Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi 2022/2888 E. 2023/1928 K. 13.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
3. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2022/2888
KARAR NO: 2023/1928
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/09/2022
NUMARASI: 2018/933 E – 2022/700 K
BİRLEŞEN İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2018/107 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit &İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 13/06/2023
Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahke- mesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İSTANBUL 11. ATM’NİN 2018/933 E. SAYILI ASIL DAVA DOSYASINDA Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının “… Mah. … Sok. No: …” adresindeki dükkanı ticari faaliyette bulunmak üzere kiraladığını, ekte sunulan yoklama fişi ile de sabit olduğu üzere 13/07/2005 tarihinde işe başladığını ve 20/05/2005 tarihinde davalı kurum ile … nolu abonelik sözleşmesi imzaladığını, 28/11/2005 tarihinde ise “… Mh. … sok. No:… Alibeyköy” adresine taşındığını ve faaliyetini burada sürdürdüğünü, Davacının dava konusu aboneliğin kurulu bulunduğu adresi terk etmesinden 8 yıl sonra fahiş miktarda bir elektrik borcu olduğunu öğrendiğini, ancak davacının bu adresten ayrılmasından sonra iş yerinin defalarca çeşitli kişi ve kuruluşlara kiralandığını, en son 01/01/2009 tarihli kira kontratı gereğince … isimli şahsın kullanımında bulunduğunu, Davalı kurum kayıtlarında,borç kayıtlarının 2008 yılı 10. ayı itibari ile başladığı ve 2013 yılı başına kadar devam ettiğinin görüldüğünü, Vergi Dairesi kayıtlarında da görüleceği üzere davacının anılan tarihlerde değişik adreslerde bulunmakla borca konu sarfiyatları yapmadığını, Ayrıca, davalı kurum tarafından yüklü miktarda bulunan aylık elektrik tüketim bedelle- rinin ödenmemiş olmasına karşın elektrik kesme, sayaç sökme ve abonelik iptal yollarına başvur- madan haksız ve hukuka aykırı olarak, beş yıl boyunca tüketimleri faturalandırmak suretiyle, haksız ve usulsüz kullanıma göz yumduğunu, davalı kurumun ihmali sonucu meydana gelen zarardan dava- cının sorumlu tutulamayacağını beyanla; dava dilekçesi ekinde listelenen 34.543,24 TL tutarındaki alacak nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; 1. Davacı ve müvekkil arasında … nolu abonelik sözleşmesi imzalandığını, dava- cının fatura borçlarını ödememesi nedeniyle hakkında; – Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas, – Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas, – Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas, – Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas, – Gaziosmanpasa …İçra Müdürlüğü’nün … Esas, – Beyoğlu …(İstanbul …) İcra Müdürlüğü’nün … Esas, – Şişli …(İstanbul …) İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, Davacı hakkındaki ilk takip 2007 yılında başlatılmış olup, davacı davasını süresi içinde açmadığından zamanaşımı itirazında bulunduklarını, 2-Diğer yandan davacının müvekkiline borçlu olduğu hususunun yapılan sözleşme, faturalar, tutanaklar, müvekkil şirket kayıt ve defterleri, müstenidi olan belgeler ve yukarıda belirtilen icra dosyaları ile sabit olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/107 ESAS SAYILI DOSYASINDA; Davacı … vekili dava dilekçesinde: 24/08/2015 tarihinde davalı borçlunun iş yerinde yapılan kontroller sonucu kaçak elektrik kullandığı tespit edilmekle kaçak tespit tutanağı dü- zenlendiğini, bu tutanak gereğince tahakkuk olunan fatura son ödeme tarihinde ödenmediğinden İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takibe girişildiğini, davalı- nın haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu beyanla; a) Borçlunun icra doşyasına yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile asıl alacağa uygu- lanan % 16,80 yıllık 6183 Sayılı Yasa gereği değişecek oranlar üzerinden gecikme zammı, iş bu gecikme zammına işbu gecikme faiz tutarına işleyecek % 8 KDV ile birlikte takibin devamına, b) Haksız ve mesnetsiz kötü niyetle takibe itiraz ederek takibi durduran borçlunun % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ile mahkumiyeteni, c) Mahkeme masrafı ile ücreti vekaletin davalı tarafa yüklenmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu adresteki işyerinin dava dışı 3, kişi tarafından kullanıldığı hususu davacı tarafça bilinmesine rağmen müvekkili hakkında kaçak