Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2971 E. 2022/3146 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2971
KARAR NO: 2022/3146
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2022
NUMARASI: 2022/895 E –
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 05/12/2022
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasına yaptıkları, davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, icra takiplerinde yazılı asıl ve feri alacaklarının davalı yandan tahsiline , alacaklarını teminen borçlunun taşınmaz, taşınır malları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; alacağın varlığı, niteliği ve miktarı ancak yapılacak yargılama sırasında tarafların delillerinin toplanmasıyla belirlenebileceğinden talep yargılamayı gerektirdiğinden ve ihtiyati haciz talep edenin haklılığı bakımından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği anlaşılmakla İİK 257. maddesindeki yasal koşulları bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararı,davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; davalının kaçak elektrik kullandığının dosyadaki deliller ile sabit olduğunu, ihtiyati haciz prosedürü için kanun ve Yargıtay’ın yerleşik kararlarında da belirtildiği üzere, vadesi gelmiş bir borcun alacaklı tarafından yaklaşık olarak ispat edilmesi gerektiği, müvekkilinin kurum alacağının yaklaşık ispat koşulunun da üzerinde ortaya konulmuş olmasının yerel mahkeme tarafından göz ardı edildiği, hukuka uygun olarak düzenlenmiş kaçak zapt tutanağı ile alacağın ortaya konulduğu, kesin delil niteliğinde olan işbu kaçak zapt tutanaklarının alacağın varlığını kanıtlar nitelikte olduğunun açık olduğu, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin 42. maddesine göre; “Perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşma olmaksızın dağıtım sistemine müdahale ederek elektrik enerjisi tüketmesi ” kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edildiği, davalı tarafından kaçak elektrik enerjisi tüketildiği sabit olup işbu hususa ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığı, davaya konu kaçak elektrik tahakkuklarının emsal Yargıtay kararları gereği aksi ispat edilinceye kadar kesin delil hükmünde olduğu, davalı borçlunun, ilgili kaçak elektrik faturalarının son ödeme tarihi geçmiş olmasına rağmen borcunu ödemediğini, Yerel Mahkeme dosyasına kaçak elektrik kullanımına dair açık deliller sunulmuş olup ihtiyati haciz yönünden haklılık durumunun tam olarak ispat edildiği, itirazın iptali davasında yargılama sürecinin tamamlanması ve icra takibinin kesinleşmesi beklenildiği takdirde, “kamu alacağı” niteliğinde olan kaçak elektrik bedelinin tahsilinin tehlikeye gireceği, kararın usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek,kaldırılması istenmiştir. HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava ödenmediği ileri sürülen kaçak elektrik fatura bedellerinin tahsiline yönelik yapılan takibe itirazın iptali ve icra inkar tazminatı ile ihtiyati haciz kararı verilmesi talebine ilişkindir. İİK.nun 257. maddesinde düzenlenen “İhtiyati haciz şartları” düzenlenmiştir. Bu hükme göre, müeccel bir alacak için kural olarak ihtiyati haciz istenemez. İstenebilmesi için, alacaklının alacağını vadesinde alabilmesinin ciddi bir şekilde tehlikeye düştüğüne veya düşmekte olduğuna delalet edecek hallerin varlığı şarttır. Bu haller İİK 257/2 maddesinde sayılmış olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı, borçlunun muayyen ikametgahı yoksa; borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa, bu nedenlerden birinin bulunması halinde ihtiyati haciz istenebilir. İİK 258. maddesine göre, alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek delil göstermeye mecburdur. Alacağın varlığını muayyen bir ihtimal dahilinde gösteren vakıaların ispat edilmesi yeterlidir. Yargıtay 23.Hukuk Dairesi Başkanlığının 2016/5783 E. 2016/4664 K.sayılı kararında “Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İİK’nun 257 vd. maddeleri gereğince para borcu alacaklısı rehinle temin edilmemiş bir alacağı için borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ile alacaklarını haczettirebilir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmemekte olup, mahkemenin alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına kanaat getirmesi yeterlidir (İİK’nun 258/1- gerçeğe benzerlik karinesi). Somut olayda, talep eden alacağının dayanağı olarak tek taraflı olarak düzenlediği sözleşmeye dayalı faturayı göstermiştir. Bu durumda, mahkemeye alacağın varlığına kanaat getirilecek yeterli delil sunulmadığından, ihtiyati haciz kararının koşulları mevcut değildir. Mahkemece, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddi yerinde olmamış, bozmayı gerektirmiştir” denilmiştir. Dava itirazın iptaline ilişkin olup, ihtiyati hacze konu alacak fatura alacağına dayanmaktadır. Davada dava konusu alacağın tek taraflı düzenlenen tutanağa dayalı olması sebebiyle , davalının bu tutanağın aksini ispat imkanı olup,kaçak elektrik kullanımının tesbitinin haksız fiil olması sebebiyle de yargılama gerektirdiği, bu aşamada yaklaşık ispat koşulunun varlığına kanaat oluşturacak bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından, davada İİK 257. madde gereği ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, birleşen dosya davacısının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 80,70 karar ve ilam harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, İstinaf masrafının istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine,Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 05/12/2022