Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2934 E. 2023/1152 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2934
KARAR NO: 2023/1152
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/04/2021
NUMARASI: 2015/713 E – 2021/291 K
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın, müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkili aleyhine yapılan takipte takibin dayanağı olarak beş adet fatura gösterildiğini, işbu faturalar içerik itibariyle ile davalı tarafça taahhütname imzalandığı iddiasına istinaden düzenlendiğini, hiçbir suretle imza altına alınmayan taahhütnameye istinaden var olmayan bir alacağın müvekkilinden tahsil edilmeye çalışıldığını, bu sebeple davalı taraftan alınmamış hizmete ilişkin taahhüde dayalı olarak fatura düzenlenmesi ve faturanın alacak varmış gibi icraya konulmasının hukuka aykırı olduğunu, takibe devam edilememesi adına ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davacının davalıya borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyasıyla takip konusu yapılan alacak 12.06.2015 tarihinde taraflarınca ödendiğini, takip konusu alacak taraflarınca ödendikten sonra açılan bu davada hukuki yarar olmadığını ve davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, … adına başlatılan … aboneliği, şirket yetkilisi … tarafından 30.12.2013 tarihinde imzalanan sözleşme ile kampanyalı olarak başlanılmış ve 06.01.2014 tarihi itibariyle hizmet verilmeye başladığını, daha sonra davacı tarafından operatör değiştirme formu 17.04.2014 tarihinde ulaşmış olup, taahhütlü kampanya 7. Maddesi uyarınca erken fesih faturası oluşturularak hizmeti iptali sağlandığını, … nolu 31.01.2014 tarihli, 1.258.47 TL lık fatura, … nolu 28.02.2014 tarihli 1.464.84 TL’lik fatura, … nolu 31.03.2014 tarihli 1.478,82 TL’lik fatura, … nolu 30.04.2014 tarihli 821.57 TL ‘lik fatura, … nolu 31.05.2014 tarihli 4.636.32 TL’lık fatura en geç belirlenen son ödeme tarihinde ödenmediği için bu alacakların tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takip konusu alacak ödendiğinden, davanın usulden reddini, hukuki dayanaktan yosun davanın reddini talep etmiştir. Tüketici Mahkemesinde açılan davada görevsizlik kararı verildiği ve Asliye Ticaret Mahkemesinde yargılamaya devam edildiği görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasında davalı alacaklı tarafça davacı borçlu hakkında … numaralı 31.01.2014 tarihli 1.258,47 TL tutarlı 20.02.2014 son ödeme tarihli, … numaralı 28.02.2014 tarihli 1.464,84 Tl tutarlı 21.03.2014 son ödeme tarihli, … numaralı 31.03.2014 tarihli 1.475,82 TL tutarlı 21.04.2014 son ödeme tarihli, … numaralı 30.04.2014 tarihli 821,57 TL tutarlı 22.05.2014 son ödeme tarihli, … numaralı 31.05.2014 tarihli 4.636,32 TL tutarlı 20.06.2014 son ödeme tarihli, olmak üzere toplam 9,657,02 TL asıl alacak, 6.210,00-TL işlemiş faizle toplam 15.867,02-TL nın tahsiline yönelik yapılan takibe borçlunun itiraz ettiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 29/11/2016 tarihli uyap alındı belgesi bulunan dilekçesinde; cebri icra tehdidi altında takip dosyasına 19.420 TL ödeme yaptıkları,bu tutarın deme tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsili yönünden davayı istirdat davanın istirdat davasına dönüştüğünü bildirerek aynı tarihli harç ikmali yapmıştır.Mahkeme,sözleşme kapsamında düzenlenen son faturada “Telefon Kullanım Ücreti 01.04.2014 – 18.04.2014” olarak belirlendiği,davalı delilleri arasındaki ‘Telefon Aboneliği Bulunan Kurumsal Müşteriler İçin İşletmeci Değişikliği Talep Formu”nun ise 16.04.2014 tarihinde imzalandığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinde 17.04.2104 tarihinde davacının … firmasına geçiş talebinin aynı gün yönlendirildiğini beyan ettiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 17.04.2014 tarihinde fesih olunduğunun kabul edildiği, sözleşmenin 10.3 maddesi gereği, davacının takibe dayanak her bir faturasına son ödeme tarihinden 17.04.2014 tarihine kadar günlük % 0,15 oranında 17.04.2014 tarihinden 30.12.2014 takip tarihinde kadar ise avans faizi yürütülmesi gerektiği, davalı takip alacaklısının tüm asıl alacağı kabul edilse bile taraflar arasındaki sözleşme koşullarına göre talep edebileceği işlemiş faiz tutarı bilirkişi raporunda belirlendiği üzere yeniden yapılan TMRRT faiz hesabına göre 6.179,17 TL olarak hesaplandığı,takibe dayanak tüm faturaların davalı aleyhine borç doğurduğu kabul edilmekle davacının icra dosyasına 6.179,17 Tl fazladan ödeme yaptığı gerekçesi ile; “Davanın kısmen kabulü ile 6.179,17-TL’nin ödenme tarihi olan 12.06.2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine” karar vermiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf dilekçesinde; davanın tümden kabulü gerekirken kısmen kabul edildiğini, davalı tarafın iddiasını genişletmesine izin verilmemesine