Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/3039 E. 2023/1146 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/3039
KARAR NO: 2023/1146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2022
NUMARASI: 2021/772 E – 2022/798 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 120 hattın kullanımına ilişkin aylık 6.000,00-TL üzerinden 08.07.2019 tarihinde sözleşme imzalandığını, sözleşmenin 08.07.2021 tarihinde sona erdiğini, son ayın faturasının sözleşmeye aykırı olarak indirimsiz olarak düzenlendiğini ileri sürerek, sebepsizce tahsil edilen 20.449,12-TL’nin 14.08.2021 tarihinden itibaren ticari, faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya imzalanan abonelik sözleşmesi kapsamında hizmet verildiğini, faturaların verilen hizmet ve davacının abonelik taahhütlerine uygun olduğunu, faturalara süresi içinde itiraz edilmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde, bizzat davalıda bulunan belgeleri ibraz etmek yerine, belgelerin celbi için müzekkere yazılmasını talep ettiği,HMK’nın 129/2 ve 121. maddeleri uyarınca, davalı tarafın elindeki belgeleri cevap dilekçesine eklemesi, başka yerden getirtilecek belgeleri açıklaması gerektiği, davalı vekilinin cevap dilekçesine eklemesi gereken belgeleri eklemeyip kendi müvekkilinden celbini talep ettiğinden, davalı vekilinin cevap dilekçesinde dayandığı 1-4-5-6 no’lu delillerin davalıdan celbi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkeme, alınan kök ve ek bilirkişi raporunda, davaya konu faturaya ilişkin 136 adet telefon numarasıyla alakalı, taahhüt dönemi içerisinde, davacının başka bir operatöre geçtiği ya da hatları kapatarak sözleşmeyi erken feshettiğine dair bir belge veya veriye rastlanılmadığı, mevcut durumda, taraflar arasında bedeli ve indirime tabii olduğu noktasında bir ihtilaf olmayan önceki tarihli faturalardaki indirim tutarları nazara alındığında, davacının fazla ödemiş olduğu, 20.587,86-TL fatura bedelini davalıdan talep edebileceğinin belirlendiği,davacı talebinin ise daha az olduğu,taleple bağlı kalındığı gerekçesi ile; “Davanın kabulü ile, 20.449,12-TL’nin ödeme tarihi olan 04/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar vermiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; bilirkişi raporuna itirazlarının değerlendirilmediği, savunma haklarının kısıtlandığını,sunulan belgelerin nazara alınmadığını,bilirkişi raporunun aykırılık içerdiği ve bilirkişi raporu hükme geçirilerek gerekçesiz karar yazıldığını,mahkeme kararında gerekçenin belirtilmediğini,bunun da kararın kaldırılma gerekçesi olduğunu,davalı ticari defterleri e defter olarak tutulduğundan fotokopisi sunulan kayıtların yerinde incelenmesi gerektiğini,istenen tüm kayıtların sunulduğunu,kararın eksik incelemeye dayandığını,hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunduğunu,davacıya imzalanan abonelik sözleşmesi ve taahhütnameler kapsamında hizmet verildiğini,hatalı işlem bulunmadığını,aksinin de ispat edilemediğini,bu dönemde davacının pekçok taahütten faydalandığını ve tek bir fatura düzenlendiğini,davacının yeni bir taahhütname imzaladığına ve indirim bedelinin buna rağmen uygulanmadığına dair delili bulunmadığını, kök ve ek rapordaki tespitlerin hatalı olduğunu,itiraz edilen raporlara dayanarak hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, düzenlenen faturanın davacının taahhüt süresi dolmasına rağmen süresi içinde taahhüdüne aykırı davranması ve yeni bir taahhütnameye kayıtlanmaması nedeniyle indirim bedellerinin yansıtılmaması nedeniyle bu şekilde düzenlendiğini,son faturaya bu nedenle indirim bedellerinin yansıtılmadığını,hükme esas bilirkişi raporunda bu duruma dikkat edilmediğini, faturaya itiraz edilmemesi nedeniyle faturanın kesinleşiğini,kesinleşmiş fatura bedelinin sebepsiz zenginleşmeye yol açmadığını, ödeme tarihinden itibaren ticari avansa hükmedilmesinin de hatalı olduğunu,davalının temerrüde düşürülmediğini,davalı aleyhine vekalet ücreti yerine davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava davacının davalı ile abonelik sözleşmesi gereği faydalandırılmadığını ileri sürdüğü indirim bedeli yönünden fazladan tahsil edilen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Alınan kök bilirkişi heyet raporunda ; dava konusu 04.08.2021 tarihli faturaya ilişkin 136 adet telefon numarasıyla ilgili , 19.07.2019 tarihi ile 19.07.2021 tarihleri arasındaki taahhüt döneminde davacının aboneliğinin devam ettiği,bir önceki 06.07.2021 tarihli faturada indirim tutarlarının uygulandığı,davaya konu edilen 04.08.2021 tarihli faturadan 15.951,22 TL indirim yapılması gerektiği belirlenmiş,ek bilirkişi heyet raporunda ise kök raporda KDV ve ÖİV hesaplanmadığı,indirimli bedeller üzerinden, KDV ve ÖİV tahakkuk ettirildiğinde, 04/08/2021 tarihli fatura bedelinin 5.861,26-TL olması gerektiği, davacının bu fatura için 26.449,12-TL ödediği ve aslında ödemesi gereken tutar mahsup edildiğinde davacının davalıya aynı dönem 20.587,86- TL fazla ödeme yaptığı hesaplanmıştır. Bu doğrultuda son faturaya ilişkin davacının söz konusu fatura döneminde indirimden yararlandırılmadığı ve davalının davacıdan aynı dönemde 5.861,26 TL yerine fazladan 20.587,86 TL tahsilat yaptığı açıklığa kavuşmuştur. Davacı ise 20.449,12-TL’nın tahsilini istemiş,mahkeme taleple bağlı olarak karar vermiştir. Bilirkişi kök ve KDV ve ÖİV ilaveli ek bilirkişi heyet raporu taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 1.396,88 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 349,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.047,88 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/04/2023