11/2020 tarihinden takip tarihi olan 25/11/2020 tarihine kadar hesaplanan gecikme bedelinin 55,05 TL olduğu toplamda ödenmesi gereken tutarın 44.245,76 olduğunu” mütalaa etmiştir. Cezai şart ve icra ceza koşunu yönünden yapılan incelemede; Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 179 ila 182 nci maddelerinde düzenlenen ceza koşulu, borçlunun, asıl borcunu ilerde hiç veya gereği gibi ifa etmediği takdirde alacaklıya karşı ifa etmeyi önceden taahhüt ettiği edime denir. Bu nedenle ceza koşulu, asıl borca bağlı olarak ve ancak bu borcun ihlâli ile doğabilecek olan fer’î bir edimdir. Borçlu ceza koşulu ödemeyi taahhüt etmişse, artık alacaklı herhangi bir zarara uğradığını iddia etmek veya zararının miktarını ispat etmek zorunda kalmadan, tazminat elde etme imkânını bulacaktır. Ceza koşulunun kararlaştırılabilmesi için asıl borcun mahiyeti önemli değildir; bir verme borcu kadar, yapma veya yapmama borçlarında da cezai şart kararlaştırılabilir. Sözleşmede kararlaştırılmamış olsa dahi temerrüt hâlinde TBK’nın 125 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünce alacaklı gecikme tazminatı talep edebilir ise de, ceza koşulunun istenebilmesi için sözleşmede bununla ilgili açık hüküm bulunması şarttır. Ceza koşulunun esas itibariyle iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan biri, borçluyu ifaya zorlamak ve böylece asıl borcun ifasını teminat altına almak; diğeri ise, borcun ihlali hâlinde borçlu tarafından ödenecek tazminatı önceden ve götürü olarak belirlemektir. Bu iki temel amacı dışında, ceza koşulunun diğer bir amacı da, ifayı engelleyen ceza koşulunda (dönme/fesih cezasında), borçlunun ceza koşulu ödemek suretiyle sözleşmeden kolayca dönmesini sağlamaktır. Davada uygulanması gereken TBK’nın 179 uncu maddesi; “Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir. Ceza, borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkça feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Borçlunun, kararlaştırılan cezayı ifa ederek sözleşmeyi, dönme veya fesih suretiyle sona erdirmeye yetkili olduğunu ispat etme hakkı saklıdır.” hükmünü içermektedir.Maddenin birinci fıkrasında seçimlik ceza koşulu düzenlenmiştir. Buna göre sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi hâlinde ödenmek üzere ceza koşulu kararlaştırılmış ve aksi de sözleşmede öngörülmemiş ise, alacaklı ya sözleşmenin ifasını ya da cezai şartın ödenmesini isteyebilir. Seçimlik cezai şartta alacaklı seçimlik bir yetkiye sahiptir. Buna göre o şartın gerçekleşmesi yani borçlunun asıl edimi hiç veya gereği gibi ifa etmemesi durumunda ya asıl edimin ifasını ister ya da bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini talep eder. Seçimlik ceza koşulunda, aksi sözleşmede öngörülmemiş ise, alacaklı hem asıl edimin ifasını hem de ceza koşulunun ödenmesini isteyemeyecektir.İkinci fıkrada düzenlenen ifaya ekli ceza koşulunda ise alacaklı, açıkça vazgeçmiş veya ifayı kayıtsız şartsız kabul etmiş olmadıkça, hem sözleşmenin ifasını hem de kararlaştırılan cezanın ödenmesini talep edebilir. Dönme (fesih) cezası olarak da adlandırılan ifayı engelleyen ceza koşulu ise maddenin üçüncü fıkrasında hükme bağlanmıştır. Burada borçlunun ceza koşulunu ödemek suretiyle tek taraflı olarak sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunu ispat etme hakkı saklı tutulmuştur. Ceza koşuluna ilişkin hükümler emredici nitelikte değildir. Taraflar bunların aksini kararlaştırabilirler. Borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi dışında