Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/306 E. 2022/474 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/306
KARAR NO: 2022/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2018/21 E – 2018/1048 K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak,ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle, dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, yurt içinde elektrik, doğalgaz ve madencilik alanında hizmet verdiğini, davalının talebi üzerine şirketine elektrik dağıtım hizmeti verildiğini, verilen bu elektrik hizmeti neticesinde müvekkili şirketin, davalıdan ödenmemiş faturalar karşılığı 6.849,76 TL alacaklı bulunduğunu, alacağın tahsili için yazılı ve sözlü olarak müracaatta bulunulmasına rağmen davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile takip başlatıldığını ve başlatılan bu takibe davalı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini beyan ederek, davalının yapmış olduğu itirazların iptaline, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini; talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddilarının gerçek ile bağlantısı bulunmadığını, açılan bu davanın haksız ve kötüniyetli olduğunu, davaya bakmada tüketici hakem heyeti ve tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, takibin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nden başlatılması nedeniyle ve yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin dosyada mevcut sözleşmede bulunan yazı ve imza örneklerinin kendisine ait olmadığını fark ettiğini beyan ederek davanın reddine ve davalı aleyhine %20′ kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından; “Davacının İstanbul … İcra Dairesinden başlatmış olduğu takibe davalının süresinde itirazı ile takibin İİK nın 66 ve devamı maddeleri gereğince takibin durduğu İİK nın 67.maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü sürede davanın açıldığı, davalı vekili tarafından yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunun bildirildiği, davacı şirketin adresinin Ümraniye/İstanbul olduğu, davalının adresinin ise Çankaya/Ankara olduğu, takibin İstanbul …İcra dairesinden yapıldığı anlaşıldığından davacı kendi ikametgahı mahkemesinde veya davalının adresinde takip yapabileceği davacı tarafından bu hakkın kullanılmayıp İstanbul icra dairelerinde takip yapıldığından davalı cevap dilekçesinde İstanbul icra dairesinin yetkili olduğunu belirtmiş olup seçimlik hak davalı borçluya geçtiğinden İİK nın 50. Maddesi gereğince yetkili icra dairesinde takibin yapılmadığı bu nedenle yetkili icra dairesinde yapılmayan takibe dayalı itirazın iptali davası dinlenemeyeceği” gerekçeleriyle 1-Yetkili icra dairesinde takibin yapılmamasından dolayı usulüne uygun bir icra takibinin bulunmadığından ve geçersiz takibe dayalı itirazın iptali davası açılamayacağından davanın reddine kara verilmiştir. Karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; davalı, icra dosyasına yaptığı itirazda yetki itirazında bulunmuşsa da itirazında yetkili merciyi göstermediğinden icra dairesinin yetkisinin kesinleştiğini, -icra dairesinin yetkisinin “usul ve yasaya uygun bir yetki itirazı bulunmaması sebebiyle” kesinleşmiş ise de itirazın iptali davasının gerek taraflar arasında akdedilen sözleşmedeki düzenlemeler gerekse yargıtay içtihatları doğrultusunda İstanbul Anadolu Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, -İtirazın iptali davalarının nerede açılacağı hususunda İcra ve İflas Kanunu’nda özel bir yetki kuralı yer almadığını, mahkemelerin yetkilerinin ancak kanun ile belirlenebileceği gözetildiğinde icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre yetkili değil ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davasının açılamayacağını, hatta icra takibinde yetkiye itiraz edilmemiş ve sonuç olarak icra dairesinin yetkisi kesinleşmiş olsa dahi icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkili hale gelmediğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü dosyasına usul ve yasaya uygun bir şekilde yetki itirazı bulunmadığından İstanbul … İcra Müdürlüğü dosyasının yetkisinin kesinleşmiş olması itirazın iptali davası için de İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunu göstermediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu mahkemeleri olarak belirlenmiş olduğundan davalının itirazın iptali davasında yapmış olduğu yetki itirazının geçersiz olduğunu, müvekkili şirket ve davalı tacir olduğundan kanunen aranan tüm şartları haiz bir şekilde kendi aralarında yaptıkları sözleşme ile İstanbul Anadolu mahkeme ve icra müdürlüklerini yetkili kıldıklarını, -Para borçlarına ilişkin hukuki uyuşmazlıklarda alacaklının yerleşim yeri de yetkili olduğundan yerel mahkeme kararı hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi kapsamında davalının sözleşmede belirlenen birimlerde aktif elektrik enerjisi satın almayı taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmede kararlaştırılan elektirik enerjisi sağlama yükümlülüğü eksiksiz yerine getirmesine rağmen, davalı kendisine ait fatura yani para borcunu hiç ve/veya eksik ödediğini, müvekkili şirketin yerleşim yerinin İstanbul Anadolu’da bulunduğundan somut uyuşmazlıkta İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, dava konusu alacağın fatura borcuna ilişkin olup esasen para borcu olduğunu, – davalının, müvekkili ile imzalamış oldugu elektrik enerjisi satış sözleşmesi uyarınca doğmuş bulunan cari hesap borcunu ödemediğini ve haksız olarak borca itiraz ettiğini ileri sürmüştür. Dava, ödenmemiş fatura alacaklarının tahsili talebiyle başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Dairesinin … E. Sayılı sayılı icra dosyasında, alacaklı … A.Ş tarafından borçlular … ve … aleyhine fatura alacağında dayalı toplam 6.849,76 TL alacağın tahsili talebiyle takip başlatıldığı, borçlu …’in adresinin ŞanlıUrfa olduğu, takibe borçlu … tarafından 01/11/2017 tarihinde itirazın edildiği, itiraz dilekçesinde borca, faize, ferilerine, takibe ve yetkiye itiraz edilidğinin belirtildiği, yetkili icra dairesinin ise belirtilmedi anlaşılmaktadır. İlamsız bir takipte yetkili icra dairesi de İİK 50. maddesinin yollaması ile HMK genel hükümlerine göre belirlenecektir. HMK’nın 6. maddesine göre genel yetkili icra dairesi, davalı gerçek veya tüzel kişinin takibin yapıldığı tarihteki yerleşim yeri icra dairesidir. Aynı yasanın “sözleşmelerden doğan davalarda yetki” başlıklı 10. maddesinde; sözleşmeden doğan davaların sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği hüküm altına alınmış olup, bu sebeple sözleşmeden doğan para borcunun tahsili için başlatılan takipte, sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır. Takibin konusu sözleşmeden kaynaklı para borcu olduğunda, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK 89. maddesine göre, aksi kararlaştırılmadıkça para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Yetki itirazının incelemesi neticesi mahkeme yetkili olduğuna karar verirse borçlunun icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının reddine karar verilecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise “Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından davanın reddine” karar verecektir. (06.10.2004 tarih E:2004/19-410 K:2004/471 karar sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı) Somut olayda, davalı icra dairesinin yetkisine itirazında yetkili icra dairesini belirtmemiştir. Yetki itirazında bulunmak için yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir, aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacağından davalı-borçlunun itirazında yetkili icra dairesini göstermemesi nedeniyle bu borçlu yönünden yetki hususu kesinleşmiştir. Mahkemenin yetkisi yönünden ise, davanın fatura alacağın ailişkin olması nedeniyle TBK’nın 89. Maddesi gereğince para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden davacı-alacaklının yerleşim yer imahkemesi de yetkilidir. Bu itibarla; davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılmasına, işin esasının incelenerek hası l olacak sonuca göre karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yargılama yapılıp karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 17/02/2022