tespit tutanağı düzenlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu tesisatta 2008-2013 döneminde sarf olunan elektrik tüketim bedeli ile ilgili olarak İstanbul 13. AHM’de 2014/14 (görevsizlik kararı ile İstanbul 11. ATM 2018/933) E. Sayılı sayılı dosyası ile dava açtıklarını, davanın halen derdest olduğunu, yargılama sırasında tesisatın bulunduğu işyerinin 2005 yılında terk ettikleri ve dava dışı … isimli kişi tarafından kullanıldığı,adı geçen kişinin “tüm borcu kabul ettiği ve 20.000,00 TL tutarında ödeme dekontu sunduğu, borcu yapı- landırmak istemesine rağmen kabul edilmediği” yönünde beyanda bulunduğunu, Abone sözleşmesinin 24/07/2008 tarihinde akdedildiğini ve 31/0/2013 tarihinde sonlandırıldığını, 21/08/2015 tarihli kaçak tüketim tutanağından kaynaklanan borcun müvekkilinden talep edilemeyeceğini beyanla davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi’nce: “asıl ve birleşen davanın reddine ” karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu: Hüküm taraflarca istinaf edilmiştir. Asıl davada davacı/birleşen davada davalı … vekili istinaf dilekçesinde: Dosyada mevcut bilirkişi raporu ve Kasımpaşa V.D. yazılarıve yoklama fişleri ile sabit olduğu üzere, davacının 28/11/2005 tarihinde G.O.P. V.D.faliyet bölgesine nakil olduğunu, mahallin mevcut kontrat ile 01/01/2009 tarihinde … isimli kişiye sonrasında da dava dışı başka kişilere kiralandığını, müvekkilinin fiili kullanıcı olmadığını, Davalı … tarafından, dava konusu … nolu tesisatın cerayanı, 39 faturaya ait borçların ödenmemesi sebebiyle, 21/08/2008, 27/11/2008, 28/04/2009, 13/08/2010 12/08/2011, 21/01/ 2012, 17/05/2012, 20/11/2012 tarihlerinde kağıt üzerinde kesildiğini, fatura borçları ve kesme- açma ücreti yatırılmadığı halde elektriğin fiilen kullanılmasına müsade edildiğini ve normal kullanım üzerinden faturalamaya devam edildiğini, 25.09.2002 tarih ve 24887 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan EPMHY’nin 24. Mad- desinde ” …. Lisans sahibi tüzel kişiler tarafından elektiriği kesilebilir” şeklinde iken 01/03/2003 tari- hinde yürürlüğe giren EPMHY’ nin 24.maddesiyle ” ….”ödemelerin zamanında yapılmamsı halinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde, dağıtım lisans sahibi tüzel kişiler tarafından elektiriği kesilir.” hükümlerinin getirildiğini, davacı kurumun aboneleriyle akdettiği Elektrik Abone Sözleşmesi’nin 6.maddesinde” …fatura üzerinde belirtilen süre içinde ödenmediği takdirde …. abonenin elektriği kesilir … Elektirik kesilmesinden itibaren 30 gün içinde borçlarını ödeyerek cereyan açtırma işlemi yaptırmadığı takdirde,Abone hesabı tasfiye edilir ve bu sözleşme yürürlükten kalkar” hükme yer verildiğini, bu durumda “makul kesme süresi olan 2. faturanın son ödeme tarihi olan 01.12.2008 tarihinden itibaren 5. günü olan 06.12.2008 günü abone hesabı tasfiye edilmiş ve bu sözleşme yürürlükten kalkmış olduğunun kabulünün gerekeceğini , Davalı kurumca,sözleşme hükümlerine açıkça aykırı olarak 39 adet fatura bedeli öden- mediği halde, 8 kez elektirik normal kesme ihbarnamesi düzenlendiğini, ancak fatura borçları öden- memiş ve ceryan açtırma işlemi yapılmamış olmasına karşın, Elektrik Abone Sözleşmesinde mevcut “elektrik sayacı sökülüp, aboneliği de sonlandırılır” hükmüne aykırı olarak yasal süresi içerisinde abone hesabının tasfiye edilmediğini ve sözleşmenin yürürlükten kaldırılmadığını, Davalının kendi kusuru ile dava konusu zarara sebebiyet verdiğini beyanla ASIL DAVANIN REDDİNE dair kararın kaldırılmasını istemiştir. Asıl davada davalı/birleşen davada davacı … vekili istinaf dilekçesinde; mü- vekkil kurum ile davacı-borçlu arasında herhangi bir sözleşme olmamasına rağmen kaçak elektrik kul- lanıldığı tespit edilmekle tutanak düzenlendiğini ve bu tutanak gereğince kaçak tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere “Kaçak elektrik tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belgelerden olup ispat yükünün bu belgenin aksini iddia eden tarafa düştüğünü, davacının aksi yönde delil sunmadığını, takip ve dava konusu fatura bedelinin ödenmemesi nedeniyle takip yapıldığını beyanla birleşen dava yönünden verilen kararın kaldırıl- masını talep etmiştir.6100 sayılı HMK’nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Asıl dava, İİK 72. Maddesine dayalı menfi tespit, birleşen dava ise İİK 67 maddesine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir.