kalan diğer borca aykırılık hâlleri için ifaya eklenen ceza koşulu kararlaştırabilecekleri gibi; bu iki ihlâl durumu için seçimlik ceza koşulu da kararlaştırabilirler. Ayrıca tarafların, ceza koşulu anlaşmasında, seçimlik ceza koşulu ile ifaya ekli ceza koşuluna birlikte yer vermeleri de mümkündür. İstisnası cezanın indirilmesiyle ilgili TBK’nın 182 nci maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin birinci bendinde ceza miktarını tarafların serbestçe belirleyebilecekleri belirtildikten sonra, üçüncü bendinde: “Hâkim, aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.” denilmek suretiyle, bu ceza miktarının hâkim kararı ile azaltılabileceği öngörülmüştür. Bu aşamada, taraflar arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin ceza koşulu içerdiği belirtilen hükümlerinin incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Sözleşmenin “Ödeme, Garanti ve Faturalama” başlıklı 4.2. maddesi; “Tedarikçi vadesinde ödenmeyen fatura tutarına aylık %5 (yüzde beş) gecikme zammı uygulayacak ve ilave olarak her geç ödenen fatura için 5 (beş) TL sabit bedel ödeyerek faturalayacaktır.(…) Abonenin sözleşme hükümleri veya borçtan dolayı icra takibine sebebiyet vermesi halinde, icralık her faturanın %12(yüzde oniki)’si kadar ceza bedeli ve işbu maddede belirlenmiş olan gecikme zammı oranında sözleşmesel faiz talep edilecektir.”; “Sözleşmenin Sona Ermesi” başlıklı 7.1. maddesi; “Sözleşme, sözleşmede anılan hallerin dışında ve sözleşme süresi içerisinde abone tarafından feshedilemez. Sözleşme imzalanmasının ardından tedarikçi tarafından herhangi bir dönem faturası çıkıp çıkmadığına bakılmaksızın, abone tarafından sözleşme süresi içerisindeki sözleşmedeki fesih koşulları dikkate alınmadan herhangi bir tarihte fesih edilmesi, yazılı bildirim olmaksızın tahliye edilmesi veya başka bir Tedarikçi tarafından talep edilmesi halinde, (…) abone her bir sayaç ayrı ayrı hesaplanmak üzere son on iki dönem faturalarının en yüksek faturasının iki katı kadar cezai şartı tedarikçiye ödemeyi kabul eder.” 7.2. maddesi; “Abonenin, sözleşmenin her hangi bir hükmünü ihlal etmesi (…) halinde, sözleşmeyi sözleşmeden doğan her türlü sair hakları saklı kalmak üzere fatura alacakları ile birlikte sözleşme m. 7.1 de anılan ceza şartı (…) bütün bu borçlara ait gecikme zammını m. 4.2 deki belirtilen oranda uygulama hakkı vardır.” hükmünü içermektedir. Açıklanan bu sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde; sözleşmenin 4.2. maddesinde düzenlenen hükmün ifaya ekli ceza koşulu, 7.1. maddesinde düzenlenen hükmün ifayı engelleyen ceza koşulu, 7.2 maddesinde düzenlenen hükmün seçimlik ceza koşulu mahiyetinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır. Hal böyle olunca mahkemece tacir olan tarafların serbest iradeleri ile meydana getirdikleri sözleşmede yer vermiş oldukları ceza koşullarına ilişkin düzenlemelere aynen uymak zorunda oldukları, davalı tarafça sözleşmede kararlaştırılan şekilde fesih bildiriminin yapılmadığının davalının da kabulünde olduğu, bu bağlamda sözleşmede kararlaştırılan ceza koşulundan kaynaklanan alacağı ve cezai şart için takip başlattığı dikkate alınarak, bu alacak kalemlerinin sözleşmeye göre istenebilir olduğu anlaşılmakla yazılı gerekçelerle karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 2.764,75 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 660,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.104,75 TL’nin istinaf eden davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12/10/2023