Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/299 E. 2022/3008 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/299
KARAR NO: 2022/3008
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/09/2021
NUMARASI: 2018/87 E – 2021/573 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21/11/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı idareye icra dosyasına konu ödenmemiş tüketim borcu bulunmadığını, kurumun borca dair açıklayıcı abonelik ve yer bildirimi yapmadığını, bahse konu binayı 1989 yılında … ve … isimli şahıslara sattığını, tapu kaydında bunun belli olduğunu, hak düşücü sürelerin aşıldığını, yapılan takibin yasaya aykırı olduğunu, takibe ilişkin ihtarın kendisine yapılmadığını, icra takibinden dolayı memleketinde bulunan hisseli taşınmazlara haciz işlemi yapıldığını ve icra marifetiyle satışa dair davet aldığını, davalı idareye daha önce yaptığı itirazların dikkate alınmadığını, davalı idarenin daha önce de kendisini enerji hırsızlığı ile itham ettiğini ancak binayı sattığını ispat ederek borcunun kendisi ile ilgisi olmadığının ispat ettiğini beyanla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile adına yaptığı icra takibininde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından yapılan tahakkuk ve hesaplamaların Elektrik Piyasasına uygun olarak yapıldığını, davacının ileri sürdüğü iddiaların yerinde olmadığını, müvekkili tarafından tutulan tutanakların EPDK mevzuatına uygun bir şekilde yapıldığını, tutanaklarla davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu, dava konusu tahakkukların davacını devrettiğini ileri sürdüğü adrese ilişkin olup olmadığının tespit edilemediğini, davacının iddiasının kabul edilecek olsa bile davacının abonelik sözleşmesinde belirtilen adresi boşaltılmasından sonra EPTHY kapsamında bu durumu müvekkili kuruma bildirme yükümlülüğü bulunduğunu, ancak davacının bu yükümlülüğü yerine getirmediğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda; Davalı yanın 2.506,61-TL normal tüketimden kaynaklı enerji bedelini, 12.209,02-TL kaçak elektrik tüketiminden kaynaklı enerji bedelini takibe konu etmekte haklı olduğu, takibe konu enerji bedelinden mahsubu ile bakiye (19.686,79-TL’den mahsubu ile) 4.971,16-TL yönünden davacı yanın menfi tespit isteminde haklı bulunduğu ,gerekçesiyle; Davanın KISMEN KABULÜ ile, Davacının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası kapsamında davalı yana 4.971,16-TL yönünden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair istemin reddine,şeklinde karar verilmiştir.Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan ;19.686,79-TL asıl alacak, 34.138,12-TL gecikmiş günlere ait faiz ve 6.144,86-TL faizin KDV’si olmak üzere 59.969,77-TL olarak başlatılan bir takip olduğu, müvekkilinin işbu davayı açmış ve çıkacak karar ile borçsuzluğunun tespitini talep etmiş olduğu, ancak eksik hukuki bilgisi nedeniyle de harca esas değeri toplam alacak olan 59.969,77-TL üzerinden belirlemek yerine asıl alacak olan 19.686,79-TL üzerinden açtığını, bunun sebebinin de asıl alacak iptal olduğunda ferilerinin de iptal olacağını düşünmesi olduğu, dolayısıyla bu rakama göre harç yatırdığını , mahkeme tarafından harcın tamamlatılması için süre verilmediği, müvekkilinin netice ve talep kısmında belirttiği üzere talebi bu icra takibi yönünden borçlu olmadığını tespit ettirmek amacında olduğunu, kararın öncelikle usulen yapılmış bariz bu hatadan dolayı kaldırılması gerektiği, Ek rapor da belirtildiği üzere icra dosyası için müvekkilinin sorumlu olması gerektiği belirtilen rakam toplam da 36.869,82-TL olarak belirtilmiş olduğu, bunun da icra dosyasında belirtilen rakamdan aşağıda olduğu, dolayısıyla mahkemenin harcı tamamlatması ve bu rakam üzerinden değerlendirme yapması gerektiği, Esas yönünden ise; müvekkili tarafından yargılama boyunca dilekçelerinde ve beyanlarında belirtildiği üzere, icra takibine konu faturaların adresi olarak gösterilen taşınmazın 1989 yılında müvekkili tarafından satılmış ve tüm irtibatı, ilişkisinin kesilmiş olduğu, dolayısıyla bu tarihten sonra müvekkilinin ilgili bölümün faturasından sorumlu olmasının da beklenemeyeceği, Şöyle ki; 12.08.1999- 11.11.2003 