ASIL DAVA BAKIMINDAN; Menfi tespite konu asıl alacak, davacı … adına kayıtlı aboneliğin kurulu olduğu adresteki normal tüketimden kaynaklanan toplam 34.543,24 TL tutarında 39 adet faturadan kaynaklanmaktadır. Davacı talebini davalı …’a yöneltmiş, dava dilekçesi, tensip tutanağı ve duruşma günü …’a tebliğ edilmiştir. Cevap dilekçesi ve vekaletname davada taraf olmayan … vekili tarafından ibraz olunmuş ve dava dışı … vekili bazı duruşmalara katılmış ve beyan dilekçesi sunmuş ise de, davacının davada taraf değişikliğine ilişkin bir talebi bulunmadığından … iş bu davada davalı sıfatı kazanmayacaktır. Kaldı ki gerekçeli karar başlığında da davalı olarak … yer almaktadır. Neticede ,normal tüketim bedelinden kaynaklanan menfi tespit talebi ,dağıtım şirketi olan …’a husumet yönetilemeyeceğinden asıl davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerekirken ,yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır.
BİRLEŞEN DAVADA; Alacak dava konusu tesisatta kaçak elektrik kullanıldığından bahisle düzenlenen 24/08/2015 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına ve bu tutanak gereğince tahakkuk olunan faturaya dayalıdır. Dosyaya celp edilen vergi yoklama fişleri vs dosyadaki diğer delillerden tutanak tarihi itibarıyla davacının dava konusu yerde fiili kullanıcı olmadığı, mahallin dava dışı kişi tarafından kullanıldığı, abonelik ilişkisinin de 31/01/2013 tarihinde (tutanak tarihinden önce) sona erdiği göze- tildiğinde davalı …’in takip ve dava konusu edilen kaçak tüketim bedelinden sorumlu olmadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, … vekilinin birleşen davaya ilişkin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince esastan reddine, …’in asıl davaya ilişkin istinaf başvu- rusunun kabulüne, tespit edilen eksiklik yargılama gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 md gereğince, esasa ilişkin olarak yeniden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
K A R A R: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-…’ın birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, B-…’in asıl davaya ilişkin istinaf başvurusunun kabulüyle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kararın asıl dava yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında; 1-ASIL DAVANIN pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE, 2-Alınması gerekli 179,90-TL harcın peşin alınan 589,95-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 410,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine, 3-Davalı vekili lehine AAÜT göre hesaplanıp takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 4-Davacı tarafça yapılan mahkeme masraflarının üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafça yapılan 200,00-TL mahkeme masrafının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine, İstinaf incelemesiyle ilgili olarak; …’tan alınması gerekli 179,90-TL harcın peşin alınan 490,43-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 310,53-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde yatırana iadesine, …’den peşin alınan istinaf karar harcının, istinaf edene isteği halinde ilk derece mahkemesince iadesine, Davacı …’in istinaf sebebiyle yapmış olduğu 149,00-TL istinaf yargılama giderinin davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, İstinaf sebebiyle yatırılan gider avansı bakiyesi varsa, karar kesin olmakla istinaf edene ilk derece mahkemesince iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 13/06/2023