Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2982 E. 2023/2444 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2982
KARAR NO: 2023/2444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2022
NUMARASI: 2022/354 E – 2022/554 K
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/09/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden 201.239,00 TL bono, 35.677,19 TL işlemiş faiz ve 402,48 TL bono komisyonu olmak üzere toplam 237.318,67 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin banka hesaplarına bloke konulduğunu, takibe konu 237.318,67 TL tutarın alacaklı vekilinin hesabına müvekkilinin talimatı doğrultusunda “… Adına İstanbul Anadolu … İcra … E. Sayılı dosya ödeme olarak” açıklaması ile ödendiğini, ödeme sonrasında hacizlerin kaldırılarak dosyanın infaz edildiğini, müvekkilinin çekini teslim aldığını, müvekkilinin işbu başlatılan haksız icra takibine itirazı doğrultusunda İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/874 Esas – 2020/404 Karar sayılı dosyasına müvekkili tarafından yapılan itirazlar doğrultusunda yerel mahkeme kararının istinaf edildiğini, yapılan inceleme neticesinde davalı tarafça takip talebine bir takım haksız bedellerin talep edildiğinin tespit edildiğini bildirdiğinden bahisle müvekkilinden haksız olarak alınan ve sebepsiz zenginleşme teşkil eden 90.890,88 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; Davanın KABULÜ İLE, 77.072,69 TL asıl alacak , 13.664,04 TL işlemiş faiz , 154,15 TL komisyon alacağının sebebsiz zenginleşme tarihi olan 30/10/2020 itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı, davalı vekili istinaf etmiştir.Davalı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; HMK ve Yargıtay kararları ışığında müvekkiline tebliğ edilmeyen dava dilekçesi ve eklerinin müvekkilinin savunma hakkı ile adil yargılanma hakkını elinden almış olması sebebi ile Yerel Mahkeme kararının kararın usul ve hukuka aykırı olduğu , Esas yönünden ise; davaya konu senet hakkında ; müvekkilce davacı aleyhine yapılan kötü niyetli bir işlem olmayıp, alacağını tahsil amacı ile başlatılan bir işlem söz konusu olduğu,icra takip dosyasının mahkemece getirtilmediği ve incelenmediği, Davaya konu takibin başlatıldığı İcra Dosyası tamamı ile incelendiğinde, davacı-borçlu aleyhine başlatılan icra takibinde davacı aleyhine bir işlem yapılmadığı , alacağa ilişkin tahsil kısmı açısından satış yada herhangi bir işlem yapılamadığı (kesinleşmesi gereken kararlardan olmadığı halde ), beyan edilenin aksine davacı vekilince müvekkili ile dosyaya ödeme yaptığı beyan edilen kişi arasındaki ticari ilişkinin zor durumda kalmış olması sebebi ile , ödeme yapılmak üzere takipten 2 yıl sonra iletişime geçildiği ve talepleri doğrultusunda haricen tahsil yapıldığının görüleceği, Sebepsiz zenginleşmeden bahsedilebilmesi için mal varlığında artış meydana gelen tarafın bunu yaparken kötü niyetli olması gerektiği, Mahkemenin bu durum üzerinde detaylı araştırma yapmadan davalının yazılı yada sözlü beyanları alınamadan karar verildiği, bir an olsun sebepsiz zenginleşme şartları oluştuğu kabul edilse dahi ( kabul anlamına gelmemekle birlikte ) faiz başlangıç ve miktarının hatalı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. ..nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, alacak talebine ilişkindir. Dava dosyasında ve Uyap sorgulamasında davalıya dava dilekçesinin tebliği yönünde yapılan bir tebligat bulunmadığı tesbit edilmiştir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, itirazların yapılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırılabilmesi, öncelikle tarafların duruşma gününden usulünce haberdar edilmesi ve böylece taraf teşkilinin sağlanması ile mümkündür. Bu yolla kişi, hangi yargı merciinde duruşması bulunduğuna, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğuna, yargılamanın safahatına, duruşmanın hangi tarihte yapılacağına, verilen kararın ne olduğuna, Tebligat Kanununda açıklanan usule uygun tebligat yapılması ile vakıf olabilecektir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 27. maddesinde “Hukuki dinlenilme hakkı” düzenlenmiştir. Buna göre davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır. Maddenin gerekçesinde açıklandığı üzere bu hak Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. İddia ve savunma hakkı olarak da bilinen bu hak, tarafların yargılama konusunda tam bilgi sahibi olmalarını, açıklama ve ispat hakkını tam ve eşit olarak kullanabilmelerini, yargı organlarının da bu açıklamaları dikkate alarak gereği gibi değerlendirme yapıp karar vermelerini zorunlu kılmaktadır. Hakim tarafları dinlemeden veya açıklama ve ispat hakkını kullanmaları için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. (YHGK.’nun 2009/52 Esas, 2009/105 Karar sayılı kararı) Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Mahkemenin, dava dilekçesini ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun amir hükmü gereğidir. Görüldüğü üzere, taraf teşkili sadece davanın açılması aşamasında değil, yargılamanın diğer aşamalarında da önem taşımaktadır. (…23.11.2011 gün ve 11-554 Esas-684 Karar) Somut olayda; dosya kapsamı ve Uyap kayıtlarının incelenmesinde davalıya dava dilekçesinin tebliğ edilmediği ,yukarıda açıklanan şekilde usulen taraf teşkili sağlanmadan davanın esasına girilerek karar verildiği,emredici usul kurallarına aykırılık bulunduğu anlaşılmakla , bu sebeple davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 355 md., 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 355 md., 353/1-a-4-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Peşin alınan istinaf karar harcının istinaf edene isteği halinde iadesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/09/2023