fatura dönemleri normal fatura tahakkukları olup, 09.02.2004-11.07.2012 fatura tarihlerinin ise kaçak elektrik tüketim tahakkukları olarak işlem yapıldığı, ancak söz konusu dönem için müvekkilin hukuken sorumlu olabilmesi söz konusu olmayacağı, İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında faturaların davacı adına düzenlendiğini, 22.02.2006 tarihinde tutulan kaçak tespit tutanağında imzasının bulunduğu gibi hususlara yer verdiğini , müvekkilinin faturanın kesildiği dönemden çok önce ilgili yeri devrettiğini ,devrettiği kişi veya kişilerce faturanın alınması işlemleri yapılmamış olup, bu hususun yine müvekkiline yüklenebilecek bir kusur olmadığı, davalı şirketin icra takibini borcun asıl muhatabına yöneltmesi gerektiği, müvekkilinin icra dosyası açısından taraf ehliyeti bulunmamadığı, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , menfi tesbit talebine ilişkindir.Dava değeri ve harç yönünden yapılan incelemede; Dava icra takip dosyasındaki borçla ilgili borçlu olmadığının tesbitine ilişkin olup, İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyadan ;19.686,79-TL asıl alacak, 34.138,12-TL gecikmiş günlere ait faiz ve 6.144,86-TL faizin KDV’si olmak üzere 59.969,77-TL olarak başlatılan bir takip olduğu, davacının ise dava değerini ( asıl alacak olan ) 19.686,79-TL olarak gösterdiği ve bu miktar üzerinden harç yatırırarak dava açtığı,dilekçesinde icra dosyası ile ilgili olarak menfi tesbit talep ettiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı icra takip dosyasına konu alacak nedeni ile borçlu olmadığının tespitini istemiş olduğu halde, dava açılırken dava değeri olarak asıl alacak kısmını gösterilmiş, bu miktar üzerinden peşin harç yatırılarak dava açılmıştır. Menfi tespit davalarının alacak davası niteliğinde olup, nispi harca tabi olduğu konusunda kuşku yoktur.Davacının amaca tüm takip borcundan borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesidir.O halde, dava açılırken harç eksik yatırıldığı gibi yargılama sırasında da eksik harç tamamlanmamıştır.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 15. maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır ve 16. madde hükmüne göre ise değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburi olup, gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir ve tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz. Yine aynı Kanunun 27. ve devamı maddelerinde, dava açılırken ödenmesi gerekli olan harçlar ile harcın eksik yatırılmış olması halinde yapılacak işlemler açıklanmış olup, 27. maddenin son fıkrasında, “Harç peşin veya süresinde ödenmemiş ise, müteakip muamelelere ancak harç ödendikten sonra devam olunur” hükmü, 30. maddesinde de, “Mahkeme sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunur, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz” hükmü yer almaktadır. Söz konusu açık yasal düzenlemeler gereğince dava açılırken dava değerine göre peşin olarak yatırılması gereken karar ve ilam harcının eksik alındığının tespiti halinde bu hükümlere göre işlem yapılması zorunludur. Mahkemece, “Huzurdaki davada davacı yanın normal tüketim ve kaçak kullanımla ilgili tahakkuk edilen faturalar yönünden davalı kurum tarafından başlatılan icra takibine yönelik olarak yalnızca takibe konu asıl alacak olan enerji bedeli üzerinden (19.686,79-TL) menfi tespit isteminde bulunduğu, gecikmiş gün faizi ile faizin KDV’sine yönelik usulüne uygun harçlandırılmış davasının bulunmadığı” şeklindeki gerekçenin hatalı olduğu açık olup, Harçlar Kanunu’nun anılan maddelerine aykırı biçimde eksik harç tamamlatılmaksızın yargılamaya devam edilerek karar verilmesi usul yasaya aykırıdır. Bu sebeple ,yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine göre işlem yapılarak ve harç eksikliği giderildiğinde davaya devam edilerek ,sonucuna göre bir karar verilmesi için Davacı istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-4 ve 353/1-a-6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacı istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-4 ve 353/1-a-6 maddeleri uyarınca kaldırılmasıyla, açıklanan şekilde yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.21/11/2022