rağmen savunmasını genişletmesi, deliller sunması ve bunların dikkate alınmasının hukuka aykırı olduğunu,müvekkili şirket yetkilisinden sesli onayı alınmaksızın onay verilmiş gibi işlemler yapıldığını, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkilinin sözleşmenin 16.9. maddesinde belirtildiği üzere sözleşmeyi ücret ödemeden fesih etme hakkının mevcut olduğunun da açıkça düzenlendiğini,davacının borçlu olmamasına rağmen icra tehdidi altında icra dosyasına ödeme yapmak durumunda kaldığını,ödenen tutarın tümden iadesi gerektiğini, kısmen istirdadına dair tesis edilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek kararın bu yönüyle kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Dava ödenmediği ileri sürülen ve takip dosyasında belirtilen 5 adet fatura bedelinin tahsili hakkında davacı hakkında yapılan takipte davacının bu faturalara konu takipte önce menfi tespit daha sonra takip alacağı ödenmekle istirdat talebine ilişkindir. Takipte … nolu 31.01.2014 tarihli, 1.258.47 TL lık fatura, … nolu 28.02.2014 tarihli 1.464.84 TL’lik fatura, … nolu 31.03.2014 tarihli 1.478,82 TL’lik fatura, … nolu 30.04.2014 tarihli 821.57 TL ‘lik fatura, … nolu 31.05.2014 tarihli 4.636.32 TL ‘ lık fatura 5 adet fatura bedeli talep edilmiştir. Taraflar arasındaki … Hizmetleri Abonelik Sözleşmesinin 10.3.maddesinde temerrüt koşullarının belirlendiği, bir faturanın son ödeme tarihine kadar ödenmemesi halinde faturada belirtilen oran üzerinden hesaplanan gecikme bedeli uygulanacağı,bu oranın oranı değiştirilebileceği,bu sözleşmenin feshedilmesi halinde, fesih tarihinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar günlük olarak TCMB’ce belirlenecek oranda avans işlemlerinde uygulanan faiz işletileceğinin belirtildiği,ayrıca söz konusu faturalarda son ödeme tarihinden itibaren günlük % 0,15 oranında gecikme bedeli uygulanacağı hükmü bulunduğu, sözleşmenin feshedilmesi halinde, fesih tarihinden ödemenin yapılacağı tarihe kadar günlük olarak TCMB’ce belirlenecek oranda avans işlemlerinde uygulanan faiz işleteceğinin de yine belirlendiği görülmüştür. Bilirkişi …’ten alınan kök ve 2 ek rapor sonrası bu kez …’dan alınan bilirkişi raporunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 10.3 maddesi gereği, davacının takibe dayanak her bir faturasına son ödeme tarihinden 17.04.2014 fesih tarihine kadar günlük %0,15 oranında 17.04.2014 fesih tarihinden de 30.12.2014 takip tarihinde kadar ise avans faizi olmak üzere 852,02 TL işlemiş faiz hesaplandığı. 31.03.2014 tarihli 1.475.82 Tl bedelli ve 30.04.2014 tarihli 821.57 TL bedelli faturaların davacı tarafından tebliğ alındığına dair dosya kapsamında bir bilgi ve belge sunulu olmadığından bu iki faturanın davacı aleyhine borç doğurmadığı kabul edildiğinde, davacının asıl alacağının (9.675,02 Tl – 2.297139 TL=) 7.377,63 Tl ve işlemiş faizin de 674,37 TL olduğu, seçenekli olarak yeniden yapılan kapak hesabına göre, takibe dayanak tüm faturaların davalı aleyhine borç doğurduğunun kabulü halinde davacının icra dosyasına 6.179,17-TL fazladan ödeme yaptığı, 31.03.2014 tarihli 1,475.82 TL bedelli ve 30.04.2014 tarihli 821.57 TL bedelli faturaların davacı aleyhine borç doğurmadığının kabulü halinde ise davacının icra dosyasına 9.218,85-TL fazladan ödeme yaptığı, Merkez bankası verilerinden, 04.06.2015(icra dosyasına ödeme) tarihi itibari ile avans faizi oranının %10,50 olduğu,davacının asıl alacağına bu kez 04.06.2015 ödeme tarihinden itibaren % 10,50 değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi uygulanabileceği tespit edilmiştir. Mahkeme son bilirkişiden alınan bilirkişi raporunu hükme dayanak yapmıştır. Taraflar arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu açıktır.Davacı sözleşmeden döndüğünü ve fatura borcu olmadığını ,davacı şirket yetkisinin sözlü onayının alınmadığını ileri sürmüş ise de, davalı tarafça 17.04.2104 tarihinde davacının … firmasına geçiş talebinin yönlendirildiği bildirilmekle bu tarihin sözleşmenin fesih tarihi olarak kabul edilmesinde aykırılık görülmemiştir.Ayrıca ödenmeyen fatura bedelleri yönünden sözleşmedeki faiz oranı ve fesih halinde avans faiz oranın uygulanmasında da aykırılık bulunmadığı,davacının borcunun tüm faturalar geçerli olduğunda asıl alacak ve işlemiş faizle birlikte toplam 13.240,83 TL olduğu davacının icra dosyasına 19.420,00 TL ödeme yaptığı,davacının fazladan yaptığı ödeme tutarının ise iki nin farkı olarak 6.179,17 TL olduğu hesaplanmıştır. Bu hesaplama biçimi yönünden alınan son rapor taraf,mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli bulunmuştur.Yeni bilirkişi raporu alınmasının davaya katkısı olmayacaktır. Bu nedenle mahkemenin kararı usul ve hukuka uygundur. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine, Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/04/2023